hesabın var mı? giriş yap

  • la la land'i izledim bugün. yönetmen damien chazelle'ın ne kadar titiz bir yönetmen, kendisini pek sevmesem de emma stone'un da ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu fark ettim. filmde bir şey dikkatimi çekti.

    --- spoiler ---

    filmde sebastian'ın alternatif hayatını izlediğimiz kısımda, kendisini paris'te bir caz barda piyano çalarken görüyoruz. tam o sırada ortam kararıyor, spot ışıkları saksafon çalan müzisyene düşüyor. saksafon çalan müzisyenin solosunu dinliyoruz.
    şimdi, yanlış hatırlamıyorsam film boyunca ortamın karardığı ve spot ışıklarının düştüğü sadece iki insan var. sebastian ve mia. sebastian müzik, mia da oyunculuk performansı sergilerken, onları spot ışıkları altında görüyoruz. çünkü onlar bu hikayenin kahramanları.

    ama alternatif hikayede artık sebastian bu hikayenin kahramanı değil. alternatif hikayede sebastian, mia'yı seçtiği için sanat alanında yani kariyerinde kahraman olmaktan vazgeçiyor. o yüzden de o spot ışığı o hikayenin kahramanı olan adını bilmediğimiz saksafon çalan müzisyene düşüyor.

    film bu açıdan insana şunu soruyor: hangi alanda kahraman olmak istiyorsun?

    --- spoiler ---

    yazının tamamını blog'umda okuyabilirsiniz: http://www.cevapisareti.com/…ir-kahramanlik-oykusu/

  • üstün dökmen'in okumadığım kitabı azdır. programlarını da izlerim. başörtüsüne karşı olmadığını çok iyi biliyorum. hoca'nın dediğini anlamayan insanların iq seviyesi de ayakkabı numarasını geçmez.

  • bozcaada bağbozumu festivali. yerel halk acayip taşak geçiyor bunlarla. amele gibi römorka bindirip üzümlerini toplatıyorlar, üzerine bir de para alıyorlar:)

  • bir gerçek. hayatın farklı farklı alanlarında kendisine sunulandan memnun olmayıp daha fazlasını isteyen insanları tatmin etmek adına çaba içine giren tiplere rastlanır.

    elinde olandan, sahip olduklarından mutluluk duyan; bunlar onun için yeterli olan insan ise çantada keklik, kolay lokma olarak görülür ve pek önemsenmez.

    bunu en basitinden iş yerinde çay servisi yapan insanın getirdiği çaya bunda toz zerresi var, bunun rengi açık, bu 100 derece suyla demlendiği için çay yanmış * diyerek burun kıvıran tiplere çaycı kusursuz çay yollamaya özen gösterirken, siz önünüze getirilen her şeye gülümseyerek teşekkür ettiğinizde bir süre sonra kirli bardakla karşılaşmanızla, lekeli çay tabakları almanızla örneklendirebiliriz.

    aynı şekilde ufak bir arabayla memnun olan çocuğa daha fazla oyuncak alınmazken, iki oynayıp bırakan kırıp döken çocuklara neredeyse oyuncak fabrikası kurulur.

  • qr kod ile para çekilidikten sonra gelen bir dahilik hissi. bir bana mı oluyor bilemiyorum. işlemi sadece 7 saniyede yapmanın verdiği o üstün zeka da ne bileyim. sonra o ağır adımlar ile atm den ayrılışım ve bana o ne kadar zeki bir adam der gibi bakışlar.

    yok kart sokmalar ters mi soktun düz mü koydun şifre neydi şifre emekti. böyle şeyler bizde olmaz biz zeki adamlarız.

    inanın eğer 14 yaşında olsaydım ve adım baran olsaydı arkadaşlarım bana einstein derlerdi. şuan enişte diyorlar.

  • ayni olay benim de basima gelmisti 100 bin cikmisti ancak megerse bir tane degil , 3tane cikmasi gerekiyormus. karmasik bir oyun , garip kurallari var.