hesabın var mı? giriş yap

  • “mars’taki araştırma üssü n’oldu yiğenim? bak tarih verdik, mahçup olmayalım!?”

    ahaha vizyonunu yediklerim. uzayda bile inşaat ve esnaf karışımına devam.

  • dün instagram hesabı kapatılan ünlü. kendisi mi kapattı yoksa sosyal medyasını yöneten şirket mi net değil. ancak takip ettiğim hesaplardan anladığım kadarıyla, babası britney'nin sosyal medyasını yönetmesi için yeni bir şirket tutmuş ve hesaplar şu anda bir geçiş döneminde.

    betty's hope isimli bir yardım kuruluşu britney'nin vasiliğinin sonlandırılması için bir dilekçe sunmuş. dilekçeyi bir instagram hesabından okudum. linkini sonra ekleyeceğim. dilekçe oldukça ilginç. içeriğine geçmeden önce şunu belirtmek isterim: geçen günlerde bir medeni haklar aktivisti de dilekçe sunup vasiliğin bitirilmesini istemişti, ancak onu kimse dikkate almayacağı için hakkında yazma gereği bile duymadım çünkü davayla doğrudan ilişkisi yok. ancak bu dilekçe farklı çünkü amicus brief. bu yardım kuruluşu, vasilik sistemiyle hakları sömürülen insanların haklarını savunmak için hareket eden bir stk olduğu için verdiği dilekçeyi mahkeme göz ardı etmeyecektir. (bkz: standing)

    ayrıca jamie'nin vasiliğin, mahkeme uygun görürse sonlandırılmasına dair verdiği dilekçeye ilişkin duruşma tarihi de 28 ocak'tan 29 eylül'e çekilmiş. 29 eylül oldukça olaylı geçecek gibi.

    bu yardım kuruluşunun iddiaları neler:
    1. kanunlar uyarınca britney'nin şahsına bizzat teslim edilmesi gereken bir bildiri, sadece avukatına gönderilmiş. ancak bu kuruluş diyor ki kanunlar uyarınca bu belgenin vasilik altına alınması söz konusu olan kişinin kendisine bizzat verilmesi şart ve bu şart, kişinin anayasal haklarını korumak için getirilmiş bir şart. ihlal edilemez, ihlal edilirse, vasilik geçersizdir.

    2. o bildiride britney için duruşmaya şahsen katılabilir ve itiraz edebilirsiniz, kendi istediğiniz avukatı seçme hakkınız var diyormuş. ancak, davaya o zaman bakan hakim, britney'nin kendi seçtiği avukatı adam streisand'ı duruşma salonundan kovmuş ve sam ingham'ı avukat olarak atamış. britney'nin kendi avukatını seçme hakkına en baştan asla saygı gösterilmemiş.

    3. sam ingham mahkemenin vasilik davalarında zenginler söz konusu olduğunda atamayı en sevdiği avukatlardan biriymiş. sam'i atayan hakim, daha sonra yaptığı bir konuşmada, hakimler olarak sevmedikleri avukatlardan oluşan bir black list yaptıklarını ve bu kişilerin vasilik altındaki kişileri temsil etmesine izin vermediklerini bizzat açıkça dile getirmiş.

    4. mahkemenin, bir kişiye vasi atanması için dilekçe verilen gün, yani aynı gün, vasilik altına alınacak olan kişiye kafasına göre avukat atama yetkisi kesinlikle yok diyor. mahkeme, kişi ancak kendisi avukat bulamazsa ve zor durumda kaldıysa avukat atayabilir, ama kişinin kendi tuttuğu avukatı kovup yerine kendi seçtiği bir kişiyi atayamaz diyor.

    5. o dönemki hakim, atanan avukata britney'nin sağlık durumuna ilişkin her türlü bilgi ve belgeye erişim yetkisi vermiş ancak hakimin avukata böyle bir yetki verme yetkisi de yok diyor.

    6. britney'e vasi atanma sürecinde, itiraz edebilmesi için 5 gün süre verilmesi lazımmış, mahkeme britney'e bu süreyi de vermemiş. hastanede olabilir ama hastaneden çıkıp restoranda yemek yemeye gidebiliyor ve aile bireyleriyle telefonda görüşebiliyorsa duruşmaya gelip itiraz da edebilirdi, bu hakkı da haksız bir şekilde elinden alındı diyor.

    7. hiçbir hakim hiç kimsenin avukatını kovma yetkisine sahip değil; dolayısıyla, bu davaya bakan hakimin britney'nin avukatını kovup yerine başkasını atama yetkisi de yoktu diyor. hakim iddiasına göre bir doktorun yazdığı rapora dayanarak bunu yapmış. söz konusu doktorun adı james edward spar. bu doktor kimdir nedir belli değil, ne jamie tarafında bir kişi ne de britney ya da avukatı bu doktorla hiç iletişim kurmamış. tarafların tanımadığı bilmediği ve iletişim kurmadığı bu avukat, hakime ne rapor yazdı da hakim bu raporun kendisine britney'nin avukatını kovma yetkisi verdiğini nasıl belirledi belli değil. dahası, britney'nin kendi tuttuğu avukat streisand, bu raporu görmek istemiş ancak hakim buna izin vermemiş. bu raporun hakimin eline nasıl geçtiği, içeriği ve nasıl olup da kimsenin görüşmediği bir doktorun yazdığı bu raporun bu kadar önem teşkil ettiği araştırılsın diyor.

    8. bu doktor ile freebritney hareketi üyeleri dışında hiçkimse iletişim kurmayı bile denememiş arada geçen 13 senede.

    9. britney'nin kendi tuttuğu avukat kovulup yerine ingham atandıktan sonra, ingham ve jamie'nin avukatları ve hakim, britney'e ingham'ın kendisine avukat olarak atandığı dışındaki mahkeme evrakını vermemeye karar vermişler. yani britney duruşma dökümanlarına erişememiş, kendisi hakkındaki duruşmalarda olan bitenden haberi yokmuş.

    10. california kanunları gereği, bir kişiye vasi atanacaksa, vasilik altına alınacak olan kişinin kendi seçtiği kişiye öncelik verilirmiş. yani britney'nin kendi vasisini kendi seçme hakkı varmış, bu hak da çiğnenmiş çünkü kendisine böyle bir hakkı olduğu haber bile verilmemiş.

    11. sam ingham'ın britney'yi nasıl yanlış yönlendirdiğinin, britney'in avukatı olduğu halde, britney'nin vasilik altına alınması gerekir diyerek britney'nin çıkarlarına ters ifade verdiğinin, kendisine vasilik altındayken evlenemeyeceği, çocuk doğuramayacağı, psikiyatrist değerlendirmesinden geçmeden vasiliğin sonlandırılması için dilekçe veremeyeceği, vasinin yetkilerinin geçici olarak dahi elinden alınamayacağı şeklinde yalan bilgiler verdiğinin altı çiziliyor.

    12. britney'nin vasilik altına alınmasını gerektiren hiçbir koşul o zaman da yoktu şimdi de yok diyor. bu kanunlar kişinin özgür iradesini ve kişisel özgürlüklerini elinden almak için, bir silah olarak tasarlanmadı, tam tersine kendi kendine bakayan, kendi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlara yardımcı olmak için tasarlandı. bu davada kanunlar en başından beri tamamen kötüye kullanıldı diyor.

    söz konusu yardım kuruluşu, sayılan tüm bu nedenlerden ötürü vasiliğin başından beri geçersiz olduğunu ve britney'nin haklarının çiğnendiğini öne sürüyor ve bu sebeplerden, mahkemeden vasiliğin başından beri geçersiz olduğu yönünde karar verilmesini talep ediyor.

    29 eylül'ü bekliyoruz.

    dilekceyi okumak isteyenler icin link https://www.instagram.com/…ba/?utm_medium=copy_link

  • -follow uplarımız ne durumda. hala feedback alamıyorsak biraz daha push edelim. deadline yaklaşıyor. schedule'un çok gerisinde kaldık. updateler ile ilgili bi meeting set edip finalize edelim artık.

  • sevgiliye göre şekil değiştirenlerden. arda'yla birlikteyken hiç bir toplumsal olaya karışmayan, nikahına recep tayyip erdoğan'ı çağıracak olan biri iken, arda'yla ayrılınca "berkin elvan ölümsüzdür :(" paylaşımları ayyuka çıktı.
    en sevmediğim ve asla saygı duymadığım kadın tipi bunlar ya.
    mesela, gülben ergen mustafa erdoğan'la evliyken kürt'tü, boşandı türk oldu, erhan çelik'le evlendi muhafazakâr oldu.

    debe edit'i : minik eymen için

  • ben bu listenin maaşı az vermesi için işveren'e haklı bir bahane olarak hazırlandığını düşünüyorum. arkadaşlarımla da baktık ve onlar da böyle söyledi.

    çünkü bu sitedeki bu alanlardaki maaşlar az. yer yer yarı yarıya kadar farkeden durumlar var. en yüksek maaşın iki katı kadar maaşla o pozisyonda çalışanlar var.

    bence araştırılmalı bu durum. patronun eline maaş konusunda büyük koz veriyor.

  • bence en iğrençleri salçalı (''salça kaynatıyorum, salçalandım, taze salça aldık'' vb) ve kan ağlamalı (''anavatan kan ağlıyor, kıbrıs kan ağlıyor, her yer kan ağlıyor'' vb) olanlardır.
    kusucam bi gün birisinin suratına. böyle iğrenç tabirler olur mu allah aşkına...

    vampirli bir fıkra vardı, biz lisedeyken çok anlatılırdı. hatırladığım kadarıyla şöyleydi;
    vampirlerin takıldığı bir bar var. her giren vampir, barmene diyor ''barmen bana koca bir bardak kan'' barmen veriyor. herkesin keyfi yerinde.
    sonra vampirin birisi, ''barmen bana bir bardak sıcak su'' diyor. herkes şaşırıyor. vampir dediğin kan içer sonuçta. ''hayırdır?'' diyorlar. bizim vampir cebinden kullanılmış bir ped çıkarıyor ve ''ben sallama içeceğim'' diyor.
    böyle tabirleri ne zaman duysam, aklıma bu iğrenç ötesi fıkra gelir.

    ya bence insanlar regl olduklarını söylemek zorunda değiller. gerçekten yani. kimse bilmek zorunda değil. saklanması gerekiyor demiyorum. ama bilinmesi de gerekmiyor. mutlaka söyleyeceksen ve regl oldum diyemiyorsan, ''hasta oldum'' falan de bari en azından. insanı vatandan, salçadan soğutmayın gözünüzü seveyim ya. içim kalktı yine.

  • prens charles olmak da zor. bakkala gidip bir şeyler alınca para diye ananın resmini veriyorsun. yazık lan.

  • senelerce bu mesleğe gönül vermiş.. bulaşıkçılıktan tutun, aşçıbaşı yardımcılığı, garson, komi ve barmen olarak yıllarca bu işten ekmek yemiş zamanında kendi mekanını açmış bir insan evladı olarak anlatayım.
    dünya üzerinde ekvator çizgisi gibi bir üzüm şeridi vardır. bu şerit üzerinde olan ülkeler türkiye, fransa, italya, amerka, şili vs. dünyanın en güzel üzümlerini elde eder. bu ülkeler şarap konusunda dünya da öncüdür çünkü topraklarında çeşit çeşit yetişen üzümler , meyveler var. bu ülkelerin hemen hemen hepsi dünya sofralarına sofralık ya da şato dediğimiz şaraplar üretir ve bir sektördür. ülkemiz de şarap sektörü yoktur. bu kadar bereketli topraklarda üretilen üzümler sofralarda tüketilir ya da işte bildiğimiz bir kaç şarap markası ve dünya sofralarında bizim şaraplarımızın adı bile bilinmez. mevzu şarap değil. üzüm yetişen topraklar bereketlidir. et, meyve, sebze, tahıl boldur. ucuzdur.
    üzüm kuşağındaki ülkelerin toprakları çok bereketlidir. her türlü meyve, sebze kolayca yetişir. güneş var, su var!
    hayvancılık da bu kuşak üzerinde ki ülkelerde önemli bir geçim kaynağıdır. sonsuz üzüm bağları gibi meralar, çayırlar.
    ülkemiz de artık kurban bayramı olmasa kıymayı, kuşbaşıyı uzaylı sanacak o kadar çok insan var ki? geçtim antirikot, pirzola, şaşlık. mesela ben pirzolayı en son "canım kardeşim filminde görmüştüm..!" et kültürü mangalda tavuk kanadı ile sınırlı.
    sucuk bizim milli yiyeceğimiz artık hayal! bim, şok markette tavuk kanadı ve toz haline getirilmiş sucuk benzeri şeyler yiyoruz.
    bu göz daha bir kaç ay öncesine kadar sivri biberi 17 tl. domatesi 8 tl den gördü.
    karnımızı doyuramıyoruz!
    lan onu bunu bırak bir çiğ köfte keyfimiz vardı.. artık salçalı, acı bulgura nar şerbeti döküp dürüm yapıp yiyoruz.
    eskiden memur kesim elinde bir file ile evine dönerken tam mevsiminde kiraz halen 12 tl.
    bu kadar bereketli,sulak, çayırları meraları bir ülkede sen ceviz ağaçlarını keser mobilya yaparsan.. bir gece de binlerce zeytin ağacını sökersen..
    troll ile , dinamit ile balık avlarsan. bırak restoranları tencereni kaynatamazsın. kuru fasulyenin kilosu kaç para?
    devlet sen işletmene alkolü alırken de vergi kesiyor sen satarken de. kiralar euro ya da dolar üzerinden.
    ssk ve bağ-kur primleri zaten anlatmaya gerek yok. işkal-iye vergisi, temizlik vergisi, çöp vergisi. vergisi..vergisi..vergisi.
    devlet nankör ayrıca. bu kadar vergi aldığı alkolü, mekanları, eğlence sektörünü bir de baltalamak için elinden geleni yapıyor. beyoğlu'ndan masaların kaldırılması gibi. gidip bakın beyoğlu ne halde? en son bir cumartesi gecesi , mis gibi bir hava tarihi cumhuriyet meyhanesinde altı masa vardır.
    bir zamanlar bu ülke kendisini doyuran,ilen yedi ülkeden birisiydi. şimdi saman, muz, buğday, pirinç ithal ediyor. alanya da artık muz, portakal, limon bahçesi bulamazsın. güneydoğu da hayvancılık bitti. ege de zeytin ağaçları kesildi. karadeniz de yaylalar yağmalanıyor. çay üzerinde oynana oyunlar, fındık üzerinde ki kumpaslar.
    sen halen dürüm desin.. restorandasın.
    bu ülkenin artık öyle dışarıda yemek yemek, bir resteurant'ta oturup kutlama yapmak vs. gibi bir kültürü yok.
    tv kültürü, acun kültürü, adına çiğ köfte dedikleri salçalı bulgur dürüm kültürü var.
    haa...! bir de miting kültürü var. sucuk-ekmek, döner, ayran beleş! iki bayrak salla hesabı öde.
    çifçinin ağaçlarını kesiyorlar, köylünün deresini kurutuyorlar, halkın ormanlarını gasp ediyorlar. mazot, gübre,yem, tohum, dere, mera tarım ve ormancılığa dair ne varsa mahvediyorlar.!
    çocukları babalarından, dedelerinden kalan toprakları ekip biçmesin. madenlerinde, inşaatlarında, kendi yarattıkları düşmanları ile kendi çocuklarının hiçbir zaman gitmedikleri savaşlar da ölsün diye!
    daha iyi günlerimiz bunlar!

  • "-stark diye bir ırk yoktur. starklar aslında lannisterdir ve kartal yuvasına kışın kar yağınca stark skurt sesleri çıktığı için oradaki insanlar kendisini stark zannederler... onlar aslında dağ lannisterlarıdır.." *