hesabın var mı? giriş yap

  • bir bira sevdalısı olarak arkadaşı çok iyi anlıyorum. bana da mesela viski acayip tatsız, acı, ağır geliyor. bir ara "olm bunu bence laf olsun diye içiyorlar kimse de birbirine itiraf edemiyor" diyordum ve buna inanıyordum hatta.

    sana biranın olayını anlatayım. bir kere birayı hemen sarhoş olmak için içmezsin. elini, ağzını oyalasın diye önünde durur. çay gibi, kahve gibi. yanına bir sürü kızartma, atıştırmalık yakışır. ağzın ekşimez, acımaz. yavaş, yavaş içersin. şanslılardansan 4, benim gibi her gün içenlerdensen 6.da sarhoş olursun. bazı geceler sarhoş olmak istersin 2.birada baileys mi seviyorsun kardeşim baileys içerek devam edersin. ben tekila söylüyorum genelde öyle gecelerde.

    maya kokusu, ağızda dağılan arpa, mısır, nişasta, patlamış mısır notalarına girmeyeceğim. belli ki tadı sana hitap etmiyor ama tadı da biradan biraya acayip tatmin edici oluyor bazen.

  • vampirlerin yakaları kolalı ceket giyip dağın başına yaptırdıkları şatolarda oturduğu, arada efendi gibi inip yakalayabildiklerini emdikleri, aşk meşk işlerine bulaşmaktan imtina ettikleri efsane dönem.

    beyoğlu'na takım elbisesiz girilemeyen döneme rastlar.

  • uzun yıllardır var olmayan sistemdir. eskiden normal yazı ile yazar, ayrıyeten güzel yazı yazma dersi diye bir derste el yazısı yazmayı öğrenirdik. birkaç senedir direkt o güzel yazı denen garip yazıyla yazmayı öğretiyorlar ve öğrenciler de bok gibi yazıyor doğal olarak.

  • ricky gervaise "oscarı o sunsaydı böyle yapmazdı diyenleri" ters köşe yapmış, my man:)

    "ladbible'ın the mirror'dan aktardığına göre, londra’daki son gösterisinde oscar ödülleri hakkında konuşan gervais, "bunun benimle ne ilgisi var? insanlar ‘oscar’ı ricky gervais sunsaydı ne olurdu?’ demeye başladı. ben will smith’in eşinin saçıyla ilgili şaka yapmazdım. eşinin erkek arkadaşıyla ilgili yapardım” ifadelerini kullandı."

    https://www.gazeteduvar.com.tr/…ardim-haber-1558731

  • sinema hakkında pek bilgi sahibi olmayanların garipsediği konuşmadır. neymiş koskoca kadına fırça çekmiş. birincisi bu fırça değil siz fırça görmemişsiniz, ikincisi yönetmen oyuncu ilişkisini siz ne sanıyorsunuz ki?

    set sınırlarının amiri yönetmendir. istersen oscar sahibi oyuncu ol, 60 yaşında ol, 30 yaşındaki yönetmen gelip ağzına sıçabilir. bu tarz büyük yönetmenler genelde ruh hastası tipler. özellikle stanley kubrick'in filmlerinde baskıya strese dayanamayıp fenalaşan yıldız oyuncuların olduğu anlatılır hep. hatta the shining sırf bu sebeplerden ötürü yarım kalma tehlikesi geçirmiş. nbc'nin de sette çok sert ve çalışması zor bir yönetmen olduğunu söylerler genelde. haluk bilginer gibi bir duayen de dahil olmak üzere oyuncularının bütün mimiklerine karışan bir yönetmen. bu tip bir egemenlik kurmadan mükemmel işler çıkaramazsınız zaten. alfred hitchcock'un dönemin hollywood camiasında da yankı uyandırmış meşhur bir sözü vardır bu konuyla alakalı, "actors should be treated like cattle" der. ister inanın ister inanmayın o bayılarak izlediğimiz kült filmlerin çoğunda sette terör estiren bir yönetmen vardır.

    kaldı ki bennu yıldırımlar'ın zerre incindiğini düşünmüyorum bu durumdan. bilakis kendince ders çıkarmıştır. böyle bir üstadın ağzından dökülen her kelime için varını yoğunu verecek insanlar var.

    bunun dışında mevzubahis konuşmaya gelirsek, tam da nbc nin felsefesini özetleyen bir konuşma olmuş. bu yüzden tarif edemediğimiz bir gerçeklik var bu adamın filmlerinde.

  • marketler, sokaklar, dükkanlar en azından süslenirdi hatta kapılara noel süsleri asılırdı. her evden en az birisi piyango bileti alırdı. her halde türkiye için en sönük yılbaşı olacak. dev enflasyon, adaletsizlik, açlık psikolojiyi bozdu. artık 2023'e girmekle birlikte asgari ücret artışının da tetikleyeceği zam furyasını yılgın bir kanıksamayla bekliyoruz. ülke sanırım giderek neşesini kaybetti.

  • başlık: japonlarda l harfi yokmuş lan

    1. oha şu anda aydınlandım ... amk l yok . lüleburgaz diyemiyo adamlar

    2. satrançta at nasıl gidiyor bunlarda amk, tam bi kaos