hesabın var mı? giriş yap

  • yardım kampanyasını ciddiye alacak saflıkta birinin insanların beyniyle ilgili endişelendiğini de öğrendiğimiz beyan. vergi kaçakçılığının da es geçilmesi için laf salatası yapılmış. arsızlık ve aptallık örneği bir açıklama.

  • geleceği netleşene kadar detroit pistons tarafından oynatılmayacağı açıklanan forvet.

    böylelikle blake griffin'in nba kariyeri fiilen bitmiş oldu. 2022 yılında 39 milyon dolarlık opsiyonu olmak üzere 1+1 yıllık 75 milyon dolarlık sözleşmesi takas edilemez boyutta, 2019'dan beri önlenemez düşüşü devam ediyor ve oyun olarak da bitmiş durumda. kendisi gibi dizlerinden muzdarip başka bir isim olan derrick rose da smaç yapmayı bıraksa da oyununu değiştirerek ligde tutundu ve 3 sezondur dakika kısıtlamasıyla oynasa da %48 ile isabet bulup maç başına 17.4 sayı ve 4.8 asistle çok iyi bir yedek performansı veriyor. ama blake griffin 2018-19 sezonunun sonuna doğru sakatlandığından beri oyununu toparlayamadı, geçen sezon detroit'in çıktığı 66 maçın 48'ini kaçırdı ve şimdi iyileşmesine rağmen geçen sezonki kötü oyununu sürdürmeye devam ediyor. son iki sezonda %35.8 ile saha içi isabeti bulup maç başına 12.4 top kullanıp 13.8 sayı buluyor ve oyunun diğer yanlarında da iyi değil. iyi sıçrayamadığı için ribaund alamıyor, patlayıcılığı bittiği için triple threat olamıyor, iyi savunma yapamıyor, yüzdeleri zaten düşük. böyle olunca da blake griffin'in herhangi bir hükmü kalmıyor.

    çok yazık oldu. lige girdiği ilk sezonu sakatlıktan dolayı kaçırmasına rağmen inat edip ertesi sezon çaylak yılında all-star oluşu, 2011'deki slam dunk şampiyonluğu ile çok ümit vaat ediyordu. bunların peşine her ne kadar kendi kafasızlıklarından dolayı olsa da 2017'de 5 yıllık sözleşmeyi aldıktan 6 ay sonra takaslanmasıyla aklını toplayıp 2018-2019'da ligin en iyi triple threat uzunu olarak kendini gösterip bir kez daha all-star mertebesine yükselmesi takdiri hak ediyordu. ancak ne olduysa 2018-19 sezonunun sonunda oldu. kendini gösterdiği sezonun ardından playofflara girerken sakatlandı ve o sakatlıkla beraber şu anki çakılış haline geçti. özellikle 2018-19 sezonunda yaptıklarının ardından bu duruma düşmesi üzücü bir durum. 2 sezon önce detroit'i playoffa sokan ve yeniden all-star/süperstar bandına çıkan, üstelik bunu daha olgun bir hava ile yapan griffin artık takımı için bir kamburdan başka bir şey değil.

    kendisini sevmem, özellikle chris paul'lu clippers'ta bir türlü beklenen atılımı gösteremediği, olgunluğa erişemediği için de kızarım ama detroit takasından sonra ciddi anlamda bambaşka bir oyuncu olmuştu griffin. ama yıllardır beklenen bu griffin'i epi topu 1 sezon izleyebildik. cidden yazık oldu.

  • ofis sıcak, evim ırak, feci trafik var tem'de
    sigaram var, cay bedava, 22 mb internet emrimde
    bekleyenim olsa neyse, yok ki kimse evimde
    ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste

  • gece, önden yürüyen kadın rahatsız olmasın diye hızlı adımlarla onun önüne geçmekle kardeş bir eylemdir.

    her ne kadar bir keresinde bu eylem sırasında kadın onu kovalıyorum sanıp koşarak en yakın apartmanın kapısına sığındıysa da ben prensiplerimden ödün vermiyorum ve aynı şekilde yapmaya devam ediyorum.

    (bkz: ooo erdem timsali de burdaymış)

    edit: umut sarıkaya'nın böyle bir şeysi varmış, kendisinin tarzını çok beğenirim lakin söz konusu yazısını/karikatürünü görmemiştim, bu olay kendi başıma geldi ondan yazdım. bilen varsa umut sarıkaya tespitinin linkini atarsa sevinirim.

  • üniversite giriş sınavına başvururken lisede hocaların el kadar webcam'e bakarak çektirdikleri fotoğraftır. o kimlik kartı istenmeyen ellere geçtikçe o hocaların da az kulağı çınlamadı zaten. hayır bir de üniversitedesin, ikili ilişkilerin en yoğun yaşandığı yer. birinden hoşlanıyorsun sonra bir şekilde adam senin kimlik kartını görüyor ve lal oluyor. nice ilişki bu şekilde başlamadan bitti.

    bu sen misin gerçekten gibi soruların yanında, bak doğru söyle estetik operasyon mu geçirdin yoksa yüz nakli mi oldun gibi acımasız sorulara da zemin hazırlıyor.

    hani nüfus cüzdanı aracılığı ile maymun olmak denilmiş ya, en azından dünya üzerinde bulunan bir canlıya benzetilmiş. bazen bu kartlarda öyle fotoğraflar oluyor ki; yaşayan herhangi bir canlıya benzetilemeyen.

    tabii bir de bu fotoğrafla ilgili korkutucu hikayeler dolaşır ara sıra koridorlarda. bir keresinde diplomada fotoğraf olacağı ve o fotoğrafın da bu olacağı gibi ürkünç bir dedikodu duyuldu da bölümde; on dört arkadaş kalp krizi geçirdi, dokuzu felç oldu, beşi okulu bıraktı.

  • annesine sorarsanız şımarık ya da yaramaz değil hiperaktiftir. zaten hiperaktivite bulunalı eşşekler çoğaldı. hanım hanım o çocuk hiperaktif falan değil bildiğin şımarık. ne pis insanlarmışsınız mına koyim.

  • -ne oldu, ne düşünüyorsun?

    -bi şey düşünmüyom

    -nasıl lan illa bi şey düşünüyosundur

    -ya ilkan birisine ne düşünüyosun diye sormak çok saçma yaa.. ayrıca nezaketsiz de bir şey abi. kusura bakma ama bence öyle yani

    -alla alla niye abi?

    -abi birincisi bu çok kişisel bir şey, ikincisi bunu anlatması çok zor, üçüncüsü hiç bir zaman insanın kafasında böyle yekpare kristal top gibi parlayan tek bir düşünce olmuyo. yani sen şimdi sorup da bok edene kadar benim aklımın bir köşesinde aint no sunshine when shes gone şarkısı çalıyodu birazcık bu akşam ne yiyeceğiz acaba sandwich mi yiyeceğiz, makarna mı yapsak? sulu yemek yemiyoruz yememiz lazım düşünceleri.. onun haricinde benim eski ev sahibimi biliyosun.. o ev sahibiyle kafamda hayali bir tartışma yaşıyodum yani hatta kazanmak da üzereydim o tartışmayı. o yüzden ne düşünüyosun diye sorduğun zaman bu çok saçma oluyor ve içinden çıkılamaz bir hal alıyor. bildiğin vakit kaybı oluyor. bilmiyorum ki ne düşünüyorum. ne düşünüyosun diye düşünüyorum ne düşündüğümü düşünüyor oluyorum o sırada işin içinden çıkamıyoruz sonra

    şahane olmuş lan bu.