ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bioshock
-
sırf konusu için bile defalarca oynanması gereken oyun. buna rağmen yapımcılar grafik, atmosfer, müzik, oynanış gibi özelliklerin hepsinin hakkını vermiş. andrew ryan ın ütopyası mutlaka görülmeli.
--- spoiler ---
would you kindly click $ukela!
--- spoiler ---
ev arkadaşı diyalogları
-
- abi nerde yiyelim yemeği, nereye gitsek?
- farketmez abi, nereyi istersen...
- o zaman x e gidelim bari
- ya abi x e gitmeyelim, ben daha dün yedim orda
- hmm, y ye gidelim madem
- y ye de gitmeyelim abi, orası pahalı biraz, param kalmadı
- yürü o zaman z ye gidelim en iyisi
- yapma be abi, oranın yemekleri iğrenç... aç kalırım daha iyi...
- lan yarraam nereye gidecez o zaman?
- abi benim için farketmez cidden, sen söyle...
- ?!!??
81 ilde de rakı içmeye karar veren iki genç
-
iç anadolu dolaylarında tecavüze uğrayıp öldürülmeleri muhtemeldir.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
sene 2002 mayıs sanırım yaşım 19
hayatımda ilk defa memleketim ve şehrimden uzak anadolu’nun bir şehrinin gelişmemiş bir ilçesinde myo 1.sınıf öğrencisiyim.
ilk dönem bitti bütün öğrenciler evlerine dönmeye başladı.
arkadaş ve çevrem arasında nasıl dönüyorsun, ne zaman döneceksin, istersen birlikte gidelim sohbetleri havada uçuşuyor.
o dönemler içine kapanık biriyim.
istanbul’a bilet alacak param olmadığını kimseye söyleyemiyorum.
cuma günü okulun son günü
o akşam ve takip eden haftasonu akın akın herkes memleketine dönüyor.
ben gündüzleri evden hiç çıkmıyorum.
çarşıda sağda solda görüp neden gitmedin yada gitmiyorsun soruları işe karşılaşmak istemiyorum.
ilçe küçük bir yer hemen hemen bütün öğrenciler, esnaf ve yerel halk kısmen birbirlerini tanıyorlar.
gündüzleri evde radyo dinleyip öğrenci evimde az kalan bitmeye yakın erzaklarımı dikkatli tüketip akşam 20.00 istanbul otobüsünü izlemek için uzak noktaya gidiyor, giden öğrencileri izliyorum, bir gün benimde o otobüse binebilme hayalini kuruyorum.
sonrasında bütün ilçeyi karanlıkta geziyorum sokak sokak. gündüz evde yatmanın acısını çıkarıyorum.
yorulmalıyım ki eve gittiğimde uyuyabilmeliyim zira gündüz yeterince uyumuşum.
o yılları yaşayan bilir
internete sadece kafelerden ulaşabilirsin, cep telefonu sadece sms ve sesli arama içindir.
kontörün yoksa arama sms ve çağrı yapamazsın.
benim de yoktu tabi.
kaldığım evde eski ev sahibinin çevirmeli ev telefonu vardı. benim için büyük şans.
ailemden arayabileceğim herkesi aradım istanbul’a dönebilecek otobüs bileti için. yok maalesef.
en erken para gönderebilecek ablam 1 hafta sonra maaşını alınca yollayabiliyor.
herkese haber salıp beklemeye koyuldum.
ilçede sadece ziraat bankası var
parayı bana o bankanın şubesine havale ile yolluyor aliem.
sanırım o haftasonu geçti
önümde daha kocaman bir hafta var
sonraki pazartesiye kadar beklemek zorundayım.
cepteki para miktarım sıfır.
kredi kartı yokki daha kaç yaşındasın. sıfır kart sıfır para.
içimden dedim bekleyeceksin yok başka çarem.
bütün arkadaşlarım hatta bütün okul öğrencileri döndü artık şehirlerine. bitti sezon.
tanıdığım bitkaç esnaf ve ev sahibi kaldı. ev sahibini pek sevmezdim yobazın biriydi.
ne ondan borç isteyebilirdim ne de esnaftan
sabırla bekleyecektim, önümüzdeki pazartesi para gelmesini.
20 yıl geçmiş günlük tam olarak ne yaşandığını hatırlamıyorum.
ama ertesi günü mutfakta yiyecek ve pişirecek hiçbir şey kalmadığını hatırlıyorum.
küçük mutfak tüpüm dahil bitmişti.
zaten öğrenci evinde ne olabilirdi.
gündüzleri tam gün odamda yatıp, akşam güneş batımından sonra çarşıya gezmeye çıkıyordum.
küçük sarı renkli radyolu kaset çalarım vardı.
aptal yerde sadede trt fm çekiyordu.sevmiyordum aptal radyoyu.
coskun sabah, ahmet kaya ve tatlıses kasetlerim vardı
onları dinleyip uykuya dalardım
şimdi ahmet kaya dışında hepsinden nefret ediyorum.
ilk günler sonrası açlığı iyice bedenimde hissetmeye başladım, uykuya dalmak zorlaşıyordu artık yatakta uzanmak acı veriyordu.
o berbat günün gecesi çarşıya çıktım yine.
birşey yapmalıydım para elde edecek birşey, sırf birşeyler yiyebilmek için.
sony walkmanim vardı pillerini ısırarak sonuna kadar kullandığım hayatta en önemli eşyam.
merkeze ıspartaya gidecek param olsa onu satmayı düşünüyorum.
kulağımda walkman sokaklarda aptal aptal geziyorum ahmet kaya'nın kaseti sanırım emin değilm.
pek inanılır gelmeyebilir zaten bana da mucize gibi gelmişti.
hayatımda yolda ilk kez para buluşumdur. 5 milyonluk bir banknot bulmuştum.
inanamıyorum şaka gibiydi.
eğilip aldım gerçekten 5 milyon.
o zaman tabi daha 6 sıfır atılmamış.
o zaman bir gazate 500 bin lira. bir kolon sayısal 250 bin liraydı. hatırladıklarım.
zaman gece ilçede bakkalar kapalı gittim eve dedim akıllı ol dikaktli harca daha 5-6 günün var.
o gece eve dönüp sabredip aç yattım.
ertesi günü ilk defa gündüz çıktım dışarı sabah markete gidip 3 ekmek ve geri kalanı ile yettiği kadar domates aldım.
tabi bilgisayar programlama okuyorum kafa çalışıyor.
yaptım hesabımı dedim her gün yarım ekmek içine domates 6 gün yeter bana tek öğün.
o şekilde geçirdim bir haftayı
erken açıkmamak için gündüz uyumaya devam edip akşam yedim
akşam sonrası yürüdüm eve geldim yattım
ertesi gün yine aynı
pazartesi günü bankaya öğleden sonra gittim hayal kırıklılığına uğramamak için.
dedim gişede adıma havale var mı? evet
o günkü sevincimi unutamam tam 50milyon
ablam göndermiş sağolsun. minnettarım.
ilk işim pideciye gidip kıymalı pide yemek oldu
sonra biletçiye gidip istanbul biletimi aldım.
her akşam uzaktan ağlamamak için kendimi zor tutup kalkışını izlediğim istanbul otobüsüne pazartesi bindim ve evime gittim.
aradan 20 yıl geçmiş tam. bunlar gerçekten yaşandı mı? inanması bile zor ama evet yaşadım
yeri merak edenler ısparta uluborlu
2 temmuz 2015 elektronik ürünlere ek vergi gelmesi
-
%41 + %16 oranında olmalıdır. vatandaş en fazla bu sayılar tarafından s.kilmeyi seviyor.
elif şafak
-
edebiyat dunyasinin serdar ortac'idir.
gelini evinden alırken davul zurna çaldırmak
-
pederi kaybedeli 2 gün olmuş, yan apartmandan gelin alacakları için gelmiş ahali. zurna davul hepsi hazır. bizim apartmana giren çıkan kalabalığı görünce düğün sahiplerinden birisi kapıyı çaldı. hiç tanımıyorum ben adamı. (orda yaşamıyorum) rahmetli de sadece selam sabah o kadarmış. (sonradan öğrendik).
komşu: oğlum selam, hayırdır bişey mi var? ayakkabılar, giren çıkanlar dikkatimi çekti de.
ben: abi 2 gün önce babamı kaybettik, o yüzden birazdan kuran okunacak, * eş dost geliyor.
k: ya başın sağolsun, bilmiyordum. kim ölen, adı ne?
b:........
k: hadi ya, köydeydik 2 haftadır, haberimiz yoktu. neyse, rahatsız ettim kusura bakmayın. bizim de kızı alacaklar, davul zurna vs gelmişti. söyliyim de çalmasınlar.
o sırada annem gelir.
a: aa hiç olur mu öyle şey, kız bi kere evleniyor. adet buysa iptal etmeyin. olmaz. biri ölecek, biri evlenecek, biri doğacak. biz camı kapıyı kapatırız.
komşu teşekkür etti, ayrıldı.
normalde yarım saatten fazla süren olay 5 dk da, kız babası tarafından bitirildi, tekrar kapıya gelip özür diledi ve gittiler.
bazen böyle duyarlı komşuların, insanların olması güzel geliyor insana.
aslında hep olması gereken bu ama birbirimizi o kadar umursamaz olmuşuz ki, bu güzel şeyler yaşanınca güzel geliyor insana.
insanın cenazesi mi var, hastası mı var vs soran insanlar varsa sorun olacağını sanmıyorum. benim açımdan olmadı, üstelik acı bir günde.
ama sormadan hurra diye başlayana ben de söverim.
debe edit: ankarada maddi imkanı olmayan bir kardeşimiz için akülü tekerlekli sandalye ihtiyacı vardır.
detaylar için
15 mayıs 2018 erdoğan kraliçe elizabeth görüşmesi
-
chp kadın kolları teyzeden kiz istemeye gelen konyalı aile.
kendi çocukluğunu evlat edinmek
-
bugün rüyamda görerek çok etkilendiğim bir durumdur.
o kadar ilginç geldi ki...
onu küçükken yaşadığım evden aldım şu an yaşadığım eve getirdim.
odasını gösterdim. saçlarını taradım.
bunlar sanırım küçükken özlemini duyduğum şeylerdi.
bir an gerçek olmasını diledim. küçük yaşta annesiz kalmanın yarası sanırım hiç geçmiyor.
rüyamda kendimin annesiydim.
*sözlüğü ankete çevirdinizciler ötede dursun lütfen.
*sadece bu başlığı okuma zahmetinde bulunanların kendi çocukluğunu evlat edinseydi onunla neler yapacağını merak ettim.
saygılar selamlar
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslık : merhaba beyler ben manavlar derneği başkanı
1. en büyük patlıcan bende
2. en iyisini hep kendinize saklarsınız zaten
bir ölü diriltme hakkı verseler diriltilecek kişi
-
gelen mesajlar üzerine özür niteliğinde edit: işbu entry game of thrones hakkında spoiler içermektedir.
--- spoiler ---
(bkz: jon snow)
--- spoiler ---
edit: (bkz: başka bir şey isteseymişim olacakmış)