• şansa, ederlezi dinlerken okuduğum ve hatırladığım olaydır.

    flaşbekler falan insan bir hoş oluyormuş.
  • bu konuda bir manyak kendim olduğunu düşünürdüm demek öyle değilmiş :))

    balkon demirini ısırmak yoluyla öğrenilir. arkadaş ne tuhaf bir varlıkmışım belli değil.
  • bunun tadını bilen çocuklar, gençlik zamanlarında dersaneye giderken otobüslerin tutunma borularındaki boyası aşınmış yerlerin tadını ellerine bıraktığı kokudan tanırlar.
  • başlığı okur okumaz, beynimin birden bana hatırlattığı üzeri pütür pütür olmuş soğuk demirin kokusudur. aynı zamanda çocukluk anılarını da beraberinde akla getirir.
  • kaybolma ve kaçırılma korkusu nedeniyle ismini tükenmez kalemle vücuduna yazan çocuklar iyi bilir bu tadı.
  • tecrübeyle mümkündür.
  • beni birden 7 yaşıma döndürüp demirlerin arasından baktıran eylemdir. karşı bahçede kara üzümler ne de güzel olmuştur, nasıl da bağır çağır bir sokaktır çocuk dolusu...
  • (bkz: küçükken yapılan salaklıklar)

    ayrıca bu demirin tadını bilen nesil efsanevidir.
  • nedendir bilmiyorum ama benim de o balkon demirini yalamışlığım vardır. hani o demirin ağız buruşturan hafif paslı tadı... gerçekten ilginç. ülke olarak topluca balkon demiri mi emmiklemişiz n'apmışız. ne acayip çocuklarmışız değil mi? balkon demiri niye yalanır ki. aslında mantıklı bir açıklama yapmak gerekirse; merak etme duygusunu en yoğun yaşadığımız dönemlerde boyumuz balkon demirine yetecek boydaymış demek ki.

    hani annemizin babamızın rahatça balkon demirlerine dirseklerini koyup, bizim de kendi kafamızı kalp şeklindeki balkon demirlerinin arasına sıkıştırmaya çalıştığımız hayal meyal hatırladığımız bir dönem vardır. işte o dönem bu dönem arkadaşlar. mahalleye yeni taşınan tuhaf tipli çocuklar dönemi, sürü halinde dolaşan köpekler mevsimi...
hesabın var mı? giriş yap