hesabın var mı? giriş yap

  • siz kimsiniz kardeşim, hayırdır? ne ara evin sahibi oldunuz? uyanın şu ıslak rüyalarınızdan artık. bu toprakların sahibi halk ve iradesine seve seve boyun eğeceksiniz. geliyor gelmekte olan ki cıyak cıyak bağırmaya başladılar şimdiden.

  • manşet : bilim adamları yaklaşan tehlikeyi açıkladı
    içerik : kar yağacak.

    manşet : bakın başımıza ne yağacak?
    içerik : kar yağacak amk.

  • normal olandır. sen mobilyacıdan köfte yersen dinazor bile çıkar . köfteciye gidip sehpa yap bana diyor musun?

  • gandalf, bir istari ya da orta dünya büyücüsüdür. ölümsüz topraklarda gandalf, olórin adlı bir maia ruhuydu ve rüyaların efendisi lórien'in bahçelerinde yaşıyor ve sık sık merhametli nienna'yı ziyaret ediyordu. güneşin üçüncü çağının 1000. yılında istari ya da orta dünya'ya gönderilen büyücülerden biri olmak üzere seçildi. batı dillerinde gri gandalf, elf dilinde mithrandir ya da "gri gezgin", cüce dilinde tharkûn ve harad dilinde de incánus adıyla tanınıyordu. dış görünüşü, büyük bir pelerin ile sivri uçlu bir şapka giymiş ve elinde bir asa taşıyan, sakallı yaşlı bir adam biçimindeydi. gri limana vardığında círdan ona, narya ya da "ateş yüzüğü"nü verdi. iki bin yıldan uzun bir süre boyunca gandalf, orta dünyada etkisini arttıran kötü güçler ile savaştı. 2941 yılında, ejderha smaug'un öldürülmesiyle sonuçlanan yalnız dağ seferinin ilham kaynağı oldu. bu sefer sırasında gandalf glamdring adlı kılıcı, bilbo baggins ise tek yüzüğü buldu. 3018 yılında frodo baggins'in yanına gelen gandalf, yüzük seferini başlattı. rivendell'de yüzük kardeşliğinin lideri olarak seçildi ve kardeşliği pek çok tehlikeden kurtararak yollarına devam etmelerini sağladı. bu sırada khazad-dûm köprüsü savaşında, moria'nın balrog'u ile yaptığı ölümcül mücadelede kayboldu. fakat büyücünün ruhu, hiç bir silahtan zarar görmeyen ve ışık saçan beyaz gandalf olarak dirildi. yüzük savaşında, gölgeyele (shadowfax) adlı atını süren beyaz gandalf her yerdeydi: rohan kralı théoden'in ilham kaynağı, isengrad'da saruman'ın sonunun hazırlayıcısı ve minas tirith kapılarında cadı kralın durdurucusu hep o oldu. yüzük taşıyıcısı tek yüzüğü yokederken, gandalf mordor'un kara kapısı önünde batı ordusunun komutanları ile birlikteydi. savaştan sonra gandalf, arnor ile gondor'un yeniden birleşmesini sağladı ve 3021 yılında yüzük koruyucularının son yolculuğuna katılarak ölümsüz topraklara döndü.

  • tedavisi mümkündür.

    umberto eco'nun dediğine göre, elindekileri okumadığı halde yeni yeni kitaplar almaktan vazgeçmeyen sıradan okur, aldığı kitapları kısa bir süre sonra "okumuşluk" duygusuyla muhafaza eder. bu muhafazanın koleksiyonerlikle bir alakası yoktur. çünkü disipline değil yanılsamaya dayalı bir muhafazadır sözkonusu olan.

    şöyle ki: bir yanı o kitapları okumadığını biliyor olsa da fiziksel olarak sahip olmasından dolayı, zihin, bu sahipliği bir iki gün içinde "okumuşluk" duygusuna tercüme eder. bu öylesine tehlikeli bir duygudur ki kişiyi hem okumaktan alıkoyar hem de kitap satın alma çılgınlığına sonu gelmezcesine sevk eder.

    bilirsiniz; ekmek ya da tatlı yiyenler bir süre sonra kan şekerleri düştüğü için tekrar tıkınmaya başlarlar. eğer kendilerini dizginleyemezlerse sürekli tıkınma tuzağına düşerler. bu tıkınmanın da beslenmeye hiç bir faydası yoktur.. kontrolü hem gıda seçimine hem de iradeye dayanır.

    kitap satın alma hastalığını sonlandırmanın yolu ise kitap seçiminden değil tamamen bu bilgiyi içselleştirmekten geçer. sonuçta, kısa bir tefekkürle halledilebilecek bir rahatsızlıktır. aldığınız kitabı okuduğunuzu zannettiren zihninizin oyununu imha ederseniz, yeni kitaplar almak yerine, elinizdekiler bittiğinde almak üzere düzgün bir liste tutmaya başlarsınız.

    hatta şöyle de bir güzellik olur: önceden kitap al(a)madığınız için kendinizi kötü hissederken, şimdi de elinizdeki kitapları hala bitiremediğiniz için hayıflanır, teessüf eder ve şefkatle sayfalarına uzanırsınız.

    bu hayati bilgiyi lütfen sevenlerinizle paylaşın ki herkes aldığı kitabı okusun.

  • tel sesi.....

    -alo buyrun?

    -emel hanim?

    -evet efem buyrun.

    -emel karakas di mi??

    -evet efem.

    -hanfendi, burasi ... laboratuvari. esinizin test sonucu geldi ancak ayni isimde bir beyin daha sonucu var elimde ve acik konusmak gerekirse hangisi daha kotu bilemiyorum!!!

    -ne demek istiyorsunuz?

    -valla biri alzaymer digeri eyds!

    -bi daha yaptirsak testi?

    -hanfendi biliyorsunuz bunlar pahalli testler,sigorta odemez ikinci testi!

    -n'apcaz o zaman?

    -bakin biz burada dusunduk soyle bi fikir geldi aklimiza:

    kocanizi bindirin arabaya, sehrin ortasinda biyerde birakin...

    evi bulursa sakin bi daha onla yatmayin!!

  • caz tarihinin kilometre taşlarından, 24 aralık 1964'te blue note stüdyolarında kaydedilmiş efsanevi wayne shorter albümü. öyle ki, mr. shorter'ın yaklaşık kırk yıl sonra piyasaya sürülen the best of'u bile bu albüm kadar tutmadı, ilgi görmedi. hard bop ve post bop arasında modal geçiş gösteren nefis albüm, yatay modal armoninin en leziz örneklerini sunuyor bizlere. kimi zaman avant-garde olarak da yorumlanan bu albüm, elbette albüme adını veren dördüncü parça speak no evil ile standartlaşıp, o dönem nesuhi ertegün'ün atlantic records'u ile rekabet içinde olan blue note'un altmışlarda birkaç altın plak elde etmesinin kaynaklarından biri oldu.

    freddie'yi bilen bilir, önüne sayfalarca nota koyarsanız adeta scanleyip ideal şekilde tonlara dönüştürür onları. madem hub'dan bahsettim, o halde kontrbasta ron carter'ın bulunduğunu, piyanoyu genç efsane herbie hancock'ın üstlendiğini belirteyim. caz tarihinin en geniş yelpazeli bateristlerinden; sonny rollins'in unutulmaz sidemani elvin jones'u görmek de pek tabi estetik haz veriyor.

    tümü birer caz standardı olarak kabul edilen parça listesine gelirsek:

    1. witch hunt
    2. fee-fi-fo-fum
    3. dance cadaverous
    4. speak no evil
    5. infant eyes
    6. wild flower

  • bazı gelinlerin bu masraftan kurtulmak için berbere gelin olduğunu söylemeyip ancak çokta sıradan yapmasın diye gelinin kardeşiyim deyip gelinliğini evde giyerek damatın ayaklarını yerden kestiğini bilirim.

  • bu sehri terkedemeyisin asil nedeni "ihtimaller hastaligi" dir.

    6 aydir denize inmemissinizdir ama denizin orda oldugunu bilmek, "gidebilme ihtimali"ne baglanirsiniz.

    evci bi insansinizdir, ama gece hayati, bar vs gibi ortamlarin varligini bilme ve istegidiniz zaman "ulasabilme ihtimaline" baglanirsiniz.

    butun konserler, muzeler, tiyatrolar etkinlikler ordadir ama gitme sikliginiz senede bire donusmustur bile hayat temponuzdan, fakat nasi olsa elinizin altindadir dimi "istediginiz zaman kacabilme" ihtimaline baglanirsiniz.

    iste bu sehirde kaldikca nufuz eder bu hastalik, gittikce kronikleserek.
    ihtimaller hastaligi.