• "ve biiiz linç edildik, enver"

    değil mi, tüh tüh... linç edilmişler, çok üzücü doğrusu...

    linç deyince aklıma geldi, zaten çıktığı hiç olmuyor da;

    (bkz: ali ismail korkmaz)
  • bu kişi hakkında sözlükte aklıma geldikçe yaptığım bir hatırlatma var. baktım uzun zamandır yapmamışım.

    kendisi kabataş provakasyon komplosunun baş aktörlerinden biridir. sözde kabataş vakasından sonra ölen her gencin ölümünde payı vardır. şimdi karnı tok, altı sağlamdır, ama bir gün mutlaka adalet önüne çıkacaktır.
  • bu insana kim niye bu kadar para vermekte ve yazıişleri müdürü yapmaktadır diye kafa yormama sebep olmuş, kafamı yormuş, sinirimi bozmuş bir insandır.
    sadece haftasonları bir gazetenin inciğini cinciğini okuyabildiğim için onun da yazılarına bakıyorum.birileri benimle kafa buluyor hissi yaratan yazılarının içeriği hep aynı;

    -5 gün için amerikaya uçtum. kocam bana -sen çılgınsın!- dedi. zaten git gel 2 gün.
    -nicholas cage ile otelin asonsöründe karşılaştım. (artık nasıl bir otelde kaça kalınıyorsa...)
    -lutfhansa resmen bir rezilliğe imza attı. bayat sandviç yedik!
    -hafta sonu londradaydım. kocam, -gitmişken çarşambaya kadar kal- dedi. kocamı seviyorum.
    -londrada herkes shery içiyor. en trend mekan da x cafe. alışverişten yorulunca ben de sherymi yudumlayıp dinlendim.
    -rene zellweger' le otelde karşılaştım. saten gömleği çok yakışmıştı.
    -british airways bizi havaalanında 4 saat bekletti ve cam kenarına oturtmadı.
    böyle rezalet görmedim.

    işte pamirden 6 hafta idare edecek konu başlıkları.

    bak ablacım; ayıp diye bişey var. bugün bi mühendis amerikaya gidiş geliş uçak bileti parasına bir ay çalışıyor. yılda 5 gün dahi tatil yapamayan 100 binlerce çalışan var. şeri umrumuzda değil zira londradaki trendy kafeden önce bigben' i, british museum' u ve daha bir çok yeri gezmek ister normal bi insan. ben şahsen içki içmek için yurtdışına giden adam tanımıyorum, varsa da tanışmak istemiyorum.

    bu insanın yazdıkları turkiye nufusunun yüzde kaçına hitap ediyor merak ediyorum. bence aylık bi dergi çıkarsınlar, 30 milyona falan satsınlar. ertuğrul özkök gecekonduların villa gibi olduğundan dem vursun, engin ardıç bayrampaşa sokaklarının köle götü gibi koktuğundan bahsetsin, bu balçiçek kişisi de newyork' ta en şahane bloody mary yapan yerler kitapçığını hazırlasın promosyon olarak.

    benim haftasonu gazetemi işgal etmeyin lan şeri meri...
  • linc edildik demis. hayir yavrum ali ismail linc edildi. senin ise sucun sesli olarak soylendi sadece. ve insanlar senden farkli olarak sucunu seslendirmek icin goruntulerin cikmasini beklediler. (senin yapmayi tercih etmedigin bir sey bu)

    senin "e kadin oyle dedi" gibi cocuk bile kandiramayacak seviyedeki savunman, aslinda buyuk olcekte akp'yi desteklemek, akp secmeninin gozunde gezicileri seytanlastirmak amacini ve cikarlarin icin (bir zamanlar soylu olan) meslegini bu yolda kullandigin gercegini ortemiyor.

    herkesin hatalari vardir ama toplumunun %99'unun yanlisliklari ve karaktersizlikleri 1-2 kisiye zarar verir. siyasetci, gazeteci, fikir adami vb. isen hatalarin milyonlari etkiler ve gunahin milyonlarla carpilir. umarim cezan da milyonlarla carpilir.
  • hakkında 7 entry girilince üstüne işediler sandığım kişi
  • vicdan yapmış gazeteci.

    bildirisinin tercümesi; midem izin verdiğince pislik yaptım, yeterince para toparladım, artık yeter yüzüne bakabileceğim 1-2 insan kalsın bari (başta kendim).
  • hayranım kendisine.

    bu kız bi acayip. politik olanını gördüm, ama bu kız süper bişi. dillere destan, dünyanın hiç görmediği, insanoğlunun şahit olmadığı bir dehayla bezenmiş. bir laf çevirme, bir manevra kabiliyeti, sorma azizim.

    bugün emrah serbes'e "ertuğrul özkök ahmet kaya'ya yazdıklarından dolayı utanmıyor" der.
    bak, kalıbımı basarım, yarın ertuğrul özkök konuk olsun, "ahahaha, her zaman sözü dinlenen, kamuoyuna yön veren bir gazeteci oldunuz, bunu nasıl başarıyorsunuz?" diye sorar.
    (doğan ve ciner değişkenleri gözardı edilerek hesaplanmıştır.)
  • hiç bir zaman görüntüleri görmediğini söyleyen, lakin, gündüz vakti kabataş'ın ortasında 80-100 tane blue oyster kaçkını, üstü çıplak, deri pantolonlu adamın bebek arabası olan da bir kadını çevirip üstüne işediklerine, bir yaşlı adamı dövdüklerine inanan insan.

    inanan diyorum, zira, inanmadıysa neden anlattı? neden yazdı?

    yemiyoruz balçiçek! yok, gerçekten samimiysen anlattıklarında, yaptıklarında, kalemi, mikrofonu falan bırak, zira, istanbul'da yaşayan ortalama zekaya sahip 10 yaşında çocuk dahi;

    "gündüz vakti kabataş'ın ortasında 80-100 tane blue oyster kaçkını, üstü çıplak, deri pantolonlu adamın bebek arabası olan da bir kadını çevirip üstüne işediklerine, bir yaşlı adamı dövdüklerine",

    inanıp, böyle bir beyanı ciddiye alıp, sonuçlarının ciddi olacağını bile bile eşyanın doğasına aykırı böyle bir saçmalığı ona buna anlatmaz.

    gazetecilik çoluk çocuk işi değil! yalancıların işi hiç değil!

    edit : enver aysever'in ayar üzerine ayar verdiği programın videosunu izledikçe içimin yağları eriyor. görüntü izlediğini hiç söylememişmiş balçiçek ilter. be annem, sana görüntü izledin, izlemedin diyen yok ki, neden fallacy yapıyorsun? sana sorulan şu, kendi zekan, bilgin, gazeteciliğin ve hayat tecrüben açısından değerlendirdiğinde, gündüz vakti kabataş'ın ortasında 80-100 tane blue oyster kaçkını, üstü çıplak, deri pantolonlu adamın bebek arabası olan da bir kadını çevirip üstüne işemeleri, bir yaşlı adamı dövmeleri eşyanın tabiatına uygun mudur, değil midir? sen bu soruya bir cevap ver, ondan sonra, suçlu musun, değil misin, tartışalım.

    editin editi : yazar, üstteki editte g.te g.t demek falan istememiştir, bildiğin g.te g.t demiştir. o iddia eşyanın tabiatına aykırı, g.t gibi ortada olan gerçek de bu.

    haysiyete, insanlığa, ara, hayaya çağrı editi : aşağıdaki yazısında görülen kısımdan da anlaşılacağı üzerezehra diye özellikle isim belirten, ama "canlar", "bir çok", "insanların" gibi belirsiz özneye atıf yapan ifadeler kullanan "gazeteci" ali ismail korkmaz, berkin elvan ya da ethem sarısülük'e özel bir tane köşe yazmaz mı ya? bir tane program yapmaz mı? tek tek bu ölen canların hesabını soran, yakınlarının, sevenlerinin, ailelerinin acılarını anlatan bir tane yazın, programın var mı sayın ilter? hani çok insanız ya, zehra insan da, ali, ethem, berkin insan değil mi?

    --- spoiler ---

    gezi olaylarında şiddeti gördüm yaşadım, o gençlerin nasıl bir nefrete maruz kaldığına tanık oldum. ama bu zehra’nın yaşadıklarını değiştirmez... gezi sürecinde çok insanlık suçu işlendi, canlar gitti, uzuvlar kaybedildi, insanların onurlarıyla hoyratça oynandı. zehra’nın yaşadıkları bu insanlık ve nefret suçlarından biridir. nokta!
    kimsenin kimseyi ikna etme durumu da yoktur!

    --- spoiler ---

    bazıları vitrin önünde insanlık derken perde arkasında yalakalıkta, çanaklıkta suçüstü olunca, toplayamıyor ardından. bazıları ama bak, belirli biri değil!

    katılımcı yazar editi : do not panic sağolsun. balçiçek "hanım" heyecandan morlukların hangi bölgede olduğunu da yanlış hatırlayıp yanlış yazmış anlaşılan.

    adli tıp raporu

    (bkz: balçiçek ilter'in gördüm dediği morluklar)
  • merhaba balçiçek hanım,

    sene 2004-2005 falandı, belki de birkaç sene sonrasıydı, emin değilim. adınız balçiçek pamir'di. o zamanlar benim yazılarımı okumuşsunuz, beğenmişsiniz. görüşmeye çağırmıştınız. çok yaratıcısın, okulunu bitirince yüksek lisans yap gazetecilikte, yanıma gel demiştiniz. sabah gazetesi'nde yazı işleri müdürüydünüz.

    epeyce sohbet etmiştik, gülmüştük. pek tatlıydınız, pek sıcaktınız. şaşırmıştım hatta, benden geç kaldığınız için özür dilemiştiniz defalarca. hava soğuktu ve sümüklerimi çekiyordum, "hasta olma sakın, dur ben sana bir sıcak bitki çayı yaptırayım" demiştiniz anaç bir tavırla. televizyondan bahsetmiştiniz, televizyona çıkmaya çekiniyorum, acaba yapabilir miyim demiştiniz. görüyorum ki yapmışsınız.

    yemin ederim hiç de şu an televizyonda, gazetece gördüğümüz gibi değildiniz. size bir haller olmuş, ya da ben o gün sizi çok yanlış tanımışım. bilemiyorum. o gün bana bir sürü öğüt verdiniz, dediniz ki senin yazman lazım, yaratıcı yazarlık yapman lazım, sakın yazmayı bırakma. ülkenin gidişatından dem vurdunuz, memnun değildiniz. bana basın camiasında nelerle karşılaşabileceğimi anlattınız. hepsiyle de karşılaştım, bir kısmıyla da sayenizde karşılaşmış olmak çok ironik değil mi?

    sene oldu 2015, ben sözlük dışında yazmıyorum artık. yıllar geçti, ülke değişti, siz balçiçek ilter oldunuz, sonra bir baktım kabataş dediniz, türbanlı bacımıza işediler dediniz, mağduruz dediniz. ve ben seneler önce tanıştığım o kadının siz olduğuna inanamayarak izledim hepsini.

    sizinle görüştüğüm sene ben daha ergen sayılırdım zaten, çok umutluydum, süper bir yazar falan olacaktım. ama artık bu ülkede nasıl yaşarım derdindeyim. meğer ne kadar ayrı dünyaların insanıymışız. bir insanı tanıyamama konusundaki en büyük başarım sizsiniz. ben sizi çok yanlış anlamışım, ergenliğimden herhalde.

    geçen yıllar boyunca gözümde yerle bir olan duruşunuza bir de kabataş'ta deri pantullu, bdsm fantezisi kaçkını adamlar işedi balçiçek hanım. merhaba, yeniden tanışalım mı?
hesabın var mı? giriş yap