hesabın var mı? giriş yap

  • fakir ekonomist eşittir şişman diyetisyen, olması gerekendir. hem bu adam ben fakirim falan mı dedi bir yerlerde?

    yine çenemizin yorulduğu başka bir başlıktır.

  • esimle gecen sene hollanda'da is bularak yaptigimiz eylemdir.

    kisa yoldan koseyi donmek icin ahlak disi isler yapmadigimiz, ne o tarafa ne bu tarafa yanasmadigimiz, siralara kaynak yapmayi bile beceremedigimiz icin azinlik oldugumuz ulkemizden bir bilinmezlige acildik tutunur muyuz, irkcilikla karsilasir miyiz, aralarina girebilir miyiz diye binbir turlu endiseyle...

    buradaki hollandali arkadaslarimizin tabiriyle 'onlardan biri oldugumuz icin' hicbir irkcilik, kotu tutum, terslik yasamadik. bir an bile pisman olmadik, bilakis bir terslik olur da geri donmek zorunda kaliriz diye milyonlarca b plani yaptik. insanlarin rahat, kasmadan is yaptigi bu ulkede turkiye'den alismis oldugumuz tempoda calismaya devam edip isverenlerimizi hayret icerisinde biraktigimizdan su an ikimiz de belirsiz sureli (permanent) kontrat almis bulunuyoruz ve kesinlikle geri donmuyoruz.

    inandigimiz tek bir hayat var o da bu dunya ustunde, cok kisa ve buradayken cok guzel. uzun yok, onu basa getiren curumus yozlasmis insanlar yok, etini kemigini somurup sirf yurtdisina tasiniyorsun diye yil sonu ikramiyenden para tirtiklamaya calisan etikten bihaber yoneticiler yok, yukselmek icin ustune basmaya calisan iki yuzlu is arkadaslari yok; yolda seni tanimadigi halde gulumseyip selam veren insanlar var, ulkende bomba patladiginda seninle acini paylasan is arkadaslari var, gelismen mutlu olman icin cabalayan yoneticiler var. ve herseyden ziyade bir turkiye'de kadin olmak var, bir de burda... kisacasi yazik turkiye'de gecen 26 seneme.

    imkani olan arkasina bakmadan kacsin.

  • ibb eski başkanı kadir topbaş döneminde yapılan ve akp'li belediye başkanları tarafından kullanılan florya atatürk ormanı'ndaki villa tipi lojmanlar, halka açılıyor.

    ekrem imamoğlu daha önce lojmanlarla ilgili “ibb'nin lojmanı var. 14 aile yaşıyor, 60 dönüm arazide. 40 tane güvenlik çalışıyor. adam anadolu yakasında görev yapıyor, lojmanı florya'da. sırf bu lojmanın senelik masrafıyla 2 tane yurt yaparız” demişti..

    bu villalar, ibb istanbul planlama ajansı florya kampüsü olacak. ofis, kütüphane, konferans salonu, gençlik merkezi, sergi salonu, açık hava okuma birimleri, spor, festival alanı, kapalı havuz, konser alanı olarak düzenlenerek halka açılacak.

    bu villalarda en son oturanlardan biri kimmiş? esenler belediye başkanı tevfik göksu. bu kadar ağlamasına şaşmamalı.

    tanım: ekrem imamoğlu'nun yandaşlara akan musluklardan birini daha kesmesidir. halkı için arı gibi çalışıyor, helal olsun.

    link: https://www.sozcu.com.tr/…i-halka-aciliyor-5914700/

  • tarzı olanlardan.

    güntekin onay: hocam bjk çok sakatlık yaşıyo. ?????
    önder özen:bakın sakatlığın nedenleri belllidr. 1) antrenman programı yanlıştır. 2) futbolcu kendine bakmıyordur. 3) darbeye bağlı sakatlık. .........

    güntekin onay: slaben bilic'e öyle böyle diyolar. iyi teknik direktör değilmiş.
    önder özen:iyi bir teknik direktörün parametreleri bellidir 1) taktik2)teknik 3) team management 4) fizik. bakın bilic de bunların hepsi var.

    güntekin onay: hocam pilav böyle tane tane olmuyo neden?
    önder özen: bakın bunların nedeni bellidir. 1) osmancık pirinci değildir. 2) iyi kavurmamışsındır. 3) kesme şeker koymamışsındır..
    bunların hepsi bilic de var.
    vsvsvsvsv.....

  • -uyarı-

    yazacaklarım hassas bünyeler için rahatsızlık verici olabilir. okumadan önce bu uyarımı dikkate almanızı tavsiye ederim.

    -uyarı-

    "insan eti yemeye bayılıyorum. beni adeta coşturuyor. bugüne kadar dana eti yediğimiz için ne kadar aptalmışız".

    bu sözler ankara yamyamı olarak da bilinen özgür dengiz isimli "yerli ve milli seri katilimize" ait! kendisi 1980 yılında edirne'de dünyaya geldi. babası emekli bir asker (hatta bazı kaynaklara göre kıbrıs gazisi) annesi ise bir terziydi. yine söylenenlere göre babası onun kendisi gibi asker olmasını istiyordu. ancak özgür dengiz'in bırakın asker olmayı sıradan bir işin bile altından kalkabilecek bir psikolojik yeterliliği yoktu. sürekli sorun çıkarmaya meyilli bir doğası vardı. bu doğası ona genetik olarak mı geçmişti yoksa çevresel sebeplerle mi insan eti yiyen bir caniye dönüşmüştü orasını tam olarak bilmiyoruz; çünkü ne yazık ki bu konuda benim bildiğim bilimsel bir çalışmamız yok. bu canilere sadece katil etiketi vurmakla bu işin biteceğini zannediyoruz. halbuki onları bu tarz vahşi cinayetleri işlemeye iten sebepleri de büyük bir titizlikle araştırmamız gerekiyor.

    özgür dengiz, ilk cinayetini daha 17 yaşındayken işledi. beraber alkol alırken tartıştığı yakın arkadaşını, arkadaşının kafasına defalarca vurmak suretiyle öldürdü. bu ilk cinayetini işleyişindeki acımasızlığıyla bile aslında ilerde nasıl bir canavara dönüşeceğinin sinyallerini vermişti. tabi ki de ilerde olacakları ta o zamandan kestirebilmek hiç mümkün değildi.

    ilk cinayetinin ardından toplamda üç buçuk sene içeride yattı. 2000 yılının sonunda çıkan genel afla birlikte dışarı salıverildi. çıkar çıkmaz da babası tarafından askere gitmesi için ikna edildi. her sorunlu türk genci gibi askerde düzeleceği zannediliyordu; ama elbette ki bu büyük bir yanılgıydı. askerdeyken sorunlarının çözülmesi bir yana muhtemelen kapana sıkışmışlık hissinden dolayı psikoloji daha da kötüleşti. askerliği, aldığı cezalarla üç seneye kadar uzamış, sonunda da psikolojik problemleri sebebiyle askerlik yapamaz raporuyla sivil hayata şutlanmıştı. askeri hastanede kendisine ileri derecede anti-sosyal kişilik bozukluğu teşhisi konulmuştu. sistem, onu sürekli sıradan insanların arasına yollamaya çalışarak nasıl büyük bir hata yaptığının o zamanlar elbette ki farkında değildi.

    sivil hayata döndükten sonra ailesi ona bir terzi dükkanı açtı. fakat bu işte tutunabilmesi de pek mümkün değildi. onun yerine, geceleri çöplerden kullanılmış eşyaları toplayıp sonra da onları satarak geçimini sağlamaya başladı. geceleri zaten uyuyamıyordu. bu iş, onun için biçilmiş bir kaftandı.

    2007 yılına geldiğimizde dengiz, bir bilgisayar dükkanından kendisine bir bilgisayar beğendi. bilgisayar işlerinden anladığını düşünüyor ve bu bilgisayarı da bu sebeple satın almak istiyordu. ancak parası çıkışmadığından bilgisayar dükkanının sahibi haliyle satışı gerçekleştirmedi. bu durumun dengiz'in hoşuna gitmediği ve dükkan sahibiyle tartışmış olabileceği söyleniyor. çünkü sonrasında dengiz tarafından dükkan sahibi, defalarca kurşunlanarak öldürüldü ve iki diz üstü bilgisayarı, telefonu ve bir miktar parası da dengiz tarafından çalındı. sonrasında dengiz, bu iki bilgisayardan birini satmaya çalışacak; ancak alıcı tarafından dolandırılacaktı. sonrasında dengiz'in bir kişiyi daha öldürmeye teşebbüs ettiği ama söz konusu kişiyi öldüremediği ortaya çıkacaktı. bu kişi muhtemelen onu dolandırmaya çalışan kişiden başkası değildi.

    bu olaylardan 4 ay sonra bir çöp toplayıcısını öldürdü. öldürme sebebi olarak da onun bölgesinde çöp topluyor oluşunu gösterdi. hemen ardından 55 yaşında bir belediye çalışanı ile parkta karşılaştı. 55 yaşındaki kişi bir bankta oturuyordu. dengiz söz konusu kişinin yanına oturdu ve bu kişiyle konuşmaya başladı. bir süre sonra da konuştuğu bu adamı da adamın arkasından kafasına iki el ateş ederek öldürdü. ardından da kurbanının cesedini arabasına taşıdı ve yanında taşıdığı bıçakla cesetten büyük et parçaları koparmaya başladı. etlerin bir kısmını çiğ olarak yedi, geri kalanını ise çantasına koydu. cesedin kalanını mamak çöplüğüne, cesedi iyice sarmak suretiyle bıraktı. cesetten kendince kurtulduğunu düşündükten sonra da ailesiyle birlikte yaşadığı evine gitti. yanında taşıdığı etlerin bir kısmını sokak köpeklerine, kalanını da buzdolabına koydu.

    belediye işçisinin cesedine birkaç gün sonra ulaşıldı. zaten ailesi tarafından kayıp ilanında bulunulmuştu. cesedin bulunmasıyla olayın korkunç bir cinayet olduğu da anlaşıldı. cesedin durumu çok kötüydü. cinayeti işleyen kişin caniliği cesede yapılandan kolaylıkla anlaşılabiliyordu. cesedin biraz ilerisinde cinayet aletleri de bulundu. bulunan bıçak ve eldivenden parmak izi örnekleri alındı. parmak izi 1997 yılında da cinayet işleyen özgür dengiz'e aitti. dengiz polis baskınıyla yakalandı. eğer yakalanmasaydı cinayetlerine devam edeceğini de itiraf etti. yine itiraflarına göre sürekli insan eti yemek istiyor ve bu duygularına bir türlü hakim olamıyordu. tüm bu itirafları yaparken de tek bir duygusal tepki gösteriyordu. o da kendini kontrol edemezcesine kahkaha atmaktı.

    kendimi bildim bileli korku filmi izlerim. ancak izlediğim onca korku filmine rağmen bildiğim tek bir şey var. o da hayatın kendisinin filmlerden çok daha korkunç olduğu. inanın gerçek hayatta olan pek çok şey, filmlerin yanında sönük kalabiliyor.

  • 63 yaşındayım, sabah güneşi selamladıktan sonra kahvaltımı yapar kahve içerim. akşamları genelde 4-5 gibi yemek yerim. emekli ikramiyasiyle kendime çok güzel bir kompüter dizdirttim. internetini, spotify'sını, netflix'ini, ne lazımsa bağlattım. arada iki dizi atıyorum, biraz sözlüğe takılıyorum. face'e girmedim, sarmadı. gençliğimde biraz çapkındım herkes orada şimdi, yüzlerini göresim yok. 20-25 senedir takip ettiğim rss feed'ler var onları okuyorum ara ara. akıllı telefon almadım, gözüm seçmiyor, hem parmaklarım da kalın dar geliyor. gözlük modeli çıkarsa alrım. arada hayrına nude atan arkadaşlar var burada, gelişmeler yaşanıyor falan. yani tüm bunlara rağmen sözlüğe girdiğim için neden utanmam gerektiğini anlayamadım. gençler bi garip.