ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tek gecelik ilişki
-
kutuplarda altı ay sürer.
pardon filmindeki ibrahim
-
terminalde kimlik kontrolü yapılırken, asker olduğu için bi sorun pıroplemi olur diye koşmuş bulunmuştur.
öyle bir geçer zaman ki (dizi)
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
sapıklık mıdır bilemedim, göreceli bir sapıklık diyelim. her taksiye binişte farklı kimliklere bürünmek ve şöförle bu doğrultuda konuşmak. farklı meslekler, farklı öğrencilikler, farklı hayatlar, farklı dertler. şiddetle tavsiye ediyorum.
bağdat baharat
-
bu şirkette çalışmak istiyorum ama bir şartım var. ilk ay işe gitmeyeceğim ve bana maaş ödeyecekler.
bir bakayım, verdikleri para yetecek mi? eve 5 yumurta fazlasını alabilecek miyim? beğenirsem, ikinci ay gider çalışırım.
debe edit: idealist ve iyi yürekli bir öğretmen, van'ın bahcesaray ilçesine 65 km uzaklıkta bir okula atanmış. destek bekliyorlar.
(bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)
filmlerden öğrenilen efsane taktikler
-
birinin yalan söyleyip söylemediğini anlamak için sorulan sorudan sonra gözlerinin baktığı yöne dikkat etmek. zira insanlar hatırlarken sağ yukarı, düşünürken sol yukarı bakarlar.
(bkz: the mentalist)
edit: @qazedcsrfvtyhngujmkol adlı kullanıcının uyarısı üzerine konuyu biraz daha açıyorum. duruma göre gözün baktığı yerler:
sol yukarı - görsel bir imge oluştururken
sağ yukarı - görsel bir imge hatırlarken
sol - işitsel bir imge oluştururken
sağ - işitsel bir imge hatırlarken
sol aşağı - bir duygu/etki hatırlanırken
sağ aşağı - kişi kendi içinde konuşurken
ayrıca kişi solaksa yönler tam tersi olabilirmiş. ileri okuma için (bkz: frogs into princes: neuro linguistic programming)
japonların depreme o kadar da hazır olmaması
-
evladım. tsunami o. napsınlar deniz kenarlarına 1 km yüksekliğinde tsunami geçirmez duvar mı örsünler. 9.5 depremde bina yıkılmıyorsa yapılması gereken yapılıyor demektir. biz de japonlar kadar hazır olmasak şuan 41000 insan yaşıyor olabilirdi.
türk yükseköğretiminde fotokopicinin yeri
-
1. rektör
2. fotokopici
3. dekanlar
şeklinde bir hiyerarşi vardır üniversitede. fotokopicinin de cumhurbaşkanı tarafından atanması gerektiğini düşünürüm hep. korkunç bir sermaye kayması yaşanmaktadır. adamlara hem para akıyor, hem de bilgi akıyor. birleşip dünyayı bile ele geçirebilirler.
tr'de sinemaya gitme oranının 2019'da %45 azalması
-
türkiye'de sinemaya gitme oranının 2019'un ilk yarısında %45,1 azalması durumu.
http://www.beyazperde.com/…emekov1thaaqaz-6x_ef7i3g
yeni sinema yasasıydı, yılmaz-cem-şahan üçlüsü dahil olmak üzere sinemacıların bu yasaya alkış tutmasıydı, kampanya ve promosyonların kaldırılmasıydı, mısırıydı kolasıydı derken, seyirci de bu karmaşadan ve sinemaya gelen bok gibi filmlerden, devamlı süper kahraman filmlerinin gösterime girmesinden rahatsız olacak ki, seyirci sayısı yarı yarıya düşmüş.
valla su veren itfaiyenin hortumu meselesi geçerli bizim açımızdan! sinema seyirci içindir; seyirciyi düşünmeyen sinema salonları ve yapımcılar, firmalar düşünsün gerisini. kola mısır hesabına birbirinizi yiyip sonra gelin güvey oluyorsunuz, ama olan bizim bilet paralarımıza oluyor, üstüne bir de reklam bombardımanı! öööyle sikimsonik filmlerinize seyirci bulamazsınız işte!
motorcunun kafasına kaskla vuran polis
-
link
konya'da yaşanan olayda motosiklet sürücüsünü durdurmak için kafasına kaskla vuran polisi, karşı şeritte duran bir vatandaş videoya alıyor ve olaylar gelişiyor.
karşı şeritteki adama helal olsun, garibanın kafasına vuran polislere anladığı dilden konuşuyor, vatandaşa devlet gibi sahip çıkıyor.
ekleme:kafasına miğferle vurulan askerimiz şehit olmuş bu durum benzerinde
insanların yalnız kalmasının gerçek sebepleri
-
çok zeki olmaları.
not: şukuları bekliyorum tüm yalnızlardan :)
100 kontöre 10 dakika konuşulan yıllar
-
cidden çok enteresan yıllardı.
sonra turkcell telsim'e karşı bir kampanya yaptı. turkcell'den turkcell'e dakikası 4 kontör oldu, turkcell harici aramalar gene 10 kontör ücretle devam etti.
sokaktaki adamın bu kampanyaya tepkisi ise şu oldu:
- abi 1.5 dakikadır konuşuyorsun, girdi kol gibi.
+ abi turkcell kampanya yapmış, dakikası 4 kontör. girmiyor yani.
- yürü git lan! nasıl 4 kontör oluyor?
+ vallaha bak!
- vay amuğa goyyim.
evet, beklentilerimiz buydu, düşüktü. sonra uzaklardan bir yerlerden aria ve aycell adlı iki kahraman çıktı.
aria : "günde 10 kontör bedava" gibi akıl almaz bir kampanya yaptı. aklımızı başımızdan aldı.
aycell : cüzi bir paraya öğretmen hattı sattı. sınırsız denen kavramı hayatımıza soktu.
başlarda turkcell "zengin hattı" olduğundan, marka pantolon, ayakkabı giymek gibi bir şey olduğundan, bazıları kazık da olsa, hattını değiştirmeye kıyamadı ama o kitle de zaman içerisinde azalınca, turkcell pazarı kaptırmamak için kampanyalara başladı.
o yüzden ne zaman avea ile ilgili sözlüğe kötü bir şey yazasım gelse, yazar, silerim. adamlar bizi nerelerden kurtardılar, ahde vefa denen bir şey var. turkcell'i ise geçmişten gelen kinle petrol milyarderi olsam kullanmam.