hesabın var mı? giriş yap

  • instagram hikayesinde şu şekilde görülmektedir:

    “türkiye apaçık bir parti devletine dönüşmüştür, şu an nazi almanyası’ndan farkı yoktur. bu hükümet meşruiyetini tamamen yitirmiştir. satılan geleceğimizin, toprağımızın, emeklerimizin, mutluluğumuzun hesabını hakkını sormayan, şu saatten sonra ses çıkarmayan herkese yazıklar olsun! biliyorum keyfiniz bozulmasın istiyorsunuz ama artık çüş.”

    t: bir rapçiye ait açıklamalar

  • arap ülkeleri bile türkiye'den çok daha zekice idare ediliyor. bizimkilerin şirazesi iyice kaydı. araptan çok arapçı olduk. en az 1 milyon filistinli göçmenin geleceği söyleniyor türkiye'ye.

    çakma polat alemdar kılıklı fake abdullah çatlı da, ikinci ahmet davutoğlu olmaya aday şekilde açıklamalar yapıyor temel reisin yanında. bir arap kazığı daha yemek için çok hevesli yani, başımızdaki arap aşıkları.

  • bulaşık makinasıyla mekanik bi ilişkisi vardır.

    debe editi: daha önceki debelerimde bu olay yoktu ama bi konuda dikkat çekmek istiyorum. doğal güzellik iztuzu yandaşa peşkeş çekiliyor.direnelim.saygılar.

  • sözlük sayesinde tarihe karışabilecek bir his.

    üşenmedim okudum hepsini ve diyorum ki ''bu kadar yalnız varken, niye bu kadar yalnız var?''
    sözlük elinizin altında. tanışın, kaynaşın, evlenin be kardeşim.
    tanımaksa tanımak işte. bu başlık yetmezse evlilikle ilgili diğer başlıkları kurcala ne bileyim... armut piş ağzıma düş mü var? evlenmek isteyen ama ''şu şu şu sebepten olamadı'' diyen yazarın profiline gir, bak anlatmıştır kendisini, şöyle biriyim böyle biriyim diye satır aralarında en azından. az çok nasıl bir dünya görüşü var anlarsın. sonra da at mesajını gitsin. yansın mesajınız var yeşilleri, çalsın davullar.

  • - i said saçlar no dedim!!
    - yes dedim anlaşıldı mı?
    - ok mum, i give up...
    - ohohoo... kanngraşüleyşıns!

  • kazanan tarafın kişiden kişiye değişebileceği karşılaştırma.

    çok oyun oynayan veya grafiklere önem veren, evinde 4k tv'si olan ve cd girişi olmasına önem veren insanlar için kazanan taraf tabii ki xbox series x'tir.

    haftasonları kafa dağıtmak için oyun oynayan veya "grafikler benim için çok önemli değil" diyen, evinde 4k tv'si olmayan ve game pass'e güvenip cd girişini önemsemeyen insanlar için de kazanan taraf xbox series s olur.

    series s ayrıca bir playstation oyuncusuysanız, xbox exclusive'lerini oynamak veya game pass nimetinden yararlanmak için bir yan konsol olarak veya bir akıllı tv'niz yoksa onu akıllandıracak bir cihaz olarak da iş görür.

    bu arada yazdıklarımdan series s'in oyunları kötü çalıştırdığı düşünülmesin, sistem özellikleri series x'e göre düşük olsa da kötü performans sergilediğini düşünmüyorum. şuradan bir karşılaştırma videosu izleyebilirsiniz.

    onun dışında iki konsolun da en büyük artısı game pass'tir. yükleme süreleri iki konsolda da aynıdır. hatta bazı oyunlar şaşırtıcı olarak series s üzerinde daha hızlı açılır.*

    servisi de yavaş falan değildir. 4 yıl önce çıkan cihaz 4 haftadır gelmedi diye "sirvis yiviş" diyenler bilmiyor sanırım, burada 3 ay önce çıkış yapmış olan iki konsol karşılaştırılıyor.

  • bu ülkede okuyup biryerlere gelen insanı nedense herkes kıskanıyor arkadaş.yeri geldiğinde 36 saat çalışmaya zorlanabilen ,risk alan bu insanların üç kuruşluk maaşlarına laf edeceğinize yiyorsa g.tünüzü yattığınız yerden kaldırın azıcık dizi seyretmeyi bırakın da siz yapın bu çok kolay işleri.tabi önce öss,sayısız vize ve final ve bir de tusu geçin sonra konuşun. he bunlar zor geliyor ve hala bu insanların aldığı maaş gözünüze batıyorsa veterinere gidin mesela onlar da para kazanmasın .iki dizide oynayıp yatlar katlar alan insanların fanatiği olun,futbolcular için birbirinize girin onlar nasılsa aldığı parayı size vericek bir gün di mi.

  • "barış için bir çocuğuna da sen türkçe isim ver" desen foşşik tece olursun ama.

    sikim gibi kampanya

  • 9 yıl önce tanıştık. 7 yıldır evliyiz. 6 yaşında bir oğlumuz var. internetten tanışılan kişiye aşık olmak diye bişey var.

    3 yıl sonra gelen edit: artık tanışalı 12 yıl oldu. evlilikte 10'uncu yılı da devirdik. 9 yaşında bir çocuk da olsa koca yürekli bir adamım var ve hala iddiamın arkasındayım.

    bir 3 yıl sonra daha gelen edit : bir hafta önce tanışmamızın onbeşinci yılıydı. otuzu da görüp buraya yazmak dileğiyle. adamım artık çocuk değil, ufaktan ergenliğe geçiş yapmaya başladı.

    (bkz: iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir)

  • 3-5 yaşında bir çocuk verin de karnını doyursun hayvan. yaşam alanlarını işgal ettiğimiz için belli ki aç kalmış, çok üzücü:(

    edit: içim parçalandığı için twitter'da çok takipçili hayvansever birkaç kişiyle görüştüm. birkaç saat sonra video eşliğinde, 3 çuval mamayı o kaldırıma yığacaklarını söylediler. çok duyarlılar, sağ olsunlar. üzülme minik köpekcik, artık sen de karnını doyurup orada kendi küçük çeteni kurabileceksin.

  • kedilerin bazen duvara belirli bir noktaya manyak manyak dakikalarca bakmasına şahit olmuşsunuzdur herhalde. ben bu durumu kedilerin duyularının çılgın hassasiyetine verdim hep. minik bir sineğin sesi ve hareketini bile yakalayabilen psikopat canlılar ne de olsa. ancak bundan 2 yıl önce tecrübe ettiğim bir olay yüzünden hala duvara bakan bir kedi gördüğümde asabım bozuluyor.

    ankara'da abidinpaşa kurucu sokakta dedemin evinde dedem ve anneannemin vefatı sonrası teyzem yaşıyor. yalnız bir kadın ve bir kedisi var. bundan yaklaşık 2 yıl önce ankara'daki bir işim dolayısıyla kendisinde kaldım. şansıma o akşam da apartmandan bir komşu bebeği ile teyzeme laklaka gelmiş durumda. hoş geldin beş gittin sonrası misafirliğe gelen kadın bir ara "abla ya valla size gelince bizim emir dut yemiş bülbüle dönüyor ne ağlıyor ne de huysuzluk yapıyor senden hiç çıkmayalım biz hahahahia" şeklinde bir serzenişte bulundu. benim de dikkatimi çekti 1 yaşında sayılırdı heralde çocuk emekliyor filan ama bayaa biblo gibi acayip sakin, teyzemin kedisi de sakin bi canlı ve onun çevresinde dolanıyor filan... önemsemedim, göz ucuyla baktım hakkat dedim ve konudan koptum...

    neyse efendim uzatmayayım, kadın bir ara teyzeme yaptığı yeni örgülerden filan bahsetti göstercem sana filan dedi. tam getireyim ben abla da bir bak dedikten sonra, teyzem "yok getirmekle uğraşma birlikte gidip bir bakalım" dedi. yok olmaz molmaz derken bu ikisi kalktı arkadaşlar. emir veletini almadılar 2 dakikaya geleceğiz deyip.

    çocuklardan pek hazzetmeyen ben kaldım bir kedi ve çocukla yapayalnız. ben televizyona bakarken kediden çok sakin ve kısa miyav sesi gelmesiyle birlikte yerde oyuncakları ile oynayan velet ve kedi bir anda senkron bir şekilde hareket haline geçtiler. hareket hali dediysem velet emeklemeye başladı kedi de onun yanında ve bu ikisi salonun koridora açılan kapsının önüne gelip durdular. abi durdular diyorum ama ikisi de aynı anda durup aynı açı ile duvarın tavanla birleştiği yere bakmaya başladılar. bak hala asabım bozuluyor. noluyor lan diyerek yerimden kalktım ve ben de salak gibi aynı noktaya bakmaya başladım ama hiç bir şey yok... içten içe bir tırsma geldi bana hisediyorum ama bayaa durumla dalga geçiyorum... ben aldım çocuğu oyuncaklarının önüne bıraktım... bu neyse oynuyor filan... kedi tekrar geldi yanına veletin tekrar aynı sesi çıkardı ve bunlar yine senkron halde bu sefer teyzemin yatak odasına açılan kapıya hareketlendiler ve kapı girişinde durup içeride yatağın üst tarafına bakmaya başladılar.

    ben o esnada olanlara anlam vermeye çalışırken flashback etkisi nedir onu ciddi anlamda yaşadım. dedem kapı girişindeki holde kalp krizi geçirerek 1982 yılında vefat etti. anneannem de 1992'de o yatak odasında vefat etti. ben bu iki olayı ve az önce yaşadığım garip durumu birleştirip yok ya uyduruyorum ben mantık çerçevesinde düşün düşün derken, o suskun sakin velet yatak odasına bakarken bir anda gülmeye başladı. o an benim sıçtığım andır işte... çünkü anneannem son yıllarında yürüyemiyordu ve yattağından komik yüz hareketleri yaparak hep beni güldürürdü. nur içinde yatsın... tam telefonla teyzemi arayacakken teyzemle komşusu hahahihi dış kapıyı açıp içeri girdiler, onlar içeri giriş yaparken velet salonun ortasına gelmişti kedi de saçma salak yalanıyordu...

    tüm bu olaylar 5 dakika içinde oldu. ben ne teyzeme ne kadına yaşadıklarımı anlatabildim. o gece uyuyabildim mi? nah uyudum...