hesabın var mı? giriş yap

  • eski sevgilisiyle evlense, ondan da önceki sevgilisini özlicekti dedirten bulgu. sorun evlilik müessesesinin kendisinde, bunun kişilere atfetmeye gerek yok. evlenmeyin arkadaş.

    edit: bu entryde evlilik müessesine fazla haksızlık ettiğime kanaat getirdiğim için düzeltme yapıyım istedim. birbirimize ve kendimize dürüst kalacaksak neden evlenmeyelim de; çevremizde cereyan ettiği haliyle, uyduruktan bir evlilikte, bu tür saçmalıkların olması normaldir bence. nostalji duygusuyla lan eskiden x'le ne mutluydum falan gibi triplere girmek olası kötü ilişkilerde. kötü ilişkiler de genelde evlilik oluyor zaten. ilişki olsa duramazsın zira*

  • her şey bir yana, şunu yazmadan geçmek istemedim:

    saha içinden izledim konseri; sanırım toplamda otuz bine yakın insan katıldı. genç bir kadın olarak ne girişteki sırada, ne içerdeyken herhangi bir anda, ne de dönüş yolunda bir an bile normal şartlarda artık gece taksim’e çıktığımda yaşadığım güvensizlik ve tedirginlik hissini yaşamadım. sadece kadın olmakla ilgili bile değil; insanların dip dibe müzik dinlediği o ortamda acaba cebimin kenarından cüzdanım, telefonum çalınır mı vs gibi şeyleri bile hiç düşünmediğimi fark ettim.

    yanımdaki insanlarla sohbet edebilmek kolaydı, millet birbirine yanından geçerken gülümsüyordu, sıra beklerken kimse kimseyi sıkıntıya sokmaya, ezmeye vs çalışmadı. öne geçmeye çalışan çakalları bir kenara bırakırsak (o kadar da olsun), epeydir hissetmediğim bir iyilik ve medeniyet dalgasının içindeydim.

    öyle güzel bir kalabalık, öyle ışıklı bir topluluktu.

    umarım haklısındır harun, umarım bu ülkenin yarını artık bizlerizdir. içimiz umut doldu, emeklerinize sağlık.

    debe editi: çok güzel insanlarsınız yahu, hayallerimiz umutlarımız ortak. şukulayan elleriniz dert görmesin. çok teşekkürler :)

  • 1600 yılına ait narh defterine göre istanbul'da;

    ekmek 2.3 akçe,
    koyun eti 8 akçe,
    zeytinyağı 18.5 akçe,
    pabuç 55 akçe olarak tespit edilmiş.

    bünyamin duran ve ahmet yavuz çamlı'nın "klasik dönem osmanlı toplumunun sosyo-ekonomik yapısı" kitabından öğrendiğime göre, 1500 'lerde istanbul'da bir işçi yevmiyesi ile 2 kilo et alabiliyormuş. aynı kaynağa göre 1550 'lerde istanbul'da bir duvarcı ustasının yevmiyesi 10 akçeymiş.

    islam ansiklopedisi'nin filori maddesine göre; 1587 yılında, flori diye bahsedilen venedik dukasının karşılığı 120 akçeymiş.

    bu verilerle birlikte ilk entryde bahsedilen köle fiyatlarına bakarsak, 60 florin olarak belirtilen kölenin değeri (15 yıllık enflasyonu da dikkate alırsak) yaklaşık 8000 akçeye karşılık geliyor. yani yukarıda bahsettiğimiz işçilerin 2 yıllık yevmiyesi gibi bir tutar.

    rus olan cariyenin fiyatı 16.500 akçe olarak verilmiş. eflak kökenli olanın 2 katı değerinde. o zaman da ruslar revaçtaymış anlaşılan.

    eflak olanın diğer cariyenin değeri de 250 sikke olarak verilmiş. altın sikkenin duka altınla aynı değerde olduğunu kabul edersek, bu kölenin fiyatı da 30.000 akçe gibi görünüyor.

    tarihçi değilim. konunun uzmanları daha doğrusunu bilir.

    bu hesaplamalarda bir yanlış yapmadıysak, o dönemde köle sahibi olmak her yiğidin harcı değilmiş gibi görünüyor.

    edit: @portakal gazoz 'un uyarısıyla "günlük yevmiye" ifadesini "yevmiye" olarak düzelttim. kendisine teşekkür ederim.

  • ahmet çakar: özhan canaydın gibi başkanın değil elini, şimdi söyleyemeyeceğim yerini bile öperim.

    rok: her yerinden öpüyorum rüştü'ye döndü bu ya

    sıvacı ertem: yeaa ne alakası var onunla bunun.

  • bizde vardi bir tane bundan. "yari-otomatik" ne demekse artik.

    cok duygusal bir aletti, yalniz kalmayi sevmezdi. koridorun ortasina kadar pesimizden gelirdi, fisi yettigi yere kadar.

  • eh yani normal çıkarımdır. ateist nasıl mutlu olsun ki? hele de türkiye gibi müslümanların kendi inançlarını her gün dayatmaya çalıştığı, ateistleri hedef gösterdiği, sokakta rahat rahat ateist öldürmekten bahsettikleri, hepsini geçtim devletin başına çöreklenip ateistin verdiği vergilerle zorla din dersi öğretip her köşe başına cami dikip bir de üstüne çalıp çırpıp kendi ceplerini doldurduğu, ateistim dediğinde karşısındaki müslümanın nefret dolu bakışlarına hedef olduğu bir ülkede nasıl mutlu olsun ateist? müslüman adam ateiste hayatı zindan etmek için dünyaya gelmiş gibi davranmasa, dinini evinin duvarları içinde tutabilse zaten bu ülkede pek çok kişi mutlu olur, müslümanlar dahil.