ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yeni başlayanlar için yemek yapmak
-
eğer sütlü tatlı yapacaksanız,
9 ölçü süt,
1 ölçü şeker,
1 ölçü nişasta.. * * bu malzemeleri bir araya getirip kaynattığınızda muhallebi yapmış olursunuz.
eğer bu karışımın içine;
damla sakızı katarsanız damla --------------------------------------->sakızlı muhallebi,
pirinç atarsanız---------------------------------------------------------->sütlaç,
file badem katarsanız ------------------------------------------------->keşkül,
elinizle lifleyip sütle ezdiginiz tavuk gögsünü katarsanız------> tavuk gögsü,
tavuk gögsü tatlısını da tepsiye yayıp altını yakarsanız---------->kazandibi olur.
gramaj olayına gleince.. eğer bir yemekte ölçü ibaresi kullanılıyorsa o şu demektir:
örneğin 9 kamyon süt, 1 kamyon şeker, 1 kamyon nişasta gibi.. ya da 9 teneke süt, 1 teneke şeker, 1 teneke nişasta vs vs..
artık bütün sütlü tatlıları yapıyorsunuz..
ada ben ayrılmak istiyorum
-
-ada: ben ayrılmak istiyorum.
-nefes: vatan sağolsun.
yurt dışında yaşamak istenilen şehirler
-
tarihi binalarla kaplı, çok büyük olmayan, yine de çok büyük bir şehre yakın mesafede olan, orta büyüklükte herhangi bir avrupa şehri.
(bkz: brugge)
(bkz: gent)
orta büyüklükteler, birer alışveriş merkezleri var. etrafta kafeteryalar var. birkaç gece klübü de var. kolayca yeşil alan bulunabiliyor. şehir sıkıcı gelince hafta sonu kolayca brüksel'e veya amsterdam'a günü birlik geziler yapabiliyorsun. hatta biraz kasarsan paris'e, köln'e falan da gidebilirsin. şehirde trafik yok, banliyöden şehir merkezine otobüsle 20 dakika, otobüste de kolayca oturacak yer bulunuyor; mis.
not: fiziksel olarak 20 yaşındayım; ruhum emekli amca kafasında.
alın verin ekonomiye can verin
-
aslında alt metni şudur:
"siz gidin simitçiden simit alın. simitçi fiş vermiyor, bu nedenle devletin cebine giren vergi yok. simitçi, bu parayla fırından simit satın alıyor, tabii ki fiş miş hak getire. fırıncı unu, un fabrikası buğdayı, fişsiz faturasız alıyor. çiftçi, buğdayını un fabrikasına üç otuz paraya verebiliyor, ancak kar ediyor. un fabrikası da, fırın da, gönlünden ne koparsa kar gösterip sakız parası gibi gelir vergisi ödüyor.
bu arada tüm bu akışta cebine para girmeyen devlet, akaryakıta bindiriyor da bindiriyor. ulaşımınıza zam geliyor; çiftçi, traktörüne dünyanın en pahalı mazotunu aldığı için neredeyse kar etmiyor. fırıncılar odası simite-ekmeğe zam yaparken televizyonlara maliyetlerin yüksekliğinden şikayet ediyor, un fabrikası işçi çıkararak kara geçiyor; simite ödediğiniz paranın çoğu da mazot olup devletin cebine giriyor. bu arada sayın bakan hayati yazıcı da memura %2+2 'lik müthiş zam paketini açıklıyor.
yine de dert etmeyin; kredi kartlarınız var nasıl olsa."
polisin murat övüç'e iğrençsin demesi
-
bu adama iğrençsin diyebilecek bir yüreğin iyi olduğuna inanamam asla. ne zararı var lan adamın? kolonya dağıtıyormuş bir de... dünyada enerjisi yüksek insanlar çoğunlukta olsa keşke.
edit: başlık bana kalmış. lanetlenmişim, 1 ay çaylağım beni özleyin sözlük ahalisi. hadi yine iyisiniz! :)
ata demirer vs cem yılmaz
-
cem yılmaz, cmylmz diamond elite platinum plus adlı son stand up gösterisinde bu karşılaştırmayı bizzat yapmış.
harfi harfine olmasa da akılda kaldığı kadarıyla aktarmaya çalışırsam şöyle;
"... ata bursa'da büyümüş, üniversiteyi istanbul'da okumuş, genç yaşından itibaren benden çok daha fazla yer görmüş, farklı farklı illerde yaşamış, daha çok insan tanımış, gözlemlemiş ve çözmüş, halkın içinden gelmiş ve halkın içinde olan bir adam. benden çok daha fazla anısı var. tespitlerini ve esprilerini bu birikiminden çıkarıyor. 'eyva eyva be ya' diye aldı yürüdü bir sürü film yaptı. ben istanbul sarıyer'de* doğdum büyüdüm, istanbul'da okudum, çevrem belliydi ve hep o çevrede yaşadım, dışına çıkmadım hiç. sadece karadeniz'de bir yere film çekmeye gitmiştim o kadar..." ... gibi bir açıklama yaptıktan sonra bölge insanıyla ilgili birkaç espri ve şive taklidiyle bağladı mevzuyu.
özetle "konfor alanı" muhabbetine değindi. konfor alanından çıkmayan, hayatı boyunca sadece konforlu alanlarda dolanan bir insanın kendi rahatını düşünmesi aslında akıllıca gibi görünüyor, ancak bu rahatlık her zaman ultra süper çıkış plus bir başarı grafiğini garantilemiyor ne yazık ki. cem yılmaz da bunu biliyor ve aksini iddia etmiyor zaten. cmylmz diamond elite platinum plus başlığında on yüz milyon sözlükçünün yaza yaza bitiremediği eleştirileri, cem yılmaz özeleştiri şeklinde şovuna güzelce serpiştiriyor. hatta hayat boyu konfor alanında yaşamış olmasıyla tatlı tatlı övünerek yapıyor bunu, övünürken sözlerini değil mimiklerini kullanıyor.
özeleştiri zekice bir taktik. gerçekçi özeleştiri yapabilen insan, dışardan gelen eleştirilerden olumlu ya da olumsuz yönde zerre etkilenmez. şaşırmaz, alınmaz, bozulmaz, "aa bak ben bunu hiç düşünememiştim dur hemen düzelteyim, kendimi geliştireyim" falan demez, anca malzeme olarak kullanır, tespit ve espri çıkarır. cem yılmaz'ın "çok da ş'apmayan" tavrı bundan kaynaklanıyor. ata demirer'in kendi kilosu üstünden yaptığı fiks espriler de bu taktiğe dayanıyor.
"ata demirer gazinosu" adlı son şovuna bakılırsa ata demirer yıllara yenilmemiş görünüyor. çoluk çocuk derdi yok. gençken zayıf olup da yaşlandıkça kilo almış ve değişmiş biri değil. her gösterisinde çocukluktan beri kilolu oluşunu anlatır ve espri malzemesi yapar zaten. hayata dair gerçeklerden biri de şudur; ergenliğinde, gençliğinde karşı cinsten ilgi, pohpoh, müsamaha görmemiş ve dolayısıyla buna alışmamış kişiler yaşlandıklarında yoksunluk hissetmez ve negatif ruhsal değişim yaşamaz. ata demirer'de de bu stabilite hissediliyor. adamın modunda hiç değişiklik yok. metin akpınar üstadı da anarak onun yaptığını yapıyor ve sahnede sesiyle, müzik bilgisiyle yardırıyor.
metin akpınar da devekuşu kabare'de yeri gelince bir şarkı patlatır ve seyirciyi ayağa kaldırırdı. "alo galaksi taksi araba yok" dedikten sonra çaayelinden öteyee diye başlardı mesela... ata demirer de bu taktiği daha büyük bir destekle, arkaya taşkın sabah orkestrasını alarak uygulamış, çok da iyi etmiş. üç bej saat iyi eğlendirdi be ya...
edit: cem yılmaz'ın doğup büyüdüğü semt sarıyer değil samatya imiş. düzeltme için mesaj butoncuğumu yeşillendiren yazarlara teşekkür ederim.
vedat milor'un cv'si
-
6-7 kişi bir araya gelse oluşturulamayacak cv'dir.
sonra ben de yaparım dersin "adana kebabın dışı kıtır içi sulu olmalı" diye. ama olmaz :(
suudi arabistan'ın bir robota vatandaşlık vermesi
-
robotların maaşı yok, sigortası yok diyenlere ufak bir mesajdır. şimdi bunu vatandaş yaparlar. ileride vergiyi, zammı köklerler robotcağıza. kendi yedek parçasına bile %60 ötv öder durur devlet tamirhanelerinde.
ingilizce ile amerikancanın farkları
-
ingilizin biri amerika'ya gider. araba kullanirken asiri hiz yapar ve polis arabayi durdurur:
_did you come here to die?
_no i came yesterday.
bal porsuğu
-
evde de beslenilebilen, ancak hiperaktif enerjisine insanlarin yetisemediginden cani sikilacak hayvandir. aslinda gercekten oyun oynamayi da cok sever. oldukca akillidir da.
1 m yuksekliginde bir duvarla cevrili kulubesinden kacis hikayeleri biraz fikir verir sanirsam. yavru haldeyken bulunduktan sonra koyuldugu bolmeden ilk duvarin altindan tunel kazarak kacmis. kacinca da cok uzaklara gitmiyor bolgede geziniyormus. bunun uzerine duvarin temellerini derinlestirmisler. su kabini alip duvara dayayip ustune tirmanarak kacmis. su kabini alip yere betondan kucuk bir havuz yapmislar. bunun uzerine buraya su getiren pvc boruyu kemirip, kopartip duvara dayayip kacmis. bunun uzerine yer altindan metal boru ile su saglamaya baslamislar. bunun uzerine kulubesinin catisina cikip, duvara ziplayip kacmis. kulubesini duvarlarin orta yerine almislar. yakindaki bir agacin sarkan dallarina ziplayarak, tarzancilik yapip kacmis bunun uzerine. agacin dallarini kesmisler. bu sayede artik yuvasinda mutlu sekilde yasiyormus. (son siralarda haberini alamadim tabii)
kacislarindan birinde yarali halde bulunmus. derisinde aslan dis izleri varmis. tahmin ettiklerine gore cok bol bir derisi olan bu hayvan (gercekten hayvan), aslanin agzinin icinde iken derisinin icinde donup, aslani isirmis, aslani kacirmis. rivayet tabii ama yine de inanip inanmamak konusunda supheye dusuyor insan.
breaking bad'in türk versiyonuna isim önerileri
-
uyuşturucu işine giren kimya öğretmeninin kurtuluşu.
stv
edit: imla
kadın sohbetlerinde en çok kullanılan kelime
atatürk'ün şapka devrimi vizyonsuzluğu
-
hakkaten lan. bugünleri öngörebilseydi, herhalde kafamıza huni giyiyor olurduk.
debedit: (bkz: 22 aralık 2016 ışid'in 2 askerimizi şehit etmesi)
narkoz sonrası ayılma replikleri
-
a: arkadaş
h:hemşire
arkadaş uyanır ve;
a: vuuuuooooaaaaaaa... kafam acaip güzellllll...vuuuuuooooaaaa... eve alalım bundan yaaaaaa.. pardooon satılıyo mu bunlar? eve de alalım oluuum..
h: hehe satılıyo evet hehe.
a: üstüm giyili. kim giydirdi benii??! kim giydirdi kiiim?? çok teşekkür ederim size. kızlar giydirmişler beni.. kim giydirdi? tavuk şiş yicem ben.
h: neden tavuk şiş?
a: çünkü en ucuzu. vazgeçtim lahmacun yicem.