ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
küçükken ayna grubunu kör zannetmek
-
sadece ben mi böyle düşündüm bilmiyorum ama güneş gözlüklerinden dolayı küçükken hep böyle zannettiğim durumdur.
zihinde yer etmiş anonslar
-
trafik polisi anonsudur:
“mercedes devam edin lütfen,şahin sallanma”
ölen madencilerin eşyalarını çalmak
-
marmara depreminde, yağmalama amaçlı iç anadolunun çeşitli şehirlerden otobüs otobüs insanın deprem bölgelerine gittiğini bilenlerin şaşırmayacağı durum.
ilk türk atom bombası için isim önerileri
-
(bkz: atom izindeyiz)
12 aralık 2018 mustafa destici'nin gezi uyarısı
-
susun, stepnenin stepnesi konuşuyor. konuş stepnenin stepnesi.
soğutulmuş kırmızı şarap
-
şaraplar vaat ettikleri koku, aroma ve lezzeti sunabilmeleri için ideal servis sıcaklıklarında servis edilmelidir. kırmızılar için ise bu sıcaklık 16 ila 18 derece arasında yani serindir. bundan daha soğuk servis edilecek bir kırmızı şarap, içerdiği tanen aroma ve buke kokularını iyi yansıtamayacak, yani kendini kapatmış olacaktır. bu nedenle son zamanlarda pek de moda olan, kırmızı şarapların soğutulması eylemi, genelde şarabın kendine has koku ve özelliklerinden hoşlanmayan, bunları damağında ayırt etmek istemeyen kişilerdir. kapanmış bir şarap içeceklerdir.
ps : özellikle yaz aylarında kırmızı şarapların, yukarıda bahsi geçen serinliğe ulaşana kadar soğutulması normaldir.
13 nisan 2015 er-erbaşlara cep telefonu müjdesi
-
1. asker icin sim cikartilir. avea voda turkcell yarisir
2. hatlar aramaya kapali olur.
3. askerin verecegi dilekce ile;
anam 05329871234
babam 0542
dedem 0212
vsvs numaralar verilir.
4. ıl ve ilce komutanliklari merkeze bildirir
5. merkez askeri birim de operatorlere bildirir.
6. operator sadece o numaralara arama ve aranma izni verir.
7. asker ana baba ve aldatmis sevgilisiyle rahat rahat konusur.
8. askerdeyken aldatan sevgililer bi guzel fislenir.
9. umarim adalet karsisinda bi guzel ceza alir.
10. konu ciddi giderken birden sapitti.
11. ....
yaran fıkralar
-
komutanlar kendi aralarında tartışıyorlar. konu: biz haftada iki ya da üç karıları düzüyoruz. bu görev midir angarya mı? yarısı görevdir yarısı angaryadır diyor ve sonuçta bir yere varamıyorlar. hal böyle olunca hırs da yapmış vatandaşlar münazarayı sonlandırmak adına başkana çıkıyorlar: paşam bir maruzatımız vardır, biz işin içinden çıkamadık. yardım edin lütfen!
buyrun diyor paşa. durumu anlatıyolar. paşa kızarıp bozarıyor ve sonunda "ben bilmem, yanlış adama sordunuz. halktan birine sormak lazım bunu, objektif bakar " diyor. kışlada halka en yakın kişi olarak paşa emirerini çağırıyor. giriyor selam verip asker. oğlum sana bişey soracağım, iyi düşün ve fikrini söyle, diyor. emredersiniz komutanım!. paşa soruyu soruyor. soru biter bitmez asker yapıştırıyor cevabı
- görevdir komutanım
- ama oğlum hiç düşünmedin. nasıl vardın bu fikre?
- angarya olsa bize yaptırırdınız komutanım!
oylayamadık çünkü çok hızlı oyluyorsunuz
-
çok beğendiğiniz bir entry için şükelanızı verirken kendinizi kaybedip 8-10 kez ":)" butonuna hızlı hızlı basmanız sonucu oyunuz kaydedildi uyarısının yerinde görülen hede. zaman zaman sözlüğün kafasının karıştığının simgesi.
kedilerin gariplikleri
-
kirli sepetinden cikarabildiği şeyleri* * * taa arka odadan salona getirip, "bak senin için avlandım" tavrıyla ayağımın dibine bırakması.
sweatshirt gibi büyük parçaları da 1-2 metre kadar zorla sürükleyip, yorulunca ağlama benzeri tuhaf bir miyavlamayla beni ayağına çağırması. yanına gidene kadar avaz avaz miyavlaması.
kör olduğu için, ağzına aldığı parçanın büyüklüğünü kestiremeyip, yatak örtüsü, pike gibi kocaman şeyleri de taşımaya yeltenmesi. ki bu girişim, ancak yataktan yere inebilmekle sonlanıyor haliyle. olsun, o yine de ağzında pikenin ucunu bırakmadan beni çağırıyor. gidiyorum, bana sunduğu avını alıp, başını okşuyorum, gururlanıyoruz ailecek.
kadınların lüks yaşam sağlayan herkese aşık olması
-
bizzat olayı yaşayan biri olarak saçma bulduğum düşünce.
üniversite zamanında kız arkadaşımla bir keresinde sinemaya gitmiştik. bilet kuyruğundayken bana "bilet paralarını sen ödeyeceksin değil mi?" diye sormuş, ben de çekinerek "o kadar param yok bugünlük herkes kendi bilet parasını ödese olur mu?" demiştim.
yüzünde iç ısıtan sıcacık bir gülümsemeyle birlikte " tabi, olur" diyip, anlayışla karşılamıştı. hatta içeriz diye suları bile o ısmarlamıştı.
işte o an, onun masmavi gözlerine dalmış ve böyle anlayışlı, paraya değer vermeyen bir kız arkadaşım olduğu için o kadar mutlu olmuştum ki anlatamam. hatta o gün hayatımda en çok keyif aldığım sinema deneyimlerimden birini yaşamıştım sayesinde.
ertesi gün sebepsiz yere ayrılmasaydı benden, eminim çok da güzel bir ilişkimiz olacaktı.
hala merak ederim niye ayrıldı acaba diye.
wi-fi şifresini isteyen komşuyu savuşturma yolları
-
kardeş benimki kotalı diyerek çok rahat savuşturabilirsiniz.