hesabın var mı? giriş yap

  • akp ve mhp oylarıyla daha fazla halk ekmek büfesi açılmasının engellenmesi üzerine imamoğlu'nun 40 minibüsü mobil büfeye dönüştürerek yaptığı manevradır. aklıma ikinci bahar dizisinde restoranı elinden alınıp ortada kalınca seyyar büfe açan ali haydar geldi. o da kanı bozukların hakkından böyle gelmişti. hey gidi... imamoğlu'nun tiviti: https://twitter.com/…glu/status/1347803801114218503

  • fifa'nın oyuncuları strese sokup galeyana getirerek cebinden microtransaction ile parasını almak üzere kurduğu oyun modu.

    oyun aynı zamanda tarihin belki de en gelişmiş, en yenilikçi, en eğlenceli futbol oyunu. fakat zaman içerisinde tam bir sosyal deneye dönmüş olduğunu söylemek mümkün.

    1) oyun önce sizi içine çeker. size bir hayal vaat eder. hayallerinizin takımını kurma amacıyla ağına düşürür. oyuna yeni başlayanlar için genelde her şey daha tozpembe olur. paketlerden daha iyi oyuncular çıkar, oyun içinde görünmez el sizden yana olur.

    2) yavaş yavaş takımınız gelişmeye başlar. bu seviyeden itibaren tehlike çanları sizin için çalıyor demektir. takımınız geliştikçe paketten çıkanların değeri de düşmeye başlar. her ne kadar ea sports bunu kabul etmese de, paketten çıkanlar kişiden kişiye, dönemden döneme değişir.

    3) bu aşamada eşleştiğiniz rakipten tutun, oyun içinde yaşadıklarınıza kadar her şey aleyhinize işlemeye başlar. oyunun bu safhası oyuncuyu strese sokmak üzerine kuruldur. bazen durup dururken yenilgi serileri yaşamaya başlarsınız. 10'larca şut çekersiniz gol olmaz, rakip bir kontra ile golü bulur ve kazanır.

    4) takımınızı ne kadar geliştirirseniz, geliştirin, 1 ay önce esen gürleyen oyuncu bir anda kalasa döner. yetersiz gelmeye başlar. bu sırada her hafta yeni yeni oyuncular çıkar. her yeni oyuncu bir öncekilerden daha iyidir. oyun döngüsü o kadar hızlıdır ki, oynayarak kazandıklarınız asla bu hıza yetişmeye yeterli olmaz.

    5) bu sırada ödüller için ea sports'un ağına düşmüşsünüzdür zaten. wl her hafta sonu 30 maç yapıp karşılığında ödüller kazandığını bir turnuva. bu 30 maçın stres seviyesi öyle yüksektir ki bittiğinde üzerinizden tır geçmiş gibi hissedersiniz. bazen o 30 maç bitmek bilmez. bazen tek güne sığdırmaya çalışırsınız. çünkü sürekli geride kalma, yetişememe, bir şeyleri kaçırıyor olma hissi yakanıza yapışmıştır.

    6) paket açma işi de bildiğiniz kumardan farklı değil. yavaş yavaş pençesine düşürür sizi. paraya hiç ihtiyacı olmayan zenginlerin kumar bağımlılığı gibi bir kere bu paket işine düştünüz mü içinden çıkamazsınız. önceleri kadro kurma görevleri ile açtığınız paketler yavaş yavaş fifa point'ler ile açılmaya başlanır. her bağımlı gibi kendinize yalanlar söylersiniz; "bu defa son." , "sonuçta saatlerce oynadığım bir oyun zevk almak için veriyorum bu parayı." hepsi yalan. karşılığında hiç bir şey almayacağını bile bile, sırf hırs ve kumar bağımlılığı ile paket açarsınız.

    7) oyunda bir de ticaret imkanı var. bu sayede gerçek para harcamadan oyun içi para (coin) kazanmak mümkün. fakat bu da inanılmaz emek ve çaba gerektirir. boş zamanlarınızın tamamında kartları düşünürsünüz. futbin'de onun fiyatı artmış mı, bunun fiyatı azalmış mı buna bakmaktan başka şeylere zaman ayıramazsınız.yetmiyormuş gibi bir de ea sports, bu sene oyunundaki en iyi ticaret yapanları kendi bünyesine kattı ve ticaret yapanların işini bozmak için karşı hamle olarak kullanıyor.

    özetle, bu oyun gelmiş geçmiş en kapsamlı ve en zevkli futbol oyunu olabilir. fakat içine girdikçe kötü yüzünü tatmamak imkansız. bir süre sonra bir adım geri çıkıp uzaktan baktığınızda gördüğünüz tek şey şu olacaktır;

    1) bu oyun bağımlılık ve kumar üzerine kurulu
    2) oyunun dinamikleri oyuncu psikolojisi ile oynamak üzerine kurulu ve ciddi ruh sağlığına zararlı.

    oyunun bu etkileri uzmanlar tarafından da ortaya çıkarıldı. belçika'da oyun içi alışveriş çocukları kumara özendirdiği için yasaklandı. bir çok ülkede de yasaklanmak üzere. türkiye'de ne zaman yasaklanır bilmiyorum ama burayı okuyan anne baba'lar, sözüm size; bu oyun basit bir futbol oyunu değil. tamamen kumar üzerine kurulu.

    bu oyunun nasıl bir batak olduğunu görmeniz için reddit'ten bir link paylaşacağım aşağıda. oyuncuların nasıl tükendiğini ve hayatlarının nasıl olumsuz etkilendiğini kendi ağızlarından okuyabilirsiniz;

    https://www.reddit.com/…all_it_quits_for_my_health/

  • bold pilot gibi efsane bir atın vefatına rağmen işini icra etmek üzere sahaya çıkan profesyonel teknik direktör.

  • hayatta kalanlara çok odaklanıp, başarısız olanların neden başarısız olduklarını gözardı etmek. insanoğlunun doğru düzgün istatistik bilmemesinden kaynaklanan bir akıl yürütme/mantık hatası.

    mesela, şöyle bir örneği var: ikinci dünya savaşı sırasında bomba uçaklarımız düşmesin diye uğraşan amerikan hava kuvvetleri, operasyonlardan başarılı dönen uçaklara bakıyorlar ve mermi deliklerinin en çok kanatlarda, gövdede ve kuyruk kısmında olduğunu görüyorlar ve hemen sazan gibi atlayıp, heh uçaklarımız en çok buralardan vuruluyormuş öyleyse buraları zırhlandıralım diyorlar. fakat o sıralarda amerikan savaş matematiği departmanında* çalışmakta olan ünlü matematikçi abraham wald, "efendiler durun, bunlar zaten sağ salim dönen uçaklar bunlar vurulmuş dönmüşler, sorunun nerede olduğunu görmek için esas düşen uçaklara bakmak gerekir" demiş ve günü kurtarmıştır.

    ben örneği buradan aldım, burda konu daha detaylıca işlenmiş.

  • bazı kişilerin finlandiya'da yaşama şansı varken türkiye'ye döndüklerine ilişkin bir haber okuyacağım düşüncesi ile geldim.

  • oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor:
    - abi ablam nişanlanıyor biliyorsun...
    - yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.
    - ben sana bir şey sormak istiyorum...
    - söyle...
    - bu nişan dedikleri ne? evde sordum, 'eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.
    - hıııım... zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım...
    - dinliyorum.
    - diyelim ki şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. sana bir bisiklet alıyorlar ve 'haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin' diyorlar. işte şubat ile haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor.
    - haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. peki dokunmaya izin var mı?
    - vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun!.

    ***

  • amk.

    "abd, adana'daki diplomatlarını tahliye ediyor! abd dışişleri, yurttaşlarına "türkiye'nin güneydoğusuna seyahat etmeyin" uyarısında bulundu."

    link

    antakya'da yaşıyorum, az sonra dışarı çıkacağım. savaş filmleri, savaş öncesindeki son mutlu günlerle başlar bilirsiniz. öyle hissediyorum lan resmen, son mutlu günler.

  • 55 yaşındaki amcaya da muayeneden sonra aynı şekilde mesaj atıyorsa helal olsun denilebilecek doktor. mesaj atmak için adam seçiyorsa art niyetli bir yavşaktır. bunu normalleştirmeye çalışan da çanak tutan yavşaktır.

  • yemeyiverin. istikrara oy verin ki bu şekilde istikrarlı bir şekilde zamlar devam etsin. siz de yemeyiverin. size çok peynir meynir.

  • istanbulun bir yakasından bir yakasına geçilmesi son derece önem teşkil eden bir durum vardır. karşıya iskele son vapuruyla gidilicek ve karşıdaki tren'e binilip memlekete gidilicektir. kazara kacırırsak vapur'u aynı zamanda treni, istanbul bankları beni beklemektedir uyumak için. koşu başlamıştır, son 400 e girilince hız artmıştır.. uzaktan vapur görülmüştür, hafif ayrıktır. yeni kalkmıştır denilip hız yükseltilir, iskeleden içeri girilir, bileti mileti sittir edip turnikenin üzerinden atlanılır herkesin şaşkın bakışlarının altında. kapı acılır koşulur koşulurrrr ve karsıda yarım metre ayrılmış yeni kalkmış vapura carl lewis misali uzun atlama yapılır ve haliyle yere yapışılır yüzünde mutlu ve son dakika golu atıp sakatlanan gururlu futbolcu gülümsemesi vardır. lakin herkes size gülmektedir, onlara derdinizi anlatırsınız ama gülme daha da artar ve beni yıkan, şebek yapan o cümle gelir

    yolcunun biri : biz daha henüz iskeleye yeni yaklaşıyorduk.!!