hesabın var mı? giriş yap

  • maalesef 50 liralık saç düzleştiricisini alamadığı için saçlarını ütülemek zorunda kalan kızlarımız var, hem de sayıları tahmin edemeyeceğiniz kadar çok. ne yapsınlar, imkanları el verdiği ölçüde güzel görünmeye çalışıyorlar.

    ama yok, en cool biziz ya. saç mı ütülenirmiş, büyük kezbanlık. durumu var mı yok mu merak etmeyin hiç.

  • baskasi icin terk ettikten sonra donup dolasip kurkcu dukkanina donen ve yuzsuz yuzsuz bunu diyen adama "iyi bok yedin" ya da "sesli guldum lan" ya da "ee napiym yani yarraam" gibi cevaplar verecegimize "ben de seni" diyoruz ya, kafamiza ne kadar sicsak az.

  • geldiğinden beri yıldırım demirören'in pisliğini temizliyor.
    borçlarla başladı, statla devam ediyor, en son dün de liverpool meselesini halletti.

    yıllar sonra editi: ellerim kırılaydı da şunu yazmayaydım. efsane başladı, kestane bitirdi. beşiktaş tarihinde süleyman seba gibi yâd edilme şansını kendi elleri ile itti.

  • ege denizi balıklarındır.
    bu nasıl bir laf ?
    sen ne güzel adamsın ya!
    biz de ucubelerle uğraşıyoruz. şansımıza tüküreyim.

  • ben tarihçi değilim lâkin şöyle bir eleştirim olacak;
    bazı konular çok üstünkörü işlenmiyor mu? tamam müfredata uysun tarih öğretmenlerimiz ama öğrencilere dipnotlar verilmeli diye düşünüyorum sözlü bile olsa.

    ipek yolu ve baharat yolu isimlerini hepimiz duymuşuzdur ama haklarında bildiğimiz şeyler iki üç cümleyi geçmez. oysa buralar mistisizm kokan kadim tarihin en önemli ticaret yollarındandır. yani bu yolları öyle bir anlatabiliriz ki öğrencilere, çocuklar tarih - ekonomi - politika meraklısı canavarlar hâline gelebilirler.

    öncelikle ipek yolu nedir?

    ilk çağ ve orta çağ'da çin'den avrupa'ya uzanan ticaret yollarından en önemlisi, en işlek olanıdır. ipek yolu ismini, alman coğrafyacı ferdinand von richthofen vermiştir. sebebi de pek tabii bu yolda en çok taşınan yükün ipek olmasıdır.

    sadece ticarî amaçlı kullanılmamıştır bu yol elbette. seyyahlardan simyacılara, askerlerden din adamlarına dek herkesin kullandığı bir yol.

    şu anda böyle bir kültür çeşitliliği görebileceğimiz herhangi bir bölge var mıdır acaba? belki istanbul.

    ipek yolu dediğimizde aklınıza tek bir güzergah gelmesin! elbette yer yer yollar birleşse de birçok farklı kolları vardır. meselâ en eski kolu kürk yolu denilen ve sibirya'nın güneyinden geçen yoldur. bakın şimdi ilginç olana; bu yolun diğer ucu da persler'in ülkesine gider. nâm-ı diğer zerdüştî diyarı. peki bu devasa pers imparatorluğu'nu kim kurmuştur?
    bu ipek yolu'nu kullanarak güneye inen sibiryalı iki kabile, gas ve pin kabilelerinin büyümesiyle kurulur. tek kavim hâline gelince kaspia adını alırlar.
    buradan batı dilinde hazar gölü'ne neden " caspian " denildiğini de anlamış oluyoruz.
    gas - pin : kaspia : caspian

    bu, ipek yolu'nun medeniyet tarihi üzerindeki etkilerine sadece bir örnekti.

    bu yolun tüm kolları da dahil olmak üzere her yerinde birçok arkeolojik çalışma yapılmış ve her devirden, farklı milletlerden birçok tarihi eser ortaya çıkarılmıştır. meselâ, yeşim çin yüzükleri, romalı askerlere ait eşyalar, yunan - göktürk sikkeleri, hint gümüş külçeleri vs.

    gelelim çin'e. ne tuhaf ülke be kardeşim!
    m. ö. 220 senesinde " ekonomik büyüme " kararı alıyor devlet. ipek yolu'nun çeşitli yerlerine " gümrük görevlileri " koyuyor ve bu görevliler kalitesiz malların çin'e girmesine izin vermiyorlar!
    ancak çin, ülkesinden en kalitesiz ipekleri çıkarıp özellikle mezopotamya olmak üzere dünya pazarına sunuyor.
    " ucuz çin malı " tabirinin tarihçesini de öğrendiniz.

    daha sonra ise tarih sahnesine türkler çıkar ve ipek yolu'nun çok büyük bir kısmı hunlar'ın kontrolüne geçer. çinliler rahat durur mu peki? ipek yolu üzerinde, hun konaklarında ve hun şehirlerinde tabiri caizse çinli ajanlar, seyyah ve tüccar kılığında cirit atarlar. bunların en meşhuru çin imparatoru vu di'nin has adamı kumandan qian'dır. adam, hunlar'ın inciğini boncuğunu rapor eder imparatora ve bu istihbaratlara göre hareket eden imparator nihayetinde hunlar'ı çekilmek zorunda bırakır çoğu bölgeden.

    şöyle güzel bir bilgi daha vereyim;

    çinliler ile müslümanlar arasında yapılan talas savaşı'nın tarihi 751 iken, ipek yolu'nun çin'deki başlangıç noktasında bulunan qing zi ( ulu cami )'nin yapılış tarihi 742'dir.
    bu bilgiden yola çıkarak birçok çıkarıma varabilirsiniz.

    meselâ islâmiyet, ipek yolu üzerinden hızlıca yayılmıştır ki bu yol üzerinde bulunan lanzhou şehrine " küçük mekke " adı verilir!

    yine de bu yolun ekmeğini en çok yiyen müslüman devlet osmanlı devleti olmuştur çünkü istanbul gibi bir şehri ele geçirmiştir. ve tabii güneyde de iskenderiye gibi önemli bir şehir yine osmanlı hâkimiyetine girer.

    baktığımızda, bir müslüman - türk imparatorluğunun zamane dünyasının en önemli ticarî merkezlerine ve yollarına sahip olması avrupalıları coğrafî keşiflere çıkmaya mecbur bırakmıştır.

    ipek yolu aynı zamanda mitolojilerin, dinlerin, gelenek ve göreneklerin, giyim kuşam şekillerinin vs. de yayılmasını sağlamıştır. öyle ki üç yüz yıl boyunca iran'da, çinliler gibi giyinir insanlar mesela.
    budizm, japonya ve hindistan'a yayılır.
    yunan mitolojisi ile iran - türk mitolojileri arasında bir sürü benzerlik belirir.
    islâmiyet, türk topluluklarına ulaşır.

    ve avrupa nüfusunun üçte birini yok eden veba salgını...

    ilk olarak çin'in bir eyaletinde ortaya çıkar bu veba ve pireler yoluyla insanlara bulaşmaktadır. peki çin ne yapar? bölgedeki insanları karantinaya alıp oradaki ipek kumaşları, kürkleri vs. ipek yolu üzerinden avrupa'ya gönderir. ayrıca yine moğollar da üzerlerinde taşıdıkları bu pirelerle batıya getirir vebayı.
    avrupa'nın haricinde asya'da da 75 milyon kişi ölür.

    çin'de yaygın olup da dünyada bilinmeyen barut, top, kağıt vs. gibi icatlar da ipek yolu sayesinde öğrenilir ve en çok türklerin yararına olur mâlum. avrupa'da da derebeylikler yıkılır bu bilgi ile.

    kısacası bu ipek yolu günümüzdeki dünya düzenini var eden yoldur. tabii yeni dünyanın kuruluşunu sağlayan bu yol yeni dünyada kendine yer bulamaz.

    bir de baharat yolu var tabii. mısır çarşısı'ndaki güzelim kokunun hindistan'dan avrupa'ya dek var olduğunu düşünün. tabii keşke öyle olsa. lâkin yine de kekik kokulu kervanlar yürüyordur illaki bu yolda.
    ne hoş!
    keşke baharat yolu'nda gezen bir seyyah olaydım da acıkınca mantı pişirip baharat yakaydım üzerine...

  • adaletsizliklerle doludur.

    bir balya dokümanı fotokopi makinesinin camlı yüzeyine koyup, "neden hepsini çekmedi de bir sayfayı çekti?" diye soran adam benim aldığım paranın en az 6 katı ücret alır..

  • kadının biri kocasını 3 erkekle aldatıyormuş.
    hergün kocası evden gidince 3 adam eve gelir ve kadınla yatarmış.
    kadın yine böyle bir günün sonunda adamlardan birisine demiş ki;

    - 'sen yarın gelirken bir tepsi dolma yaptırıp getir'; diğerine,
    - 'sen de bir büyük kap ayran getir.' demiş.
    diğer adam çok fakir olduğu icin ona,
    - 'sen de... boşver, sen hiç bir şey getirme demiş.

    ertesi gün gelmiş fakat kadın bugünün günlerden pazar olduğunu unutmuş, eteği tutuşmaya başlamış.
    - 'eyvaah' diyerek kocasının yanına gitmiş.
    - 'sen bugün kahveye filan gitmeyecek misin? ben evde temizlik yapacağım deyip kocasını zar zor da olsa evden yollamış.

    kocası gittiği gibi 3 adam da eve gelmiş kadın demiş ki;
    - 'siz hemen gidin. kocam buralarda!' tam bunu söylerken zil çalmış.
    kadın 'eyvah' demiş, 'geldi galiba!' adamları sağa sola saklamış ve kapıya bakmaya gitmiş.

    kocasını karşısında gorunce 'ne oldu?' diye sormuş adam da
    - 'yahu karnım cok acıktı. bana dolma yapsana, canım çok istedi' demiş.
    kadın - 'allah'ım bir tepsi dolma olsa da yesek!' demiş.
    elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş. kadının kocası şaşırmış.

    - 'sen kimsin yahu?!' diye sormuş. adam sakin bir şekilde;
    - 'ben allah tarafından geliyorum. karınız dolma istedi.' demiş. ve hemen çıkıp gitmiş.
    kadının kocası olayın şokunu atlatamadan...

    - 'yaa tamam da..' demiş bu sefer koca,
    - 'bu ayransız gitmez. sen bari bi ayran yap 'kadın büyük bir sevinçle;
    - 'allah'ım bir damacana ayran olsa da içsek' demiş. ayranı getiren adam çıkıp gelmiş.

    kocası tabii çok şasırmış. - 'sen de kimsin?' demiş.
    adam da diğeri gibi,
    - 'ben allah tarafindan gönderildim. karınız ayran istedi' diyerek çıkmış gitmiş.
    kocası hayretler içinde, kendi kendine 'bizim karı ermiş mi oldu ki?' diye söylenmiş.

    kadınla kocası yemekleri yemişler ama 3.adam hâlâ saklanıyormuş.
    1 saat geçmiş, 2 saat geçmiş. 3 saat derken adam dayanamayıp çıkmış yerinden.

    kadının kocası bağırmış,
    - 'ulan sen de kimsin?!!'
    adam:-
    -'ben allah tarafindan geliyorum. boşları almaya geldim...

  • fetocu olarak anılmaktan son anda yırtanların daha bir çılgınca (işemeli sıçmalı) kutladığı, kutlayacağı; alakası olmayanların ise tamamen nötr (noluyoruz amk tadında) kaldığı, kalmaya devam edeceği gün.

  • 1 kutu öze 750 ml beypazarı maden suyu ve 400 ml su koyunca tat mükemmel oluyor (tabii ya hepsi soğuk olacak ya da buzdolabında bekleyecek bir süre), kime içirdiysem ve önerdiysem bayıldı. dışarıda içecek fiyatları uçmuşken yaz günleri için uygun fiyatlı ve nispeten sağlıklı bir seçenek oluyor böyle, şekeri az ve maden suyundan dolayı da çok hızlı içilmiyor ve şişirmiyor.