hesabın var mı? giriş yap

  • bir ofiste calisanlar aralarinda konusmaktadir..

    - benim hatun tatile fransa ya gidecek, gezsin hava alsin dedim.
    - benimki de phuket istiyordu, kiramadim gonderiyorum..
    - benim esim de fiji ye gidicem diye tutturdu, biletini aldik.

    birisi cayciya donup dalga gecer gibi:

    - ee ali emmi sen nereye gonderiyosun yengeyi?

    - ben bi yere gondermiyorum yegenim, yengenizi kendim s.kecem..

  • durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.

    örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)

    x kişi: sen gavatsın
    y kişi: bence böyle şeyler normal
    z kişi: buna normal diyen gavattır
    tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.

    örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.

    x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
    y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
    z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
    y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.

    iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
    (yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)

  • + author sen bir roman yazmışsın ismi nedir, okuyayım!?
    - dur içerde vardı bi' tane, imzalayıp vereyim. hediyem olsun. hatta imzalı bi' tane olacaktı, onu getireyim ben en iyisi.
    + eyvallah mirim. elimdeki kitabı da bitirmiştim, akşam başlarım seninkine hemen.
    - fikirlerini söylersin okuduktan sonra.
    + tabi tabi.
    - hemen geliyorum.
    + vaay. çok sağolasın ya. bi' dakka ama... abi sayfaları açılmıyor bunun. yapışmış galiba.
    - eheh imzalı kitap verecem dedim ya, ondandır.
    + lan sen imza derken... oha ya!

    ...

  • bir şeyin orijinaline sadık kalınmasını beklemek nasıl ırkçılık olabilir? asıl ırkçılık, bakın sen zencisin ama ben sana da değer verip buraya sıkıştırıyorum demektir. keşke bunu fark edebilsek.

  • bugün insan kaynaklarından aşağıdaki mail geldi ve bu başlığı gördüm.

    --- spoiler ---
    sevgili martin,

    2020 yılının şubat ayından beri tatil yapmadığını (yıllık izne çıkmadığını) gördük, her şey yolunda mı? izne çıkmaman iş yoğunluğu ile ilgili bir durumsa bunu konuşabiliriz.

    iyi günler dileriz,
    ik müdürün agnieszka
    --- spoiler ---

    5 yıl önce türkiye'de yaşarken cuma gününe denk gelen 1 mayısı birleştirip, üzerine 1 hafta tatil yapmak istediğimde (5 iş günü), yarı-kurumsal bir firmada mobbing gördüğüm müdürüm tatilin biraz uzun olmayacak mı, en azından bilgisayarını yanına al, bir gün çalış demişti (tatil için yurtdışına gideceğimi biliyordu).

  • kuşların çarpışından ve motorları etkisiz hale getirmelerinden sonra kalbinin deli gibi attığını ve son zamanları olduğunu düşündüğünü, fakat; soğukkanlılığını kazanması gerektiğini, yolculara paniksiz, kesin ve güven verici konuşması için 3-5 saniyesi olduğunu düşündüğünü, ve bunun ardından hemen işine koyulması gerektiğini anladığını belirtmiştir. ve tüm bu düşündüklerini eksiksiz başarabilmiştir.

    nehirden başka bir yere inme şansı olmadığını, piste çok uzak olduğunu ve bulunduğu bölgede de o kadar uzun ve o kadar yumuşak başka zemin olmadığını (smooth diye dillendiriyor tam yumuşak demese de) ve bu nedenle hudson nehrine indiğini belirtiyor.

    bu uçuşta motorlar durduğu için uçağın burnunu kaldırmaya çalışmak ya da sabit tutmaya çalışmak direk "ölüm" olacaktı. bu nedenle buradaki kritik nokta, uçağın önden hava gelmesine göre tasarlanmış aerodinamisini kullanmak ve dolayısıyla uçağın kendi kontrolünde kalması adına burnunu aşağı indirmektir.

    ki sullenberger öyle de yapmıştır. ta ki inene dek. inerken de ciddi bir hızda olduğu için en ufak yanlış açıyla inmesi uçaktaki herkesin ölmesi anlamına gelebilirdi. bu nedenle kendisi en mantıklı inişin önce uçağın kuyruğunu suya değdirmek olduğunu düşündüğünü belirtmiş, bunu uygulamış ve çarpışmanın büyük enerjini bu noktada bırakmıştır. bu nedenle hala ivmesi olan uçak suya kırılmayacağı bir açı ve yumuşaklıkla inmiş, gene de hızlı olduğu için burun suya değdikten sonra burnu doğal olarak suyun altına girmiş ve uçak bir süreliğine su fışkırmasından görünmez hale gelmiştir. gene de olabilecek en optimum hız ve açıyla gerçekleştiği için yaşamını kaybeden olmamıştır.

  • çünkü nasıl açılacağımı bilmiyorum.

    çünkü ağzım laf yapmıyor, en kötü kusurlara sahip de olsan sözlükte de piç olarak bilinen kesim laf lafı açıp, kızı bağlarken ben noktalama işaretine dikkat etmeye kasıp, kızı gerim gerim geren şeyler yazıyorum.

    çünkü onu eğlendiremeyebilirim, sosyal olarak kısıtlı geçmişim var ve öyle ne zaman nereye gidilir, nerede ne yapılır bilemem.

    çünkü başkası kızın orasına burasına rahat dokunabilirken belim elim titrer, gidemem yanına. korkarım ne olursa olsun.

    çünkü başkası hızlı davranırken ben doğru zamanı beklerim ve o zaman gelmeden o kızı kaybederim.