• zengin ama çalıp çırpan bir babanın evladı olmaktan evla bir durum.
  • kötü bir durumdur. babanın kaderi oğluna. hep ezik olursunuz. yazık lan sizin gibi fakinlere...
  • normal bir evlat olmaktır. empati yapamıyor olabilirim ama başarılı ve orta halli bir babanın evladı olmaktan farklı ne hissettirecek ki?

    türkiye'de zengin olmak kolay değildir. nadiren hak eden insanlar hak ettiği kadar alır. ama büyük bir çoğunluk hak ettiğinden fazlasına sahip olmuştur. dolandırıcılık, hırsızlık, çalıp çırpmak, üç kağıtçılık ceza almaz bu memlekette. bu nedenle her zenginde başarılı anlamına gelmez. aksine büyük bir çoğunluğu hak yiyordur. işçilerinin sigortasını asgari ücretten yatıran kobi patronları, maaşları geciktirip faiz ile maaş ödeyenler var. bu durumda işçi fakir, geciken maaşı yüzünden kredi kartı borcunu zamanında yatıramıyor faize de para veriyor, patron ise emekten çalıyor maaşı geciktiriyor, faizden maaş ödüyor. böyle haysiyetsiz, onursuz olmaktansa fakir olmaktan yanayım ben.

    paranın nasıl kazanıldığı önemli. kaldı ki çok da değeri yoktur herkes için. dünya'da ne kadar sorun varsa para hırsından zaten. en basitinden tıklım tıklım dolu minibüsler bile ayakta iki yolcu fazla sıkıştırdıklarında 3 lira 5 lira fazla almıyorlar mı? amaç bu değil mi? affedersiniz ama ben öyle zengin olmuş adama tüküreyim. bizimki kadar lüks düşkünü insanlara da dünya'nın hiç bir yerinde rastlamazsınız zaten. istanbul trafiğinde gördüğünüz son model arabalara bakın. almanya'ya bakın bir de her yer bisiklet. görgüsüzlük ayrı bir ahmaklık. adamlar refah içinde, bizimkiler gösteriş derdine trafikte sürünüyorlar. insanın böyle zavallıları gördükçe kapitalist olası geliyor. nitekim bunlara trend yaptıktan sonra çöp bile satmak mümkün.

    kısacası fakir baba başarısız baba değildir.

    babam ne fakirdi ne de başarısızdı. bunları yazma sebebimin babamla ilgisi yok. kendi sektöründe aranan bir mühendisti, aç hayvanlardan aç insanlara kadar da doyururdu. ama mütevazi bir hayat yaşadık mesela. buna rağmen hiç bir talebim ikilenmedi. bir çok ülke de gördük, istediğimizi de giydik, boğazda kahvaltı da yaptık, köprü altında pilav satan pilavcının pilavını da yedik. sonuçta kimsenin hakkını yemedik içimiz rahattı.

    başarısız ve fakir bir babaya gelince onun evladının da bundan rahatsız olacağını sanmıyorum. durumu düzeltmek için gerekli desteği verir sadece. tipik bir üçüncü dünya kırosu ise durum farklı tabii. üçüncü dünya vatandaşı olarak şans eseri doğmak ayrı, düzenin bir parçası, bir katkı malzemesi olmak ayrı.
  • hayata (2-0) geriden başlamak anlamına gelebilen bir durum.
  • başarıya sonsuz paraya ise değer vermeyen bir insan olmanızı sağlayan babadır. çocuk işçi olarak ezilirken çalışkan öğrenci olarak yüceltilirsiniz. üniversite yıllarında gidip tkp ya da tgb gibi sol görüşlü örgütlenmenin içinde olmadan da hak, hukuk, adaletli gelir dağılımı ne demekmiş çok iyi öğrenirsiniz. bu babayı hakir gören insanlar, asıl siz ailenize umut olmanın ne demek olduğunu asla öğrenemeyecek zavallılarsınız.
  • kişiliksiz ve şerefsiz bi babanın çocuğu olmaktan iyi olan durumdur.
  • özgüven kaybına neden olur. ezilirsiniz.
  • hayatta hiç bir vasfı olmayan, kendine güvensiz, babasının sırtından geçinmeye çalışan parazit ruhlu kişilerin korkulu rüyasıdır.
  • evladının o baba için bu hayatta bir çıkış yolu olması demektir. çocuğunun kendinden daha iyi şartlarda yaşaması ve başarılı olması için uğraşır durur. o çocuğunsa hayatta sadece iki seçeneği vardır. okuyup ortalama bir insan olmak ya da okumayıp fakir ve başarısız olmaya devam etmektir. bu iki seçeneğin ötesine geçebilenler ise şanslıdır.
    zengin ama onursuz insanlarla karşılaştırma yapıp da savunulmasına da gerek yoktur. daha da ötesi yok bu durumun. insanı bitiren parasızlık ve çaresizlik üstüne bir de bunu utançmış gibi eleştiren beyinsizler sadece susun fikriniz sizin olsun, paylaşmayın.
hesabın var mı? giriş yap