• 4 senedir profesyonel olarak yaptığım iş. (bkz: cocuk bakıcısı). gercekten sabır isteyen, sevgi isteyen bir iş. herhangi bir masabaşı işinde sevmeden bile senelerce çalışabilirsiniz ama cocukları sevmiyorsanız bu işi yapmanız imkansız. aslında yazmak istediklerim cocugunuzu nasıl canavara çevirmeden büyütebileceğiniz hakkındaki fikirlerim. bu işe baslamadan önce dışarda çocukları görüp ayıplardım ama işin içine girince once anne babasını inceliyorum cocuga nasıl davranıyorlar. bence hepimizin çocuk sahibi olmadan önce bir ebeveyn kursuna gitmemiz lazım. özellikle benim gibi yatılı kalan dadıların söylediklerine lütfen kulak verin.
    bugune kadar hiçbir anne- babanın çocuguna objektif yaklasabildiğini görmedim ne yazık ki. o yuzden etrafınızdaki insanların ne dediğini bir kez olsun dinleyin.
    evet çocuğunuz dünyanın 8. harikası ama sizin için. sizin gibi düşünen milyonlarca anne var. tabi ki çocuklarımızı sevicez, korucaz , kollucaz ama lütfen onları bu dünyada tek yaşıyormuş ve herşey sadece onun hakkıymış gibi yetiştirmeyin.
    kendi ebeveynlerinizi çocuğunuzun düzeni hakkında uyarmaktan çekinmeyin. turkıye de en çok duydugumuz şey, buyukanne - dedesine gidince huyu değişiyor bu çocuğun. tabi ki siz onları uyarmazsanız onlarda istedikleri gibi davranmakta özgür olurlar. sizin yasakladığınız bir programı izlemeleri, yiyecekleri yemeleri ya da uyku saatlerine uyulmaması ancak ve ancak çocuğunuza zarar. lütfen bunu göz ardı etmeyin.
    lütfen evinizde , yanınızda çalısan insanlara karşı kibar olun. çocugunuz siz ne yaparsanız onu taklıt edıyor. evinizi temizleyen kişiyi çocuğun gözü önünde azarlarsanız o da aynısını yapmaktan çekinmeyecektir. sonra neden benim çocugum kaba diye aglarsınız.
    çocuklarınızla oyun oynayın, banyo yaptırın, beraber yemek yiyin. tabi ki bunlar bizim işimiz ama çocuğunuzun aile kavramının gelişmesi için en azından o odada bile bulunmanız çok şeyi değiştirdcektir.
    çocuğunuza sorumluluk vermekten korkmayın. örneğin yanında biri olması kaydıyla bırakın döke saça yemeklerini kendileri yesin ama kastın mıncık mıncık elleriyle yemeleri değil. çatal kaşık kullanmayı 1 yaşından itibaren öğretmeye başlayın. motor beceri gelişiminin en güzel antrenmanlarından biridir. kendi bardağını kendisi tutsun.
    oyuncaklarını toplatın lütfen. evet biliyorum etrafın düzenli olması bizim işimiz ama kendi oyuncağını aldığı yere koyması onun işi. bu hem ona oyalanacak vakit sağlar, hem sorumluluk duygusunu geliştirir hem de dikkat eksikliğine yol açacak duyularını tetiklemez.
    bizi işe tecrübemiz var diye alıyorsunuz. lütfen 2 gün sonra sanki 5 yaşında çocukmuşuz da hiçbir sey bilmiyormuşuz gibi davranmayın. evet siz mukemmel bir annesiniz kabul ama ben 7 tane çocuk büyüttüm.
    çocuğunuzun en temel ihtiyaçları uyku-yeme-hijyen - sevgi konusunda lütfen duyarlı olun. evet az görüyor olabilirsiniz ama bu sizin seçiminiz onun değil. belli saatlerde yatması gerekiyorsa siz eve gelene kadar çocuğunuzu uyanık beklettirmeyin.
    çocukları oyuncak , kıyafete bğmayın. illa boğacaksanız kitaba boğun. 3 yasında çocuğun oyun odası adı altında küçük bir mağaza olan odadan üstünü başını yırta yırta boğuluyorum burda diye kaçtığını gordum. dikkat sadece 3 yaşında bu çocuk! ebeveynler kendi çocukluklarında yaşayamadıklarını çocuk üzerinde yaşamaya başladıklarında tabı ki dengeler bozuluyor. hem bu işin sonunda ebeveyn üzülüyor hem çocuk doyumduzlukta tavan yapıyor. bir süre sonra ne alınırsa alınsın mutlu olmayan çocuklar ve sureklie ben çocuklarıma yetemıyorum diye hayıflanan ebeveynler halıne dönüşüyorsunuz. onun yerine karaoke yapın, dans, jimnastik yarışması yapın . beraber yemek pişirin, oyuncaklarını yıkayın. çocukarın nasıl değiştiğine inanamayacaksınız.
    lütfen kendinize ve çocuğunuza karşı dürüst olun. başka çocukta kusur olarak eleştirdiklerinizi kendi çocuğunuzda gördüğünüzde bahaneler bulup örtpas etmeye çalışmayın.
    çocuk nasıl grip olduğunda doktora gidiyorsa, davranışsal herhangi bir problem - kaka yapamama, kardeşe alışma , okula alışma vb- yaşıyorsa doktora gitmekten çekinmeyin. çok basit bir kac değişiklikle hayatınıza kaldığınız yerden devam etmek yerine çocuğu geri dönülmez yollara sokmayın.
    evet sizin çocuğunuzla herhangi bir kan bağımız yok tabi ki sizin kadar sevemeyiz ama biz de onu seviyoruz, koruyoruz kolluyoruz biz de iyi davranışı hak ediyoruz.

    edit : bu arada bu başlık altında yazılanları okudukça ne kadar üzüldüğümü de belirtmek isterim. insanların evlerinde calışan insanlara bakış açıları nasıl bir karakterde olduğunu gosteriyor zaten. en çok beni düşündüren " yolda görsem selam vermem ya da asla arkadaş olmayacagım biri" demiş bir anne. ve o annenin yetiştirdiği cocuğu düşünemiyorum. insanları birbirinden ayıran sadece banka hesabındaki sıfırlar olduğunu düşünen bir kesimle çalışıyorum bir süredir. aynı sofrada yemek yemeyeninden tut, çatal bıçağını, evine aldığı bir kilo yoğurdunu bile ayıran insanlar. biri de bir meslek sahibi olamadığı için üst düzeyde komplex sahibi olmakla suçlamış bir başkası. ne denir ki, 7 sene buyuk bir seramik firmasında iyi bir pozisyonda çalıştım ve genel müdürüm zimmetine para geçirmekten şirketten kovuldu. dava açılamadı çünkü şirket hissedarı de işin içinde vs. şimdi ben bütün genel müdürler ve şirket hissedarları hırsız desem ortalık ayağa kalkar. çünkü onlar eğitimli görgülü bilgili kişiler ama 3. sınıf insan kategorisine giren bakıcılara burda istediğiniz kadar sallayabiliyorsunuz. tabi aynı zamanda iş için seyahate / yemeğe gittiğinizde yavrunuz 38-39 derece ateşliyken o insanlardan medet ummak zorunda kalıyorsunuz. siz cumartesi gününüzü rahat geçirin diye çocuğun ebeveynleriyle yapması gereken bütün aktiviteleri biz yaparken de sorun yok. yokluğunuzda her türlü ana baba avuntusu yaparken , cocuğunuzun mutlu fotolarını whatsapptan size gönderirken de sorun yok. ama iş aldığın paraya gelince " bende bırakıyım işi oh ne rahat çocuk bakıyım, butun gun yayıp duruyolar boşuna okumuşum yeeeaaa" diye ergenleşmek serbest. neden? çünkü siz okumuş kesim, bizim gibi. 3. sınıf insanları her durumda ezmeye hak kazanırsınız . neden ? çünkü bol sıfırlar sizin banka hesabınızda.
    bazen gercekten sizin gibi insanların paralarını kullandığım için zerre pişmanlık duymuyorum.
  • ya bu mesele, samanlıkta iğne aramaya döndü. eğer profesyonel insanlarla çalışacak kadar paranız yoksa, ki bu profesyonellik 5-10 sene çocuk bakmak değil, eğitimli ve aşırı donanımlı olmak demek, mümkün değil uyum sağlanamaz. yani kafası çalışan, bebeğine çok önem veren, rahat olamayan insanlar için imkansız.
    hijyenik açıdan, vicdanen, psikolojik, kültürel anlamda size tam uyan birini bulmak çok zor. bu ülkede sosyal sınıflar arası uçurum var.
    parka bir kadın geldi, bakıcıymış. bu iş yüzünden yıprandığını falan anlatıyor. insanı rahatlatan tarafı hiç olmayan, çok negatif biri. 2 yaşında bebeğe bakıyor. 5-10 dakika içinde çocuğa kurduğu cümleleri ve hareketlerini abartısız yazıyorum:

    - çocuk salıncaktan kedilere bakıyor "bakma napacan onları, iki sallanıp gidecez"
    - çocuk salıncaktan inmek istiyor, kadın nedenini sorguluyor, indirmemeye çalışıyor, çocuk ağlıyor, indiriyor. çocuk çimlere gidip oturuyor, eline çiçek alıyor, tam gülümsüyor "oturma pis topraklara bak götürürüm eve bak götürürüm bak bak" diyerek çocuğu tutup kaldırıyor, çocuk tekrar ağlıyor.
    - çocuk kedilerin yanına gidiyor, uzaktan bakıp merak edip gülüyor "bak ya tırmalarsa bak yapma" diye başlıyor ve ben müdahale ediyorum.

    şimdi soruyorum size, o an çalışmakta olan anne babanın, bı hayal kırıklıklarından haberi var mı? salıncakta dönüp o kadına alışkanlıktan anne dediğinden, parkta rahat vakit geçiremediğindem, doğayı tanıma hakkının elinden alındığından, o gergin kadının verdiği zarardan?

    muhtaçlık, işe mecburiyet durumunu ayrı tutarak soruyorum, hangi kariyer, iş, sosyallik bu mutsuzluktan önemlidir? 2 yaşında bebek size mutsuzluğunu anlatamaz, öyle katlanır duruma sadece. neden ya neden? bi kaç sene yanında duramayacaksanız ya da doğru insanı tutamayacaksanız neden çocuk yapıyorsunuz?

    belki buraya, kafasında şüpheler olan biri gelir okur diye yazdım; çalışmama imkanınız varsa anne babadan biri çocuğun yanında olsa keşke. çalışmama imkanı: çalışmadığında borçtan tutuklanmamak. benim için bu. evladıma et alamam, patates yediririm, üstüme başıma almam, eşofmanla gezerim ama o kadını çocuğuma yaklaştırmam. öyle delirdim ki, zavallıyı hemen eve götürmesin diye tam bir saat oyaladım kadını. ikna ettim çimlerde oynattım, kedilere götürdüm. ben neden o çocuğu n hayatına müdahil oluyorum, ona acıyorum, bunları yapması gerekenler nerede? inşallah hırstan aldıkları evin kredisini ödemeye çalışmıyorlardır da gerçekten paraya muhtaçlardır. umarım. yazık ya.

    herkes tutturdu "ama benim hayatım, bunalıyorum, eski ben olmak istiyorum" diye. ya o bebeğin hayatı?
  • 5 aydir aramama ragmen bulamadigim kisi. ulkemiz kosullarinda calisan anneleri parmaklarinda oynatmaya calisan meslek grubu bence. genel mudurlerin bile ise baslarken bu kadar kapris yapabileceklerini tahmin etmiyorum.yok efendim sabah cok erkendir, yok efendim kahvalti yapmadan ve dus almadan evden cikmamasi prensibi oldugundan yetisemez, kocasi evde erken olsun, gec kalmasin istemektedir, iki aracla ulasabilecegi bir ev istemez, yurume mesafesi olsun ister, evinden el isini getirip onunla oyalanmak ister. bunlarin hepsi simdiye kadarki gorusmelerde edindigim tecrubeler. normalde selam vermeyeceginiz ya da arkadaslik yapmayacaginiz insana cocugunuzu emanet etmek zorunda kalmak zor.. umarim beni yaniltacak ve cocugumu emanet edebilecegim birini bulabilirim....

    4.5 sene sonra edit: bulamadim anasini satayim. anacigima dayadim sirtimi tabiki 3 sene kadar. sagolsun ve hep varolsun.
  • bir meslek sahibi olamadığı için üst düzeyde kompleks sahibi olan insanlardır bunlar..çoğu okusa ne kadar başarılı olacağını anlatır ve okumuş çalışan annelerin canına okumak için ellerinden geleni artlarına koymazlar..mesai saatleri söz konusu olduğunda sorumluluk duyguları her an sıfırlanabilir..pazar gecesi saat 22.30 da veya pazartesi sabahı 8.00 de arayıp gelemeyeceklerini söyleyip işe gitmesi gereken annenin gününü kabusa çevirirler..en kötüsü de döndüklerinde hadlerini bildirememenin verdiği sıkıntıdır,zira yarın yine işe gidilmesi gerekecek ve çocuk bakıcısına ihtiyaç duyulacaktır..çoğunun sinirsel rahatsızlıkları vardır ya da siz işe aldıktan sonra ortaya çıkar..doktora gitme ve tahlil yaptırma konusunda bütün ev halkına iki kere tur bindirme yetenekleri vardır..ailevi sorunlarını sürekli çantalarında veya ceplerinde taşırlar ve sık sık önünüze atarlar..derdinize yanmanız için asla vaktiniz olmaz böylece,zira onların dertleri herkesinkinden önemlidir..
    (bkz: çocuk bakıcısının maymunu olmuş anneler)
  • bir anne olarak tamamen şans faktörüne dayalı olarak iyi bir bakıcıya denk geldiğinizi düşündüğüm meslek grubu. ben evden çalışıyorum, dolayısıyla ben çalışırken bebeğime bakacak birinin evde bulunması gerekiyor. ama bir türlü şansım yaver gitmiyor. bir sene içerisinde tam 3 tane bakıcı değiştirdim. seçim yaparken yanlış yaptığım ortada, ama nerede yanlış yapıyorum bilmiyorum.

    yani demem o ki, iyi bir bakıcıya denk gelirseniz sakın bırakmayın. insanın minicik bebeğini hiç tanımadığı bir insana emanet etmesi gerçekten çok zormuş.
  • mature isimli danismanlik firmasinda calisanlar, kendilerine ev ogretmeni denilmesini isterler, is tanimlarinda da, kontratlarinda da bu yazilidir.

    biri telefonla aradiginda "kiminle gorusuyorum?" sorusuna "ev ogretmeniyim" seklinde cevap alirlarsa, tanidiklariniz, 'ne ya cocuga 1 yasinda ne ogretmeni tuttunuz' dediginde, uzatmayin, 'fransizca' filan diye cevaplayin.

    (bkz: mature)
    (bkz: ona gore)
    (bkz: yerse)
  • yaptıkları iş hiç kolay değil fakat günümüz şartlarında asgari ücretin bayağı üstünde bir maaş talep etmelerini de anlayamıyorum. sonuçta ev konforunda çalışılan, hayati riski/ meslek hastalığı olmayan, kimsenin diploma sertifika vs sorgulamadığı bir meslek dalı. buna rağmen bu işi yaptığını beyan edenlerde genelde siz bana muhtaçsınız ben ne dersem o olacak davranışı seziyorum ve bu onlara daha önyargılı yaklaşmama neden oluyor.
    bir de 'siz canınızı emanet edeceksiniz paranın lafı mı olur' diyen bir tayfa var. güzel kardeşim, ben işe dönüp eve ikinci maaş girsin bir rahatlayalım diye bakıcı tutuyorum kazandığım tüm maaşı bakıcıya vereceksem, ekstradan neden iş yorgunluğunu yaşayayım ki hani varsa daha mantıklı bir çözümün söyle ikimiz de rahatlıyalım? sözün özü anası babası danası yanında olanlar o kadar şanslı ki hayatımda hiç problem yokmuş gibi bir de bakıcı problemi ile karşı karşıyayım hayatımda ikinci kez keşke ailem yanımda olsa cümlesi kuruyorum ki 18 yaşımdan beri ailemden uzakta bozuk klozetini bile kendi tamir eden biri olarak yaşadım şimdi düşünüyorum da yemişim ben böyle hayatı be, keşke ailem hep yanımda olsaydı.
  • bakici evden gider komsu gelir der ki bu kadin bebege cok bagiriyor. sus diyorum sana diyor ve telefonda konusuyor. kafadan asagi kaynar sular dokulur. bakici hemen isten cikartilir bir de yeminler eder cocuklarinin uzerine. 1 yasinda bebege sen nasil bagirirsin biz sesimizi yukseltmiyoruz.
    neyse sadece 2 haftada kurtulduk ona seviniyorum ama hala ellerim titriyor. bakici turk bu arada, yaziklar olsun.
    edit: bakicinin ucreti odenir, kendisi hemen beddualar iceren bir sms atar niye beni isten cikardiniz iki yakaniz biraraya gelmesin diye. umarim baska edit yapmam.
  • yabancı bakıcılar için 2014 senesinde ortalama aylık maaş civarı 600-700 dolar arasında. izin parası diye bir şey de var haftada bir gün (anlaşmaya göre iki hafta vs de olabilir) 24 saat izin alıyorlar bir de üstüne o gün için ekstra bahşiş benzeri (15 dolar vb.) bir para daha alıyorlar. bakıcı aracılığı yapan kişiler (bakıcı brokerı olsa gerek) emlakçı gibi bulunca sizden 1 aylık para alıyorlar, duruma göre bakıcının kendisi ile %50 %50 paylaşıyorlar, hepsini kendine alan aracı da vardır. bakıcıların kendi aralarında bir networkü var kim kime nerde ne kadara nasıl şartlarda çalışıyor biliyorlar.
  • cocuklarin genellikle cici anne, x anne seklinde hitap ettikleri kitle. zaman zaman bakicilarin kavramlari karistirdiklari kendilerini anne gibi gordukleri durumlarda yasanir ki buna aninda mudahale etmek ve cocugun kafasinin karismasini engellemek gereklidir.

    1.cocuk: dun annem isi yuzunden eve gec geldi, o yuzden obur annem evden gec cikti.
    2.cocuk : ne diyosun sen ya bi cocugun bi tane annesi olur
    1.cocuk : yok benim iki tane, birisi gelince digeri gidiyor, digeri gelince oburu gidiyor, birisi gunduz birisi gece evde oluyor.
    2.cocuk: hadii bee, baban da mi iki tane ?
    1.cocuk: yook o tek.
hesabın var mı? giriş yap