ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sevgilinin diş macununu ortadan sıkması
-
sizde sorun yaratıyorsa dingil olduğunuzu gösterir.
neden?
diş macununu ortadan sıkma geyiğinin tarihine bakmak gerekir.
diş macunları ilk çıktığında alüminyum tüplerde satılırdı. dolayısıyla ortadan sıktığında dibindeki macun bir daha dışarı çıkmaz, uğraş sonucu tüpün patlamasına kadar giden sonuçlara neden olur, diş macunu murdar olurdu.
günümüzde plastik tüpler kullanılıyor. başını da sıksan, dibini de sıksan farkı yok. tüp şeklini koruyabiliyor. tüpün içindeki macunun büyük bir kısmını kullanabiliyorsun.
80'lerin, 90'ların geyiği ile 2015 yılında olmayan sorun üretmek sizin yaptığınız.
dingiller...
sahaya çıkın ve kendiniz gibi oynayın
-
fat'ih terim'in öğrencilerine çek cumhuriyeti maçı öncesi verdiği taktikmiş, ahahahahah..
şimdiye kadar bizim mahalle maçlarında oynadığımız topun top oynamayı bilmeyen sahibi gibi oynuyorlardı zaten..
"kendiniz gibi oynayın" diyor ya..
ulan ne geldiyse başımıza kendileri gibi oynadıkları için gelmedi mi zaten? biraz messi gibi, ronaldinho gibi, hagi falan gibi oynasınlar..
tokalaştığı kişinin elini güçlü sıkan tip
-
bir de bunun hic el sıkmayıp elini ölü balık gibi bırakanları var sanırsın danimarka kraliyet ailesinde staj yapmış.
ortası iyi bu işin.
simit sarayı'na gidip simit sar ayı demek
-
çok yanlış bir hareket. eğer karşıdaki adam hakkaten ayıysa çok ayıp olur.
kiminle görüşüyorum
-
(karismatik)
- kiminle görüşüyorum?
- yanlış insanla.
(sıkıcı)
- kiminle görüşüyorum?
- hangi numarayı aradıysanız, o numaranın sahibiyle.
(çok kişilikli)
- kiminle görüşüyorum.
- kimi arzu ederdiniz?
(paranoyak/asabi)
- kiminle görüşüyorum?
- sen kimsin?
(ev hanımı)
- kiminle görüşüyorum?
- hatice sen misin?
(ev babası)
- kiminle görüşüyorum?
- aloo
(espriktüel)
- kiminle görüşüyorum?
- özcanoğulları'nın malikânesi, buyrun. eküki
(sözlükçü)
- kiminle muhatap oluyorum?
- (bkz: kiminle görüşüyorum) (bkz: aramaya inanmak)
ebru gündeş rassan khosnaw aşkı
-
arabistanlı lawrence bu kadar ilgilenmedi bu coğrafya ile
külot yırtmak
-
herhangi bir yerine kesik atmadan yırtabilmek ciddi anlamda efor gerektirir.
not: tekstil mühendisiyim.
kız babası olmak
-
kısmetse 4 ay sonra yaşayacağım süper olay.
ama ben daha şimdiden havaya girdim tabi. zaten baba olacak olmanın verdiği o acayip heyecan yetmezmiş gibi, bir de kız geliyo iyi mi? detaylı ultrasonda 3 boyutlu haliyle de müşerref olduk, iyice bir ısındık kendisine.
vallahi geçmez bu 4 ay... allahım sen aklıma mukayyet ol...
edit: güzel temennileri için tüm sözlük dostlarına sonsuz teşekkürler.
can simidiyle 1 km açığa sürüklenen bebek
vicky cristina barcelona
-
gaudi, bohem hayatı, kronik tatminkarsızlık, güzeller güzeli barcelona, kadeh kadeh şarap arkada paco ile içimizi ısıttı..tabiki bir de bu var;
(bkz: speak english)
yaran fıkralar
-
hakim: cumhurbaşkanına neden hakaret ettin?
sanık: süleyman soyu hakaret etti bakan oldu
numan kurtulmuş hakaret etti yardımcısı oldu. devlet bahçeli hakaret etti ortağı oldu. savcı sayan hakaret etti belediye başkanı oldu. benim de kendimce bir kariyer planım var.
24 haziran 1989 bob dylan istanbul konseri
-
eğer hafızam beni yanıltmıyorsa gerçek anlamda istanbul'da izlediğim ilk konserdi. bundan tam tamına 7521 gün önceydi nerden baksan 21 yıl olmuş . daha gencecik bir yaşam ünitesiyken konsere özel bir sebepten dolayı gidemeyen yengemin ( ah şimdilerde ne kadar üzüldüm ah ne kadar anlatamam ) ben gitmiyorum sen dayına eşlik et gerçek müzik dinlersin demesiyle kendimi daha önce orhan gencebay'ın bir filminde hınca hınç dolu bir halk konserinde isyan edercesine elleri kanarken batsın bu dünya adlı şarkısını seslendirirken gördüğüm harbiye açıkhava tiyatrosunun taş koltuklarında bulduğum konserdi.
o sıralar nasıl bir tarihi ana tanıklık ettiğimi fark edemesem de bunu anlamam için üzerinden çok zaman geçmedi.
konser yanılmıyorsam 17. uluslararası istanbul müzik festivali kapsamında gerçekleşmişti , yine daha sonra müziklerini dinlediğim joan baez'de aynı etkinlik içerisinde sahne almıştı tabi onu izleyememiştim zira istanbul'da yaşamıyordum ve istanbula bir kaç günlüğüne gelmiştim hoş joan baez'i de tanımıyordum açıkçası. ne ayıp!
bugün yıllar sonra aklıma geldi , sanırım haberlerde istanbul müzik festivalinin kurucusu şakir eczacıbaşı'nın ( rahmetle anıyorum) cenaze görüntülerinden etkilenmem büyük rol oynadı. benden hem yaşça büyük olduğu için hafızasına ve müzik bilgisine güvenerek camurlusular'ı aradım ki tarihi teyid ettireyim. 1989 dedi hiç düşünmeden! telefonu kapattıktan sonra eve gittim ve başladığım arşiv sandığını karıştırmaya ve sonunda solmuş bir yaprak kağıt üzerine jun 24, 1989 istanbul, turkey yazılmış playlist'ine ulaştım. konser biletimin diğer yarısı nerede onu bulamadım.
şarkılar tam sırasıyla şu şekildeydi ;
1- (bkz: most likely you go your way and i'll go mine)
2 - (bkz: all along the watchtower)
3- (bkz: ballad of hollis brown)
4- (bkz: just like a woman)
5- (bkz: the water is wide)
6- (bkz: ballad of a thin man)
7- (bkz: highway 61 revisited)
8- (bkz: mama, you been on my mind)
9- (bkz: mr. tambourine man)
10 - (bkz: don't think twice, it's all right)
11- (bkz: knockin' on heaven's door)
12- (bkz: i shall be released)
13 - (bkz: you're a big girl now)
14 - (bkz: leopard-skin pill-box hat)
15- (bkz: like a rolling stone)
16 - (bkz: blowin' in the wind)
17 - (bkz: one too many mornings)
18- (bkz: it ain't me, babe)
19 - (bkz: maggie's farm)
tarihin tozlu sayfalarından, ekşi'de nesli tükenmek üzere olan 5. nesil yazarınız beşinci göz , yine tarihin bir sürü byte'larından oluşan server'larında yerini almasını için bildirdi.