ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şike davasında asıl hedef erdoğan'dı
-
bir aziz yıldırım beyanatı:
"şike soruşturmasının, o dönem başbakan olan recep tayyip erdoğan ile fenerbahçe camiasının ve diğer kulüplerin camialarını karşı karşıya getirmek amaçlı bir plan dahilinde gerçekleştirildiğinin öne sürüldüğü dilekçede, “başbakan ve hükümete yönelik olarak illegal yapının destekçisi medya mensupları tarafından başbakan'ı ve hükümeti hedef alan bir algı çalışması yapılmıştır” denildi."
http://www.hurriyet.com.tr/sondakika/27821741.asp
bir fenerbahçeli olarak diyorum ki yazıklar olsun, yeter.
resmi tatilin pazar gününden cuma gününe alınması
-
namaza gitme orani net düşer
alışveriş merkezinde montla dolaşan fakirler
-
duygusal fakirdir.
bu tür konularda yorum yapmayı pek haz etmesem de; ironi yapmadığı aşikar olanlara bir çift sözüm var:
güzel kardeşim, alışveriş merkezine evden ışınlanıp gitmiyoruz. 50 kiloluluk paltoyu elimde mi taşıyayım? kıçıma mı sokayım? sırtımda duruyor işte sana ne zararı var. amık!
sismik izolatör yasası 2023
-
1. sismik izolator un sahtesi kalitesizi hatta fake i cikmasi ne kadar surer?
2. nasilsa izolator var diye gerisini koyvermeleri ne kadar surer.?
3. daire fiyatlari , kanun daha cikmadan biz izolator koyacagiz denilipte yuzde kac artar?
4. yerli uretimi olmaz ise veya olsada , ithalati kim yapar kaymagini kim yer ? veya imalat yetkisi kime verilir?
edit ; duzeltme
jack kirby
-
çizerlik kariyerine 1935 yılında popeye ile başlamış, daha sonra dur durak bilmeden captain america, sandman, boy commandos, newsboy legion, manhunter, young romance comics, fantastic four, thor, the incredible hulk, iron man, x-men, the silver surfer, the avengers, doctor doom, galaktus, magneto, the inhumans, atillan, daredevil, the fourth world, mister miracle, omac, kamandi ve the demon'ı çizmiş, dc ve marvel arasında mekik dokumuş ve 1994'de aramızdan ayrılmış aşmış çizer. stan lee ile birlikte çizgi roman tarihine yön veren iki kişiden biri olarak görülür. zaten birçok projede stan lee ile birlikte çalışmış, sadece çizerlikle kalmayıp genel konsept ve karakter gelişimi ile ilgili fikirler de vermiştir. hayatı boyunca yaklaşık 25,000 sayfa çizim yaptığı söylenir. her yıl verilen ve çizgi roman ödülleri olarak bilinen kirby ödüllerine de ismini veren kişidir. son dönem çizgi roman uyarlaması ağırlıklı hollywood produksuyonları ile birlikte adı tekrar sıkça anılmaya başlanmıştır kirby'nin. hatta zamanında çizgi romana getirdiği sinematografik teknik ile bahsi geçen uyarlamaların yönetmenlerine büyük kolaylık sağlamış, adeta hazır story boardlar sunmuştur kare kare. büyük adamdır kısaca büyük.
biçerdöver üstünde fotoğraflar çektirerek olmaz
tdk'nin hayat kadını tanımı
-
hırsını alamayıp aklından geçenleri ardı ardına sıralayan arkadaşların yapmış olduğu tanım.
emma watson'ın diren kahkaha tweet'i
-
(bkz: kendisi biliyorsunuz büyücü)
hastası olunan sözler
-
''aşk olmasa, hepimiz gururlu insanlarız aslında.''
oğuz bal
ankara'daki inanılmaz kavşak
-
(bkz: ankara'daki inanilmaz yavşak)
türk usulü çocuk yetiştirme teknikleri
-
çocuğu elaleme göre yönlendirmenin de, içinde bolca bulunduğu bir tuhaf teknikler.
* okullar açılınca, oyun konsollarını ortadan kaldırmak, saklamak. sabahın köründe uyanmış, okulda kafası ambale olmuş çocuğun, koskoca bir öğrenim dönemi boyunca sadece ders çalışmaya mahkum edilmesini hiç anlamadım. o yasakla aklı oyunda olan çocuktan ne kadar verim alınır, hep kafamı kurcalar. okulu asıp, internet kafelere giden çocukların çoğu bu kategoride sanırım.
* okul, kurs, evde ders çalıştığı masa üçgenine kıstırılmış çocuğu sürekli eleştirmek. serpil hanım'ın çocuğu daha başarılı olduğundan, serpil hanım'la sidik yarışı için gereksiz yere kursa gönderilen ve akşam karanlığında sırtında 10 kilo çantayla nefes nefese dönen çocuğa balkondan seslenerek, "fırından ekmek al." diyerek, yokuş yukarı yollamak. çocuk eve girince, "hemen yemeğini ye, ödevlerini yap." demek. iyi de, o çocuğa bu kadar görev yüklemişsin, kendin akşama kadar ekmek bile almamışsın.
* çocuk kazayla bir şey kırınca, dökünce dövmek. korkudan sinmiş çocuğu üzerinden kendini överek "ben çocuklarımı çok güzel yetiştirdim. bana cevap veremezler." diyerek, komşu muhabbeti yapmak.
* kendine kozmetik ürünleri almayı ihmal etmeyip, misafir günlerindde 20 kişiyi tatlı, börek, pastayla ağırladıktan sonra çocuğu peynir sıkıştırılmış ekmekle okula yollamak. sakız bile istese kızmak ve almamak. bir gofret istediğinde bunu hemen alınca şımaracağını sanmak.
* yaz aylarında 40 derece sıcakta, kış aylarında eksilerde seyreden ayazda misafirleri geldi diye çocuğu sokağa yollamak. sonra da "eve gel artık." diye balkondan yırtınmak. çocuk gecikince, "baban gelince görürsün sen." demek.
* çocuğunu döven öğretmene kızmayıp, bir de üstüne yalakalık yapmak.
* çocuğun odası dağınık olmasa bile "odanı topla. sabahat teyzenler gelecek." demek. sabahat teyzeye bu kadar derli toplu görünmek için çocuğu sıkıştırmanın amacını yıllardır anlamadım. sabahat teyze müfettiş sanırım. hem bu sabahat teyze, başka birine "ah şekerim, şükran'lara gittim, çocuğunun odası dağınıktı." dedikodusunu yapacak veya dağınık odayı ayıplayacak tipse, neden o eve sokulur, bunu da anlamadım.
edit: bazı kişiler, bunların benim başıma geldiğini sanmış. sadece çevremde gözlemlediğim şeyler.
20 şubat 2018 bayern münih beşiktaş maçı
-
- bayern deplasmanı
- 75 dakika 10 kişi
- 5 golle yakayı kurtarmak
- milyonlarca yürek
- tek bir soru
"siz o maçta 8 tane yemeyi nasıl becerdiniz, allah aşkına!?"