hesabın var mı? giriş yap

  • hayret ettiğim haber. genelde bu tarz rezilliklerden sonra istifa bir yana dursun, “bayrak inmez vatan bölünmez uzun adamı en çok ben seviyom!!” paylaşımları olurdu

  • ağzını açan herkesi soruştursalar çok daha kolay olacak, tek tek zor oluyordur böyle. önce ankara barosu*, şimdi bu.

    izmir'de 30 ekim'de meydana gelen depremde yaşananlara ilişkin iktidara eleştirilerde bulunan sunucu öykü serter hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" iddiasıyla soruşturma başlatıldı.

    özetle şuursuz bakanlarını da al git ey iktidar demişti.
    düzenleme: şereftir tweeti atmış soruşturmaya karşı.

    konuşmanın tümü:
    bu şiddette bir depremde o evler yıkılmayıp sapasağlam kalsaydı bize mucize aslında gel gör ki, bu toprakların yokluk ve ölüm güzellemeleri, akıl, bilim ve teknolojiyle çözümlenebilecek insan odaklı meselelerin kadere yüklenmesi, siyaseten bu milletin duygusallığının suistimal edilmesi bize üç yaşındaki aydan’ın hayata uzanan elinin mucize olduğu kabulünü mecbur kılıyor. peki… deprem allah’tan ama insana verdiği akıl da... birini kullanmadan diğerine sığınamazsınız. sen tedbirini al gerisi allah’tan deriz. yani o evlerin yaşanamaz olduğunu bile bile yaşanan bu acıların suçunu allah’a atıp tertemiz sıyrılamazsınız. kadere rıza başka bir şey...

    depremle ilgili önergeleri reddeden, imar barışında imzası, yetkisi, etkisi olan herkes sorumlu. herkes bu masum insanların ölümünün sebebi, katili... deprem vergilerini çalan - evet çalan (hesabını veremiyorsanız çalınmıştır!) herkes bu acının müsebbibi, bu saatten sonra bu iktidara, idarecilere, yetkilere hesap sormayan herkes de başına geleceklere razı olmuş demektir. artık kendimize gelelim, yeter diyelim; öfkemize sahip çıkalım. bu halkın aklıyla, duygusallığıyla, imanıyla dalga geçer gibi oynadığınız, suistimal ettiğiniz yeter!"

    iktidarı ayrı, muhalefeti ayrı... itişiyormuş gibi yapıp el ele bu milletin burnundan getirdiniz; fakirleştirdiniz. sarayın günlük harcaması 10 milyon, izmir’e çıkan ödenek 5 milyon! sadaka mı veriyorsunuz bu nedir allah aşkına? milletin a...koyacağız diyen cengiz'in affedilen vergisi 425 milyon!

    şu yardımlaşmayı, dayanışmayı gördükçe bizi bizle bırakın, biz kendimizi kurtarırız, yaşatırız, yönetiriz, neyimiz varsa paylaşırız. bu birlik beraberlikten şov malzemesi çıkarmayı, enkaz üstüne çıkıp bonus toplamayı, yarın hava soğuk değil, yağmur da yok açıkta kalın, diyebilen bakan utanmazlığını, halkımız da çürük binalarda oturmasalarmış arsızlığını, ‘ayda'nın acıyan yeri yok, köfte ayran istiyor’ diyen şuursuz bakanlarını da al git ey iktidar."

    detay.

  • yanlış soru. çekiyor.

    bak şimdi, troll falan demeden anlatıyorum. kütle çekim kuvvetini f = g.m1.m2 / d^2 ile hesaplıyoruz. yani etkileşimde bulunan iki cismin kütlelerini evrensel çekim sabitiyle çarptıktan sonra, iki cisim arasındaki uzaklığın karesine bölüyoruz.

    evrensel çekim sabitinin değeri, mks sisteminde 6.67 × 10^(-11)

    google'dan ortalama ağırlıklara şöyle bir baktım. bir karpuzu uç değer sayılabilecek şekilde ortalama 7 kilo alalım ki çekim gücü en yüksek olsun. elmayı da büyük boy seçip ortalama 150 gram alalım. bu da kilogram olarak 0.15'e eşit.
    şimdi formülde, pay kısmında bulunanların hepsini çarparsak yaklaşık 7 x 10^(-11) çıkar. aradaki mesafeyi de küçük alalım ki sayının tamamı en büyük olabilsin. mesela aralarında 1 cm olsun. mks sistemi gereği metreye çevirirsek 0.01 eder. karesini alırsak ve ilk bulduğumuz değere bölersek elde edeceğimiz son sayı 7 x 10^(-7) olur. yani 0.0000007 newton. karpuzun elma üzerindeki kuvveti bu kadar. elma da karpuza buna eşit ama bununla zıt yönlü bir kuvvet uyguluyor. yalnız bu esnada ikisi de yeryüzü tarafından aşağıya doğru, daha büyük bir kuvvetle çekiliyorlar. dolayısıyla elmanın, dünyanın çekim kuvvetini yenerek karpuza doğru gitmesinin imkânı yok.

    evet, huzura erdin mi bunu öğrenerek sayın yazar?

    edit: bir arkadaş entry'de ciddi bir hata olduğunu ve kütle çekimini bir mıknatısın kolayca yendiğini söylemiş. aslında söylediği "kütle çekim en zayıf kuvvet" gerçeği, benim söylediğimi çürütmez, destekler. elektromanyetik kuvvet, kütle çekim kuvvetinden güçlüdür ama karpuz ve elma manyetik özellik göstermez. dolayısıyla kütle çekiminden daha ağır basan bir etkileşimleri yok. muhatap oldukları ve yenmeleri gereken makro boyutlu tek temel kuvvet kütle çekimi. bu durumda bileşke kuvvete bakarız. o da yer çekimi lehine olur.

    sürtünme zaten her türlü harekette hesaba katılması gereken bir şey ama başlığın konusu bu iki cismin birbirine çekim kuvveti uygulamadığı iddiası olduğuna göre daha derin hesaplar yapmaya gerek yok bence.

  • insanların inatla gündeme getirdikleri kredi kartıdır. ebru'nun çocuğu zarar görüyor diyoruz ! anlamıyor musunuz ya ???! bu nasıl bir anlayışsızlıktır ?!

  • ilk hatalı çıkışını 27 ekim 1981 de yapan kaleci. hala da devam ediyor.

    geçen haftanın en beğenilen entry'leri zoraki editi: ulen bu listeye girsin diye yazmadım yukarıdaki şeyi. maç esnasında aklıma geldi, yazdım. hepsi bu. daha önce volkan için sözlükte veya twitter'da benzer espri yapıldıysa nereden bileyim ben? tamam anladık hakan arıkan için yapılmış daha önce bu espri sözlükte. hakan arıkan başlığını daha önce hatmediğim için tüm sözlük camiasından özür dilerim. ha bir de geçen haftanın en beğenilen entry'leri sonuçlarını her hafta okuyup ezberleyip aklımda tutamadığım için de ayrı bir özür dilerim. eşekliğime verin.

  • 2022 britanya gp'sinde gerçekleşen kazadan sonra tekrardan önemini anladığımız, kazayı yapan zhou'nun yarış sonrası “halo saved me today” diyerek de önemini tekrar hatırlattığı bir koruma sistemi.

    halo, arabanın kokpitinin üstüne oturan ve sürücünün kafasını saran, 3 ayaklı bir çubuk aslında. çubuk dediğime bakmayın, oldukça fazla ağırlığı taşıyabilecek bir şekilde dizayn edilmiş ve malzemesi (titanyum) de tabii ki ona göre kullanılmış. 12.000 kilo taşıyabilen halonun amacı, sürücünün kafasına gelebilecek darbelerden sürücüyü koruyarak kafadan hasar alınması durumunda ölüm riskini en aza indirmek.

    ne zaman ve nasıl formulaya girdiğine baktığımız zamanda da, bizi maalesef formula tarihinde kaybettiğimiz sürücüler karşılıyor. formula 1 her ne kadar her zaman tehlikeli bir spor olmuş olsa da yakın tarihe (2000ler ve günümüz) bakıldığı zaman 2009'da formula 2 sürücüsü henry surtees ve 2014 yılında formula 1 sürücüsü jules bianchi'nin ölümünden sonra pilotların kafa kısmındaki korumanın arttırılması yönündeki çalışmalar ivme kazanıyor. kasklar her ne kadar pilotların kafasını büyük ölçüde koruyor olsa da büyük kazalar olduğu zaman kafaya gelebilecek darbe yahut ağır cisimlere yeterli korumayı sağlayamadığı için de halo ortaya çıkıyor. takımlar kendi içlerinde bu güvelik sorununa bir çözüm arasalar da, halo kadar efektif bir sistem bulamıyorlar ve ilk olarak 2016'da denenen halo, daha sonrasında 2018'de neredeyse tüm formula serilerinde zorunlu hale geliyor. red bull racing'in haloya alternatif olarak geliştirdiği sistemle (aeroscreen) birlikte birçok test yapılsa da sonucunda haloda karar kılınıyor. 240 km/s'de ateşlenen bir tekerleği saptırma testini başarıyla geçen tek sistem olmasının yanında, sürücülerin görüş açısını en az şekilde etkileyen sistem olma konusunda da hala alanında tek. fia'in yaptığı, 40 gerçek kazadan oluşan araştırmada ise halonun hayatta kalma oranını neredeyse yüzde 20 arttırdığı sonucuna varılmış.

    aralarında o zamanki f1 patronu bernie ecclestone ve mercedes patronu toto wolff'un da dahil olduğu bir grup, başta sistemi beğenmese ve hatta lewis hamilton bile “sporun tarihindeki en kötü gözüken modifikasyon” olarak adlandırsa da, insanlar buna zamanla göre göre alışıyor ve hatta lewis hamilton da 2021 italya gp'sinde verstappen'le yaşadığı kaza sonrası halo sayesinde hasarsız bir şekilde kurtuluyor. hatta toto wolff, “iyi ki bizim istediğimiz tasarım kullanılmamış” diye bir açıklamada da bulunuyor :)

    yakın tarihte yaşanmış büyük kazalardan biri olan romain grosjean'ın kazasına da bakıldığı zaman halo'nun olmadığı takdirde grosjean'ın kafasına alacağı hasar şu görselde belli oluyor diye düşünüyorum. bilmeyenler için de kaza anı ve grosjean'ın arabasındaki halonun son hali.

    özetle, formula tarihindeki can kayıpları sonrası geliştirilen ve yeni kayıpları engellemede oldukça başarılı bir sistem. bu entryde bahsetmediğim ancak ölümü ile bu spordaki güvenlik önlemlerinin arttırılmasına vesile olmuş tüm pilotların listesine de buradan ulaşabilirsiniz.

  • okul müdürü ve hocamın hocamın ellerinden öperim. bu devirde bu hareketi yapmak cesaret ister. en doğru kararı vermişler. ülkeyi siyasal islam bataklığından sizin gibi öğretmenler kurtaracak.

    türbana lafım yok herkes istediğine inanmakta istediği gibi giyinmekte özgür. ama 4. sınıfa giden çocuğa türban giydirmek neresinden bakarsanız bakın saçmadır. her şeyden önce çocuk o çocuk.

  • ilk kitaptan son kitaba, bir annenin sevgisiyle başlayıp, yine bir annenin sevgisiyle sona eren hikayenin kahramanı.

    her şey nasıl başlıyor? lily potter ile, onun sevgisiyle. o olmasa, voldemort ile harry'nin arasında durmasa sağ kalan çocuk da olmayacaktı, bizim ayıla bayıla okuduğumuz olaylar da.

    son kitaba gidelim. voldemort, harry'nin öldüğünü sandığında gerçeği öğrense, oracıkta harry'nin işini bitirirdi. ama narcissa, o çok değerli lorduna yalan söylüyor. çünkü oğlunun yanına, hogwarts'a girmesinin tek yolu bu. o anda galibiyet önemli değil, önemli olan tek şey oğluna kavuşabilmek.

    bu anneler çok farklı. lily potter ve narcissa malfoy. ak ile kara, gryffindor ile slytherin, harry ile draco kadar farklılar. farklı taraflarda savaşıyorlar. ama ikisinin de oğullarına duydukları sevgi, harry'nin hayatta kalmasını sağlıyor.

    yıllar sonra bile, böyle şeyleri hatırladıkça ya da fark ettikçe rowling'e olan saygım artıyor.

  • efsanevi bir albüm olduğu gerçeğini bir kenara bırakırsak; dağılma döneminde satanistik backmaskingler ve semboller dolayısıyla grubu mahkeme köşelerinde çok süründürmüş, grubun prodüktörü ahmet ertegün tarafından tabir-i caizse kıçları kurtarılmıştır. jimmy page etkisi çok yoğun görünür. dönemin psychedelic hindistan (uzak doğu da denilebilir) etkileri albümün üzerinde gezmektedir. riffler heavy metal'in yapı taşlarını oluşturan sertliktedir en ballad diyebileceğiniz parçada bile. amerikada led zeppelin iv plağı bulundurmayan eski topraklar ıslak odunla dövülür rivayete göre. kısacası rock müziğe yön veren kilometre taşlarından birisidir.