hesabın var mı? giriş yap

  • 13 milyar yıl lafı nereden çıktı bilmiyorum, ama webb'den gelen ilk fotoğraf smacs 0723 galaksi kümesinin 4.6 milyar yıl önceki hali ile evrenin en eski noktalarına ve geçmişine dair en net ve keskin bakışımızı gösteriyor. burada kastedilen şey; evrenin 4.6 milyar yıllık uzak geçmişindeki bu yıldızlar ve soluk galaksilere dair daha önce elimizde olmayan netlik ve keskinlikteki görüntülerin elde edilmesi. evrenin en eski halinin görüntüsünü elde ettik demiyor yani.

    kaynak

    neyse... linkteki açıklamada şöyle diyor:

    "bu fotoğraf, yaklaşık olarak şayet elinize bir kum tanesi alıp bunu da göğe doğru bir kol boyu uzakta tutmuş olsaydınız, o kum tanesinin gökyüzünde kapladığı kadar bir alanı gösteriyor."

    bu fotoğrafta gördüğünüz parlak yıldızlar ve onların yanındaki galaksiler bize o kadar uzak ki, o noktadan evrendeki en hızlı şey olan ışığın bize ulaşması dahi 4.6 milyar yıl sürüyor. şimşek çaktığında nasıl ki ses şimşekten daha sonra, gecikmeli olarak geliyorsa; işte bu fotoğrafı oluşturan, james webb'in lensine düşen her bir ışık da bize kaynağından gecikmeli olarak geliyor. yani 4.6 milyar yıl lagli olarak bu galaksi kümesini görebiliyoruz. içinde bulunduğumuz şu anda, bu fotoğrafta gözüken galaksilerin ne durumda olduğunu da ancak 4.6 milyar yıl sonra bilebileceğiz. çünkü ışık hızı evrendeki en hızlı şey (yerçekiminden bile hızlı) ve onun bu mesafeden bize ulaşması bu kadar sürüyor. örneğin, güneş ile dünya arası yaklaşık 8 ışık dakikasıdır. yani ışık 8 dakika sonra bize ulaşır ve biz güneşin gerçek halinden 8 dakika öncesini görürüz. öyle ki şu anda güneş ansızın yok olsa, dünyanın bunu görsel olarak farketmesi farketmesi, hatta güneşin yörüngesinden çıkması dahi 8 dakika sürerdi.

    fotoğrafa dönersek... bir başka ilginç nokta fotoğraftaki bazı galaksilerin bükülmüş, uzamış gözükmesi. bunun sebebi görüntülenen galaksi kümesinin devasa kütlesi ve kütle çekimi sebebiyle arkada gözüken galaksilerin bize doğru gelen ışıklarını da bükmesi. çok klasik olacak ama uzayı esnek bir çarşaf gibi düşünürseniz, bu çarşafın üzerine koyduğunuz her cisim kendi kütlesiyle orantılı bir göçük üretecektir. çarşafın bir ucundan bir misket yuvarladığınızda nasıl ki bu göçükler sebebiyle misket düz ilerleyemeyip yolu üzerindeki göçüklerin ne kadar yanından geçtiğine bağlı olarak bir falso alıyor ve yolu değişiyorsa, işte bu ışıklar da bu devasa galaksilerin, belki karadeliklerin yanından geçerken falso alıyor, bükülüyor. biz de bunları olması gerekenden farklı şekilde ya da farklı yerde görüyoruz. buna yerçekimsel mercek deniyor. mesela karadelikler o kadar yoğun ve bizim çarşafı öylesine göçürüyor ki misket, yani ışık, yoluna devam edemeyip bu göçüğe düşüyor. bize gelen ışık olmayınca da, biz o göçüğü simsiyah bir nokta, yani karadelik olarak görüyoruz. burada bir ek bilgi olarak, albert einstein da işte meşhur teorisiyle, ışıkla birlikte zamanın da çarşaftaki göçükte bir nevi farklı hareket ettiğini, çünkü zaman ile uzayın eğer aynı şey değilse bile en azından iç içe geçtiğini söylüyor. göçüğe düşen gözlemci için kendi deneyimlediği zaman ve zaman algısı da yavaşladığından zaman onun için sanki normal gibi ilerlerken, dışarıdan o göçüğe bakan biri için göçüğe düşen kişi yavaşlamış, eğer bu göçük bir karadelikse zamanda neredeyse donmuş gibi gözüküyor. göçükteki ise sanki kendisi normal zamandaymış gibi ona dışarıdan bakanları çok hızlanmış görüyor (bkz: interstellar). çünkü her gözlemcinin referansı, herkesin zaman normali, kendi içinde bulunduğu zamanı ve zaman algısı oluyor. kısaca karadeliğin ağırlığı altında aynı ışık gibi zaman da bükülüyor, ilerleyemiyor.

    yine james webb'e dönersek... işte james webb tüm bu arka plan bilgilerini ve onlarcasını içeren fotoğrafı hubble'a kıyasla hem daha net, hem daha teknolojik hem de hızlı şekilde bize aktarıyor. öyle ki hubble için haftalar sürecek bu görüntüyü yakalama işini, 12.5 saat gibi inanılmaz bir sürede yapıyor. ve bu bizim edindiğimiz henüz ilk, demo fotoğrafımız. yarın da yine daha önce bakılan ve daha net görülmek istenen bazı bölgelerden fotoğraflar paylaşılacak. peki ya james webb uzay teleskobu'nu hubble gibi bir yere haftalarca sabitlersek, daha uzağa bakarsak, daha yakını bir kez daha bu sefer daha net olarak görürsek, başka dalga boylarında incelersek ne olur? işte webb'in potansiyeli de burada yatıyor.

    webb, hubble'a kıyasla daha açık gözlerle evrenin ve yaşamın sırlarını bize göstermeye çalışacak.

  • bundan 7-8 sene sonra "ligi galibiyet sayısında 10.sırada bitiren, şampiyon olma ihtimali bulunmayan ve playofflarda sadece bir maç kazanacak bir takımdan bir oyuncuya nasıl olmuş da mvp ödülü verilmiş" diye daha çok sorgulanacak isim.

    şimdi anın esiri olduğumuzdan pek anlayamıyoruz ama nba tarihinin en tuhaf mvp tercihi oldu. ama oldu...

    bir diğer açıdan da düşünürsek, şahsen mvp ödülünün bir oyuncunun ne istatistiğine, ne galibiyetlerine, ne takıma kattığı değere verildiğini düşünüyorum. mvp ödülü "sezonun hikayesi" olan oyuncuya veriliyor. o yüzden zaten amerikalılar "narrative" diyorlar bu olaya... bu sezonun hikayesi de tartışmasız westbrook'du. hep o konuşuldu.

    dolayısı ile tarihte 2016-17 normal sezonunu russell westbrook ile etiketlemek belki de doğrusu oldu.

  • ordu laikliğin kalesiyken de yasaktı şimdi de yasak. ilk entryi okuyan bir zamanlar bülent ersoy genel kurmay başkanıydı sanacak.

  • tehdit edilmesi suç kesinlikle. maraş dondurmacısı gibi gezen biriyle en fazla dalga geçilir. niye bu kadar ciddiye alıp, tehdit eder ki insan?

  • kazaya karışan sürücüye üzüldüm.arabası hasar aldı bir ton uğraşacak,olaydan sonra karakolda saatlerce zaman kaybetti,işinden gücünden oldu ayrıca strese girdi.

  • sahibinin adını özcan olduğunu belirttiği numara. sordum, ne tacizi abi dedi. bu sözlük nerede satılıyor dedi. tamam özcan dedim, tanımadığın numaralar arayıp sana kim olduğunu sorarsa cevap verme dedim. teşekkür edip kapattı. sözlüğü de mutlaka bulup alacağını söyledi.

  • arkadaşlar siz kafayı mı yediniz? hayır hakaret için sormuyorum gerçekten aklınız yerinde mi?
    bir anne balonla çocuğunu nasıl yalnız bırakırmış , cahillikmiş , bilmem neymiş.
    balon yahu balon. nereden bilsin kadın. benim de aklıma gelmez sizin gibi süper insanlar hariç kimsenin aklına gelmez.
    allah rahmet eylesin. vakti gelmiş eylül bebeğin.

    edit: ilk entryimde yazdığım şeyi arkadaşlar sayesinde düzelttim. teşekkürler :)

  • taksiciler odası başkanı beyanı.

    --- spoiler ---
    "ibb başkanımız ukome toplantısı yaklaştıkça istanbul halkıyla bizi düşman etmeye çalışıyor." diyen aksu, "ayrıca araçlarda çalışan şoför arkadaşlar ile bizi düşman etmeye çalışıyor. perşembe günü yine toplantı var 5 bin plaka artışı tekrar gündeme gelecek. imamoğlu bunun alt yapısını hazırlıyor. 5 bin plaka ukome kararıyla geçmediği için istanbul halkı ve şoförlerle bizi düşman etmeye çalışıyor." dedi.
    --- kaynak ---

    evet, imamoğlu size milleti dolandırın diyor. imamoğlu size yolcu seçin diyor. imamoğlu size turistlerden 50-100 euro isteyin diyor. imamoğlu size taksimetre hilesi yapın diyor. imamoğlu size uber şoförlerini dövün diyor. yoksa siz melek gibi insanlarsınız.

  • vizesi olmayan, onun yerine grup halinde sunum yapılarak geçilen bir derste (henüz bilmiyorken) gruplar oluşturulurken derste olmadığım (zaten genel olarak olmadığım) ve vize öncesi hafta okula ne dönüp bittiğini öğrenmeye gittiğimde olaydan haber olduğum ve bütün grupların dolmasıyla grupsuz kalmam sonucu hoca tarafından iki tane çek cumhuriyeti kökenli erasmuslu kızdan oluşan bir gruba eklendiğim bir durumda (önce gidip kızlara sordum ve kabul edildikten sonra eklettim kendimi listeye tabi), sunumla alakalı iletişim kurabilmek maksadıyla kızlara ulaşmak için hocanın maille yolladığı listeden kızların isimlerini bulup facebook'tan eklemem sonucu kabul edilmeyecek kadar yakışıklıyım.

    daha sonra uzunca bir mesajla durumu izah ettim, "tamam biz halledicez sana senin kısmını yollarız" diye cevap attılar, ben de usulca arkadaşlık isteğimi geri çektim :(

  • ilk çalismaya basladigim hukuk burosunda bunu talep ettigim zaman office manager denilen dallama yuzume karsi gulmustu, iste o ucrettir bu. ben de kendisine halihazirda elalemin hakkini savunan biri olarak (bkz: avukat) hakkimi yedirmeyecegimi, nasilsa bir sekilde alacagimi, o sebeple guzellikle bordroya yansitilmasinin daha dogru olacagini soyledim. tebessum etti. ben de tebessum ettim.

    baktim ay sonunda parayi alamadik, sonra hangi gun fazla mesaiye kalsam, ki 20 ay calistiysam, bugun yuzde 80'inde kaldim ben o mesaiye, o gun icin bir kitap (kaldigim saate bagli olarak bazen iki, kitabina bagli olarak bazen uc gunluk mesaiye 1 kitap) aldim ofisten. 20 ayin sonunda ayrildigimda 200'den fazla kitabi barindiran hayvani bir hukuk kutuphanesine sahiptim. hatta ofiste ilgimi ceken fazla kitap kalmayinca siparis ettirip, gelen kitaplari eve goturuyordum.

    isin ilginci ben bunu yaparken bir kisi de "aga sen napiyon? nerde lan bu kitaplar?" demedi. kutuphaneye bakan bir tek ben vardim sanirim.

    neyse, velhasil bu calisanin hakki olan bir ucrettir. ya efendi gibi verilir, ya da zorla alinir. zorla alinmasi kanunlara aykiri, adalete uygundur. boyledir.