hesabın var mı? giriş yap

  • - her şeyden önce materyalizmin dinamik, idealizmin kendi içinde donuk bir öğreti olduğunu belirtmek gerekir. her ne kadar kendi içinde gelişim gösteriyor gibi gözükse de platon döneminden kalma zırvaları tekrarlamaktan illeri gidememiştir. bu gerçeği bir diğer idealist olan whitehead ifade etmişti. gerçi çağımızda bu eleştiri biraz desteksiz kalıyor. "integral aqal" gibi uçuk teorilerde ilginç düşünceler yakalanabilir.

    - tarihte bilimin geliştiği yerde materyalizmin de geliştiğini görmek mümkündür. bilim durduğunda(mesela ortaçağda batı) materyalizmde zerre ilerleme göremezsiniz. buradan idealistlerin köstekçi, gelişmeye engel ve her şeyi bildiklerini sanan tayfadan olduklarını çıkarabiliriz. anaxagoras ayın taş olduğunu söylediğinde onu ölümle tehtid edip göçe zorlayanlar (yüce demokraside), atomcuların fikirlerinden nefret eden büyük deha platon (atom kavramı modern bilimim tekrarladığı bir şey oluverdiğini görebilmiş olsaydı keşke) hep aynı ülkenin imamlarıdır.

    - maddenin atomlardan oluştuğu fikrini ortaya atmış leukippos,demokritos gibi dehaların zamanlarında yazdıkları 300 kitabın herhangi bir ortalıkta yoktur! egemen görüşün bu eserlere saygı göstermemiş olması idealistlerin aynı zamanda korkak tavuk olduklarını gösterebilir ve işin ekonomik yapıyla bağlantısını açığa vurabilir. din-afyon meselesi.

    - insan kendi iradesini yadsayamaz. bir robot olduğum için böyle düşünüyorum dedikten sonra felsefede tartışma yapmanın bir anlamı olmaz. tanrı her şeyi biliyor ise benim de ne yapacağımı biliyordur. benim ne yapacagimi biliyorsa ben erk sahibi olamam! (yapan ben değilim o'dur çünkü) şayet eğer benim neler yapacagimi bilmiyor ise tanrının dışında kalan bir şey olacaktır. sonuç olarak her seyi bilen tanrı, erk sahibi insan fikri ile çelişmektedir. paradoks ancak tanrıdan ayrı hareket eden bir insan varsayılmadığında yani tanrıya denk insan fikriyle birlikte aşılabilir. bu fikir hoşa gitmediyse geriye her şeyi kapsayan bir varlık varsaymayan maddeci iddia kalır. idealizm kendi paradokslarını çözmeyerek işi duyguların üstüne yıkma eğilimindedir.

    işin esası materyalizm ve idealizm arasında pek fark yoktur. ikisi de düşüncenin kendi kendine yarattığı problemlerdendir. kavga eden iki güruh arasında taraf olmak ile görmek-anlamak arasındaki fark çok daha önemlidir. descartes'a bakan hem bir idealist, hem de bir materyalist görebilir fakat "descartes olmak" bir kelimenin sonuna -izm ekleyerek aktarılamaz.

  • günlüğünden şu iki sözü çok tuttuğum adamdır:

    ''iyi bir insan utanç duyabilmeli, bir köpeğin karşısında bile...''

    ''bir adam ve bir kadın, birbirleriyle ne yapacaklarını bilemedikleri için evlenirler.''

  • org - 100 lira
    şövale+tuval+boya+fırça – 200 lira
    flüt+trampet+mandolin+melodika – 150 lira
    çocuk kitapları – 100 lira
    kostümler – 200 lira

    çocuğunun yeteneksizin allahı olduğunu fark etmek paha biçilemez…

    hep bir yeteneğim olduğuna ve bunun ortaya çıkarılamadığına inandım. ailemin beni ehil ellere teslim etmediği için bu yeteneğimin güdük kaldığından ve zaman içinde yok olduğundan işkillendim hep. oysa bugün belki bir virtüözdüm, belki bir ressam ya da çok okunan bir yazardım. belki balettim kim bilir, ama olmadı işte malın teki olup çıktım.

    istedim ki aynı şey çocuğumun başına gelmesin, doğumundan itibaren gözlem altında tutayım, yeteneklerini anında keşfedip geliştirilmesi yolunda adımlar atayım. bunun için yukarıda saydıklarımı ve daha fazlasını alıp yığdım eve. müzisyen mi olacak, resme mi ilgi duyacak, yazıyla mı iç içe olacak yoksa drama yeteneğini mi gösterecek bizlere diye bugüne kadar uğraştım.

    kolay değil, 2 yaşında çıktığım bu yolda bugün 3. yılımıza girdik ve ben bisikletini ters çevirip, eliyle tekerleklerini çeviren ve bundan delicesine haz alan çocuğuma baktıkça…

    vasat altı bile olabilir. oysa ben 7 yaşında ilk konçertosunu yazarsa ne yaparız diye uyku uyuyamıyordum lan, ödülüm bu mu olmalıydı? bisikletinin cıyaklayan kornasını eline alıp salonun ortasında bağırarak koşan bu çocuk benim mi allahım? ya cama oturup dışarı su sıkan bu çocuk?

    o ebeveyn benim, org isteyen varsa söylesin...

  • güçlü kızdır.

    zira normal şartlarda uzun vites oranına sahip 5. viteste araba hareket geçmez. kızın arabayı tutup havaya kaldırması gerekir.

    bu kadar güçlüyse ve seninle evlenmek istiyorsa ya o'nunsundur, ya da kara toprağın*

  • 5 senedir ilk defa doğru bir trade deadline geçiren takımım. başlayalım.

    1-

    rui hachimura -> lakers
    3 adet 2.tur hakkı -> washington wizards

    2 sene önce wizards tarafından dolandırılan lakers intikamını almış oldu. hachimura gibi potansiyeli belli bir kanadı, ilk 10'dan seçilmiş bir kanadı şu paketle almak çok büyük başarı. hachimura'yı bu kadar ucuza yollayan takıma nasıl oldu da westbrook için dünyaları verdik, anlayamıyorum.

    2-

    d'angelo russell+jarred vanderbilt+malik beasley -> lakers
    russell westbrook+2027 ilk 4 sıra korumalı 1.tur lakers hakkı+juan toscano anderson+damian jones -> utah jazz
    mike conley+nickeil alexander walker+2.tur hakkı -> minnesota timberwolves

    2 sene önce lakers'ın tüm rotasyonunu yıkan russell westbrook sonunda ayrıldı ve lakers rotasyonu yeniden kuruldu. d'angelo russell gene kontrat yılında hayatının topunu oynamakla meşgul, malik beasley tam olarak lakers'ın aradığı psikopat şutör ve jarred vanderbilt de lakers'ın anthony davis haricinde bulamadığı mobil uzun. tüm bu oyuncuları russell westbrook ve 1 tane 1.tur draft hakkına almak lakers adına çok büyük başarı, hele danny ainge gibi bir draft ölücüsüne sadece 1 draft hakkı vermek çok daha özel bir başarı. minnesota buraya kendisini atarak gobert'e daha uygun bir oyun kurucu almış oldu, jazz ise (tamamen şahsi görüşüm) vanderbilt gibi değerli bir asseti haybeye lakers'a verdi.

    3-

    mo bamba -> lakers
    patrick beverley+1 adet 2.tur hakkı -> orlando magic

    pivot zenginliğinden ölen orlando mecburen bamba'yı yollamak zorunda kaldı (elinde wendell carter jr ve mo wagner olan, üzerine mobil pivot oynayabilen paolo banchero'yu seçip bol bol'a yatırım yapan takım ne demeye bamba'ya uzatma verir ki zaten?), lakers da bu fırsatı görüp sadece 1 adet 2.tur hakkı verdi. patrick beverley lakers'ta hiçbir işe yaramıyordu ne yazık ki. lakers bu sayede üçlük atıp blok vurabilen mobil bir yedek pivotu kadrosuna katmış oldu.

  • oha oha oha. 14 yasindaki ablasinin da babasi cikti adam.

    görsel

    edit: @yalandadaolsa isimli arkadas uyardi. odatv olayi yalanlamis.
    odatv haberi

    türkiye'deki pislik zincirinin açığa çıkmış küçük bir halkası.

    bunu sadece "muslumenin dedesi babasıymış yaa" diye okumamak da lazım.

    ya anne kocasını aldattı. ya da anne tecavüze uğradı.

    neresinden tutarsan elinde kalıyor. keşke insanları black mirror'daki gibi sessize alsam ya her şey çok kötü abi. yani her gün bir insanı rahatsız edecek olay oluyor ve bu olay dibin dibi.

  • çok yakın bi kız arkadaşımın annesiyle diyalog..

    çybkaa: ah canım benim, valla kızım olsa veririm sana, o denli seviyorum..

    sgb: eee.. var ya işte..

    çybkaa: yok o olmaz, başka olsa verirdim..

    sgb: ehehehe..

  • yeni atandağım okulda seminer haftasında dolmuşa ve atandığım yerin sakinlerine alışmaya çalışırken ben dolmuşta tanımadığım bi öğrencimin tanımadığım velisiyle yan yana denk gelirim. kadının sorularından sonra tabi öğrencinin hangi sınıfta olduğunu ve velim olduğunu öğrenirim ancak soruların ardı arkası kesilmez. cevap vermeye çalışırken tabi bir taraftan ineceğim yeri kaçırmamaya çalışırım. en son ineceğim yere yaklaşınca ve "inecek var" diye seslenmek üzereyken kadın da bekar mısın diye sorunca şoföre "bekarımm" diye seslenirim. devamı yok kısa süre için ölmüş olmalıyım.

  • annemin dediğine göre de kesinlikle sıradanlaşmaması gerekiyormuş.. hoş babam senfoni orkestrası gibi geziyor evin içinde ben kendimi bildim bileli.

  • öğrenciyken kampüs içindeki bir yurtta kalıyordum. bir akşam odamın ampulü patlayınca nöbetçi yetkiliden ampul alıp odama çıktım ve yenisiyle değiştirdim. yarım saat sonra teknik ekip gelip ampul patlamış onu değiştireceğiz dedi, ben zaten değiştirdim deyince şaşırıp gittiler.

    ertesi sabah yurt müdürü odasına çağırıp neden ampulü kendim değiştirdiğimi, teknik ekibin vaktinde gelip gelmediğini sordu. daha sonra da "sen öğrencisin senden beklenen derslerde başarılı olman, tekrar benzer bir şey olduğunda teknik ekibi bekle ampul takmak senin işin değil" gibi bir tiratla dumura uğramama sebep olmuştu.

    üzerinden yıllar geçti ancak ben hala vakti gelince kimseyi beklemeden *ampulü değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum sevgili sözlük. (bkz: 14 mayıs 2023 genel seçimleri)

  • kadınlar kaz besliyorlar, sonra parka gidip havuza bırakıyorlar işleri bitince alıp gidiyorlar. biz de bunu yedik?....