hesabın var mı? giriş yap

  • zil çalmış, hoca sınıfa girmiştir, arkadaş geç de olsa sınıfa dalar...
    -nerdesin olm sen?
    -şeyy hocam tuvaletteydim
    -zili duymadın mı be!
    -duydum hocam
    -eee nie gelmiyosun kaç saat oldu bıdıbıdı
    -e hocam yarım mı bıraksaydım!
    -!?**?!*

  • kulağından koku aldığı için değildir. acaba kokunun kaynağı olan yerden herhangi bir ses, bir kablo cızırdaması, bir ocak üstü taşması vs söz konusu mu diye yokluyordur. nesini anlamadınız ki amk. beyin kıvrımları biraz gelişmiş olduğu için sen daha kokuyu almadan adam çoktan proaktif davranarak kaynağına inmeye başlamıştır. zeki insan özelliği bunlar. hızlı düşünen insan işi.

  • bana kalırsa nba geleneklerine aykırı bir şekilde normal sezon mvp'si olmuş basketbolcu.

    mvp ödülü yüksek istatistiğe değil takımının normal sezonda en yukarılarda olmasına en çok katkıda bulunan oyuncuya verilir. çünkü takım başarısı yoksa yüksek istatistiğin de bir manası yoktur. westbrook durant'ın da gitmesiyle takımda kalan tek yıldız olmanın avantajını çok yüksek istatistiklere çevirdi. aynı şekilde curry'nin de durant'ın gelişiyle istatistikleri düştü. yani durant oklahoma'da kalmış olsaydı takım çok daha yükseklerde olacak ama westbrook'un istatiklerinin bu sezonkinin çok daha altında kalacaktı.

    dolayısıyla nba tarihinin en kötü normal sezon mvp'si kararıydı bence bu. yoksa tüm kariyeri boyunca sadece bir kez mvp ödülü almış kobe'nin ne suçu vardı?

  • türkiye'dir. rte hangi okulun hangi bölümünü bitirdi, kaç sene okudu belli değil. yarın bir gün cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında o kerameti kendinden menkul diplomanın sayılıp sayılmayacağı da meçhul. gerçi sayılmaması durumunda yaşanacaklar gözümün önüne geliyor :

    seevggilii kardeşlerim. buunnlaar benim diploma-ma-mı geçersiz saydılar. benim cumhurbaşkanı olmamı haaaazmede-me-diler. o kooooltukta bir imam hatipli görmek istemediler. işte buunlar hep cehape zihniyeti. bunlar dağdaki çobanla benim oyum bir olamaz diyen insanlar. bunlar önceki seçimde de abdullah kardeşim için de 367 diye ucube bir kural uydurmuşlardı. ama inşa-allah halkımız bunlara cevabını her zaman olduğu gibi yine sandıkta verecektir. camileri ahıra çeviren, ezanı türkçeleştiren bu zihniyete teslim olmayacağız. bu gibi kısıtlamaların önüne geçeceğiz, cumhurbaşkanlığı seçilme şartlarını toptan kaldıracağız, herkes muhtar adayı olur gibi cumhurbaşkanlığına aday olacak. bunun olabileceğini daha önce tahayyül edebilir miydiniz ? işte değerli kardeşlerim bunu ancak ak parti yapabilirdi.

  • evinde bir kediyle yaşayanların sıklıkla şahit olduğu bir tür kedi davranışı.

    efendime söyleyim kedi evin herhangi bir köşesinde kendini unutturmuşken, bir tıkırtı, şangırtı, patırtı olur. hani böyle siz bir an böyle irkilmiş kırık döküğe bakarken, kedi içeriye koşar adım gelir, durur, olay mahaline, size benlik bi şey var mı der gibi bakar sonra ki sessizliğin akabinde kafasını çevirir sanki hiç bi şey yokmuş gibi karizmatik, soğuk kanlı adımlarla yine bilinmez bir köşeye doğru kendi döktü kendi toplasın dercesine çeker gider.

  • dokuz yıl önce soğuk bir bayram tatiliydi. her fırsatta kaçtığım yer olan köye, dedemin yanına gitmiştim. tatilimin son günü, evde yalnız kaldığımız bir anda dedem bana seslendi. koştum gittim, "gel dedi, yanıma otur" oturdum. kolunu attı, sarıldı, iki damla yaş düştü gözlerinden. şaşırmıştım. çerkes ihtiyarları sert olur. sert adamdı benim dedem de. neredeyse altmış yıl aynı yastığa baş koyduğu babaannem öldüğü gün bile tek damla gözyaşı görmedim ben bu adamın gözlerinde. bana yakında öleceğini, bir daha görüşemeyeceğimizi söyleyerek vedalaştı ve helalleşti benimle. o an tek düşündüğüm şey dedemin bunamaya başladığıydı ama çok geçmeden ölüm haberini aldım. ölürken bile kendini bozmadan öldü. durup dururken " oğluma (babama) haber verin, ben ölüyorum" demiş, yatmış ve ölmüş. bir daha asla ne bir bayramın tadı oldu eskisi gibi, ne de köyün. evin direği yok o öldüğünden beri ve kimse yıl 1934, ağustosunun 26'sı diye başlayan hikayeler anlatmadı bir daha. ve eminim ki dünyada bir kez daha bu kadar saygı duyacağım bir insan olmayacak.

  • restoran: muhitte bir kebapçı

    siparişlerde sürekli bir şeyi unutmalarına kafamın attığı bi gün bütün notların altına "emekli albay takeiteasy" yazmaya başladım.

    not: sumaklı soğanı unutmayın haaa. emekli albay takeiteasy. (getirdiler hem de en alasından salata tabağı getirdiler eşantiyon)

    sonraki notlarda işin iyice boku çıkarılır:

    not: kebabın yanında 5-6 içli köfte hediye yollayın. emekli albay takeiteasy. (oha)

    artık makaranın dozu artırılır:

    not: albayım uyuyor. zile basmayın! (ahahahah)

    hatta o gün siparişi getiren adam sormuştu, "albayım memnun mu hizmetimizden filan gibilerinden de albayın porsiyonların küçüklüğünden yakındığını belirtmeden edememiştim. sonradan çaktılar tabi mevzunun dümen olduğunu..

  • çalışma masanızda otururken 2-2,5m üstünüzde, tam da sizinle aynı hizada bir başkasının kabahatini yapıyor olması, üstüne üstlük bir de çalışırken kafanızın üstünde sifon çekilmesi ihtimalini ortadan kaldırdığını düşününce, belki de şükredilecektir.

  • yoktur.

    mutluluk senin ipe sapa gelmez mitolojilerine inanmamla değil, kendi iç bütünlüğüm ve eylemlerimle alakalıdır.