bir bahar akşamı 2 salağa hayatlarının dersini vermiş güzide öğretmen.
bahsi geçen muhteşem ekip bir cumartesi akşamı boş boş oturulurken evin diğer ahalisinin taksime gitme teklifine olumsuz yanıt verir ve gençlerin taksime gitmesi sözde daha yaşlı ikilinin evde oturmalarına karar verilir, bu sebeple dışarı çıkan grupta evin anahtarını almaz.
muhteşem ikili madem evde oturuyoruz öyleyse neden içmiyoruz sorularını birbirlerine sorarken kendilerini tekel bayisinde viskileri tartışırken bulur. içlerinde en bilinen isimli ve en alınable fiyatlı olanı seçerek eve gelir. evde yanında ne yesek ne içsek araştırması yaparken çıkan sonuç 1 şişe ballantines, 1 şişe soğuk su, 2 paket winston sigara ve 1 paket backwoods yumuşak purodur, buz aranır buz değil buzluk dahi bulunamaz.
böyle viski içilmeyeceğine karar veren kahramanlarımız sadece birer kadeh içmek üzere bardakları hazırlar, bu arada konu ekonomik krizden nasıl çıkılacağı, fenerin ihtiyacı olan defans oyuncusu gibi derin konulara sapmaya başlar ki tam gayrisafi milli hasıla coşturulurken şişenin yarısının geçildiği anlaşılır.
şişenin nasıl sonlandığı hatırlanmamakla beraber, hikayenin eksik parçaları kahramanlardan birinin
*rüyasında çanların sürekli çaldığını görmesiyle tamamlanır. çalan çanların 1 saate yakın süredir kapıyı çalan zavallı ev ahalisi olduğu şişenin sonunda muhteşem ekibin baygınlık geçirdiği ve çalan kapıları telefonları duymadıkları, viskinin öyle buzsuz mezesiz ve de kişi başı yarım şişe olarak içilen bir şey olmadığı ballantines hoca sayesinde anlaşılır.