• diğer insanların yapmasından dolayı aynı şeyi yapma ihtiyacı duyma. bizde "koyun psikolojisi" olarak da adlandırılan fenomenin ingilizce karşılığı
  • ing. tren(d)
  • klasik birkaç örneği; ikinci dünya savaşı'nda romanya, macaristan, bulgaristan'ın topluca mihvere katılmaları veya soğuk savaş'ta mısır ve suriye'nin sscb'ye, türkiye ve yunanistan'ın önce ingiltere sonra abd'ye bandwagon yapmalarıdır.
  • uluslararası ilişkiler jargonunda da kullanılan bir sözcük. an ve durum itibariyle görece güçte bir devletin peşine takılıp her dediğine eyvallah diyen bir çok görece olarak güçsüz devletçikler bandwagon * yapmış olurlar efendim.
  • ayni zamanda bir mantik hatasi.
    (bkz: logical fallacy)
    'ahmet, mehmet, sureya boyle dusunuyor; dolayisiyla, bu dogrudur' turu bir yargida bulunursaniz, bu mantik hatasinin gobegine dusmus olursunuz.
  • deyim olarak "jump on the bandwagon" falan derler. karizma bir söz öbeği bence.
  • zamanında new orleans'ta kamyonlarla dolaşıp caz yapan gruplara da bandwagon dendiğini söylemişti durul gence. hatta sözcüğün orijinal çıkış yeri de bu olabilir.
  • bir süredir nba başlıklarında sıklıkla gördüğüm kelime. kullananın ağzını, yüzünü sikme isteği oluşturan garip trendlerden.
  • bence bu pek de sürü psikolojisi değil. mahalle baskısı demek daha doğru olacaktır. yine eyleme çoğulcu tercihten kaynaklanan bir yönelim var ama kişi sanki bunu yapmaya çok da hevesli değil? neden yapmak istemediğini tartışıp kabul ettirmeye çalışmak yerine de ''herkes böyle yapıyor, e benden de bunu bekliyorlar'' demeyi tercih ediyor. sonuç olarak da kendi düşüncesinden ve/veya onu tartışmaktan vazgeçiyor.
hesabın var mı? giriş yap