ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
29 mayıs 2015 cumhuriyet'e soruşturma başlatılması
-
soruşturmaya esas haberin verilme nedeni şöyledir;
"patlaması halinde bir şehri yok edecek kadar çok silah,
bu ülkenin hava limanına gizlice indiriliyorsa,
o silahlar tır’lara yüklenip bu ülkenin şehirlerinden, topraklarından, sınırlarından geçiriliyorsa,
o silahlar, o ülkenin bütün denetim kurumlarından, idari yetkililerinden, halkından habersizce, komşudaki bir savaşın taraflarından birine destek olmak için gönderiliyorsa,
gönderilen taraf, bu ülkenin sınırları içinde silahlı eylem yapmış, bu ülkeyi sık sık tehdit etmiş, vahşi bir terör örgütüyse,
gönderen hükümet, bu silahların mevcudiyetini ısrarla reddediyor, bu silahları durduran askeri yetkilileri görevden aldırıyor, bu silahlar hakkında soruşturma açan savcıları tutuklatıyor, yargılatıyorsa,
bu ülkenin halkı, bu silahlar dolayısıyla karşı karşıya olduğu riskleri bilmiyor, bu sevkiyatın hayati, siyasi, hukuki, diplomatik sonuçlarından haberdar olamıyorsa,
yapılan örtülü operasyon başlı başına bir suçsa ve hiçbir yasa, bir suç eylemini meşrulaştırmaya kifayet etmiyorsa,
bir gazetenin, bir gazetecinin görevi okurunu bilgilendirmek, halkı bu tehlikeden, bu tehditlerden haberdar etmek, bu maceraya kalkışan yetkilileri ikaz etmektir."
can dündar
yedi numara'nın hiç de komik olmaması
-
yedi numara kahkaha atarak izlenecek bir dizi değildir. yedi numara daha çok izlerken mutlu olduğun, samimiyeti hissettiğin, içine sıcak bir tebessüm dolduran, orada o karakterlerle birlikte yaşamak istediğin; bizden, geçmişimizden, eski bir dost, güzel bir anıdır.
yedi numara aslında eski ve güzel günlerin bir zamanlar var olduğunun bir kanıtıdır.
suriyeli kardeşlerimizi geri göndereceğiz
-
"avrupa birliği neden mültecileri almıyor" gibi abuk sabuk bir rte beyanından daha mantıklı olan bir cümle.
mavi rimelli kiz
-
hiç entry girmeyerek nasıl gelecek vaad ettiğini anlayamadığım çaylak. dalga mı geçiyorsunuz. hayır hobi olarak yine yürüyün ama alt yapı olsun.
şahan gökbakar
-
ülkenin büyük sinemacısı, sinema oyuncusu. kendisi sinema eleştimeni atilla dorsay'a şöyle diyor:
"sen zaten benim adımı hala bilmiyorsan, baba sen zaten bırak sinema köşesi yazmayı..."
bu adam 3 tane recep ivedik filmi çekti diye türk sineması'nın duayeni sanıyor kendini. atilla dorsay senin adını bilse ne olur, bilmese ne olur?
abicim bu egonun kaynağı nedir, nedir bu özgüven? çektiğin filmler alt tarafı recep ivedik be... atilla dorsay emek sineması'nın yıkılmasını protesto ederken bu adam o'na laf sokmanın derdinde.
bazen kendini bile aşıyorsun şahan.
behzat ç.
-
muhteşem yüzyıl iktidardan korkup hürrem'i tesettüre sokarken, nüfus cüzdanındaki din hanesinin kaldırılmasını konu eden dizidir. işte bunun için seviyoruz.
istanbul havalimanı'nda anons yapılmaması rezaleti
-
ön edit: burada onlarca benzer olayı yaşadığını söyleyen insanlar var, kimi entri girerek kimi mesaj atarak anlatıyor.
belki bizim kontrol etmemiz gerekirdi, ama sürekli kaza olan bir kavşağa trafik ışığı konmaz mı yani. belliki bu sıkça olan, insanlara sıkıntı yaratan bir durum. bunu yine havaalanı yönetiminin kökten çözmesi gerektiğini düşünüyorum.
en mantıklı ve kolay çözüm bence, eski kapıdaki monitöre bir not düşülmesi, bu uçağın biniş kapısı değişti artık şurası, şeklinde bir not, böyle bir problemi ortadan kaldıracaktır.
-----------------
3. havalimanı yada istanbul havalimanı dediğimiz yerdeki anons yapılmama rezaletine birde isim uydurmuşlar.
sessiz havalimanı.
bildiğin anons yok. bilgilendirme yok, sorduğunda da izahat yerine tehdit var.
biz saat 4 deki uçak için saat 1 de vardık havalimanına. bileti aldık, üzerinde kapı numarası yazıyor. g2b.
saat 3 gibi gittik ilgili kapıya, bir saat öncesinden bekliyoruz.
zaman geçiyor buçuk oldu biniş saati geldi geçti, 45 geçti vs. hiç hareketlenme yok, eşime dedim heralde bizim uçak rotar falan yaptı, hiç hareketlenme yok.
dedi bi bak bakıyım, uçak saatine 15 dakka var, biz kapıda bekliyoruz, 8 10 kişi de bizim gibi ne yapacağını bilmiyor.
gittim baktım ekranların birine,
biniş kapısı değişmiş,
kırmızı kırmızı last call yazıyor
lan amk, nasıl last call, biz mal gibi bekliyoruz orda, niye bize söylemediniz kapının değiştiğini?
yeni biniş kapısı da g11 numaralı kapı, istanbul havaalanının en uzak kapısı, en dipte.
çantaları topla koştur 10 kişi. genci var yaşlısı var turisti var.
sonunda ulaştık biniş kapısına, oradaki görevlilere söyleniyoruz bu nasıl iş, neden bize haber vermiyorsunuz diye, diyolar ki - istanbul havaalanında anons yapılmıyor artık, siz takip edecektiniz.
e amk ozaman bileti verirken öyle söyleyin, uyarın bizi deyin ki, anons yok, arada bakın şu zıkkıma.
ben 3 saat önce gitmişim, biletimi almışım, biniş kapısına gitmişim daha ne diye ekranlara bakayım ki?
madem sesli anons yok, böyle bir değişiklikte telefona mesaj at, ne bileyim mail at, bizim olduğumuz yere birini gönder duyur, bin türlü yolu var.
bunların hiç birini yapma, milleti koştur.
bu işte bi bokluk var demesek, 3 saat önceden gittiğimiz havaalanında uçağı kaçıracağız.
demekki büyük güzel binalar yapınca iş burda bitmiyor,
yaptığın binanın kullanışlı olması
ve liyakat ile yönetilmesi gerekiyor.
sizin de haberiniz olsun, gözünüz ekranlarda olsun. kapı değişir, uçak iptal olur, yarına ertelenir,
kimse size bişey söylemez.
mal gibi beklersiniz.
edit: bir çok kişi destek verirken baya azımsanmayacak kadar kişi de kakdırıp kıçını baksaydın diyor.
bazıları da anons kelimesine takılmış.
ilk olarak ben bas bas bağırsınlar demiyorum, sessizliği ben de severim, ama bu uygulamadaki bir eksiklikten söz ediyorum.
bilgilendirme
anons bir bilgilendirme şeklidir, bunu yapmıyorsanız, yerine birşey koymanız gerekir, ben tek değildim, en az 10 kişi orada bekliyorduk, zaten garipliği de ben ve eşim farkettik, ve oradakilere söyledik. yoksa 10 kişi kaçıracaktık uçağı.
en basiti bir ekşici yazmış. bizim orda gözümüz kulağımız, bineceğimizi sandığımız kapıda ve üstündeki monitörde. ama o monitör kapalıydı. en azından eski kapıdaki monitöre not düşülse, bu kapıdaki biniş şuradan olacaktır diye, tüm problem çözülecek.
evet ben birçok kez havayolu kullandım ama böyle bir problemi ilk kez yaşadım.
kaldı ki okuma yazma bilmeyen birisi de olabilirdim.
belli bir saatten sonra kesilen biletlere yeni biniş kapısının numarasını yazmışlar, o yüzden biz orada 10 kişiydik.
burger king vurdumduymazlığı
-
10 lira verince pislige razi olmamiz gerektigini savunan insanlar yuzunden politikasinda herhangi bir degisiklige gitmeyecek, turkiye'ye yakisir sekilde yonetilen bir burgercinin vurdumduymazligidir.
debe editi:
biliyorum bundan hoslanmayanlariniz var; hatta laf aramizda ben de kanzuk'un yaptigi ankette debe editi yapanlar listeden ciksin mi? sorusuna "ciksin"i demistim.
(bkz: #51859779)
ama su an anladim ki bazen daha cok insana sesinizi duyurabilmek icin bu edit gerekiyormus.
kendim için bir şey istiyorsam namerdim; lutfen ulkemizde akepe ve tayfasinin yaptigi adaletsizlige,
sevim tanürek'in katiline,
50 kg esrarla yakalanan kişinin içiciyim demesine,
mobese ihalelerini unakıtan'ın kızlarının almasına,
mehmet cengiz'in vergi borcunun silinmesine,
sivas katliamı davasının zamanaşımına uğramasına,
kabataş yalanına,
sigortalı olmayanların 213 tl ödeme zorunluluğuna,
ve bunun gibi daha bircok serefsizlige gereken ilgi ve tepkiyi gosteren siz guzel insanlarin*, mumkunse su konuyla da ilgilenmesini rica edecegim.
(bkz: cem garipoğlu'nun suç ortakları)
simdiden tesekkur ederim.
-------------------------------
not:
izninizle is yerinde cani sikilanlar icin zihin acici bir yazi da ilistirivereyim:
(bkz: tam kontrol reçetesi)
zeki kayahan coşkun'un twitter'daki paylaşımı
-
duyarlılığın boku çıkarılan durum. twitter'da gücü yetmeyen burada başlık açıp destek kasmasın be abi. sözlüğü bellediniz de burası sizin kişisel ordunuz değil, kendi duyarınızı kendiniz kasın.
günseli kato'nun kolyesi
-
günseli kato'nun katıldığı bir televizyon programında taktığı, biraz dikkatli bakıldığında kolaylıkla görülebilen kolyedir.
http://i.imgur.com/nmvgcxx.jpg
bu da videosu
edit: link uçmuş. düzeltildi.