ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
acemi asker komutan diyalogları
-
o gün öğle yemeğinde tas kebap, pilav ve kadayıf vardır.yemekhaneye yemek için gelen nöbetçi astsubay, acemi kısa dönem askerlerin masasına oturur.
- nabıyonuz gençler afiyet olsun
- saolun komutanım.
- bakın ne güzel yemek çıkarıyoz size.bunları dışarda yesen; pilav 2 milyon, tas kebabı en az 4 milyon, kadayıf da 2 milyon.bak dışarda yesen 8-10 milyon para vercen burda bedava
- iyi de komutanım ben de dışarda 2 milyar maaş alıyodum, burda 35 milyon lira veriyonuz
-..
kazıklanmadan önceki son sözler
-
-bırak abi pazarlıgı ben yapayım
vodafone'un eski iphone 4s'e 360 tl vermesi
-
az önce reklamda gördüğüm kampanya.
eski iphone 4 yada 4s'ini getirene 360 tl peşinat sayıp iphone 5 veriyormuş 24 ay taksitle.
4s'ini bana getiren olursa 450 veririm.
beni görmeden vodafone'na gitmeyin sakın.
tolga zengin
-
tolga ile aramızdaki tek fark onun golleri daha yakından izliyor olması.
vedat milor'un cv'si
-
6-7 kişi bir araya gelse oluşturulamayacak cv'dir.
sonra ben de yaparım dersin "adana kebabın dışı kıtır içi sulu olmalı" diye. ama olmaz :(
fazıl say
-
"hadi bi takla at oyna göreyim", "askerlerin kurtulmasına sevinemedim", "ananı da al git", "türkiye'de işsizlik olduğuna inanmıyorum", "ittihat ve terakki zihniyeti sürüyor", "gücü olan doğalgazı kullanacak", "700 tl işçiler için nimettir", "işkence konusunda hamdolsun ülkemizde sorun yoktur", "batı'nın ahlaksızlığını aldık", "ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum", "ölmek madencilerin kaderinde var", "karl marx'ı tarihten sileceğiz", "dindar cumhurbaşkanı seçeceğiz", "hatamız tekel işçilerine merhamet etmek", "dinlenmek istemiyorsanız konuşmayın", "hükümetle zıtlaşan belediye iş yapamaz", "askerlik yan gelip yatma yeri değil", "önemli olan boy değil soy", "hem laik hem müslüman olunmaz", "manşetle gelen manşetle gider", "köşe yazarları az yazarsa ülke huzur bulur", "bize karşı çıkan kanı bozukları tahlil etmeli", "alkol içmeyin üzüm yiyin", "rabbime sordum cleveland dedi", "artistlik yapma lan", "sanki ilk defa maden kazası oluyor", "baykal ve bahçeli'yi ağzıma almam", "gensoru da artık bu ülkede yalama oldu", "polisin kullandığı gaz sağlığa zararlı değil", "şimdi iş daha kolay 5 çocuk bile olur", "nereden bileyim sevindiğini", "bize akp diyenler edepsizdir iftiracıdır", "aziz nesin konuşmasaydı baban ölmezdi", "ben arkeolojik bir inceleme yapıyorum", "aşırı doz sütten rahatsızlanmış olabilirler", "biz teröristmiyiz biz marksistmiyiz leninist miyiz", "kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor", "feminizme davetiye çıkarmamak gerekir", "turk sehitlikleri duzmece", "ateist dinsiz bir gençten kimseye fayda gelmez", "bisiklete binin benzin gerekmez" ...
halkla düpedüz kafa bulan bir zihniyete çok güzel bir tepki vermiştir.
(bkz: anladığı dilden konuşmak)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
olay üniversitede geçiyor:
"hoşlandığım kızın arkasına oturuyorum önce o imza atıyor sonra ben imza atıyorum, arada sessizce evet diyorum, her ders bir prova."
cecil chubb
-
tam ismi cecil herbert edward chubb bir zamanlar stonehenge1 son özel sahibiydi. tabii ki tarihi kalıntıyı osman ziya sülün (namı diğer sülün osman) gibi bir dolandırıcıdan almadı.
hemen hikayemize başlayalım. 21 eylül 1915'te cecil chubb, karısı tarafından perde ve yemek sandalyeleri gibi antika eşyaları satın alması için ingiltere'de bir müzayedeye gönderildi.
dünyanın en ünlü tarih öncesi anıtı, şimdi ise unesco dünya mirası listesi'nde bulunan bu taş yapı çok önceleri insanların gözünde tarihi bir yapı olarak bu kadar değer görmüyordu. o zaman ki sahibi olan sir cosmo gordon antrobus tarafından 1915 yılında bir müzayede satışa sunuldu.
müzayedeci howard frank gür sesiyle 15 numara diye seslendi ve yaklaşık 30 dönümlük stonehenge diye devam etti ve 5.000 sterlinlik teklifi açtı. ilk başta derin bir sessizlik oluştu ve daha sonra teklifler hızla ama küçük küçük artıyordu. teklif 6.000 sterline geldiğinde
--- spoiler ---
müzayedeci, "beyler, stonehenge'e değer biçmek imkansız," diye ısrar etti. “elbette 6.000 sterlinlik kötü bir teklif, ancak artık kimse bana daha fazlasını teklif etmezse, onu bu fiyata satacağım. stonehenge için kimse bana 6.000 sterlinden fazlasını vermeyecek mi?”
--- spoiler ---
daha sonra stonehenge'in 6,4 km batısındaki shrewton köyünde doğmuş olan cecil chubb bir anda kulaklarını bir kurt gibi dikti ve ben 6.600 sterlin(2015 verilerine göre bugünkü parayla 1 milyon dolardan fazla olduğu düşünülmekte) veriyorum dedi. bunun üzerine müzayedeci tokmağını hızla indirdi ve satıldı dedi. müzayede kağıdı
chubb eve gelip karısına bu haberi verdiğinde, eşi mary bu durama pek sevinmedi. muhtemelen eşinin çenesinden kurtulamamış olacak ki* üç yıl sonra chubb, yerel halkın ücretsiz olarak ziyaret edebilmesi şartıyla stonehenge'i ingiliz halkına hediye etti.
chubb ,ingiliz hükumetine bu bağışı açıklayan bir mektupta şunları yazdı:
--- spoiler ---
stonehenge, ulusal anıtlarımız arasında belki de en iyi bilinen ve en ilginç olanıdır ve her zaman ingiliz hayal gücüne güçlü bir şekilde hitap etmiştir. ona yakın doğmuş, çocukluğum ve gençliğim boyunca, gece ve gündüzün her saatinde, akla gelebilecek her türlü hava koşulunda - dolu, yağmur ve kar fırtınasında, şiddetli gök gürültülü fırtınalarda, görkemli ay ışığında ve güzellikler içinde - onu ziyaret eden bana göre. güneş ışığı, her zaman tarif edilemez bir çekiciliğe sahipti. derin bir zevk duygusuyla onun sahibi oldum ve uzun yıllar boyunca ailemin aziz bir mülkü olarak kalabileceğini düşünmüştüm. bununla birlikte, ulusun kendisine sahip olmak isteyeceği ve ona en çok değer vereceği konusuna gönülden inanıyorum.
--- spoiler ---
bunun üzerine ingiliz hükumeti 1919'da taşların doğrultulmasını ve blokların yeniden yerleştirilmesini içeren kapsamlı bir restorasyon başlattı ve anıtı korumak için çeşitli kanunlar çıkardı. stonehenge gelecek nesiller için kurtarılmış oldu.
kaynak:123ğ
1680 yılında eyüp'ten etiler'e nasıl gidiliyordu
-
1680 yılında etiler yoktu, diyerek başlanması gereken soru. etiler, adını etibank'ın yaptırdığı konut kooperatifinden alır. etibank da cumhuriyet sonrası açılan ve selçuklu öncesi anadolu medeniyetlerini (sümer, hitit*, akad*) isim olarak benimseyen bir bankadır. etiler'in olduğu bölge 18. yüzyıla kadar ormanlık araziydi. kışın kurt inerdi. bölgeden bir arazi 18 yüzyıl sonlarında kaptanı deryaya tahsis edilince levend* adını aldı. bugünkü levent mahallesinin kurulması ise 1950lere kadar bekleyecekti*.
eyüp ise bizans döneminden beri bir yerleşmeydi, sahabelerden eyüp el ensari ve ordusunun 7. yüzyıl sonunda kapılarına dayanıp bozguna uğradığı konstantiniyye surlarında yer alan bir bizans toprağıydı. 15. yüzyılda konstantiniyye osmanlılar tarafından alındıktan sonra fatih sultan mehmed, ilk kuşatmayı yapan eyüp el ensari'nin mezarını aratmaya başladı. kuşatmayı yapan müslümanlar, surların dışındaki bir manastır mezarlığının dışına gömülmüşlerdi. akşemseddin rüyaya yatıp mezarın yerini tesbit edince burası türbe yapıldı, ve üzerine görkemli bir cami yaptırıldı. cami son haline gelene kadar epey elden geçmiştir. eyüp uzunca bir süre şehir dışında bir köy, mezarlık ve ruhani mekan olarak kaldı.(tarîh-i sultan süleyman, nakkaş osman, 1580*)
1680 yılında muhtemelen eyüp'ten, konstantiniyye'den gelirken bindiğiniz atla haliç kıyısına kadar gidip, kayıkla karşıya geçip, galata'dan yukarı ormanın içine doğru da eşrafın "delü mü sikdü acep?" bakışları arasında at üstünde gidebilirdiniz.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: yürüyün amk ülke basmaya gidiyoruz
entry: ülke: pitcairn adaları; nüfus: 66
100 kişi gelse yeter amk
alkolden ehliyet kaptırmak
-
bir çok kez başıma geldi. zaman aşımları falan oldu, sicilim temizlendi sonra tekrar yakalandım.. en sonuncuda ehliyeti geri alabilmek için zorunlu olarak bir ay süren "sürücü davranışları geliştirme eğitimi" aldım.. bu eğitimdeki bir kaç şey hiç aklımdan çıkmıyor. bunlardan iki tanesini paylaşayım;
-eğitimde psikolog hoca bize "diyelim ki sizin çocuğunuza 0,51 promil alkollü olan bi sürücü çarptı ve çocuğunuzu öldürdü. o adam için aman canım 0,01 promil geçmiş sadece, zaten adam 10 tane de içse çok dikkatli kullanacak birine benziyor" şeklinde düşünebilir miydiniz diye sormuştu.
-başka bir gün ki eğitimde de trafik polisi eğitmen alkol nedenli bir çok kazanın resmini gösterdi. içimiz kalkmıştı. polisin sözleri hala aklımda. "keşke bu kazalardan önce trafik kontrolüne yakalansalardı da, ehliyetlerini alsaydık. şu an ehliyetsiz de olsa en azından hayatta olurlardı"
öyle işte.. anlayana!
didar'ın doktora tez savunması
-
bu 'size ne, mutlu olmuş yapmış' denilecek bir günlük hayat eğlencesi değil. ne bileyim oğlunun sünneti kızının kınası falan değil.
türkiye'deki akademik kurumlar zaten kokuşmuş durumda. bunun sebeplerinden biri işte böyle savunmaya girerken geçeceğinden her nasılsa emin insanlar, lakayıtlık ve ciddiyetsizlik.
bilimde gösteriş olmaz. her alanda oldugu gibi orda da kaliteni mütevazılığın belirler.