• ağrısıyla ünlü bir ilimiz.

    kendisini duvarlara vurarak antik tiyatro görünümüne getirmeye çalışmak, uyuyup başsız kafasız uyanacağın hayaliyle rüyaya yatmak, ağrı kesicilerden yaşpasta yapıp mumları önce üfleyip sonra sokmak, bira şişelerinden yeni beyin damarları oluşturup kanın oradan akmasını sağlamak, kahve tanecikleri ve sıcak su ile tütsü yapıp mideye koklatmak, dil altına hap yerine jilet alıp döndürmek bir işe yaramaz.

    kendisini plastik top edip mahalle arasında dekmeletesim var.
  • ummadik tas ile yarilan vucut bolgesi..
  • sagopa kajmer'in son pesimist ep'sinin başa sarıp dinlenesi silahsız kuvvet'in de yer yer hayat bulduğu parçası. ilk verse'teki baş tematiğiyle, yer yer "başta başka gelir, başka başta güzergahın manzarası" gibi kendisinin de hayatının bir dönemine ucundan dokunan naif eleştirileriyle baş'a güreşen bir meydan okuma.

    http://www.youtube.com/watch?v=n-6agetkbny

    kısa boyunla uzun duvarları aşarsın,
    aşmasına aşarsın da, kendini aşmış sanırsın,
    sonraki duvarı aşmak için, güç ararsın,
    ararken duvardan düşüp, akılsız başını yarıp, yardım ararsın.
    başını başta sanırsın, bir başka başta yol ararsın,
    o başta, başın döner, gözden yaş salarsın,
    başta başka gelir, başka başta güzergahın manzarası,
    ve sonra canını sıkarsın, baştan yanarsın.
    başlamakla başlar gidiş,geriye kalan her şey kalış,
    baştan kayıp, gemisini fırtınaya süren kaptan,
    baştan belli son, göze bakma anla kaştan,
    baş kopunca fayda gelmez geride kalanlarından.
    en başından bil, hayvanlaşmış insan hiç utanmaz yaşından başından,
    baş ettin mi hiç, en baştan yaşama pes etmiş psikopatlan,
    başımın üstünde yeri olan insanlar, sıcak nisanlardanlar.
    başları topuklarımın altında olanlar var önemli noksanlardan,
    baş tacı hip-hop, adam sago 90'lardan,
    yunus, baştan kokan balıklardan,
    baş kesen kılıcımı çıkardım rap kınından.

    nakarat x2
    2 geri 1 ileri, halleri saf,
    1 deri 1 kemik, aşkın mahv.
    sago kötü sınavlardan artık muaf,
    başı öne eğdin yine, ama yok af,
    benim rap’e benim notum kef’ten kaf,
    git bak rap reyonuna, ben dolu raf
    üzerini çizdim attım yeni bir paraf,
    ben okunası kitap dolu eski sahaf.
    ister herkesi hipnoz et, bağla,
    bana değemezsin 1 karış aklınla,
    sago ince nakıştan, rap kaftanla,
    7 tepe aşar yağız atlarla.
    ister herkesi tarafına çek, kek,
    iyi kalem tutan bilek, söz atan tüfek, ben…
    siz salyası yere akan köpekten farksızlarsınız,
    deştim göbekten! yo!
    deş-dur, deş-deş-dur,
    deş-dur, deş-deş-dur.
    deş-dur, deş-deş-dur.
    deş-dur, deş-deş-dur.

    hey! başını okşayan adam dikkat et de başını kırmasın,
    başa bela kurşun kalemimden, başına değen kurşun,
    lafla nüfuz eden ciddi şaka,
    baş koparan rapin ele başı kemendi salla
    salla başı,
    sago, diz kapaklarını titretip çatırdatan don kışı,
    megalodon dişi geçer bebe, teninden yaşar sarsılışı,
    uzaklardan duyulur, kemiklerinin kırılış haykırışı.
    nunchaku bass drum, dupçaki snare-hat,
    rap savunma sanatı, sago sensei sert velet.
    başını kaldır ve dikkatle ustanı seyret!
    sözlü dövüş bana salata, söğüş seni yerim lan aklet,
    çok net, naklet, anlasın ya kalben,
    ben bu şarkıda “ali kıran baş kesen” şahsen.
    lafı da korum tam gediğinden,
    lafın hasını duymadan gebermeyecen bu faniden.

    nakarat x2
    2 geri 1 ileri, halleri saf,
    1 deri 1 kemik, aşkın mahv.
    sago kötü sınavlardan artık muaf,
    başı öne eğdin yine, ama yok af,
    benim rap’e benim notum kef’ten kaf,
    git bak rap reyonuna, ben dolu raf
    üzerini çizdim attım yeni bir paraf,
    ben okunası kitap dolu eski sahaf.
    ister herkesi hipnoz et, bağla,
    bana değemezsin 1 karış aklınla,
    sago ince nakıştan, rap kaftanla,
    7 tepe aşar yağız atlarla.
    ister herkesi tarafına çek, kek,
    iyi kalem tutan bilek, söz atan tüfek, ben…
    siz salyası yere akan köpekten farksızlarsınız,
    deştim göbekten! yo!
    deş-dur, deş-deş-dur,
    deş-dur, deş-deş-dur.
    deş-dur, deş-deş-dur.
    deş-dur, deş-deş-dur.
  • sagopa kajmer'in pesimist ep 6 albumündeki dikkat çeken parça.
  • aylak bakkal ile beraber sago'nun son zamanlarda yaptığı en iyi şarkılardandır.
  • hep dik tutulması beklenendir, hiç eğilmemesi istenendir, her daim ferah tutulması beklenen kalpten sonra, yürekli ol beklentisinden sonra en çok baskı yüklenen bölgedir temennilerle.

    bu beklentileri uygulamaya çalışmak eklem yerlerinden yoksun yaşamaktır, esneyip, bükülememektir. var olan dik duruşunu "benim bir çizgim var" iskeleti altında gizlemeye çalışmaktır. oysa hiç bilinmeyen zamanlarda eğilir o çizgi, dik sanılan o beden, o omurga. utandığında boynunun düştüğünü, yorulduğunda belinin büküldüğünü, umutsuz kaldığında yatağında kıvrıldığında yok olan bir çizgidir sahip olduğunu sandığı, yıkılıp giden bir çizgidir, bir eğridir artık serbest şekillerde salınan. güzelliğin düzlükten has olmadığını, salt düzgünlükten oluşmadığını anladığı anlardır insanın, çizgili renklerin eğri gökkuşağındaki güzelliği, parmak izindeki çizgilerin yuvarlak şekillerinin kendine özgülüğü, yüzde oluşan çizgilerin haritalaşması gibi bir güzelliktedir. eğri oturup, doğru konuşmanın, doğru, düzgün ya da doğru düzgün oturup eğri konuşmaya yeğ olduğunu anladığı zamanlardır.
  • ilk olan, oncu...
  • tam bir otopsi yapılabilmesi için açılması gereken 3 bölgeden biri.
  • baş = beş

    beyin, göz, kulak, burun, ağız.

    başın belası, bu beşin belası,
    başın derdi, bu beşin derdi,
    baş ağrısı, bu beşin ağrısı,
    baş sağlığı, bu beşin sağlığı...

    her vücut yani arz, insandaki arş olan başı taşır, gezdirir, yaşatır. olan biteni kendi arşında arşivler. bu yalnızca hakikate işaret eden bir surettir, hakikatte olanın bir gölgesidir, izidir. insan başı "kurb-u an" ettiğinde hakikat o zaman baş gösterir. gören gözü, duyan kulağı o olur.
  • (bkz: ser)
hesabın var mı? giriş yap