• ''biz ne kazanıcaz, ne yiyeceğiz taş mı?''

    balıkçı
  • bir yıl sonrasını düşünüyorsan, tohum ek ağaç dik
    ama yüz yıl sonrası ise düşündüğün, halkı eğit.
    bir kez ürün verir, ekersen tohum
    bir kez ağaç dikersen, on kez ürün verir
    yüz kez olur bu ürün halkı eğitirsen.
    balık verirsen bir kez, doyurursun halkı
    öğretirsen balık tutmayı, hep doyar karnı.

    kuan tzu (iö 399 - iö 295)
  • ya da misal ne demiş hazreti muhammed. komşusu açken tok yatan bizden değildir. sen şimdi komşun açken gidip karşısına geçerek "komşu aç midenin nefes kokusu iki mahalle öteye gidiyor amına koyim ama ben sana yemek vermeyecem yemek yapmayı öğretecem, gel balık tutmayı öğreteyim" denir mi lan? kul hakkı bu kul hakkı. balık tutmayı öğreteceksin adama. güzel bir şey. ama herif aç fakir misinayi oltayı yemi nereden bulacak bre hey sikik. iki balık ver siktirsin gitsin.
  • "iyi öğretmen iyi öğreten değil öğrenmeyi öğretenmiş" demek.
  • erdil yaşaroğlu'nun farklı bir yönüne dikkati çektiği fakir-zengin ayrımını ifade eden söz.
    - bana balık verme, balık tutmayı öğret!
    - sana balık vermiyorum ki.
    - ver o zaman göt!

    http://img67.imageshack.us/…67/1240/baliktuthq1.jpg
  • bu ancak tuzu kuru olan bir adamın sözü olabilir. aç adam böyle bir şey demez. karnı tok olmasa bana balık verme tutmayı öğret diyebilir mi lan insan? ya da sen balık tutarken sana balık vermeyeyim ama gel balık tutmayı öğreteyim dersen götünü keser aç adam. aç adamla taşşak geçilir mi ulan? tok açın halinden ne anlarmış.
  • bir yerden duydugum kadarıyla şöyle de bir türk versiyonu var:

    -bana balık tutmayı falan öğretme, balık ver, roka ver, rakıyı doldur yeter.
  • anne ayı iyi bir avcıdır. bu bilgisini yavrusuna da aktarmak ister.
    balık avlarken bir iki yaşındaki yavru da annesinin yanındadır. birlikte suya girerler
    anne ayı balık yakalar, birlikte yerler.
    bu arada bir gelişme olur. anne ayı, yakaladığı balığı ağzından suya düşürür, ancak balık ölüdür, yavru ayı onu hemen yakalar.

    bu oyun haftalarca sürer. anne ayının ağzından düşürdüğü balık her defasında biraz daha canlıdır! yavru ayı yine de o balıkları yakalar!
    suya düşen balıklar her defasında daha canlıdır ama yavru ayı da her gün daha usta bir avcı olmaktadır.

    sonunda yavru ayı kendi başına balık yakalayacak kadar ustalaşır. anne ayı bunu anlar. artık ona balık vermez.
    kendi artıklarından yemesini ve çevreden meyve toplamasını engeller. yanına gelmek isterse ona vurur, taşlar, kısacası yanından uzaklaştırır.

    yavru ayı aç kalır.

    bir gün aç, iki gün aç, üç gün aç, artık dayanamaz. balık tutar. balık tutmanın aslında çok zor olmadığını anlar. balık tutmaya devam eder.

    anne ayı çok mutludur. yavrusuna balık tutmasını öğretmiştir.
    kıssadan hisse: “bana söylersen unuturum, gösterirsen yarısını unuturum, öğretirsen hiç unutmam”.
    national geographic
hesabın var mı? giriş yap