ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hasan can kaya'nın komik olmaması
-
uzun yıllardır yurt dışında yaşadığımdan türk televizyonlarini takip etmiyorum. zaten televizyon da seyretmiyorum. türkiye’deki arkadaşlar çok övdüler, ben de internetten bir kaç kısa bölümünü seyrettim. oraya gelen konuklara ‘sen ne iş yapıyon lan’ şeklinde konuşan varosun teki. millet kendine hakaret ettirmeye ve kendini televizyona çıkarmaya gelmiş. hep beraber öyle varos varos takılıyorlar.
lenin'i ölü olarak görmek çok güzel
-
- lenin i olu olarak gormek cok guzel - bülent arınç
- bülent arınç'ı hiç görmemiş olmak çok güzel - lenin
mehmet ali erbil
-
seda sayanın suçlamaları üzerine önce iftira deyip sonra da sarmaş dolaş fotograflarını hikayesine atıp özür dileyen adam. madem sana böyle çirkin bir iftira atıldı, iki günde ne değişti de o insana sarıldığın fotografı yükledin?
öbür yandan seda sayan net bir şekilde tecavüzcü dedigi adamın kendisiyle olan fotografını nasıl bugün hikayesinde paylaşıyor?
siz nasıl pisliğe batmış insanlarsınız?
nasıl pis hayatlarınız var?
bunca sene nasıl böyle el üstünde tutuldunuz bu ülkede anlamak zor. iki gün sonra unutulmaması dileklerimle.
gidişi en çok üzen futbolcu
-
(bkz: alex de souza)
t-shirt insanı vs gömlek insanı
-
gömlek insanı, tişört giyecekse polo yaka tişört giyer.
istanbul maltepe'ye dünyanın en büyük parkı
-
bir futbol sahası taş çatlasa 1 hektar; manhattan'daki central park, 341 hektar'dır. 171 futbol sahası büyüklüğündeki bir park projesini "dünyanın en büyük parkı" diye satana ve bu haberi havada kapana, dünyanın en büyük atasözü hatırlatılmalıdır:
"başkasınınkini görmeyen, kendininkini piyade tüfeği zanneder"
fatmagül'ün suçu ne
-
en çok da türk ahlakına uygun olmaması sebebiyle şikayet edilmesine güldüğüm dizidir. türk ahlakı. sanat galerilerine sopalarla dalan, cebi dolsun diye 2 milyon ağaç kesen, talana ve memleketin topraklarının satılmasına göz yuman, ama zikko bir dizideki bir sahneden etkilenen sözüm ona namus bekçisi. türk ahlakı... sokayım ahlakınıza.
andres escobar
-
andres escobar 1994 yilindaki kolombiya takiminin bembeyaz nadir oyuncularindan biriydi...kolombiya grup elemelerinin son macinda arjantini mukemmel bir futbolla 6-0 yenmis ve bir anda tum otoritelerin dolayisiyla musterek bahiscilerin dikkatini cekmisti... bir de pele'nin kupa öncesi "favorim kolombiya" demesi onlari iyice gaza getirdi... malum bu ülkenin büyük para babalarinin hepsi uyusturucu taciri ve bol miktarda para basmis olmalilar ülkelerinin takimina... gelin gorun ki kolombiya daha ilk macta romanya karsisinda 3luk olunca sinirler gerildi...2.maç amerika ileydi ve mutlaka kazanilmasi gerekti,bu macin yanlis hatirlamiyorsam ilk 10 dakikasinda soldan gelen ortaya escobar ucarak ayak koydu ve top hayli bir mesafeden kaleciyi kontrpiyede birakarak iceri girdi... kolombiya maci 2-1 kaybederek ikinci tur sansini yitirdi... en ilginc seylerden biri mac sonrasi escobar'in :"evet kendi kaleme gol attim ama bu dünyanin sonu degil,hayat benim icin devam ediyor" demesi idi...10 gün sonra ülkesinde bir barda çapraz ateş sonucu öldü... ölümünün dünyanin parasini bahse yatiran mafya tarafindan organize edildiği düşünülmesine karşın, kolombiyada çok sık rastlanilan siradan bir bar kavgasi oldugu da ileri sürülmüs hatta olay bu sekilde ortbas edilmistir... bu vasat bir futbolcunun unutulmazlar arasina girisinin carpici bir ornegidir futbol tarihinde...
gece boyu sevgilisine sarılarak uyuyabilen erkek
-
tanım: çok delikanlı bir kardeşimiz olan insan.
3 yıllık ilişki boyunca neredeyse 2.5 yıl beraber yaşadığımız bi sevgilim vardı abi. 2.5 yıl boyunca geceleri bilfiil sarılarak uyurduk. tabi ciddi şekilde alışkanlık olmuştu o yüzden rahatsız olmuyodum. öyle uyanmasın diye kıpırdamadığım falan olmuyodu hiç. kaldı ki uyurken kımıl kımılımdir, hiç rahat durmam.baktım kaşıkta kolum ağrımaya başladı hop alıyorum göğüse, göğüse yatış sarmadı tak ben giriyorum onun kolları arasına. bi kere sarılmadan uyumadık yani. "sevince oluyo"'ya bağlamak istemezdim ama öyle galiba. neyse hafız sonuç olarak 2.5 yıllık alışkanlığımin yerinde artık yastıklar var.
kleptomani
-
çalma hastalığı olarak bilinir fakat hırsızlıktan farklıdır. bu bir psikolojik rahatsızlıktır. kişide oluşan dürtü kontrol bozukluğu olarak nitelendirilir. kişi maddi bir ihtiyacı olmadan, herhangi bir çıkar sağlama düşüncesi olmadan bir nesneyi izinsiz olarak almaktadır. kişi bu dürtüsüne engel olamaz ve yanlış olduğunu bilse de o nesneyi gizlice almak için büyük bir istek duyar ve bunu eyleme döker. türkiye'de çok sık görülmemekle birlikte genel olarak üst sosyo-ekonomik düzeyde insanlarda görülmektedir. en büyük sebebi ise stres faktörüdür. genellikle kişi kendini bulunduğu düzeye ve gruba ait hissetmemektedir.
bu durum kişinin alt düzeyden üst düzeye yükselmesi ve kendini yükseldiği düzeye ait hissetmemesi ile ortaya çıkabilmektedir. kişilerde iki grup arasında kalma ve çelişki yaşaması durumu görülür ve bu durum kleptomaniye neden olabilmektedir. bunun dışında çocuklukta yaşanmış bir takım travmalarda sebep olabilir.
tedavisinde ise öncelikle kleptomani hastalığının altında yatan sebep araştırılır o yönde bir tedavi yöntemi izlenir. psikoterapi ve ilaçlı tedavi bazen de hipnoz yöntemi kullanılmaktadır.
merdivende optik yanılgı yaratan kedi
-
inen kedidir. merdivenlerin duvara birleştiği kısımdaki dekoratif taşların yer seviyesine paralel olması gerektiği sonucuna ulaşabilecek kadar zeki olan herkes bunu çözebilir.
edit: resmin üst kısmındaki bölümün döşemenin üstü (yani katlarda üzerinde yürüdüğümüz kısım) olduğunu düşünen arkadaşlar olmuş, orda gözüken kısım bir üst katın döşemesinin alt kısımı (yani o katın tavanıdır) o açıdan bakılınca o şekilde görülmesi beklenen bir durumdur zaten. ayrıca entryde bahsettiğim taşlar merdiven süpürgeliğidir, her merdiven süpürgeliği o şekilde değildir bazısı bir bütün ve kesintisiz devam eden halinde, ancak bu fotoğraftaki gibi olanları için konuşursak o çıkıntıların uzun boyutlarının zemine paralel olması gerekmektedir. ki bu da fotoğrafta zeminin bizim baktığımız açıda olduğunu ve kedinin bize doğru geldiğini (kısacası indiğini gösterir). mimar değilim, lakin bir inşaat mühendisi olarak üç boyut algısı ve yapı ile ilgili bazı kavramlar açısıdan yeterli seviyede olduğumu düşünüyorum.
ayrıca bir farklı husus ve yaklaşım da şudur: kedi ne iniyor ne de çıkıyor, çünkü bu sadece fotoğraftır, fotoğrafladaki görüntüler hareket etmezler. son olarak; zaten oynanmış ve sırf bu tartışmaya neden olması açısından dizayn edilmiş bir fotoğraf hakkında konuştuğumuzu da unutmamamız gerekir.