• 1967 tarihli atif yilmaz filmi.

    yapim yesilcam'in alisilageldik yordamlari, kurgusu, anlatimi cercevesinde kadraji kenar mahalleye, pılık pırtık adamlar'a, yoksullarin yasamina, sorunlarina basariyla cevirmesiyle dikkat cekiyor.
    donemine gore kurgusu, goruntuleri, hele de ritmi hic zayif degil. belki caginin "agir roman" turevi diye dusunulebilir (bittabii edebi acidan oylesi roman derinligi yok).
    genis acidan bakildiginda, gecmisin turk, iran, misir, hindistan sinemalarinda benzesen, sikca gorulen geleneksel, folklorik anlatimlari, celiskileri, kurguyu takip ettigini soyleyebiliriz.

    baslica rollerde yilmaz guney, nebahat cehre, candan isen, sami tunc var. oyuncu kadrosunda ayrica ersun kazancel, ugur say, danyal topatan, ergodan akduman, meral kucukerol, mustafa alabora, ahmet turgutlu, huseyin kutman, lutfi engin, nermin ozses, birsen gokgucu, emire erhan, resit cildam, hakki haktan, erdal ozyagcilar, yusuf cagatay, ahmet karaca, tulin oral ve sehr-i istanbul (bilhassa balat civarlari) goze carpiyor.
    abdurrahman palay yilmaz guney'i, suna pekuysal ise nebahat cehre'yi seslendiriyor.
    seslendirmelerde kenar mahalle agzi, yerel soyleyisler neredeyse hic yok. yesilcam kaliplari, yapay vurgulari, kibarliklari bolca. bir planda cocugun biri de koca adam sesiyle goruntuye girip kulak tirmaliyor.

    filme guncel bir bakista, donemin yesilcam basmakaliplari, teknik arizalari, curuk erkeklik - kadinlik yaklasimi, ayipli soylemleri, abartili dovus aksiyonlari gozleri kanatiyor.

    yilmaz guney filmografisi icinde “balatli arif”, guney'in politik mesaji arka planda birkac ayrintidan ibaret ilk donem (70'lere kadarki) sanayi tipi filmlerinden sayilabilir.
    bu ilk donemde animsanacagi uzere; guney ezilen tarafta, kosullarin kotuluge ittigi, ayaklari uzerinde durmaya calisan, bireysel olarak iyilik etmek adaleti saglamak gayretinde, cogunlukla da nihayetinde yenilen karakterleri oynamisti.

    unsal oskay’in popular kultur cozumlemesini animsarsak:
    “cesitli donemlerin, ‘bestseller’larinda cok onemli ortak ozellikler bulunmaktadir. bu ozelliklerin basta gelenleri, topluma uyumlanmayi kolaylastirici davranislari, degerleri, eylem bicimlerini ogretmekte olma ozelligi ile; topluma uyumlanmanin yarattigi ezikligi, horlanmisligi, doyumsuzluklari telafi edici masalsi anlatim ve yari mistik yaklasim olmaktadir.”
    guney’in ilk donem karakterleri, oskay’in cozumlemesindeki ikinci bolume denk dusuyor. donemin calkantili toplumsal, ekonomik, politik ortaminda dislanmis, horlanmis, berelenmis kalabaliklar boylelikle guney’in canlandirdigi kimselerle ozdeslesebiliyordu. guney ile izleyici kutleler arasindaki cok kuvvetli bag boylece sekillendi.

    filmlerinde halk kitlelerinin bogustugu sorunlarla ugrasan, gercek yasamin icindeki olaylarla herkes gibi bas etmek zorunda kalan guney, kadim hint – ortadogu folkloru, masallari, eskiyalik hikayeleri ezgileriyle motifleriyle beslenmis yapimlar uretti. bunun icindir ki, guney’in perdeye dusen golgesi amcalarimizi, dayilarimizi, teyzelerimizi, ablalarimizi derinden etkilemis, adeta buyulemisti. cagin zorluklarina, sorunlarina, celiskilerine, hayat irmaginin siddetli akisina karsi duruslarini tartarken, belirlerken, olgunlastirirken, donemin gencleri guney’in bakisindan, anlatilarindan, sozlerinden etkilenmislerdi.

    bu baglamda “balatli arif”te, tibbiye ogrencisi arif’in yoksul halka vari yogu dagarcigindaki bilgisiyle, gecesini gunduzune katip calisip ogrendikleriyle yardim etmeye calismasi dikkat cekici. yirtmaya, koseyi donmeye, kendini kurtarmaya, parayi verip dudugu calan olmaya cabalamiyor. dile getirdigi duslerde, tasarilarda mahalleliye, yoksula, garibana sahip cikmak, yardimci olmak var hep. belki bu manzara, donemin ilerici ikliminde buyuyup gelisen gencligin kalbine, halkci, toplumcu, ulkucu, ozgeci dusuncelerin, savasimlarin tohumlarini serpmistir.

    filmi besleyen celiskiler soyle ozetlenebilir:
    yoksul - zengin
    avam - soylu, burjuva
    maco, sert - kibar, centilmen
    cahil - okumus, ogrenci
    ahlak, namus - yozlasma, dejenerasyon
    hakikat - yalan
    gecekondu, varos, ceper - apartman, nezih, merkez
    at arabasi, arabaci - otomobil, sofor

    kaynakca:
    www.sinematurk.com
    www.kameraarkasi.org
    atman, z., (2000), “yılmaz güney: topraksız köylünün isyanı”, yeni insan yeni sinema, sayı 8
    varol, fahrettin, (2006), “yilmaz guney sinemasinin ideolojik ve gercekci sinema dilinin cozumlenmesi”, yuksek lisans tezi, ordu universitesi
  • en bi sevdiğim çirkin kral filmlerinden
  • hakkında şimdiye kadar nasıl yazmamışım, hayret doğrusu. başrollerinde aynı sene evlenen yılmaz güney ve nebahat çehre'nin oynadığı 1967 yapımı şahane bir atıf yılmaz filmi. tıbbiyeli arif'in öğrenci haliyle tüm mahallelinin yaralarını sarmaya çalıştığı, yer yer hüzünlendiren, çokça güldüren, aralarda düşündüren, zengin kadrosu ile gözlerin kamaştığı, balat'ı, haliç köprüsünü, nişantaşı dolaylarını, beyazıt'ı en sade halleriyle gösteren eski istanbul filmlerinden.

    yılmaz güney'i, nam-ı diğer balatlı arif'i özellikle ders çalıştığı sahnelerde tebessümle izlemiştim. arşivleri şöyle bir karıştırınca yine böyle ufak tefek tıbbi bilgiler veren başka bir yeşilçam karakteri hatırlıyorum, otobüs yolcuları filmindeki suna pekuysal. o da anatomi sınavına hazırlanıyordu otobüste, yolcuları ürküten iskelet adamıyla.*
  • yılmaz güney'i tıp öğrencisi rolünde de görmek varmış. hoş bir film idi ama görüntü kalitesi malum kötü olmasa
  • canım yılmaz :)
    taksici sahnesi efsanedir ahahaha
    tıp öğrencisi arifin parası yoktur, kızın yanında bozuntuya vermemek için taksiye binmek zorunda kalır, taksi kızın yanından uzaklaştıktan hemen sonra taksiciyle arasında şöyle bi diyalog geçer.
    -nereye?
    -köşeyi dönünce dur abi (sessizlik ve taksiciyle bakışma)
    param yok abi
    -sen benlen alay mı ediyorsun? paran yoksa ne diye taksiye bindin? daha siftah bile etmedik
    -karambola geldik abi, bi karamboldur oldu işte, al cebimde ki son meteliğim bu
    -nieehhh
    -biraz daha konuşursan dayak yersin(ve efsane para veriş ahahahah)
    işte bu sahnede geçen karambola geldik abi cümlesi harikadır ahaha, çoğu yerde kullanmışlığım vardır ve o durumu daha iyi ifade eden başka cümlem yok ahahaha
hesabın var mı? giriş yap