hesabın var mı? giriş yap

  • bugunlerde harikulade bir yasa geciyor danimarka parlementosu'ndan. halk, bundan sonra kendi arasinda uygun gordugu/istedigi bir seyi, 50bin imza toplama kosulu ile mecliste gorusulmesi icin kanun teklifi verebilecek.

    dusunsenize. biz daha internette bile "devletin bize uygun gordugu" sitelere girebiliyoruz sadece. haha sinirim bozuldu, adamlar kanun teklifi veriyor meclise. ne hakla ya? kimsin sen? halksin hepi topu...

    sozum ona, ulkesinde "ileri demokrasi" oldugunu dusunenlere cok yabanci gelecek uygulama gercekten.

    k: http://m.t24.com.tr/…nun-teklifi-sunabilecek,306338

  • hakkında yapılan tespitlere genel olarak katıldığım fakat öğrencilik kısmına katılmadığım insan.
    istanbul öğrenciliği geçirmek için harika bir şehir. illa itü, boğaziçi vs gibi okullar için de söylemiyorum. öğrencinin kendisini eğitmesi, değişik insanlar tanıması, dünyaya açılması için türkiye'de en fazla olanağa sahip şehir istanbul. bu yüzden ısrarla istanbul'da okumaya çalışan, ısrarla hobiler edinmek kurslara gitmek için ek işler yapan, simit-peynirle geçinip tiyatroya konsere giden, şehri gezip tarihini öğrenmeye çalışan öğrenciye ben saygı duyarım. böyle öğrenciler sandığınız kadar da az değil.

    maalesef işte çalışma hayatı başlayınca istanbul o eğlenceli yüzünü çeviyor insana. sadece ne kadar kalabalık olduğunu, sokaklarda dilenen çocuklarını, pisliği, trafiği görmeye başlıyorsunuz. sanki bambaşka bir şehir haline geliyor. ne kadar çabalasam da artık eskiden beni mutlu eden şeyleri bulamıyorum bu şehirde ben. ben onu, o da beni tükettik.

    bundan sonra rotamız ege. ama dendiği gibi, tası tarağı toplayıp gitmek de öyle ha deyince olmuyor. deneyeceğiz.

  • amy winehouse'un ölümüne ağlarken "boşver aşkım, sen ölsen o üzülmezdi." demesi.

    o günden beri yaşama bakışım değişti, ufkum açıldı. nasıl da düşünememiştim salak kafam.

  • içimde kendisinden bir parça bulunan yazar. o parça şöyle diyor;

    ''selamlar. naber.
    bayadır sözlükte yazılanları okuyorum. sayılara baktım. bugün de 3. gün dedim yeter. artık çık bi konuş şu kalabalığa bir iki bir şey söyle. sansasyonel ol. inanın bana 00:00'ı zor bekledim. beklerken uzun uzun düşündüm. dedim acaba neler söylesem de bu arkadaşları ti'ye aldığım meydana çıkmasa...

    benim bi kuzen var 22 yaşında. açıköğretim mezunu. ben de evde öyle takılıyorum finallere çalışıyorum, sözlüğe bakıyorum falan. bu gitmiş pederin fotoğraf makinesını kapmış. peder dediğimde amcam ha. ehe ehe. amcam fotoğrafçı benim. neyse.

    geldi bu dedi ki iki fotoğrafını çekiyim. facebook'a koyarız. olur dedim. kıyafetleri falan giydim. balkonda fotoğraf çektik. açmadı. mahalle'nin yapısı dar. ışık da pek iyi değil. bu arada fotoğrafçılığa hep heves emişimdir ama dslr'lar bok gibi para sıçmayı gerektiriyor. şu saatten sonra makine benim desem de inanmazsınız zaten önceki olaydaki telefondan sonra yemezsiniz sanırım. neyse.

    banyoya geçtik. fayanslardan yansıyan flaş burnumu güzel kapatıyor. saçlar da platin sarısı olunca çok cix fotoğraflar elde ettik. bir kısmını facebook'a koydum. sanırım 21 kişi beğendi. dedim 990 kişide 21 kişi beğensin diye mi çektik fotoğrafları. getirdim koydum ekşibişın'a. bi arkadaş görüp sözlükle paylaşmış. o paylaşmasaydı nolurdu bilmiyorum. sanırım üzülürdüm.

    dışarda mükemmel bir hayat var mottosunu fatih altaylıdan arakladım aslında. yazıklarını okudum biraz gerçek dünya internet şu bu deyince hop diye geliverdi aklıma. hayatınız yok mu sizin lafına az biraz alındınız sanırım du bakalım. ilerde 1-2 fotoğraf daha atar toparlarım. kyk yattı ayın 7'sinde alış-veriş'e gidicem.

    bu arada aklıma gelmişken, sevgi çok önemli bir şey biliyor musunuz ? insanları sevin olur mu ? kendinizi de sevin. ama ihsanı sevmeyin olur mu ? allahın cezası beni bırakıp gitti. ilişki durumu daha değişmedi facebook'ta ama değişecek biliyorum saklıyor benden.

    ~~o değil de şu yazıyı yollarken çok pis çişim geldi. ben işeyip gelene kadar neler yazılır kim bilir. iihihihiihiih çok eğleniyorum yaaa. ıffff hadi kaçtım ben altıma işicem.

    ~~o değil de fotoğraf makinesi kırılır diye korkudan eli ayağı titredi bizim kuzenin. bidahakine coolpix l5 kullanıcaz. yorumları bekliyorum bir de eksıbişın'a yeni server alınabilir mi ? hayır ilgiden çöküyo boşa gidiyo resimler. benim hazırda kyk'dan kalan 110 milyon para var. verebilirim yani.

    ~~ya o değil de ben neden bişın'daki fotoları yoruma kapalı yaptığımı açıklamadan kaçmışım. tüh gördün mü ? kılıfı uyduramadık :/''

  • sözlükteki hesabımı kimse bilmiyor. bazen burda yazdıklarımı twitter, facebook sayfamda ''adam iyi yazmış'' diye paylaşasım geliyor.

    sanırım psikolojik sorunlarım var.

  • hayal kelimesinin arapça'daki kökü, "imgelem" ve "zihinsel görüntü" gibi anlamlarının yanı sıra, "gövdeden ayrılmış ruh" gibi bir anlama da sahiptir. bu dikkat çekici üçüncü anlam, soyut bir kavramı anlamdan taviz vermeden somutlaştırmaya yönelik, başarılı bir girişime benzer. aynı zamanda, yaratıcı tarafından gövdeye hapsedilen ruh kavramına sözlü bir başkaldırı niteliği taşır. yaratma gücünün yaratıcı'ya özgülüğünün karşısına, insani (kendini bilmez) bir yaratı kavramının başlangıç noktası çıkarır, hayal. büyük ingiliz nüktedanı ve oyun yazarı sir bernard shaw, "back to methuselah"ta yılan'ın ağzından, hayal kavramına ve yaratıya dair ilginç şeyler fısıldar: "yaratının başlangıcıdır hayal. dilediğinizi hayal eder; hayal ettiğinizi amaçlar; amaçladığınızı yaratırsınız neticede." aynı shaw, bir akşam davetli olduğu bir piyano konserinde, resitalin ardından eşiyle birlikte oturduğu koltuktan kalkar ve genç piyanisti tebrik etmek üzere onun yanına gider. kendine has o üslupla, "lütfen, genç adam, tanrıları daha fazla kızdırmamak adına her gece biraz olsun kötü çalınız." der. sanatta, doğaçlamada, baştan çıkarmada ve hikâye anlatıcılığında; yani yaratıda karşımıza çıkan bu efsun, tanrısallıkla bu hoşbeş olmuşluk, "gövdeden ayrılabilmiş ruhların" harcıdır sanki. bütün varoluşun bir zamanlar bir hayalden ibaret olduğu düşüncesi, bu açıdan, kendi vücudunu terk eden, sıkılgan bir yaratıcı imajını akıllara getirir. zamandan ve mekândan münezzehliğin insanca bir ifadesi olan hayal, böylelikle antropomorfik bir yön kazanır.

    ancak insani bir avuntu olan hayalin de ötesi vardır. tahayyül söz konusu olduğunda, mekânı zihinde canlandırmak, onu cisimleştirmek için öncelikle istenç gerekir. soyut kavramları somutlaştırmak için zihnimizi kullandığımızda ise bu, tasavvur olur. lakin bunların dışında, insan iradesi ve aklın kontrolü* dışında sökün edenleri tanımlayan tevehhüm* söz konusudur. vehim, "kuruntu" anlamıyla kestirilip atılsa da, çok katmanlı manalara sahiptir. mesela matematik ve metafizik, tevehhüm ile yapılır. sanat ise tahayyül ile yapılır. tevehhüm, tahayyülün sınırlarının ötesine gidebilmesinin yanı sıra, ortaya çıkışı için istenç de gerektirmez. daha baştan sabote edilmiş, uzay ve zamandan arı bir gerçeklik projesi olan hayal, zaten uzay ve zamanca sınırlanmış insanın, "gövdesinin dışına çıkan bir ruh" olma özleminden köklenir. tevehhümün, antropomorfik herhangi bir fenomeni çağrıştırmaksızın ve insani herhangi bir zaafa dayanmaksızın ortaya çıkışıysa, "her şeyi hayal ederek var eden bir yaratıcı" yakıştırmasından daha elverişli bir kavrayışa temel oluşturabilir.

    hayali söz konusu etmeyecek kadar zengin ve engin bir hayat, insanda herhangi bir arzu bırakmaz. insan psikolojisi böyle bir durumda, bir kendi-kendini-imha sürecine girmekten korunma girişimi olarak, arzuyu yeniden yaratır ve boşluğa, belki yoksulluğa gereksinir. vehim, bu tip bir ödünleşime gebe değildir. insanın kendi içinde karşılaştığı biyolojik meydan okumaların ortadan kalkabileceği boyutlar, sıkılgan bir yaratıcı imajı kurgulayan sözdizimindeki hatayı gözler önüne serer.

  • tam oha çok iyiymiş hemen evleneyim diyordum ki gsb nin sitesine girdim ve şöyle bir açıklama gördüm:

    www.gsb.gov.tr/haberdetaylari/1/3454/evli-ogrencilere-burs-mujdesi.aspx

    yani suat kılıç böyle bir şey dememiş. daha ilginç bir şey demiş:

    "şu an evli üniversite öğrencilerinden yurtta barınma ücreti almama ve burs verme konusunda çalışma başlattık."

    evlendikten sonra yurtta kalacaksam o nasıl evlilik olacak acaba. yurtta beraber kalacaz desek daha bu sene başında karma yurtlar kaldırıldı.

    ee nerde yapacak bu gençler 3 çocuğu?

    suat başgandan ek açıklama bekliyorum.

  • bu geceki efsane begüm ayarından aklımda iki cümle kalmış, topluma hizmet amacıyla paylaşıyorum:

    1. öyle 3-5 tane kamyon arkası yazısı ezberlemekle delikanlı olunmuyor.
    2. süper kahraman logosunun içine kendi baş harfini koymakla da süper kahraman olunmuyor.

  • belki de şöyle:

    öldünüz. 100 km hızla gelen kamyondan kaçamadınız ve öldünüz. karanlık...
    sonra bir aydınlık. yavaş yavaş bir şeyler görmeye başlıyorsunuz. ameliyathane gibi bir yerdesiniz. başınızda garip bir ağırlık hissediyorsunuz. tepede parlak bir ışık. ama bu gördükleriniz doktor değil. kıyafetleri biraz değişik. birini tanıyor gibisiniz. yavaş yavaş hatırlamaya başlıyorsunuz.

    - lumina, 21. yüzyılda yaşamak nasıldı?

    evet. yavas yavas hatirliyorsun. sene 2536. "virtual time travel" denilen pek popüler bu naneye sen de katılmıştın değil mi lumina?
    rüya'da 36 yaşında öldüğüne göre, burada 12 saat geçmiş olmalıydı.

    - lumina, nasıl, eğlendin mi?

    karın da orada. gülümsüyor.
    peki 21. yy.'daki ailen? arkadaşların? kaçı gerçekti, kaçı simülasyondu?

    daha önemlisi, gerçek nedir?

  • goat'un ballon d'or istatistikleri
    68 gol + asist
    dunya kupasi mvp
    dunya kupasi gol+asist kralligi
    fifa best
    iffhs world's best playmaker
    laureus world sports award (dunyada yilin sporcusu) - bu odulu alan ilk ve tek futbolcu

    ligue 1 asist kralligi
    avrupa ligleri en yuksek ortalama rating 8.28 (mbappe 7.80)
    avrupa liglerinde en fazla man of the match odulu (14 vs mbappe 7)
    avrupa ligleri & sampiyonlar ligi toplam assist liderligi (kdb ile beraber)
    avrupa ligleri big chances creation liderligi (bruno fernandes ile beraber)
    avrupa ligleri dribbling liderligi (vinicius ile beraber)
    ligue 1+sampiyonlar ligi - 39 macta 40 gol+asist (mbappe 42 macta 45 gol+assist)

    utanmadan city ile en onemli maclarda, tam tamina "7" yari final+final macinda (sampiyonlar ligi, fa cup dahil) 0 gol & 0 asistle oynamis, gol atmadigi maclarda city'nin acik ara en boktan, en dusuk ratingli oyuncusunu hunharca yaliolar )) city'nin toplam 12 gol attigi bu 7 yari final+final macinda 0 gol amk, gorevi de gol atmak altipasta onu bile becerermemis. 7 yari final & final maci 0 gol amk rezale, city 12 gol atmis bu bos kale golcusunun gotunu toplamak icin, puhaaaa))
    kdb-rodri'nin bircoklarina city'nin en iyi oyuncusu oldugunun bile farkinda degiller, puhahaaa)))

    sadece futbol tarihinin degil dunya spor tarihinin acik ara en prestijli turnuvasi, pelelerin, maradonalarin, cruyff, beckenbauer, gerd muller, r9larin olumsuzlestigi, basladigi anda milyarlari ekrana kitleyen dunya kupasini, lautaro martinez gibi kazmalarla dolu arjantin'le "mvp" olarak kazanmis, dunyanin en iyi oyun kurucusu secilmis, fifa best odulunu almis, avrupa'da 35 yasinda dribling, asist, macin oyuncusu, big chance creation konularinda halen mbappe-vinicius gibi genc starlarla en tepede asik atan, goat level playmaker+dribbler+goalscorer messi ile bos kale golcusunu yanyana koymuslar puhahaha))..

  • muhalif medya diye bir şey kalmayınca adamlar birbirlerini linç etmeye başladılar. bağımlılık olmuş, birilerini linç edip hedef göstermeyince elleri titriyor adamların.