hesabın var mı? giriş yap

  • 20 li yaşlarda çok daha sık görüyorduk bunu. sonradan azaldı ama yılda 1 görürüm gene.

    eksik kalan dersleri tamamlamak için mecbur dönülür. türkiyenin bir çok yerinde bi çok farklı insanın aynı rüyayı görmesi basit bi tesadüf değil.

    eğitim sistemimiz bilinç altımızda benzer bi tahribat yapıyor. gerçekten türk eğitim sistemi 5-6 yaşındaki akıllı çocukları alıp 22 yaşında çeşitli ruhsal sorunları ve tahribatları olan ve maalesef bomboş bi birey olarak topluma kazandırmak üstüne kurulu.

    bu arada buna çok benzer bi fenomen de askerin ilk haftası 3-5 gün sıçamamaktır. bunu da çok fazla insan yaşıyor duyduğum kadarıyla. insan bedeni olaylar karşısında benzer reaksiyonlar veriyor cunku hepsi bilimsel.

  • arkadas ucaktan iner telefonunu acar
    annesinden mesaj: a

    sonra anne aranir "anne nedir o a?"
    "'allaha emanet olun'un a'si o.. anlamadin mi?"

  • ite köpeğe maskara olmak?

    din dil ırk ayırt etmeden su insanlar gibi insanları en azından saymayı ogrenemedikce sizden bi bok olmaz.

  • tur rehberi bir kiliseyi anlatıyor; kızlardan biri rehbere yanaşıp soru soruyor.
    rehberin mikrofon açık ve her şeyi 200 kişi duyuyor.

    - peki kilisenin üstündeki saatin 10.20'yi göstermesi neyi ifade ediyor?
    + saat 10.20 şu anda.

    kızı turun kalanında görmüyoruz.

  • albus dumbledore isimli zat-ı şahanelerinin hayat görüşü doğrultusunda yapılmış olan atamalardır.

    albus dumbledore; kişinin nereden geldiğinin, ne olduğunun bir önemi olmadığını düşünen, t.c. anayasası'nda da yer edinmiş olan eşitlik ilkesine sonuna dek bağlı olan ve her daim liyakat çerçevesinde hareket etmeye çalışmış bir yönetidir. remus lupin, deli-göz moody, rubeus hagrid gibi (bkz: outcast) kişilere olan inancı bunun en büyük kanıtıdır.

    rubeus hagrid isimli şahsa öğrencilik döneminden beri kol kanat germiş, ırkçılıktan gözleri kör olmuş diğerlerinin aksine, yarı-dev kimliğinin arkasındaki insanı görerek kendisine bir şans vermiş, rubeus hagrid de dumbledore'u hiçbir zaman bu kararından dolayı pişman etmemiştir. kendisi, okullu değil alaylı bir öğretmen olarak öğrencilere bir kere bile "bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak?" dedirtmemiş ve sihirli yaratıklar ile ilgili tecrübelerini gelecek nesillere aktarmış, insanlara hayvan sevgisi aşılamıştır.

    sybill trelawney, büyük kahin cassandra trelawney'nin alt soyundan gelmesi sebebiyle aynı yeteneklere sahip olması ihtimali ile mülakata çağrılmış, ilk başta başarılı bir performans gösteremese de mülakatın son anında karanlık lord hakkında yaptığı kehanet ile kendisini ispatlamıştır. dumbledore'un, trelawney'i işe almasının bir sebebi de yaptığı kehanetten dolayı "kendisi farkında olmasa da" hayatının tehlikede olması, dolayısıyla şato içerisinde güvende tutulması gerektiğinden dolayıdır.

    lockhart'a diyecek hiçbir şeyim yok adam tam bir aveldi ya.

  • muhtesem sahnedir. koy yerlerinde cok bulunmuslugum var, buradaki muhtar karakteri muthis bir gozlem yeteneginin, oyunculukla birlestirilmis hali adeta. cok hayattan, o sahnedeki her sey cok gercekci. mesela muhtarin tam olarak gegirmek sayilmasa da ona yakin bir hareketi var konusurken dikkat edin. ince ve guzel bir ayrinti. el kol hareketleri, bal hazirlatirken yaptigi seslenisler vs. izlemeye doyulamiyor bu yuzden.

    "dee mi? et kuzu etidir. yani yinecek et de kuzu etidir."

  • japon balığıyla birlikte, ona sarılarak uyumak isteyen salak bi kızım var benim.
    ben doğurdum onu, ehe ehe..