hesabın var mı? giriş yap

  • boğaziçi köprüsüne, boğaziçi köprüsü demeyeceğiz de ne diyeceğiz? boğaziçi köprüsüne, boğaziçi köprüsü denir. boğaziçi köprüsü'nün isminin değişmesi, boğaziçi köprüsü'nün boğaziçi köprüsü olmadığını göstermezki. eyfel kulesi'nin ismini "sarı yeleklileri ezdik kulesi" olarak değiştirseler, biz ona eyfel kulesi demeyecek miyiz? çin seddi'nin, özgürlük heykeli'nin, golden gate'in, times meydanı'nın, bayon tapınağı'nın, el hamra sarayı'nın, machu picchu'nun ismi değişir mi? değişmez, değiştiremezsin; kağıt üstünde, tabelada kalır.
    boğaziçi köprüsü demeye devam edeceğim, boğaziçi köprüsüne isteyen istediğini desin. kaldı ki orası boğaziçi. üstündeki köprü de boğaziçi köprüsü. dedem oraya boğaziçi köprüsü, derdi. babam da boğaziçi köprüsü dedi. ben niye boğaziçi köprüsü demeyecekmişim. derim...
    bal gibi de boğaziçi köprüsü işte!
    boğaziçi köprüsü,
    boğaziçi köprüsü,
    boğaziçi köprüsü
    (bu üçleme içimden geldi.)

    boğaziçi köprüsü, demiş miydim?

    edit: boğaziçi köprüsü.

  • net söylüyorum bu işin ustası kuyumcudur.

    sene 2011 evlilik teklif edeceğim için antalya'da kuyumcuları dolaşıyorum, bir tanesine girdim bir yüzük beğendik fiyat sordum 3800 tl dedi ama dedi eğer akşama kadar almaya karar verirsen, hesap makinesiyle ilişkisine başladı işte o an. 1,5 dakikalık işlem sırasında nasıl yaptı nasıl etti bilmiyorum ama 3800 tl'yi 1650 tl'ye indirdi.

    işin ustasının kuyumcu olmasının bir sebebi de işin içinde çok parametre var, kar marjı, altın fiyatları, altının döviz karşısındaki durumu, maliyet gider çizgisindeki yeri. türkiye ekonomisi bence bir kuyumcuya teslim edilmeli o hesap makinesiyle altından kalkacağına eminim.

  • ekmek almaya ekmekle gidilmeyeceği için, ve bu durum bir çocuğu öldürmeyi haklı çıkaramayacağı için salak salak tezlerle savunulamayacak saçmalık..

  • dünyaya gelinebilecek en kötü zamanda geldiklerine ciddi ciddi inanmaları. babaları güneydoğu'da zorunlu askerlik yapıp hergün teröristle çatışıyordu. dedeleri iç savaşa dönmüş sağ-sol çatışmalarının ardından bir de askeri darbe gördü. ondan önceki nesil ikinci dünya savaşının getirdiği yokluk ve sefalet içinde yaşadı. daha öncesi birinci dünya savaşı sırasında tüm gençliğini cephede harcadı. daha geriye gittikçe daha da zor yaşam şartlarından bahsedilebilir.

    şimdi bu arkadaşlar zannediyor ki onlardan önce herkes gülüp eğleniyor, vur patlasın çal oynasın gününü gün ediyordu. eskiler avrupalı akranlarından eksik kalmıyordu. yok öyle birşey gençler! bakmayın sizi imrendirmek için 90ları 80leri övüp bitiremeyenlere. bu ülkede bir tek siz değil, hiç kimse gençliğini yaşayamadı. bu gerçeği bilmek dertlerinizi çözmeyecek belki ama suni bir şekilde yüreğinize işlemiş adaletsizlik duygusunu söküp atarak az da olsa rahatlatacak.