• namı diğer baldurs gate 2. yine çok başarılı yine çok zevkli yine sabahlara kadar monitör başında oturma sebebi. ilk oyuna göre kolaylaştırılmış ama öyle böyle değil, yine şahane. npc'ler çoğalmış, oynama süresi 300 saat olmuş. leziz.
  • forgotten realmsta geçmesine, ekstra zor bulunan ve özel bir kılıç olan katananın magicalına kadar bakkalda satılmasına , dedemleri troll yedi gidip bi bakalım gibi görevlerine rağmen oynanabilecek bilgisayar frpsi.
  • side quest konusunda abartmış olması, gereğinden çok daha fazla adventure ağırıklı olması ile beni zaman zaman fena halde baydı ve üzdü. senaryo da biraz acele kotarılmıştı sanki. bi irenicus bi bodhi kovalamakla geçti koca 300 saat. ayrıca partimdeki npc'lerin kafalarına göre basıp gitmelerini, hain çıkmalarını, zorla duygusal ilişkilere zorlamalarını da kınıyorum. npc dediğin söz dinler. edwin odesseiron'u ayrı tutuyorum. red wizard'ların en çılgını, ayar verdiği zaman daha süperdir. ama bu oyun ilk bg'nin ve onun expansion'larının tadını kesinlikle vermez. oynanabilirliği daha kısıtlı bir senaryosu, çer çöp side questleri var. 2,5 kere oynadım oradan biliyorum.
  • büyük hevesle aldıgım ama ne yazık ki çok iyi düşünülmemiş oldugunu gördügüm oyun.yine de saatlerce başından kalkamadım ayrı konu.
  • çok hoş birincisi kadr güzeldi ama sadece 4 tane evil npc wardı.buda olayı mahvetti 4 kişi gezmiyeyim diye helede korgan ın yanına bir fighter bulana kadar cnm çıktı.1.cideki gibi keşke çok npc olsaymış.throne of bhaalda fena deil lvl 40 a kadar çıktığın için ama genede birşeyler eksik kalmış gibi konuda...
  • ilk oyuna göre kolaylaşma sebebi 89.000 xp ile başlamanızdır herhalde.. yine de mekanlar, encounterler*, senaryo güzel..
  • oyunda gözüme ilişen bir kaç problem varsa onlarda quest aldığınızda onu yapamadan bir sürü yeni quest gelmesidir..
    misal sizin bir göreviniz vardır onu yapmak için bir yere girmeniz gerekmektedir. gidersiniz kapısına kapıdaki adam benim için bir şey yap öyle içeri alayım der.. adamın dediğini yapmaya gidersiniz başka adam başka bir şey ister.. quest almaya korkuyor insan sonunda..
    sonra bir tapınağa elinizi kolunuzu sallaya sallaya girip ordan priest'in holy sembol'ünü alabiliyorsunuz, bir kişi de çevirip sormuyor nesin necisin diye..
    sonacıma harper'lerin sığınağından çağırıyorlar gidiyorsunuz size saldırıyorlar sizde kaçıyorsunuz, yanınızdaki harper durmadan gidelim sığınağa diyip kafa bırakmıyor..
    bir de combat sırasında yaralanan elemanları combattan uzaklaştırınca direk role playe giriyorlar combat ortasında hoş diil tabii.. ama saatlerce başından kalkmıyorum o da ayrı..
  • ilk baldurs gate'in verdiği bambaşka bir alemde dolaşma hissini vermese de, hikayesi yaqarinin dediği gibi, protagonist ekseninde dönmese de, "seviyorum işte, var mı diyeceğin?" diye diye, bir gaz ile oynanmış, tadı damakta kalmış bir oyun. finalde npclerin sonraki hayatlarında neler yaptıklarının anlatıldığı bölümde beraber saatler geçirilmiş, nice dragonlar, sarevoklar, irenicus'larla savaşılmış dostlarımızdan ayrıldığımızdan dolayı insanı hüzünlendirmiş oyun.
  • şu sözlükte bir allahın kulunun çıkıp da "bu haksızlık ama yaaa" diye şikayet ettiğini görmediğim cinsler arası ayırım yapan oyun. kardeşim olur mu, nedir erkek karaktere maaşallah hem sarışınından, hem kumralından, hem esmerinden * (bir tane de kızıl var hatta, ensest fantazi için) 3 tane hatun, ama iş bayan karaktere gelince kıytırık sarhoş ve ibne tipli bir "paladinimsi" vermekten daha cömert davranmamışlardır oyunun yaratıcıları. şöyle ağız tadıyla güzel bir kızıl saçlı büyücü yahut evil seductress yaratamazsınız, zira karizmatik erkek npc yoksunu bu oyunda ya bu anomen denen herife yar olacak ya da abazan kalacaksınızdır. bari throne of bhaal'de sarevok yavşasaydı be. (evet niyetim bozuk olabilir. ne var?)

    edit: sanırım benim gibi düşünenler çoğunluktaymış ki n kadar npc romance'i yazılmış. benim şiddetli tavsiyem solaufein modudur. bir de kelsey var ki aman diyeyim, ancak bhaal'in kızı olan karakterinize "bak bal aldım arı kovanından parmağımdan yalasana şekerim" diyen bir şebek istiyorsanız alın tabii. (ben galiba parmağını ısırmıştım herifin hatırlamıyorum.) en son forgottenwars.net'te lathander cleric'i bir npc geliştiriyorlardı ama bitirdiler mi bilemeyeceğim. bu arada hedef kitle yine önplana çıkıyor tabii, eh erkek milleti üç çeşitle yetinmez misali female npc modları da var tonla. (nalia ve imoen romance'i de bunlara dahil.) diğer modlardan ascension da çok başarılı bence, tavsiye ederim.
  • şaka bir yana, oynadığım en iyi atmosfere sahip frp oyunlarından biridir kendileri.* mesela icewind dale da atmosfer açısından çok başarılıdır ama buradaki interaktif ortam, karakterler arası diyaloglar ve detaylar ezer kanımca. (ki zaten icewind dale daha farklı bir konsepte sahiptir.) yalnız mekan tasarımlarında (ust natha dışında) pek aradığımı bulamayınca hayal kırıklığına uğramıştım, özellikle çok daha zarif bir suldanesselar beklerken. plotlar sanki biraz aceleye gelmiş gibiydi, ama side questler, özellikle de npc'lerinki epey sağlam ve değişikti. (bkz: edwina)
    ilk oyundan sonra bunda aradığım tek şey, haritanın her karesinde bir bölgenin oluşuydu. burada çok daha az bölge vardı, yani isteyince kendinizi dağa bayıra vurup kuş sesleri eşliğinde dolaşamıyordunuz. bir diğer sıkıntım da, throne of bhaal'in aradığımı verememesidir. ben isterdim ki, ikinci oyundaki yerlere filan da geri gidebilelim, ama olmadı nitekim. (salla pocket plane'i, ben planar sphere'imi özledim...)
hesabın var mı? giriş yap