hesabın var mı? giriş yap

  • hepsini anladım da bunca yıllık bilgisayar kullanıcısı/toplayıcısıyım, "içi amerikan döşeme" nedir hala anlayamadığım ilandır. araba mı lan bu???

  • yas 13-14 kozyatagindan maddi imkansizliklar neticesinde yakacik semtine tasinmisiz. ben 7 yil okudugum okulumu degistirmem zaten surda bir bucuk yil sonra bitiyor otobusle gider gelirim diyerek evdekileri ikna etmisim. o sene orta ikinci sinifa gidiyorum ve sabahciyim. hergun zifiri karanlikta uyanir hazirlanir bir gun oncesinden aldigim ogrenci biletimi sabah kullanir okula giderim oglen eve donerken de iki tane bilet alirim. tabi maddi imkansizliklar gun geliyor birakin benim cebimdeki bilet parasini eve ekmek almaya dahi anca yetiyor. bu durumda evden yol parasi isteyemiyorum ve o gun sadece dunden aldigim bir adet okula gidis biletim var. annem sorarsa komsulardan isterim anna merak etme derim diye dusunuyorum. okula gidiyorum kimseden para istemiyorum, cikinca komsulara da ugramiyorum ve basliyorum kozyatagindan yurumeye. o zaman ptt hastanesi simdilerde fsm hastanesini geciyor bostanci sapagina variyorum. seyyar biletciden borc istesem mi diyorum ama hemen yok olmaz oyle sey diyerek vazgeciyorum. altintepe ye yaklasiyorum ve bir motor kurye duruyor yanimda. hayrola nereye gidiyorsun diye soruyor eve cevabini veriyorum. nerede evin diyor, uzakta yakacik diye cevap vetiyorum. hic de korkmuyorum kim bilir o zamanlar simdilerde oldugu gibi kotulukler yaygin olmasa gerek hadi gulsuyu koprusune kadar birakayim diyor ve kabul ediyorum. kafamda kask yok simsiki sariliyorum kuryeye ve klasorumu de aramiza sabitliyorum dusmesin diye. bir an sag bacagimda bir sicaklik hissediyorum. inince bakarim diyor kendimi motorsikletin arabalarin arasindan gecisine kaptiriyorum. gulsuyu koprusunde iniyorum bacagim hala yaniyor bakiyorum ki pacam egzosa yapismis olmali bir yanik bacagim da kizarik. eve gidince krem biseyler surerim diyerek yurumeye devam ediyorum. esenkent, dikimevi, soganlik derken yakaciga vardigimda saat bese geliyordu. annem nerde oldugumu sordu. okuldan sonra ders calistik biraz da top oynadik dedim. ayagimi gosterdim anne suraya biseyler surelim topa vurunca ayagim yandi dedim.
    orta iki ve orta son sinifa kadar pacamdaki yanik izini gordukce aklima gelirdi o gun. meger o yanik pantolon pacasinda degil kalbimdeymis ki hala unutamadim.

  • bugün itibarıyla artık hayatta olmayan kız...

    herhangi bir haber bültenindeki herhangi bir olay kişisi olarak unutulacak olan, bu topraklarda doğmuş ve ölmüş olan kız..
    "tecavüze uğradığı" gerekçesiyle, herkesin birbirinin cenazesine katıldığı küçük köyünde bile cenazesine sadece onu gömen belediye görevlilerinin katıldığı kız..
    ölü getirildiği hastaneye kimler tarafından getirildiği bile bilinmeyen, ölüm nedeni bir doktorun 'zatüreden' demesiyle otopsi yapılmaya bile gerek görülmeden gömülen kız..

    aklımın almadığı şekilde; bir kurbanken nasıl da kültür, toplum, bürokrasi, hukuk ve de bütün çarpık işleyen mekanizmaların aracılığıyla suçlu durumuna düşürülerek, milyonlarca kez beter bir şekilde ölmelerini temenni ettiğim o 28 kişinin elindeki kanı suyun altında yıkayıp "hiçbirşey olmamış gibi" hayatlarına devam edeceklerini hatırlatarak, nasıl da kangrenli.. hastalıklı.. araz.. çürük.. kokuşmuş bir yaşamsal değerler dizgesi içinde yaşadığımı bana tekrar farkettirmiş.. beni tekrardan kahretmiş olan kız..

    onu koruyup yardım etmesi gereken, devletin alt birimlerinden biri olan koruma merkezinden 2 ay önce kaçmış - nasıl, niye, kim? lerin cevaplarının alınabileceğini de üzülerek hiç sanmıyorum- cesedi bir hastaneye gelene kadar kim bilir neler yaşamış olan kız.. bir enkaz.. yaşadığımız coğrafyanın "ahlaksal çöküntüsü"yle oluşmuş somut bir enkaz.. baktıkça utanmak için..insanlıktan..

    ölene kadar geçirdiği süreçte, o tecavüzcülerden hiç bir farkı olmadığını düşündüğüm her hastalıklı bakışa maruz kalışında, o tecavüzcüler kadar; aynı dili, sınırları, coğrafyayı vs. paylaşan herkesin de suçluluğunu bana hatırlatmış olan kız..

    "16 yaşındaki.." diyor kimi bültenler... çocuk daha.. 28 kişi.. üst düzey devlet görevlisi.. bir çocuk cesedi.. bilinmeyen bir ölüm nedeni.. sahipsiz bir mezar taşı.. en önemli tanığını; kurbanını yitirmiş bir dava..

    öfkem hiçbir yere sığmıyor.. biliyorum unutulacak.. biliyorum ne ilk ne de son..

  • neredeyse tamami, devlet yetkililerinin kullandigi cumlelerin duruma uyarlanmasidir.

    olulerin arkasindan ironi yapilmasini dogru bulmuyorum, ama devletin 18 yasindaki gencleri sokak ortasinda esnafla birlik olup dove dove katlettigi ve valilerin cikip "arkadaslari yapmistir" diye insanlarla dalga gectigi bir ulkede, birilerinin de polis olumleriyle dala gecmesinde sasiracak bir sey yok.

    aslinda kimsenin sasirdigi da yok zaten, bunlar hep klavye milliyetciligi, lafa ola beri gele. cok seviyorsan polisini, halkini, daha fazla kan isteyecegine olumler karsisinda "yeter artik" diye tepki gosterirsin.

  • devlet bahçeli'nin ve burdaki tek siyasi görüşü kürt düşmanlığından oluşanların anlamadığı ülkenin çok ciddi bir rejim değişikliği tehlikesi ile karşı karşıya olduğu.

    kimse bu %60'lık kesim bir olsun 4 yıl ülke yönetsin ve sonra zamanında seçime gitsin demiyor zaten. bu imkansız. yapılması gereken koalisyon kurup restorasyon sürecine girmek, yolsuzlukları ve erdoğan'ı yargılamak. daha sonra erken seçime gitmek.

    bahçeli 99 yılında yaptığı gibi yine erdoğan'nın yükselişine sebep oluyor şu an. olası bir erken seçimde akp bir daha öyle ya da böyle iktidarı vermez. şu seçim türkiye'nin tek şansı idi ki görüldüğü kadarıyla siyasi vizyonsuzluk ve geri kafalılık yüzünden harcanıyor.

    geçmiş olsun.

  • --- spoiler ---

    black panther'in marvel cinematic universe'de ki geçmişine bakarsak ilk easter egg'in ıron man filmine kadar gittiğini görüyoruz. hatırlanacak olursa o filmde captain america'nın kalkanı kısa süreli kendisine yer bulmuştu. işte o kalkan sadece black panther'in kralı olduğu wakanda'da çıkan vibranium'dan yapılmış bir kalkan. ikinci ıron man filminde ise harita üzerinde afrika'da belirtilen bir nokta vardı. orası da wakanda'ydı. avengers: age of ultron'a geldiğimizde ise hem wakanda adını duyduk hem de vibranium'un kullanıldığını gördük. aynı zamanda black panther filminde daha fazla gördüğümüz ulysses klaue karakteri ile karşılaşmıştık. captain america: civil war'da ise kralımızla tanışma şerefine eriştik ve az da olsa wakanda'ya bir bakış attık. tabi ki everett ross'da evrene dahil oldu.

    black panther filmi için muazzam bir wakanda filmi diyebilirim. wakanda üzerine kurgusal bir belgesel olsa eminim filmi izleyen herkes çok büyük bir heyecanla izleyecektir. genel olarak filmin eleştirilerinde wakanda'nın çok beğenildiğini görebiliyoruz. gerçekten wakanda harika olmuş. görsel olarak güzelliğinin yanı sıra kültürel anlamda da wakanda çok ön planda. yaşayışları, kültürleri, kabileleri ve taht'ın herkes için ne anlama geldiği seyirciye çok başarılı şekilde verilmiş. wakanda'nın tarihinin anlatıldığı başlangıç çok hoştu. beş farklı kabilenin tanıtılışı ve onların her birinin kendisine ait özelliklerinin olması wakanda'yı çok daha üç boyutlu hale getirmiş.

    benzer şekilde film wakanda'nın niye dünya'ya kapalı olduğunu, teknolojik açıdan nasıl bu hale geldiklerini ve vibranium'un ne derece önemli olduğunu asla aceleye getirmeden, filmin tamamına yayarak, neden sonuç ilişkisi içerisinde anlatıyor. örnek vermek gerekirse ilk thor filmi asgard'ı, krallık sorumluluğunu ve asgard'ın nine realms açısından neden bu kadar önemli olduğunu black panther kadar başarılı anlatamamıştı.

    wakanda'nın diğer ülkelerle olan ilişkisi ve diğer ülkelerdeki siyahilerin başına gelen olaylara ilgisiz kalması ise filmin ciddi anlamda politik alt metnini oluşturuyor. filmde bir çok karakter bundan etkilenmiş ve etkilenmeye devam ediyor. zaten ana villain killmonger'ın motivasyonunu bu oluşturuyor. ırkçılık ile alakalı söylemlerin göze sokulmadan bu kadar başarılı anlatılması çok önemli. film bu konuda harika bir iş çıkarmış. özellikle bir süper kahraman filminde böyle bir alt metin işlemek gerçekten takdir edilesi bir durum.

    karakterlere gelmeden önce filmin alt metni ile ilgili şunu söylemek istiyorum. killmonger'ın filmin sonunda t'challa'nın kendisini iyileştirmesini teklif ettiğinde "neden ? beni esir edin diye mi ? beni denize gömün. atalarımın gemilerden atladığı gibi" şeklinde bir karşılığı oluyor. işte o noktada filmin gerçekten neden diğerlerinden ayrıldığını, bütün karakterlerin ne derece güzel yazıldığını ve politik alt metninin ne derece sağlam olduğunu anlıyorsunuz. hakeza, t'challa'nın değişimi afrika'da değil babasının amcasını öldürdüğü noktada başlatması da tesadüf değil. tam olarak killmonger'ın doğduğu yere gitmesi kesinlikle filmin baştan sona başarısını işaret ediyor. bu süreçte t'challa'nın önce wakanda'yı kapalı tutmak istemesi ama filmin sonlarına doğru fikir değiştirmesi neredeyse hiç aksamadan işleniyor.

    film ana hatlarıyla babasının ölümü ardından t'challa'nın krallık sorumluluğunu üstlenmesi ve bunu hakketme yolculuğunu anlatıyor. t'challa çok tecrübesiz bir kral. bunun için hayatı boyunca eğitilmiş olmasına rağmen halen babasından ayrı hareket etmeye tam hazır değil. kendisini bulmaya başlamışken babasına olan inancının sarsılması ise t'challa'yı resmen ortadan ikiye bölüyor. sırların ortaya çıkması ile kırılgan hale geliyor. babasının hareketinin vicdan azabı zaten killmonger'ın meydan okumasını kabul etmesine sebep oluyor. bu vicdan azabı ve huzursuzluk özgüvenini etkiliyor. kendisini yenilmiş olarak buluyor. fiziksel ve mental olarak hazır olduğunda ise tekrar kral olarak kendisini ispat etmesi gerekiyor. açıkçası bu yolculuğu ben çok beğendim. filmde harika işliyor. t'challa'yı bir çok yönden tanıma şansını bize veriyor. wakanda'nın gücünün niye t'challa gibi bir adamın elinde olması gerektiğini bize çok net gösteriyor.

    filmde karakterlerin çok başarılı yazıldığını tekrar tekrar belirtmek lazım. zayıf karakter ve oyunculuk neredeyse hiç yok. shuri, okoye ve nakia filmin en ön plana çıkan yan karakterleri. bunlar film boyu wakanda ve krala olan sadakatleri ile test ediliyorlar. en değerli olan şey ise karakterlerin bu süreçte hala motivasyonlarından çıkmamaları, değişen karakterlerin ise bir mantığa oturması.

    t'challa ve kız kardeşi shuri'nin ilişkisi filmde en merak ettiğim unsurlardan biriydi. bu ilişkinin kesinlikle işlemesi lazımdı. gönül rahatlığıyla bunun sınıfı geçtiğini söylemeliyim. shuri, wakanda'nın teknoloji dâhisi. on beş yaşında olmasına rağmen bütün teknoloji biriminin başı. kendisini james bond filmlerindeki q'ya benzetmek çok olası. zaten t'challa'ya yeni teknolojileri tanıtması, görev için gerekli malzemeleri vermesi, karakterlerin soluğu gazinoda alması, üstelik baş karakterimize yardım eden bir amerikalı ajan olması tesadüf olamayacak kadar james bond filmlerini andırıyor.

    nakia, kahramanımızın eski kız arkadaşı. wakanda'nın dışarıdaki ajanlarından biri. dışarıya çıkan tüm wakandalılar gibi wakanda dışındaki siyahilerin yaşayışından memnun değil. bu konuda wakanda'nın bir hareket yapması gerektiğine inanıyor. killmonger dışında film boyu full iyi olan bir karakterden de böyle bir motivasyon görmek bence çok önemliydi. wakanda'nın dışarıya açılmasını mantıklı hale getirdi. sadece kötü karakterin değil bir çok kişi için bunun bir gereklilik olduğunu gösterdi.

    okoye'de filmin güçlü karakterlerinden. wakanda'ya ve kral'a olan sadakati hayranlık uyandırıyor. filmde kişilik olarak en oturmuş karakterlerden biriydi. bu sarsılmaya başladığı zamanda yine motivasyonunu kaybetmeden en mantıklı kararları almayı bildi. üstelik sevdiği kişiye karşı olsa bile.

    black panther filmi çizgi romanlardan çok sayıda element kullanıyor. bunları film evrenine uygun hale getirmek için bazı değişiklikler yapılmış. bunların bazılar kafamda soru işareti bıraksa da genel olarak beğendim. örnek verirsek m'baku nam-ı diğer man-ape çizgi romanlarda full performans villan olan bir karakter. filmde onu villain olarak görmekten çok uzağız. avengers: ınfinity war fragmanından gördüğümüz kadarıyla thanos'un ordusu ile yapılan savaşta da kahramanlarımızın yanında yer alacak. bu saatten sonra m'baku çizgi romanlardaki gibi bir villan olmayacaktır. devam filmlerinde böyle bir fikir varsa karaktere muazzam bir motivasyon vermeleri lazım. zira bu filmdeki m'baku son derece villanlıktan uzak bir karakterdi.

    bir diğer önemli villain ise ulysses klaue. çizgi romanlarda klaw ismini taşır ve t'challa'nın babası t'chaka'nın asıl katilidir. black panther'in ise belki de en önemli kötü adamıdır. filmde bu kadar çabuk ölmesine şaşırdım. belli ki marvel, klaue'yu sonrası için düşünmüyor. o yüzden eldekini incelemek lazım. filmin ilk yarısına villan olarak klaue hakim. karakteri beğendim. en azından uzun süredir wakanda'nın düşmanı olması ve t'chaka'nın da onun peşinden belli bir süre koşmuş olması beni tatmin etti. ölümü, killmonger'ın wakanda'ya girmesi açısından gerekli olduğu için (ki sınır kabilesi şefi w'kabi için klaue çok önemli bir karakter.) filmde son derece işlevsel hale geldi.

    killmonger gerçekten çok iyi yazılmış bir karakter. üstelik filme ağırlığını ikinci yarısında koyuyor. kısa sürede empati yapılabilecek ve neredeyse hak verilebilecek hale geliyor. zaten filmin sonuna bakarsak killmonger'ın amacına tam olmasada ulaşabildiğini görüyoruz. wakanda'yı dünya'a açmayı başarıyor. en değerli villain karakterler genelde bu filmlerde kendi pencerelerinden haklı olan ve baş karakteri değiştirmeyi başaran villanlar oluyor. killmonger'ın da bunlardan biri olduğunu ben rahatlıkla söyleyebilirim. filmin alt metninin vücut bulmuş hali killmonger. ırkçılığı çokça hissetmiş bir karakter. wakanda'nın bunu değiştirebileceği ama değiştirmediğini bildiği içinde hayatı boyunca hırslanmış. resmen patlamaya hazır bir bomba.

    killmonger'ın çizgi romanlarla kesiştiği ve ayrıldığı bazı noktalar var. wakanda dışında yetişmesi, yüksek derece eğitim alması gibi özellikleri kesişen noktalar. yalnız aile içerisinden olması mcu'ya ait bir özellik. aile içerisinden olması bana biraz white wolf'u da hatırlattı. hatta killmonger'ın sınır kabilesini kendisine çekmesi. bu kabilenin savaşçılarının erkek olması da hatut zeraze andırdı. filmin dramatik yapısının güçlenmesi açısından killmonger'ın t'challa'nın kuzeni olması önemliydi. bu filmde kesinlikle işlemiş. zaten t'chaka ve kardeşi n'jobu yani killmonger'ın babası arasında geçen olay filmin en önemli anlarından biri diyebiliriz.

    filmin yönetmeni ryan coogler'ı daha önce fruitvale station ve creed gibi iki güzel filmden tanıyoruz. coogler bir çok açıdan harika bir iş çıkarmış. özellikle filmin alt metni konusunda başka bir yönetmen bu kadar başarılı olabilir miydi ? fruitvale station filmini düşünerek konuşursam orası meçhul demek istiyorum. coogler beni sadece black panther ile killmonger'ın son karşılaşmalarına biraz üzdü o kadar. onun dışında her anlamda etkileyici bir film ortaya koymuş.

    fragmanlar rap ağırlık bir müzikle karşımıza çıkmıştı. daha sonra kendrick lamar'ın filmin albümünü yapacağı açıklanınca afrika'da geçen bir filmin müziklerinin rap ağırlıklı olması tartışılmıştı. yalnız korkulan başa gelmedi. film müzik anlamında ciddi şekilde afrika'dan besleniyor. lamar'ın sahneye çıktığı anlarsa ise film ile o kadar uyumlu ki kesinlikle olumsuz bir imaj oluşturmuyor. aksine heyecanı daha da arttırıyor. müzik anlamında black panther'in en başarılı mcu filmlerinden biri olduğunu söylemek mümkün.

    black panther, marvel cinematic universe'ü de ciddi şekilde etkileyecektir. zira filmin sonunda alınan dünya'a açılıyoruz kararı son derece önem arz ediyor. ıron man, ant-man, avengers filmlerinde teknolojinin ileri düzeyde kullanıldığı gördük. lakin bu teknolojiler wakanda ile asla yarışamayacak seviyedeydi. wakanda teknolojik açıdan mcu'ya çok şey katacak. tabi özellikle dünya gezegeni için konuşuyorum. aksi halde guardians of the galaxy ve thor filmlerinde de çok yüksek teknolojiler gördük.

    marvel'ın black panther'i bu kadar kendi ayakları üzerinde duran bir film olarak tasarlamasından çok hoşlandım. hemen sırada avengers: ınfinity war olduğu için ona hazırlık olsun diye yapılmamış. belli ki black panther'i evren içerisinde çok önemli hale getirecekler. bunun için harika ve ayrıntılı bir origin hazırlanmış. zaten filmi izlerken ınfinity war'u düşünmüyorsunuz bile. onunla ilgili yapılan bir eklenti filmin havasını bile bozabilirdi. devam filmlerinde daha fazla mcu ile ilgili element kullanılacağını düşünüyorum. ama bu filmde stand-alone hareket etmek en mantıklı hareket olmuş. zaten ınfinity war'da bolca wakanda ve avengers etkileşimi göreceğiz.

    devam filmlerinde ne yöne gidecekleri büyük bir merak konusu benim için. şu an bakıldığında klaue ve killmonger denklemden çıktı. kötü olamayacak şekilde bir m'baku var. after credits sahnede bucky'e white wolf denmesi ve white wolf'u andıran elementlerin killmonger'a eklenmesi o ihtimali de ortadan biraz kaldırıyor. çizgi romanlarda reginald hudlin döneminden itibaren niganda baya wakanda'nın başını ağrıtan bir ülke olmuştu. belki o işlenebilir. böylece filmin politik tavrı korunabilir. civil war'da zemo hayatta kalmıştı. belki onun dönüşü olabilir. ama onun motivasyonu wakanda üzerine değil. disney-fox anlaşması sorunsuz tamamlanırsa doom war hikayesi bir seçenek olabilir. christopher priest dönemi mephisto'nun çıkması, achebe karakteri, belki necropolis'in tanıtılması ile daha mistik alanlara girilebilir. yalnız bana en mantıklı gelen şey elbette namor. kral'a karşı bir kral çıkarmak. hem de marvel'ın en çılgın krallarından birini çıkarmak mükemmel bir seçecek olabilir. coogler'ın elinde atlantis kültürünün de harika tanıtılacağına eminim. üstelik namor'u ilk önce villain olarak tanımak seyirci açısından da bence güzel olacaktır. wakanda ve atlantis'in kültürel anlamda da karşılaşması seyir zevkini çok yükseğe çıkarabilir. ellerinde çok seçenek var. en doğru hikayeleri seçeceklerine eminim.

    sözün özü black panther son derece başarılı bir çizgi roman uyarlaması. sadece aksiyonuyla ve görsel efektiyle değil. söyleyeceği çok sözü olduğu içinde başarılı. politik duruşuyla da başarılı. çok doğru zamanda, doğru konulara değinen, sadece türü sevenleri değil bir çok sinema severi kendisine çekebilecek bir film.

    --- spoiler ---

  • s5-08

    --- spoiler ---

    ak gezenleri ancak güçlü bir ittifakla yenilebileceğinin sinyallerinin verildiği dizi. günümüz türkiye'sine uyarlarsak:

    ak gezenler - ak parti
    yabaniler - hdp
    gece nöbetçileri - mhp
    güneyli halk - chp

    --- spoiler ---

  • benim böyle bir tanıdık polis vardı. 400 puan kazanmıştı ama en sonundaki boss travesti'yle mücadelesinde yenilince, puanları silindi ve en başa döndü. save etmemiş...

  • sinifinin hem yasca en kucugu hem de en minyonu olan kizim, bir cocugun onu itip kakmasina cok bozulmus. oyun hamurunu amacsizca yogurup donuk gozlerle duvara bakarken ilk hayat dersini ozetliyor:

    - bazi insanlar cok kotudur baba. onlar bizi itip dusururler. biz onlara "beni itmeni istemiyorum" deriz, ama yine iterler.

    - (sarilip opulur, sevilir, rahatlatici sozler soylenir ama nafile)

    - ayrica ogretmenlerimize soylemek hic ise yaramaz cunku onlar kotu insanlara iyi insanlar gibi davraniyorlar. o yuzden bizim o insanlari kendimiz itmemiz gerekir. yoksa cok uzuluruz. (burada sesi titriyor, gozleri doluyor ve ben yesil dev hulk oluyorum)

    not: itenin ismini aldim ve ona laflar hazirladim. bittin oglum sen. yarin sen de bir hayat dersi alacaksin: her kusun eti yenmez!