• instagram'da başarılı operasyon fotoğraflarını görmemle yıllardır ucubik estetikli burunlardan dolayı hiç düşünmediğim burun estetiğini bana düşündürmüş doktor. bildiğimiz klasik burun estetiği değil kapalı rinoplasti adında buruna içten kesik atarak girdiği için iyice ilgimi çekmişti. girişi böyle yapalım efendim.

    kendisini arayıp görüşme randevusu aldım. aklımda birçok soru vardı, 28 yaşına kadar doktor araştırmamış bu konu üzerine fazla kafa yormamıştım. biraz kemikli ve hafif yamuk olmanın dışında abartı derecede kötü bir burnum yoktu, estetiğe psikolojim hazır mıydı, sonuç nasıl olacaktı, bu yöntemin tam olarak nesi farklıydı vs.

    ortalama 3 ay sonrasına görüşme randevusu alabiliyorsunuz. ben kafamda sorularla ve elimde bana göre iyi-kötü burun örnekleriyle dolu bir dosyayla gittim. dosyaya hiç bakmadan ve benim sorularımın üstünde durmadan 'bakın iyi burun 1 tane' diye söze girdi. yani 30 yaşında bir kadın, 50 yaşında bir adam, yüzü uzun veya yuvarlak bir insan olmanız, veya kendi görüşüne göre olan 'full paket iyi burun'u değil belki sadece kemiğinizi düzeltmek istiyor olmanız farketmiyor. iyi burun bir tane. neyse geçelim, daha önce hastalarını daha fazla dinlediğini ama bir hastasından onun istediği gibi burun yapıp sonra kadının onun sözüne geldiği için artık hastalarını fazla dinlemeyip kendi tecrübesine saygı duyulmasını sonuçta 2000 üzeri ameliyat yapan ve hastaya ihtiyacı olmayan bir doktor olduğunu, eskiden daha doğal burunlar yaptığını ama artık biraz daha havalı burunlara geçtiği gibi şeyler dinledim, benim neden orda olduğum ameliyattan ne beklediğim falan konuşulmadı bile. aşırı bir özgüven ve altyazısı 'beğeniyosanız ameliyat olun, beğenmiyosanız zaten size ihtiyacım yok, zamanımı almayın' tavrını gördüm.

    isterseniz 20.000 adet ameliyat yapın, gelen hasta büyük oranda ilk ameliyatı için geliyor ve bu kaş aldırmak değil, koca burun ameliyatı. siz kanıksamış olabilirsiniz, ama o heyecanlı, kafasında sorular var, sormak, ikna olmak istiyor. üstelik geldiği yer kalp damar cerrahı değil, estetik cerrah. yani doktor değilseniz fikriniz olamayacak ve mecburen gidilmiş bir hekim değil. sonuçlar, şekil şemal tabii ki istişare edilecek, bunun için gidiliyor. bilgisi ve istekleri yanlış veya eksikse bile doktor bakış açısını dinlemek, belki karşılıklı ikna olmak için 200 tl görüşme parası veriyor o hasta. kibar konuşuyor olmak ana tavrın kaba ve küstahça olduğu gerçeğini değiştirmez.

    'doktorcum biz sana ilk görüşten güvendik burnumuzu sorgusuz sualsiz emanet edicez, 14.000 tl'yi hangi hesaba yatırıyorduk acaba?' diyecekseniz gidebilirsiniz. dünyanın açık ara en iyi burunlarını değil 14.000, 14 tl'ye yapıyor bile olsa benim işim olmaz.
  • memorial hastanesi'nin plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanıdır.

    75 doğumlu olmasına rağmen, yaşını aşan bir başarısı ve hastalarına yaydığı muazzam bir enerjisi vardır. güleryüzlü, ilgili ve sempatik bir hekimdir.

    yirmi gün sonrasında, suratımın orta yerinde duran gudubet burnumu emanet edeceğim kişi olmasından ötürü de, ayrıca sempati duyduğum, şu sıra hayatımın başrolünde yer alan kişidir.

    büdüt : insanın kendisini gözü kapalı emanet edebileceği bir doktormuş efendim.. güzel burnum ve ben selam eder, kendisini şiddetle tavsiye ederiz.
  • barış çakır tarafından gönderilen düzeltme metni aşağıdaki gibidir;
    "2010 dünya kongresine katılmadım. amerika vize vermedi. vize verseydi de dr. gürsel turgut’u da refere edecektim. libra greftin abstractını çok önce yollamıştım. libra ismini tekniğe prof. dr. sıdıka kurula danışarak ben koydum. aydı anda iki cerrah benzer yöntemler geliştirebilir. plastik cerrahi camiası bu konuyu böye biliyor. sosyal medyada bilimsel hırsızlıkla suçlanmak beni çok üzdü. saygılarımla"
  • ameliyat aşamasından önce, hastalarının nasıl bir görünüme kavuşacaklarını heykel üzerinde gösteren sanatçı ruhlu bir doktor.

    parmaklarını ve ellerini ameliyat esnasında daha iyi kullanabilmek için heykelle uğraşması ise işine verdiği önemi gösteriyor.
  • ekim sonunda rinoplasti operasyonumu gerçekleştirecek doktor. ameliyat korkum nedeniyle yıllardır ertelediğim ameliyatı umuyorum bu sefer olacağım.
    barış çakır'ı veya yaptığı burunları henüz ameliyat olmamışken savunamam ama eğitim araştırma, üniversite karşılaştırmasını yersiz ve komik buluyorum. üniversite plastik cerrahilerinden binlerce rinoplasti yapıp öyle uzman olunuyor sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. barış çakır bu anlamda kendini geliştirmiş ve hatta kanıtlamış bir doktor.
    kendini iyi pazarladığı da bir gerçek ama piyasa böyle ve buna uyum sağlamakta da bir sakınca olduğunu sanmıyorum.
    insanları bilmeden karalamamak lazım, rinoplasti olmayı düşünen pek çok kişi buraları da okuyor sonuçta. ben çok kötü yorum duymadım kendisiyle ilgili, beklentim ve umudum kötü bir tecrübe de yaşamayacağım yönünde.
    operasyon sonrası dönem dönem buraya son durumum ve tecrübelerimle ilgili eklemeler yapacağım.
    kendisinin bir köşe yazısının da insanların durumlardan fikri olması adına linkini ekliyorum. operasyon düşünenlerin okumasında fayda var bence.
    http://m.posta.com.tr/…im-baris-cakir-yazisi-310432

    edit1: bugün anestezi muayenesi sonrasında doktorum ile görüşmeye gittim. her zamanki gibi güler yüzle karşıladı, ameliyat korkularımı rahatlattı. geri sayımım başladı.

    edit2: ameliyat olalı 3 ay oluyor. ameliyatla ilgili en çok korktuğum şey anesteziydi, o konuda hiç sorun yaşamadım. uyuduğumu da, uyandığımı da hiç anlamadım.
    ameliyat sonrası ilk çıktığımda inanılmaz iyiydim, sanıyorum morfine bağlı, arkadaslarımı falan arattım hemen ben çok iyiyim diye.
    saat 4 gibi eve gittik. amerikan hastanesi bu konuda biraz enteresan, sabah 8'de ameliyata girdim, 12 gibi çıktım. 1 gibi tam uyandım. 4'te biraz apar topar taburcu ettiler. seçenek sunulsa amerikan'da ameliyat olmazdım dolayısıyla. tam trafik saatinde çıktık, eve gidene kadar epey sıkıntı oldu.
    ameliyat sonrası nefes sıkıntım olmadı, tamponları temiz tutarsanız burnunuz tıkanmıyor. ilk gece sebebini tam anlayamadığımız bir kanama komplikasyonu oldu, gecenin bir yarısı barış bey'i aradım. sıkıntı olmayacağını söyledi ama ben doktor olmamın da getirdiği fazladan bilgilerimle fazlaca gerildim. sabahı zor ettim. hayatımın en zor gecesiydi. ertesi gün muayenehanede pek de ufak olmayan oldukça ağrılı bir girişim yapıldı. gerçekten çok ağrılı ve çok zor bir süreçti. muayenedeki müdahaleden sonra keşke ağlayabilecek kadar iyi olsam diye düşündüm, ağrıdan, acıdan ağlayamadım bile. ciddi anlamda kabus gibiydi, hatırlarken bile tüylerim diken diken oluyor. nerdeyse ilk 10 günüm ciddi anlamda ağrılı ve çok çok zor geçti. panik atak benzeri bir durum da gelişti, kendi kendime 10 gün kadar xanax da kullandım.
    diğer hastalar benim gibi değildi, herkes laylaylom giderken benim gözlerim mor, kapanmış, yüzüm anormal şişmiş halimle o dönemde oldukça demoralize oldum. bu kadar acılı olacağını düşünsem asla ameliyat olmazdım, bu anektodu ekliyeyim. ama komplikasyon tıbbın reel bir unsuru ve ben doktora bağlamıyorum. başka biri ameliyat etse yine olabilirdi yani, daha kötüsü de olabilirdi. ameliyata girerken bana olmaz ya diye düşünüyor insan ama olabiliyor.
    önemli olan sonuç dediğinizi duyar gibiyim. sonuçtan gayet memnunum. burnum bence güzel oldu, benim içime sindi, etrafımdakiler beğendi. burun ucum şimdiye kadar oynamıyordu, bugün oynamaya başladığını farkettim. şişlikler yaklaşık 2 ay gibi bir sürede epey indi. süreç hala devam ediyor tabi.
    sonuç olarak burnum kötü olmadı ama süreç çok zorladı. benim gibi zor geçiren hasta sayısı çok çok az, benim şansım. ama benim gibi ekstra şanslı iseniz ameliyat olmadan önce iki kere düşünün.
    edit3: ameliyat olalı 1 yılı geçti. şişlikler tamamen indikten sonra farkettim ki burun kökü ve burun kemiğim orta hatta değil, hatta aşağı yukarı 0.7 cm kadar solda ve kemik graftlerin bir kısmı burun sırtında palpasyon ile elime geliyor. yaşadığım komplikasyon ile alakalı olduğunu düşünüyorum. yine de burnum eski halinden güzel. o şekilde kabullendiğim için çok da takmıyorum.
    yalnız yaklaşık olarak 9. aydan beri ciddi anlamda nefes almakta güçlük çekmeye başladım. normalde burnumda hafif tıkanmaya sebep olabilecek durumlar nefes alamamamla sonuçlanıyor. ameliyat öncesi en ufak bir solunum problemim yoktu o sebeple oldukça pişmanım. yani bilmiyorum çok iyi nefes alıyorsanız olmamak lazım sanırım, sonra böyle olduğunda ciddi manada can sıkıyor. otrivine bağımlılığım nedeniyle revizyon düşünebilirim belki ilerde ama şu anda hem böyle ciddi bir para harcamak istemiyorum, hem de yaşadığım korkunç ameliyat sonrası dönem nedeniyle ameliyat olmaktan eskisinden de çok korkuyorum.
    komplikasyon her cerrahla yaşanabilir, bence nasıl yönetildiği önemli. gece hastanede yatmak önemli bişeymiş yani, en azından ilk gece açısından. komplikasyona muayenehanede değil ameliyathanede müdahalede daha şık ve güvenli bence. ameliyatınıza bunları da bilerek girin.
  • mottosu "hasta mutlu, cerrah mutlu" olan plastik cerrah.
    birkaç ameliyatını kendisinin daveti üzerine izleme fırsatı buldum, oldukça titiz ve güzel çalıştığını düşünüyorum. burun estetiğinde beğeni biraz kişiden kişiye değişiyor elbette o nedenle burun estetiği yaptırmayı düşünenlerin hekimin portfolyosunu incelemesinde fayda var.
    yüze yakışan burunlar yapmakta oldukça başarılı olduğunu düşündüğüm bir hekim.
  • hastalarina ameliyattan once meditasyon cdleri dinleten doktor. ayrica hasta psikolojisinden de cok iyi anlamaktadir kendisi. guler yuzu ve tatli dili ile size doktordan cok arkadas gibi yaklasmakta ve guveninizi kazanmakta. e boru degil burun emanet ediyorsun yuzunun tam ortasinda! ayrica yaptigi ameliyattan sonra agri, sizi ve morarma kesinlikle yasanmamistir** *.
  • burun yapmayı en çok seven cerrah olabilir. adam burun yaptıkça mutlu oluyor resmen, işini bu kadar seven bir insan daha görmedim.
  • yaşamayan bilmez; her aynaya baktığında suratının ortasında sevmediğin bir şeyin olması, çekilen fotoğraflarda nasıl çıkmış diye ilk baktığın yerin burnun olması, hangi açıdan burnunun en küçük çıkacağını bilmek, burnun daha geniş görünüyor diye gülmekten çekinmek burnuyla sıkıntısı olan bir insanın hep yaşadığı ama çoğu zaman dile getirmediği ya da hissettiklerini ifade edemediği bir durum. üzerine bir de tasarım eğitimi aldıysanız içinde bulunduğunuz memnuniyetsizlik kat kat artar ve dayanılmaz bir hal alır, göz ilk önce uyumlu olmayanı farkeder ve değiştirmek ister.

    sonra da doğal olarak estetik cerrahi seçeneği düşülmeye başlanır. bu aşama da öyle kolay bir evre değil çünkü ilk operasyonda çıkacak herhangi bir sorun, düzeltme operasyonundaki başarı oranını düşürüyor ve birden fazla kez ameliyat masasına yatmanıza rağmen istediğiniz sonuca ulaşamayabiliyorsunuz ya da operasyon öncesi rahat rahat nefes alabiliyorken operasyondan sonra nefes alma problemleri ortaya çıkabiliyor. bu yüzden operasyon hakkında bilgi, olası komplikasyonlar, iyileşme süreci hakkında edinilen bilgilerden sonra sıra geliyor en zor olan evreye; doktor seçmek. benim seneler süren karar verme/kendini operasyone ikna etme sürecim nihayet kendisiyle son buldu, bu arada sanırım ankara ve istanbul'da bakmadığım doktor kalmadı. birçok doktorun yaptığı işleri inceledim, ameliyat sonrası hastalarının yaptığı yorumları tek tek okudum ve eğer söz konusu burun estetiğiyse bu adam bana göre herkesten bir tık önde. nedenlerine gelirsek; öncelikle kendisinin de dediği gibi doğal ve havalı burunlar yapıyor. başka doktorların işlerinde sık sık denk geldiğim burnun yan profilden bakıldığında harika ama önden bakıldığında fiyasko olması durumu (ki bu aşamada literatüre irem derici burnu tanımını kazandırmak isterim) barış çakır'ın işlerinde benim görmediğim bir şey, burnun önden görünüşüne de en az yandan görünüşü kadar önem gösteriyor ki bu da büyük bir artı. diğer bir artısıysa doğallık ve vasatlığı birbirine karıştırmıyor oluşu çünkü doğallık kadar yüz yapısıyla uyumlu bir değişim de önemli. son olarak sosyal medya hesaplarından gördüğüm kadarıyla çok güzel bir enerjisi var, açıkçası ben daha tanışmadan sevdim kendisini. tezim biter bitmez kapısındayım.
  • 7-8 yıl önce 9 bin lira para verip burnumu yaptırdım ve hâlâ yatmadan önce burun bandı kullanıyorum.

    hikâyenin sonu.
hesabın var mı? giriş yap