hesabın var mı? giriş yap

  • ben bu kadini taniyorum.

    14 mayis'ta gavura vurur gibi muhru ampule vurdu. opusmeyi gunah belledi ama milyonlarca isgalciyi, ekonomik krizi, yalan, dolani, hirsizligi onayladi. ama birbirini seven iki kisinin opusmesine dayanamadi, ahlaksiz dedi.

    bu kadini hepimiz taniyoruz. ulkenin yarisindan 2% daha fazla sayilari.

  • bir galatasaraylı olarak söylüyorum: eğer bu şekilde kendini geliştirmeye devam ederse arda'nın esamesini okumayız.

    neden derseniz? arda'nın oyunun en önemli yönü zekası ve ayağında iyi top tutabilmesi. gökhan töre ise hızlı ve ayakları çabuk bir futbolcu, daha önceden kendisinde göremediğim şut özelliği de gelişiyor günden güne. futbolcular sezon sezon formunda olabilir bunu kabul ediyorum ama bu adam zaten yetenekliydi, şimdi ise üstüne koyuyor. rakip takımda olması bir şey farkettirmez. futbolun zevki burada, bütün iyi oyuncular senin takımında olsa ve daha iyisi olmasa tadı çıkmaz zaten.

    demek istediğim şey arda şanslıydı atletico madrid'e gittiği için. çünkü diego simeone ve takım inanılmaz bir ivme yakaladı. kendisi orada 10 numaralı formayı giyse de hiçbir zaman gerçek bir 10 numara gibi oynamadı. 60'dan sonra oyundan düştü sürekli. ben arda'yı severim. galatasaraylı'dır çünkü ama bence abartıldığı kadar(atletico'nun beyni vs.) iyi bir futbolcu değil.

    bu çocuğa robben diyorlar, demesinler. bu çocuk ister beşiktaş'ta ister başka bir takımda avrupa'da başarılar kazansın. biz ondan sonra gelenlere gökhan töre diyelim. ve isterseniz kızın ama kendisi olmasa demba ba bu etkiyi gösteremezdi bu takımda. bence beşiktaş'ın bu seneki performansının sebebi demba ba değil kendisidir.

    hepinize saygılar.

  • akapelilerin klasik döngüsünü gösteren olaydır.
    kendinden değil dindarsa parelel.
    kendinden değil vatanseverse faşist.
    kendinden değil çağdaşsa kemalist/başörtüsü düşmanı.
    kendinden değil kürtse bölücü.
    ayırmayın artık şu insanları yeter !

    (bkz: he amk he)

  • yazılı gibi başlayıp sonunda sözlüye çevrilmiş cümle.

    - hocam müsadenizle önce kubarı basabilir miyim?
    + evinde niye basıp gelmedin çocuğum!
    - akşam aradım torbacımı ama telefona cevap vermedi ipne, sabah gelirken alabildim anca
    + doğru dürüst bi torbacı bulaydın kendine, otur sıfır!
    - o_0

  • 3,5 yaşından beri lösemi olan dünyalar güzeli 7 yaşındaki kız çocuğunun operasyona girerken ona hüzünlü bakan bir çift göze "üzülme annecim, ben alıştım artık" demesi...

    sözün aransa bulunamadığı o korkunç kuyulu düğümlü yerden: huzur içinde uyu melek.

    edit: meleğimiz dolayısıyla hala zaman zaman baş sağlığı mesajları alıyorum. bir yakınımızın kızıydı, annesinin yaşadığı acıları inanın ben de tahmin edemem.

  • omurgasını '79 jenerasyonunun oluşturduğu 2000-2010 arasındaki milli takım, değil türk milli basketbol takımı, türk takım sporları tarihindeki en başarılı takım olabilirdi. 2002 yılında dünya 3. olmuş milli futbol takımımızda uluslararası seviyeye çıkan ve tutunabilen en fazla 3 oyuncumuz var iken, bu kadronun neredeyse tamamı basketbol hayatları boyunca basketbolun en üst seviyelerinde mücadele etti.

    o kadronun temel taşları olarak ibrahim kutluay ve mirsad türkcan destekli hedo ve kerem tunçeri olması beklenir iken kerem tunçeri beklenmeyen şekilde, büyük ölçüde mental sebeplerle, en verimli çağlarında bir türlü sınıf atlayamadı, mehmet okur ise hiç beklenmeyecek şekilde potansiyelinin çok ama çok üzerine çıktı.

    2001 avrupa şampiyonasının maçlarını tekrar izleyin, en kritik anlarda hedo'nun nasıl pas vermeden, neredeyse ilk topta kendise oynadığını daha iyi göreceksiniz. ki ibo ve mirsad'ın dahi top zamanları idi. 2002 dünya şampiyonası ise herkes için büyük yıkım olmuştu. 2003 vazonun parçalandığı yıldı. mirsad tamamen dışlandı, mehmet okur tek başına takımı taşıdı, hedo ve kısmen ibo bunu kaldıramadı. sonra hem mehmet okur hem mirsad küstü. işi bu meseleleri çözmek olan federasyon ise tam biz türklere yakışır şekilde o jenerasyonun en iyi 2 oyuncusundan birini milli takıma almamak için her şeyi yaptı. sonrası malum.

    bu hikayeyi neden anlattım? memo ve hedo'nun milli takım katkılarını anlamak için bu süreçleri bilmek gerekir çünkü. 25-26 yaşlarında, nba gibi bir ligde takımlarının en önemli oyuncularından olan, yılda 8 haneli milyon dolarlar kazanan bu adamları türk tipi yöntemlerle kontrol edemezdin çünkü. hangisinin egosu birbirinden az olabilir ki?

    milli takım dışında, bireysel başarı yönünden ise makro bazda mehmet okur bir türk basketbolcusunun uzun süre göremeyeceği seviyede başarılar sağlamış iken (nba şampiyonluğu+all star+sanırım bir defa ayın 2 defa da haftanın oyuncusu ödülü var ama bakmadan söylüyorum, yanlış olabilir)), hedo bireysel bazda devamlılık ve takımına katkı açısından daha öndedir. bununla birlikte sağlıklı ve mental açıdan iyi oldukları dönemlerde her ikisi de takımlarının en önemli oyuncusu olmuştur. ve hedo için en büyük eksi puan, iyi niyetli veya kötü niyetli olsun, bilsin bilmesin, etki etsin etmesin, kendisi dopingli çıkan bir sporcu olarak damgalanmıştır.

    kerem tunçeri ve hedo'yu çavuşoğlu ve altyapı zamanlarında, yıldız/genç takım seviyelerinde iken canlı olarak izlemiş, mehmet okur'un efes'te oynadığı sezon abdi'deki neredeyse her maçına gitmiş bir izleyici/eski yarı prof bir basketbolcu olarak bu versusun hakkı, hem bilimsel veriler hem duygusal sebepler ile beraberliktir bana göre.

    türk milli basketbol takımımız, o zamanki yönetimin kötü değil, çok kötü yönetimi olmasa 2001 dışında hakkı olan en az 2 avrupa basketbol şampiyonası finali ve en az 1 olimpiyat yarı finali oynardı. sağlık olsun.

  • kurye apartmana girince asansörün şalterini indiriyorum. 17 kat merdivenle çıkmak biraz kasıyor tabi.
    şaka şaka o kadar hain değilim!
    kurye asansöre bindikten sonra kesiyorum elektriği. sfsdgdsg