hesabın var mı? giriş yap

  • sokak kedilerinden insana salgın hastalık geçeceğini sanan cahillerin üşüştüğü başlık.

    kedilerden insana geçen en yaygın olarak iki hastalık vardır: birincisi kuduz, ikincisi kedi tırmığı hastalığı. fakat kediler kuduz taşıyıcısı olamazlar, ancak kuduz bir orman hayvanı tarafından ısırılıp, hayatta kalırlarsa kuduzu bulaştırabilecekleri birkaç günlük kısa bir aralık vardır. son yıllarda veteriner müdürlüklerinin köpekleri aşılaması ve ormanların da şehirlerden uzaklaşması sayesinde kuduz hastalığı kırsal bölgeler hariç ortadan kalkmış gibi. ikinci hastalık olan kedi tırmığı hastalığı ise basit bir bakteri hastalığıdır, çoğu kimse farkında bile olmadan atlatır, nadiren antibiyotik gerekebilir ama bağışıklığı normal biri için gripten daha tehlikesizdir. ve en önemlisi, bu hastalıklar havadan uçarak geçmez insana, ancak derinizin çizilmesi durumunda geçer.

    kısacası, yanınızda oturan insandan hastalık kapma ihtimaliniz kediden kapma ihtimalinizle kıyaslanamayacak kadar yüksektir. "ama parazit" dediğinizi duyar gibiyim (ayrıntılı liste aşağıda), kediye elinizi sürdükten sonra o elle yemek yiyorsanız bu sizin hatanız. kaldı ki o paraziti kötü yıkanmış sebze-meyveden veya piknikte topraktan esen rüzgardan bile kapabilirsiniz. ama tabii yine de inanmak istediğinize inanacaksınız.

    marketlerde kedinin yiyecek üzerinde gezmesi ise, evet, kabul edilemez.

    öte yandan, tüm bakımsızlığına rağmen istanbul'da sokaklarda, metrolarda, otoparklarda, çimenliklerde ve marketlerde geceleri fare sürüleri akmıyorsa bunu sokaktaki kedi nüfusuna borçluyuz. zira cahilce inanışın aksine siz kediyi tıka basa yaş mama ile de besleseniz, hayatında açlık görmemiş bile olsa, kedi hala yarı vahşi bir avcıdır ve bu içgüdüsünü karşılamak için avlanır. bu konuda bbc'nin bir belgeseli var, hani inanmak değil de bilmek istiyorsanız izleyebilirsiniz.

    gelen liste üzerine ayrıntılı edit:

    - lyme kediden insana geçmez (google it), keneden geçer.
    - salmonella'nın en yaygın kaynağı tavuk ve yumurta olmakla birlikte kedinin kakasından bulaşabilir. yine dediğim gibi kediye dokunduktan sonra elini yıkamayan suçludur.
    - kedilerdeki giardiasis suşu insanlardan farklıdır, geçiş ihtimali sağlıklı insanda çok düşüktür.
    - leptospirosis yine havadan geçmez, kedi çişi ile temasta geçer. yalnız kedi çişinin suya bulaşması risklidir, tüm diğer çişler gibi. neyse ki kedi çişini farelerin aksine toprağa yapmayı tercih eder, zira leptospirosis fare çişinden de bulaşır.
    - uyuz parazit, saçkıran mantar hastalığıdır, elinizi yıkayınız. spor salonunda başkasının havlusunu kullanmayınız.
    - toxo havadan bile geçer, piknikte de kaparsınız, salatadan da, iyi pişmemiş etten de. toxo'yu kedi parazitine indirgemek belki de toplumsal farkındalığı düşürüyor. kediyle temas etmeyen kendini korunmuş sanıyor.

    sonuç olarak, doğanın içinde yaşıyoruz ve steril bir ortamda yaşamak sandığınız kadar sağlıklı değil. kediyi denklemden çıkarısanız fare çişi ile sorununuz daha fazla olacaktır. ama açık yiyecek de hiçbir hayvanla temas etmemelidir.

  • akp'li çıkması yani. haber metnine göre sözleşmesini akp hükümetiyle yapmış, bunca sene uzman çavuşmuş üstelik. torpili de yoktur, kesin.

    ama öyle böyle değil, nasıl temizlediler fetö'yü değil mi hafız! ülkü ocakları bile alkışlamışken son yaptıklarını. korkmadan haykırıyor ak feraset: fetöcüüü.

    (bkz: her taşın altından fetö'nün çıkması)

    son taşı kim atmış lan. * ilk taşın isabet ettiği hangi örgütten çıkmış? sondan ikinci taşın atıldığı kimlerdenmiş? ülkü ocaklarının alkışladığı kaçıncı taşmış? dadaş attı dedikleri kaç gramlık bir taşmış? şeytan taşlayan vardı, o neyden yargılanmış daha önce? polis, tam olarak hangi taşı seyrederken öteki taşlar atılmış?

    ek: bak birden bire neyi hatırladım şimdi. ibda-c ve hizbullahın faili meçhul cinayetlerdeki payını unuttturup, hepsini aha bu lanet ergenekoncular yaptı diyen de ak ferasetti. kovuşturmaya yer yok kararlarıyla bir çeşit fişleme mi yapılıyor, görev süresince rehin mi alınıyor bazı kamu çalışanları diye sormadan da edemedim. şöyle mi: takipsizlik aldın ama adımına dikkat et haaa!

    neyse ki çok zaman sonra değil, bu pazar bu boktan soruları sormayacağımız bir döneme gireceğiz.

  • güzel çiçeklerin, hava kararıncaya dek sokakta oynamış çocukların, annelerimizin pişirdiği akşam yemeklerinin, sevimli sokak hayvanlarının ve yazın tatlı sıcağında kalabalıklaşan sokağın kokusunu ihtiva eder yaz akşamı kokusu..

    toprağın sıcağının kokusu dahi dolar burunlarımıza. koyu yeşil yaprakların, minik minik açmış bahar dallarının salınan naif kokusu da yazın habercisidir illaki. hepimiz bir defa solusak tanırız seni yaz akşamı kokusu..

    ah yaz sen ne güzelsin, keşke hep kalsan bizle.

  • "o kız farklı".

    değil abi. o kız farklı değil. sadece, öyle düşünmek senin hoşuna gidiyor o kadar.

  • bu kule ilk kuruldugunda aslinda amac paris'te fransiz devriminin 100. yilini kutlamak icin kurulan bir fuara ekleme yapmakti. buna gore kule kurulacak ve bir sene sonra kutlamalar bitince yikilacakti. fransiz hukumetinin acmis oldugu ihaleye bir suru muhendis ve sirket katilmisti ama gustavo eiffel adli amcamiz ihaleye girdiginde herkes onun ihaleyi kazancagini biliyordu cunku bu arkadasimizin devlet icinde bir suru tanidigi ve agirligi vardi. gustavo eiffel gercekten de ihaleyi kazanacakti ve devlete ilginc bir oneride bulunacakti. buna gore kule 1 yil yerine 20 yil kalacak, kuleyi gustavo eiffel kendisi isletecek ve karsiliginda kulenin yapiminda yapilan masraflarin %80'ini bizzat kendisi cekecekti.

    bu olay paris'te cok buyuk tepki cekmisti. sehirdeki unlu edebiyatci, sair ve ressamlar kuleyi protesto etmek icin sokaklara dokulecek ve bir cok bildiri yayinlayacakti. sehrin sanatcilarina gore bu demir yigini sehrin guzel goruntusunu bozacakti ve sehri cirkinlestirecekti. ilginctir ki bugun paris deyince insanlarin aklina ilk gelen sey bu kule ve bu kule tek basina milyonlarca turisti cekiyor. o donemde insanlarin bunu gorememisti ve tepki gostermisti.

    insaatin ilk senesi bittiginde kulenin 2. kati bitmisti. insaat cok hizli bir sekilde ilerliyordu. kulenin insaatinda 300 kadar isci geceli gunduzlu calisiyordu. bu kulenin insaati sirasinda insanlari sasirtan bir olay da kimsenin olmemis olmasiydi. boylesine devasa bir insaatta bir kisi bile dusup sakatlanmamis veya olmemisti. insanlar gercekten cok buyuk bir ozveriyle calismisti.

    kulenin insaati 1889'da bitmisti ve yuksekligi 300 metreydi. o gunlerde bir efsaneye gore 300 metrenin uzerine cikan biri gokyuzune dokunabilirdi ve kulenin yuksekligi bu yuzden 300 metre olarak secilmisti. bu kule 1930'a kadar dunya'nin en yuksek kulesi olacakti. gustavo eiffel bundan sonra kuleye tasindi ve bilimsel calismalarina buradan devam etti. bundan sonra da kendisini aerodinamik calismalarina verdi. kuleyi gormeye fransa'nin ve avrupa'nin bir cok yerinden insanlar geliyor ve kuleyi gormek isteyenlere bilet satiliyordu. boylece kuleyi isleten gustavo eiffel, kuleye yaptigi yatirimi fazlasiyla geri kazanacakti.

    kule kuruldugundan beri 20 yil gecmisti ve anlasmaya gore kulenin yikilmasi gerekiyordu. o sirada ilginc bir olay kulenin hayatini kurtaracakti. o donemde kulenin anten olarak kullanilabilecegi, ve kulenin tepesine yerlestirilen vericilerle amerika kitasina dahi yayin yapilabilecegi anlasilmisti. bundan dolayi kulenin yikilmamasi ve radyo anteni olarak kullanilmasina karar verildi.

    birinci dunya savasinda fransiz komutanlar savasi kuleden yonettiler. ayrica kulenin uzerine yerlestirdikleri vericiler sayesinde avrupa'daki tum fransiz askerleriyle rahatca iletisim kurulabildi. ikinci dunya savasinda bu kuleyi radyo vericisi olarak kullanma sirasi nazilerdeydi. isin ilginc tarafi naziler bu kuleye bayraklarini cekince fransizlar'i oldukca kizdiracakti ve bu sayede fransizlar'dan bir cok insan direniscilerin safina gececekti. ikinci dunya savasi biterken fransizlara kizan hitler kulenin bombalanmasini emretti ama bolgedeki alman general sehre ve kuleye asik oldugu icin bu emre itaat etmedi.

    gunumuzde kule fransizlarin ve paris'in bir semboludur. kule 7 yilda bir yeniden boyaniyor ve bunda 300'den fazla insan 18 ay boyunca gorev aliyor. kulenin isiklandirmasi icin bol miktarda isik kullaniliyor. ayrica kulede kullanilan asansorlerden bir tanesi kule ilk insa edildiginde kullanilan asansorun ta kendisi. gunumuze kadar hic yamuk yapmadan gelmis ve hala calismaya devam ediyor.

    bu kulenin dunya'nin bir cok yerinde taklidi bulunuyor....

    ohio:
    http://farm4.static.flickr.com/…68_b0d56e8879_b.jpg

    tennessee:
    http://farm4.static.flickr.com/…14_739fa712fb_b.jpg

    las vegas:
    http://farm4.static.flickr.com/…87_fb16e5ac6f_o.jpg

    tokyo:
    http://farm1.static.flickr.com/…49_781769fb3c_o.jpg

  • benim için ''severek ayrılalım, aşka hasret kalalım, eğer mutlu olursak yeniden barışalım'' sözlerinde barınan mantık hatasıdır. yıllardır düşünürüm hala çözebilmiş değilim.

  • oha! yurdu acanin, actiranin, denetlemeyenin; cocugunu o yurda gonderenin, cemaate bu kadar prim verenin; ilceye hizmet ve okul goturmeyen hukumetin, ortbas eden basinin, binayi yapan muteahhidin, ihmalkar davranan yurt yonetiminin... hic sucu yok; ama cocuklari ben yaktim cunku cihangir'de oturan bir ateistim.

    ne guzel lan, adamlar mutlulugun ve sonsuz masumiyetin formulunu bulmus. hep magdur ol, hep baskasini sucla... ne ala memleket.

    olay mahalline sonradan gelen defans oyu'nun ricası üzerine edit:
    yangından kurtulan öğrenciler için bir yardım kampanyası başlatılmış. bundan sonra daha iyi şartlarda eğitim görebilmeleri ve yaşadıkları travmadan az da olsa kurtulabilmeleri amacıyla; elinizin erdiğince, yardımlarınızı bekliyoruz.
    (bkz: #64412380)