• londra'da southbank'ten portobello'ya, brick lane'den old street'e, hic beklenmeyen kenar ve koselere stencillerini birakan esrarengiz graffiti'ci. graffiti'yi sevmeyen londra'ya yaptiklarini, farkli ulkelere ziyaretlerinde gittigi sehirlerde de uygulayan, her yere bir sekilde izini birakan, kimligini aciklamadan cok unlu olan postmodern sehir kahramani. blur'un think tank adli albumunun kapagi onun yaratimidir. 2003 yazinda dalston'da bir warehouse'da 3 gun suren bir sergisi oldu. serginin adi da banksy turf war exhibition idi. basin tarafindan gorulup taninmamak ve "meshur olmamak" icin kendi sergisinin acilisina gitmedi. sergi yasal sorunlar yuzunden 3 gun surdu. hype'in besigi olan londra'nin tum high street kiyafet dukkanlari banksy taklidi stencilleri bastilar t-shirt'lere. banksy, old street'in tozlu dumanli bir barinda bir guardian muhabiriyle roportaj bile yapti. stencil'lerinde pop kultur, londra yasantisi, gariplikler, kucuk ayrintilari isler... kulturleri, akimlari oguten koca londra'nin simdiden sehir kulturu mirasina gecti bence, her ne kadar o diyarda grafitiler temizlenmeye mahkumsa da...
  • son olarak new york'taki metropolitan museum of art, museum of modern art, brooklyn museum of art ve museum of natural history'nin duvarlarina yaptigi sanat eserlerini asan, ve bununla da kalmayip, duvara asma esnasinda cekilmis fotograflarini da internete yayan ingiliz gerilla sanatcisi.(bkz: guerilla art)
  • gaz maskesiyle poz veren, nikein ucuk paraya kampanya teklifini geri ceviren, unlu olmayi red ettikce unune un katan bu ne yaman celiski banksy si. sen git british museumun sergi odalarindan birine ilkel atalarin tarafindan cizilmis gibi rol kesen bi tas birak, o tas da magra adami supermarket arabasi itsin, o da yetmesin muze o parcayi kolleksiyonuna katsin, belediye senin grafitilerini silmesin, hatta icine bile tukurmesin... banksy the art terrorist!
    (bkz: hastasiyim)
  • sadece duvarlar değil inek ve domuzların üzerine de çalışıyor .
  • acikradyo'nun sitesinde hakkında aşağıdaki makale yayınlanmış olan kişi, alternatif sanatçı:

    banksy manhattan'da
    26 mart 2005

    richard jinman

    new york’un en bilinen galeri ve müzelerine giren yağmurluk ve şapka giymiş sakallı bir adamın çok az kişinin dikkatini çekeceği aşikârdır. farketseler bile bu adamın neyin peşinde olduğunu mümkün değil tahmin edemezlerdi. bu adam galerilerin her birinde, personel veya bekçilere yakalanmadan eski ustaların ve çağdaş sanatın büyük isimlerinin yanına kendi eserlerini gizlice yerleştirdi.

    brooklyn müzesi’ne astığı, elinde sprey boya ile “savaşa hayır” duvar yazısı önünde duran, kolonyel döneme ait bir asker portresiydi. modern sanatlar müzesi’ne, üzerinde tesco etiketi bulunan kremalı domates çorbası konservesinin warhol tarzı baskısını, metropolitan sanat müzesine ise, gaz maskesi takmış bir kadının küçük altın çerçeveli portresini astı. doğal tarih müzesi’ne ise duvara içerisinde jet uçağı kanatları, füzeler ve uydu anteni ile donatılmış bir böcek bulunan cam bir muhafaza astı.

    metropolitan’daki görevliler 13 mart’ta amerikan kanadına asılan yeni eseri “dakikalar içerisinde” keşfederken brooklyn’dekilerin istenmeyen sanat eserlerini fark edip kaldırmaları 16 mart'ı ve modern sanat müzesi’ndekilerin ise 17 mart'ı buldu.

    peki bu sakallı adam kim ve neyin peşinde?

    olayın üzerindeki gizem, sokak sanatıyla ilgili woostercollective.com sayfasında ingiliz grafiti sanatçısı banksy’yi eylemini gerçekleştirirken gösteren fotoğraflar yayınlandığında aydınlandı.

    bu sokak artisti kaçamağını gerçekleştirebilmek için kendisini “emekli bir ingiliz” olarak gizlediğini iddia etti. fotoğrafların yanında yayınlanan ifadesinde banksy “bu tarihi fırsatın, nihayetinde güzel sanatlar kurumu tarafından yakalanmaktan ziyade takma bıyık ve biraz kuvvetli bir yapıştırıcının akıllıca kullanımıyla daha çok ilgisi vardır. bunlar oralarda bulunabilecek kadar iyiler, öyleyse neden beklemem gerektiğini anlamadım.”

    blur’ün albümlerinden birinin kapağını ve ayrıca londra’nın duvar ve köprülerini süsleyen eserleri bulunan banksy geçen sene de londra doğal tarih müzesi’ne güneş gözlüğü ve gümüş zincir takmış, sırtında sırt çantası bulunan doldurulmuş bir fare yerleştirerek, benzer bir eylem gerçekleştirmiş.

    woostercollective.com sayfasının new york kökenli kurucusu marc schiller amerikan galerilerinin bu sanat eserlerini büyük olasılıkla atmayacağını söyledi. “bana güvenin, bu parçaları atmıyorlar.” diyen bay schiller “en azından yanlarına asıldıkları parçalar kadar değerli olacakları bir zaman gelecek" diye de ekledi.

    ancak modern sanatlar müzesi’nin sözcüsü kendilerine değerli bir parça bırakıldığı konusunda çok ikna olmuş gözükmüyor. çorba konservesi resminin galeride güvenlik bürosunda tutulduğunu söyledi ve ekledi: “gelip almak isterse resim burada tutuluyor.”

    bay schiller ingiliz sanatçının hedef aldığı dört new york galerisinin hiç birinde de bir grafiti sanatçısına şimdiye kadar sergi hakkı verilmemesinin “gülünç" olduğunu söyledi.

    “banksy bu sayede, eserlerini takip edip ondan ilham alan milyonlarca insan için efsanevi bir kahramandan da öte bir şey haline gelecek” diye ekledi.

    yeni bir usta :

    kamu binalarına şablonla çizdiği hayvan ve insan resimleriyle tanınıyor. bunlardan birinde üniformalı iki polis öpüşüyor.

    kötü bir el yazısıyla londra hayvanat bahçesi’nde fillerin bulunduğu bölümdeki duvarda: “dışarı çıkmak istiyorum. burası çok soğuk. bakıcı kokuyor. sıkıcı, sıkıcı, sıkıcı”

    temmuz 2003’te londra’da westway otobanının altına rodin’in düşünen adam heykelinin kafasında trafik konisi bulunan bir taklidini (the dunce) yerleştirdi. daha sonra fidye için el kondu.

    nisan 2004’te doğal tarih müzesi’nin duvarına güneş gözlüğü takmış, sırt çantalı ve elinde sprey boya olan ölü bir fare, (“banksus militus ratus”), yerleştirdi.

    ölümünün yedinci yıl dönümünde diana’nın yüzünü gösteren 10£’luk banknotların yer aldığı 50 sayfa bastı.

    ekim 2004’te tate britain’e geleneksel bir manzara görüntüsü ve polis şeridini gösteren yağlı boya bir tabloyu, “crimewatch uk has ruined the countryside for all of us” (crimewatch uk kırsal alanı hepimiz için mahvetti), astı.

    grafiti ve kanunlar hakkında: “grafiti yazarları gerçek suçlular değildirler. bunu bana bir yere gizlice girdikten sonra hiç bir şey çalmayıp geriye üzerinde 4 ft yükseklikte harfler bulunan bir resim bırakma fikrinin, hayatlarında duydukları en aptalca şey olduğunu düşünen gerçek suçlular hatırlattı.” katy heslop

    (kaynak: http://www.acikradyo.com/…spx?_mv=a&aid=10193&cat=9)
  • bircok grafitisini avatar olarak kullandigim topluluk. son zamanlardaki en orijinal sessiz protesto veya sanat.
  • israil - filistin duvarını "tatil enstanteleri" adını verdiği dokuz adet graffiti ile işaretleyen graffitici. çiçek fırlatan protestocusu ilk anda akla gelenlerden. sokak köşesinde içen düşünceli meleğini ise modern dünyanın iyilik, saflık ve bu değerlere inanların hayalkırıklığı üzerinden yorumu olarak görüyor aciz gözlerim. bulduğum yerde türkiye'ye davet edip bizzat sokak sokak dolaşmak niyetindeyim kendisiyle*
  • dunyanin en buyuk acik hava hapishanesi diye tanimladigi filistin de, malum duvarin uzerine belkide dunyanin en guzel grafittilerini yaptiktan sonra yasli bir filistinli amcayla su dialogu yasamis kisi:

    old man: you paint the wall, you make it look beautiful. (duvari boyadin, onu guzel yaptin)
    banksy: thanks (tesekurler)
    old man: we don't want it to be beautiful, we hate this wall. go home. (biz duvarin guzel olmasini istemiyoruz, biz bu duvardan nefret ediyoruz. evine git)

    hayatta cok az sey yuzlerce makaleyi, kitabi, ve tartisma programini ozetleyebilir. bu dialog bana benim buradan oraya bakisimin (ve dahi son derece iyi niyetli banksy nin bakisinin) nasil da rehavet barindirdigini, oranin gercekliginden zerre nasibini almadigini ozetlemistir.

    ve fakat banksy guzeller guzelidir. bir elestrimenin de dedigi gibi olaganustu bir yetenektir ve tate den telefon beklememektedir, cunku tate i coktaaaan asmistir bile. bir cok isini barindiran -ve yukardaki dialogun da kaynagi olan- 'wall and piece' adli kitap sevenlerine ya da sevmek isteyenlerine siddetle tavsiye edilir.
hesabın var mı? giriş yap