hesabın var mı? giriş yap

  • - kac ki$i basvuruyorsunuz?
    - ben ve alti cocugum
    - kocanizin yanina mi?
    - evet, beyim orda i$ci
    - statusu nedir $u anda
    - kebapci
    - hayir, yasal statusu ne - vatandasligi mi var, multeci mi, ne?
    - kacak
    - ne zaman gitti oraya?
    - onalti sene oldu
    - ne zaman gordunuz kendisini en son?
    - gittiginden beri hic gormedim
    - haberlestiniz mi peki hic?
    - hayir
    - orada oldugunu nereden biliyorsunuz o zaman?
    - benim butun kardeslerim de orada, onlar soyledi
    - bu cocuklarin hepsi de 16 yasindan kucuk. babalari kim?
    - ne demek kim - kocam tabii
    - nasil oluyor peki han'fendi; kocanizi gormemissiniz 16 senedir?
    - ee?
    - bu cocuklar nasil oldu?
    - ayip oluyor ama
    - e bi anlatin o zaman da olmasin
    - kocamin cocuklari, ne demek kimin, kocamin elbet
    - 16 yildir gorusmediginiz bir adamdan nasil 6 tane 16 yasin altinda cocugunuz var?
    - orda kocamin avkatindan mektup var
    - alakasi ne bunun simdi?
    - bilmiyorum
    - anladim...

  • yabancı sanıldım ama tipten değil.

    bir mekanda "fazla sigaranız var mı?" diyen yaşı ufak görünümlü birine "yaşın tutuyor mu?" dedim ve yüzüme tip tip baktı. (ben de sandım ağır laf gelecek) yan masadaki arkadaşına dönüp, "sen konuşsana ya yabancıymış" dedi, diğer arkadaşı gelip "do you have a cigarette" dedi. şimdi sabahtan beri "yaşın tutuyor mu?" cümlesini ingilizce bir şeye benzetmeye çabalıyorum.

  • sanki her hafta bütün şarkıcıların ibrahim tatlıses'i eğlendirmek için canlı yayına çıkmış izlenimi veren program.

    ibo oturuyor etrafına bakıp gülümsüyor, şarkıcılar da önünde şarkı söyleyip dans falan ediyor. konsepte bak mk.

  • eyvah necdet: bunca yıllık çaycısın asım. hiç tavşanları düşündün mü? çaya neden tavşan kanı derler sence?

    asım:...

    eyvah necdet: hişş! sana bişey sordum.

    asım: şey... kırmızı diye heralde.

    eyvah necdet: kırmızı ha! gülünsün

    [midyat ve seyfonun gülme efektleri]

    eyvah necdet: sen hiç kırmızı çay gördün mü asım?

    asım: görmedim ama...

    eyvah necdet: peki o halde neden çaya tavşan kanı derler? çayın renginden değil asım. kanın çokluğundan. o tavşan deyip geçitğin hayvandan o kadar çok kan akar ki şaşarsın. bu yüzden avcılar tavşan vurduklarında bi gün boyunca kanın içinde bekletirler. tavşanın eti başka türlü yenmez asım.

    asım: haliyle biz o kadarını bilemiyoruz tabi.

    eyvah necdet: yani burda anlatılmak istenen çayın rengi değil. bereketidir asım. içsene çayını.

  • beyaz gömleğin de ıslanınca iç gösterdiğinin farkına varılınca, siyah gömleğe geçileceğini düşündürür.
    gerçi o zamanda içte beyaz sütyen parlar, ooouv şimdiden bir hareketlenme oldu. yetkililer elbet buna da bir çözüm bulacaktır.

  • genellikle topraksiz tarim olarak da bilinen bitki yetistirme/tarim teknigi. ozellikle son yillarda butun gelismis ulkelerde onemi artan hidroponik sistemlerin avantajlari verimsiz topraklarin oldugu, su fakiri cografyalarda tarim yapilabilmesinin onunu acmasidir. geleneksel tarim yontemlerine gore su ihtiyaci 6'da 1'e kadar dusmektedir. ayrica topraga ihtiyac duymadigi icin cok elverissiz yerlerde bile yiyecek yetistirilebilmesini saglar. alttan sulama, usten sulama gibi tekniklerle bitkilerin ihtiyac duydugu besin/mineral/oksijen ihtiyaci giderilerek tarim yapmanin daha performansli hale gelmesi amaclanir.

    bu teknigin/teknolojinin daha da gelistirilmis versiyonu ise aeroponik'dir. o sistem cok daha yuksek performanslidir, dezavantaji ise kurulacak sistemin daha karmasik olmasi gerektigi icin ilk yatirim maliyeti daha yuksek, sistem bakim masraflari daha fazla olmasidir.

    bu entry'yi asil yazma sebebim ise, nasa 2000'lerin basindan beri hidroponik ve aeroponik sistemleri uzerine cok yogun ar-ge yapmaktadir. bu sayede yillardir iss (bkz: uluslararasi uzay istasyonu) icinde astronotlarla uzayda tarim deneyleri yapip uzun vadede uzay kolonisi, derin uzay yolculugu gibi hedeflerin onundeki en buyuk engel olan yenilenebilir gida sistemi sorununu bu sayede cozmeyi amaclamaktadir.

    bu kapsamda dunya genelinde cok sayida hidroponik/aeroponik teknoloji ar-ge sirketi kurulmustur. bu sirketlerin amaci hem dunyada gun gectikce azalan verimli toprak/icilebilir su kitliginda olusacak tarimsal gida krizlerinin onune gecmek hem de uzay tarimi konusunda oncu/tekel firma konumuna gecmeyi amaclamaktir. estonya'da 20 civari, israil'de 50, amerika'da 200 civarinda sirket yeni ve gelistirilmis/guvenilir hidroponik/aeroponik sistemler uzerine ar-ge calismasi yapmaktadir. ayrica darpa da bu konu uzerine zaman zaman proje yarismalari duzenlemektedir.

    kisacasi eger yatirimciysaniz, uzun vadede bu sistemler uzerine ar-ge yapan sirketler bayagi on plana cikacaklar bir gozunuz ustlerinde olsun.

    (bkz: aeroponik)

    https://settlement.arc.nasa.gov/…s/hydroponics.html

    https://www.nasa.gov/…/tech_life_asa_analytics.html

    https://www.nasa.gov/…ion-of-deep-space-food-crops/

    https://www.nasa.gov/…sions/science/biofarming.html

  • normalde 98 se ile beraber varolmayacaktı. microsoft, windows 98'den sonra dos tabanlı yeni bir sistem çıkarmak istemiyordu. ancak windows nt 5.0'ın * gelişimi uzadı da uzadı, 1998 başında bitecek sistem 1999 sonuna yetişebildi. ev kullanıcıları için 98 se çıktı.
    windows 2000, aynı zamanda ev kullanıcıları için de çıkartılmak isteniyordu. ne var ki olmadı, bazı programlarla ve oyunlarla çok fazla sorun vardı. nt 4.0'dan beri çok fazla şey eklenmişti ve bazı projeler sonraki windows sürümüne kaydırıldı. önce neptune kod adıyla tasarım başladı, sonra bu proje de iptal edildi ve ocak 2000'de windows xp'nin tasarımı başladı.

    işte me, bunun gibi bir ortamda geliştirildi. 1999 sonlarında gelişimi başladı ve aceleyle yapıldı, kullanıcılar ortada kalmasın diye. yaşlı win9x kerneli de artık yetersiz kalıyordu. bütün bu faktörler birleştiğinde me, yarım yamalak bir iş oldu, kararsızlığıyla ün saldı ve raflarda 1 yıl kalabildi. me test takımının neredeyse hepsinin kovulduğu söylenir. *
    ev kullanıcıları da 98 se'ye dönmüş veya bütün uyumluluk sorunlarına rağmen daha sağlam olan 2000'e geçmiştir. (pratikte 2000 bunu başardı) zulüm xp'nin çıkışıyla son bulmuştur.