barselona'ya gideceklere tavsiyeler

• tapas icin kesinlikle quimet & quimet'i oneririm.
  kucuk bir yer, cok lezzetli ve makul fiyata tapas keyfi.
  aksamlari genelde 7'de aciyor ve hemen doluyor.
  bu da anthony bourdain video linki
  
  adres editi: carrer del poeta cabanyes, 25, 08004 link
• en az 5 gün plan yapın. 2-3 gün görülmesi gereken yerleri geziyorsunuz zaten. sonraki günler, şehrin tadını çıkarın. özellikle eylül ayında gitmek harika oluyor. hem gezerken sıcaktan bunalmıyorsunuz, hem de deniz keyfi yapabiliyorsunuz. deniz kenarında sangria keyfine diyecek yok. deniz sonrası güzel bir flemenko gösterisi eşliğinde akşam yemeği de yerseniz tamamdır.
• dünyanın en büyük klubünde oynadığını unutma, ülkeni iyi temsil et, ışid'li gibi sakal bırakma, yandaş olma, bir de "evet" videosu çekme gözünü seveyim.
• (bkz: els pescadors)
• yankesicilere dikkat edin.
  park guel'e ve sagrada familia'ya gitmek isterseniz online biletinizi alın
  casa mila'yı boşverip casa battlo'yu gezin.
  pazardan meyve almadan önce karşıdaki süpermarketten yarı fiyatına alabileceğinizi bilin.
  la rambla çevresini hakkını vererek gezmek için en az 2 gün ve 5-6 öğün ayırın.
• madrid'e gidin.
• (bkz: mes que un club)
• barcelona'ya gideceklere önerilerdir. aslında yazacak çok şey var ama aklıma gelenler;
  
  forma alacaksanız marina'nın oradaki zencilerden çakmasını alın. stadda orjinali 100 küsur euro çok pahalı.
  
  boqueria pazarına gidip farklı meyveleri tadın. montjuic'te teleferiğe binin.
  
  son olarak la rambla'nın bir ara sokağında bulunan espadrilciden(toni pons marka) espadril alın. aynı espadril türkiye'de 200 küsur lirayken oradan 10-15 euro'ya alabiliyorsunuz.
• pasaport ve paranız için ya içinizde bir gizli çantanız olsun (hacı kesesi gibi) ya da paranızı çorabınıza sokun. ya da küçük bir omuzdan asmalı çantanız olsun. sakın otelinizin büyüklüğüne filan güvenmeyin. benim sırtçantam 4 yıldızlı bir otelde çalındı ve kameraların sadece resepsiyonu çektiğini öğrendim. kahvaltı alanında kamera yokmuş. ben o günden sonra omuzdan asmalı küçük bir çanta aldım. yurtdışı gezilerimde o küçük çantayı restoranlarda bile omzumdan çıkarmıyorum. gerekirse ikinci bir sırtçantası vs. taşıyorum ama o küçük çanta her daim çapraz bir şekilde ben de asılı. içinde pasaport ve paralarım var. gittiğim ülkedeki güvenlik durumuna göre çorabıma da bir miktar para sıkıştırdığım olur. benim gibi pasaport çaldırırsanız kimliğiniz ve çalıntı raporunuzla beraber türk hava yolları ile dönebilirsiniz. barselona güzel yerdir ama turist olarak gittiğiniz her ülkede dikkatli olun. uçaklarda dahi para çalınıyor.
• camp nou'ya ücretsiz girebilirsiniz :(
  
  şaka yapmıyorum, epey ciddiyim. geçtiğimiz yıl ocak ayı; barcelona'daki 2. günümün ilk yarısını nou camp'a ayırmıştım. la rambla'daki hostelimden ^* kalkıp metro'yla yola çıktım. metrodan indim stada yürüyorum, birkaç metre önümde de arap asıllı bir çift var. bunlar stadyum çevresindeki güvenliğe nereden gireceklerini sordular, görevli tarif etti. ben de kulak verdim, bunları takip ediyorum. malum futbol stadı, pek çok girişi var. bunlar bir kapıya yöneldiler, ben de öbür kapıdan gireyim dedim. ancak girer girmez bir tuhaflık olduğunu farkettim zira etrafta kimse yoktu ve önümde sadece bir kapı vardı. kapıyı çektim, açıldı. merdivenler çıktı karşıma. haydeee yanlış yerden mi girdik lan? diye söylenirken bir merdiven daha çıktım. bir baktım stadın içindeyim. yalnız bir tuhaflık var. herkes ortada ziyaret için ayrılmış bölümde, ben sağ tarafta tek başımayım. hassiktir nasıl oldu olm bu diye kendi kendime gülmeye başladım. ^* birkaç fotoğraf çektim. bu sırada da ortaya biraz yaklaştım. o sırada nihayet görevli bir kadın beni görüp el salladı ve "orada bulunmanız yasak, lütfen buraya gelir misiniz" dedi. bozuntuya vermedim, gittim. hiç kimse bilet sormadı. biletler ne kadardı tam bilmiyorum ama tahminime göre 25 euroya yakın bir para cepte kaldı :)
  
  benimki tamamen tesadüf eseriydi, bu tip bir şey aklımın ucundan geçmezdi ama olur da avrupa'da gezerken sefillikten boğazı kuruyan olursa deneyebilir. ^*