• türkü dinlemeyi ve söylemeyi seven insanların ömürleri boyunca içlerinden en az bir kez geçirdikleri güzel eylem. hele ki; aile türkü dinlemeyi seviyorsa en basitinden annen bile evde temizlik yaparken türkü söylüyorsa sessiz sessiz, ve sen o güzel kadının sesiyle henüz on yaşındayken bile hayallere dalabiliyorsan ve çevrendeki insanların yüzde sekseni bağlama çalıyorsa bağlamaya ne kadar uzak olabilirsin? onun çıkardığı sesin güzelliğine, etkileyiciliğine ne kadar ilgisiz kalabilirsin? bazen bağlama sadece benim ailem için icat edildi zannediyorum. zira bizde bağlama çalmayana kız vermiyorlar.

    ayrıca erkeği karizmatik gösteren şeylerden bir tanesidir. bir de üstüne şelpe tekniği falan varsa aşık bile edebilir. yalnız burada parmakların ve elin güzelliği önemli. çünkü özellikle şelpe tekniğiyle bağlama çalan kişi parmak hareketleriyle insanı büyüleyebilir. bu da bir erkeği çekici bile yapabilir. yani bağlama çalmak birçok açıdan güzeldir.*
  • 8 yaşında başladığım faaliyet. sevmiyordum. ne anlarım o yaşta bağlamadan, türküden. ama yine de aileme teşekkür ettim. yakın zamanda çalmaya başlayacağım tekrar ve bağlamaya aşina olduğum için çalması da daha kolay olacak.
  • bu eyleme olan sevdayı en iyi kıvırcık ali'nin türküsündeki şu cümle açıklıyor:

    "mızrap tetik çekti, tel vurdu beni"

    çalan için öyle bir vurgunluk olsa gerek.
  • bir hırsızlık türü, çok akıllıca olmasa gerektir zira ortalama bir bağlama 150-200 tl arasında değişen fiyatlara sahiptir (bkz http://www.gittigidiyor.com/…mizrapli-calgi/baglama ), ayrıca sahibinin dertli olması mumtemeldir, vicdani olarak daha yıpratıcıdır
  • bir kaç ay önce büyük bir hevesle başlayıp maalesef sonunu getirmediğim eylem. üniversite yıllarımdayken de bir kursa gitmiştim ama sonra öğrencilik hali, kurs için para denkleştiremeyince bırakmak zorunda kalmıştım. şimdi yıllar sonra bağlamamı tekrar elime aldığımda önümde hiçbir engelin olmadığını düşünüyordum. oysa gerçekten de insanın önündeki en büyük ve belki de tek engel kendisiymiş. her gün çalışmayı, bir an önce bir şey çalamamanın sabırsızlığına katlanmayı beceremedim. çünkü hani eline bağlamayı alıp kendiliğinden çalmaya başlayan o mukaddes insanlardan değilseniz, her zanaat gibi düzenli çalışmayı, sabırlı olmayı, emek vermeyi gerektiriyor bağlama çalmak. üstelik öyle bir kaç ayda hallolacak bir iş de değil. bağlama çalan bir arkadaş "normal zorlukta bir türküyü çalmak altı ayını alır insanın" dediğinde hem biraz hayal kırıklığı yaşamış; ama kargacık burgacık çalışıma da teselli bulmuştum, demek ki zaten daha zamanım vardı. ama kurstan bir önceki gün alelacele hocamın verdiği parçayı çıkarmaya çalışıp diğer günlerde bağlamayı elime bile almayınca kendimi kandırmanın alemi yok dedim.
    yine de tamamen vazgeçmiş değilim, vazgeçmiş olmak istemiyorum. umarım yine kendimi kandırmıyorumdur.
  • erkan oğur dinlenilen her anda başarma isteği uyandıran durum.

    bu sene yapacağım artık...
  • 12 yaşımdaydım ilk tıngırdatmaya başladığımda. evde babam çalar ben de yere oturur onu izlerdim. o parmaklar tellere bastıkça büyülenirdim. uzun yıllardır çalmaya çalışırım. duvarda asılı durur. tüm enstrümanlar içinde yeri apayrıdır.
  • üniversitedeyken bir arkadaşım çalardı rüya gibi büyülerdi. o sıralar aldım bende ama o arkadaşla aramız açıldı. sadece kendi çabamla müzik kulağıyla 15-20 türküye kadar çalıp söylemeye kadar ilerlettim. sonra okul bitti iş hayatı derken 7 yıl hiç elime almadım. 2 ay önce gittim yeniden bağlama aldım 1 ay uğraştım yine gerilemişim baya. 1 aydın da elime almadım. ama elbet çalıp söyleyecek kıvama geleceğim...
  • öğrenmem lazım öğrenmem lazım :( diyerek yıllarımı sadece lafta geçirdiğim bi durum , varsa hayrına ders verecek buralarda olacağım
  • türkülere çok yakışan bir eylemdir.

    abim bağlama çalmayı kendi kendine öğrenmişti, nota bilmeden kulaktan çalardı.
    çocukken onun bağlama çalmasını dört gözle beklerdim, elleri bağlamanın üstünde bir o yana bir bu yana giderdi. parmaklarını koyduğu yerleri nasıl aklında tuttuğunu düşünüp hayret ederdim.
    bağlama çalma isteğim her geçen gün artıyordu, abimin bunda payı büyük tabii...

    7 yıl önce gittim kursuna, şanslıydım bağlama hocam her türlü enstrümanı çalabiliyordu, işinin ehliydi. ökkeş hocamın yeri ayrıdır bende.
    çok sevmiştim kursu, elime bağlamayı aldığım anda dünya duruyordu. hocanın verdiği tüm notalara saatlerce sıkılmadan çalışıyordum.

    hocam bağlama almam gerektiğini söylediğinde alamayacağımızı düşünmüştüm ama anneme söyler söylemez kabul etti. o gece heyecandan uyuyamamıştım birkaç gün sonra yepyeni bir bağlamam oldu eve gelir gelmez pratik yapıyordum. sonunda basit parçaları çalabilecek seviyeye gelmiştim artık abimi izlediğim zaman şaşırmıyordum ama abim hala benden çok daha iyi çalıyordu biliyordum :)
    okul başlayınca bıraktım kursu, hâlâ aynı seviyedeyim. amatör olsam da bağlamayı elime aldığım zaman yabancı olmadığımı bilmek güzel hissettiriyor.

    bağlama çalmak hayatımda birçok değişikliğe yol açtı. dinlemeyi öğrendim, çalışmayı öğrendim.
    bir şeyi gerçekten istiyorsam yapabileceğimi gördüm, bağlama çalmanın tellere vurmaktan ibaret olmadığını fark ettim. başarma duygusunu bağlama sayesinde tattım.

    çok sevdim, her şey sevmekle başladı....

    edit : tanım
hesabın var mı? giriş yap