hesabın var mı? giriş yap

  • benzerleri ve daha kötüsü hollanda ve belçika'da yaşanıyor. utrecht 'te yaşadığım yerin 1km ilerisinde faslilarin yogun olduğu bir mahalleye dün gece özel kuvvetler polisi geldi. normal polis baş edemedi bunlarla. çok yazık, ayaklarına kadar gelen imajlarını düzeltme fırsatlarını iyice geri tepiyorlar. ayrıca her şeyi de sömürgeciliğe bir bağlamayın ve arkadaş. sömürgecilik biteli 75sene oldu. dükkanı yağmalanan, arabası yakılan adamın ne suçu var. sömürgeci ise yaşama ülkesinde o zaman.

    edit: arkadaslar mesaj kutumu yesillendirmenize gerek yok. somurge edilen ulkeler burdakiler kadar aglamiyorlar somurulduk diye. ben basit bir soru soruyorum. somurgecilikle yapilan vandalizm arasinda ne gibi bir baglanti olabilir? sokakta yakilan sizin arabaniz, yagmalanan sizin dukkaniniz olsa akliniza somurgecilik tarihi mi gelir? kim ordaki adama araba yakma, polisle catisma hakki veriyor? benim evimin tepesinde helikopter ucuyor surekli. ben bunu dinlemek zorunda miyim? ya benim arabami da parcalarlarsa? evet tabi her seyin basi somurgecilik, gelsinler evimizi de tarasinlar, nasil olsa somurulduler. ayrica bana yazanlarin yuzde 90'i ne somurgecilik tarihi ne de avrupa tarihi hakkinda bir bok bilmiyor.

  • amber heard ve johnny depp arasında geçen ve beni çok etkileyen, rahatsız eden tartışma kaydı. kendi yaşadıklarımı gördüm resmen. karşında her fırsatta, her sorunda sana saldıran, seni suçlayan, konuşmana izin vermeyen, konuştuğunda her kurduğun cümleden cımbızla bir şeyler çeken ve onlarla tekrar saldıran bir kadın. bu şekilde iletişim olmaz. iletişim kuramıyorsan da o ortamdan uzaklaşmak en iyisidir.

    benim için çabalamıyorsun diyor. çabalamamaktan kastettiği; bağıra çağıra kavga etmemek, birbirine bir şeyler fırlatmamak, şiddet uygulamamak, o an uzaklaşıp tarafların sakinleşmesi için fırsat yaratmak. bence johnny depp en iyisini yapıyor. çünkü insanlar sinirliyken, öfkeli iken, birbirlerine bir şeyler fırlatıyor ve şiddet uyguluyorken sağlıklı bir şekilde tartışılamaz ve kesinlikle olaylar daha da şiddetlenir ve daha da kötü bir hal alır. karşında sürekli sana saldıran, sürekli suçlayan bir kişi varken yapabileceğin en doğru şey o ortamdan uzaklaşmaktır.

    karşında bu şekilde sana sürekli saldıran bir kişi varken ça-ba-la-ya-maz-sın. adım atamazsın. zeytin dalı filan uzatamazsın. böyle bir durumda karşılıklı adımlar atılmalı değil mi? sen adım atıyorsun ama karşındaki saldırmaya devam ediyorsa adım madım atamazsın. atmamalısın da. çünkü karşındakinin istediği sorunu çözmek, ilişkiyi düzeltmek filan değil. karşısındaki kişinin koşulsuz olarak ona biat etmesini istiyor ve sürekli tartışacak bir şey bularak mağduru oynamak istiyor. çünkü egosunu mutsuzlukla besliyor. bu tarz insanları mutlu edemezsiniz. bunlar ne olursa olsun mutsuz olacak, tartışacak bir şey bulurlar.

    amber heard’ ın yaptıklarını -sadece bu kayıtlarda değil- johnny depp yapsa adam linç edilirdi, belki de hukuki ceza alırdı. tam bir ruh hastası. ben olsam bu zamana kadar bile yanında durmazdım bu kadının. bir de adama benim için çabalamıyorsun diyor. sözlükte de benzer başlıklar açılıyor. (bkz: bir kadın için çabalamayan erkek)

    adam sussa psikolojik şiddet, konuşsa şiddet, bağırsa şiddet, ona vurana vursa şiddet, tartışmada şiddet varken karşılık vermeyip kaçınca korkak. ne istiyorsunuz? ne yapalım? erkek sürekli kadının etrafında pervane olsun, aklı olmasın, karşı bir görüşü olmasın, kadının her dediğini kabul etsin, sürekli onun için bir şeyler yapsın, tartışmasın, kadın bağırırken ve şiddet uygularken kaçmasın, gel dediğinde gelsin, git dediğinde gitsin, her türlü komutu alarak istediklerini yapsın, bazen de komut vermeden istediklerini tahmin ederek de istediklerini yapsın. affedersiniz ama s.çarım ben böyle ilişkiye. ben istemiyorum. yalnız yaşarım daha iyi.

  • kadıköy - pendik minibüsünde yanıma çok yaşlı bir teyze oturdu. ön koltukta da teyze kadar olmasa da yaşlı bir amca var..

    teyze - kartal mezarlık (parayı amcaya uzatır)
    amca - orası için para almıyolar
    teyze - hahaha (şirin teyze)
    amca - o işi belediye ücretsiz yapıyo (teyze güldü ya uzatıyo)

    ama bence komik olan amcanın orası için para almıyolar demesini anlattığım eşimin "aa ne güzel bi uygulama:)" tepkisi vermesiydi.

  • camurun insan bedeni haline geldigine inanan ama buna inanmayanlar var, ustelik evrim insanin maymundan geldigini soyler saniyorlar israrla.

  • iş bilmeyen firmanın israfı.

    arkadaş verirsin ürettirdiğin fabrikalara burberry logosunu söktürürsün yerine güzelce yine sana bağlı fason bir marka oluşturarak onun logosunu taktırırsın daha düşük fiyattan yine pazara sürersin. şu adamlara kayserili bir planlama mühendisi göndersin allah rızası için birileri.

  • dun aksam saatleriydi.
    kapiyi hizla cekip ciktim. arkamdan birileri bagirdi, duymazdan geldim. yesil bi parkam var. onu giymisim sonra farkettim.
    sokak lambalarinin yeni yeni yanmaya basladigi saatler. havaya bir serinlik cokmus ama usumem ondan degil.
    sokagin basinda durup, hangi tarafa gitsem diye dusundum bir an.
    yukari gitsem, nereye ? asagi gitsem, nereye ?
    asagi gittim...
    bildigim bir apartmanin bahcesine girdim. banklarina baktim. elimi cebime atip, cikarken aldigim paketten bir sigara cikarttim.
    -iyi ki gaza gelip birakmamisim lan seni !
    dedim. yaktim.
    gecen arabalara, insanlara baktim.
    herkesin gidecek yeri var demek diye de biraz kahir yaptim.
    sigaramin kullerini bazen yere, bazen havaya biraktim.
    usudum bir hafif ruzgarda, yerimden kalktim.
    izmariti yeminle cope attim.
    yeni yeni yanan isiklara baktim.
    bana isaret ettikleri yerlere dogru adimlar attim.
    arabalar hizla gecti yanimdan, ve insanlar...
    bir yurumek aldi beni, adim ustune adim attim.
    bilmedigim sokaklara saptim, bildigim sokaklarda gozlerimi actim...
    yurudukce, uzerimden yukler attim.
    bir ara hem usudum ama hem bunaldim, parkamin onunu actim.
    yurudukce dagildim, usudukce toparlandim.
    kendimi kalabalik bir carsida buldum.
    oturacak yer aradim.
    cok yoruldum, cok dolastim, cok ugrastim, cok konustum icimden, cok da sus dedim disimdan.
    bir tahta sandalye buldum, bir yuvarlak mermer masa...
    - bir çay !
    dedim;
    -usta !
    icine bir seker attim.
    bir yudum, bir yudum daha...
    derken...
    .
    .
    .
    bunca ezaya iyi geldi cay...

  • evet büyük bir savaş şart artık bu gezengende, şöyle soyu sopu kıracak, ülkeleri yok edecek cinsten. yok böyle bir vahşet. adamlar çita avlıyorlar:

    çita katliamı hatırası

    hayvanın türü yok olmak üzere:

    100 yılda azalan çita nüfusu

    ha bu arada batı mediyeti na böyle işte diye sıçmayın, anadolu insanı da farklı değil:

    (bkz: anadolu parsı)

    mesele tür ile ilgili, ama japonlar ayrı sanırım. onlar hakikaten üstün ırk galiba... şinto mu olsam ne?

    edit: nine korkut hemen hatırlattı, japonlar da yunus ve balina katili. yani türümüz boktan. savaş hijyendir diyorum, başka da bir şey demiyorum.