ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yeşil çay
-
yeşil çay kafkas usulü demleyerek içilmelidir. sağlık açısından çok önemli bitkidir ve eğer düzgün demlenip içilirse faydası çoktur, kafkaslarda insanların 120 yıl üzeri yaşamalarının nedenlerinden birinin bu olduğu düşünülür
kısaca bahsedersek; öncelikle demlik mutlaka porselen olmalı ve çaydanlığın altındaki su haznesinde eğer kireç tabakası varsa kazınmamalı
demleyeceğiniz su akşamdan kaynayıp dinlenmiş olmalı
bu dinlenmiş soğumuş suyla yeşil çayı demliyorsunuz
bu porselen demliği daha önceden ocağa koyulmuş, kaynamakta olan suyun üstüne yerleştirip 15-20 dakika bekletiyorsunuz böylece çay yavaş yavaş demleniyor, çayın olduğu demlik 40-50 dereceyi bulmalı. yeni kaynamış 100 derecedeki suyu dökmek doğru değil
daha sonra hava almayacak şekilde bir havluya sarıp 5-10 dakika dinlendiriyorsunuz ve
çayınız içmeye hazır
son olarak bardağa önce sıcak suyu sonra demi koyuyorsunuz.
sağlıkla ilgili başka öneriler için (bkz: #65157981)
öğretmenden işitilen en komik azarlar
-
hoca artık dellenmiştir
hoca: fear yeter artık numaran kaç senin
fear: 227
hoca: (elindeki kağıda 227 yazıp arkasını döner, masasına doğru yürür)
fear: 8x xx
hoca: ?
fear: ama gece 11 den sonra aramayın internette oluyorum hocam.
hoca: (kulaklarından duman çıkararak) oğlum ben ev numaranı değil, okul numaranı soruyorum! numaran kaç?
fear: (sanki sonuna başka bir numara ilave edecekmiş gibi bir tonlama ile) 400
hoca: (4 yazar, bekler) dörtyüz kaç oğlum?
fear: (aynı gıcık tonlama ile) 400
hoca: ya tamam da dörtyüz kaç?
bu bir süre böyle sürer
fear: hocam dörtyüz işte. ille de sonuna rakam istiyorsanız dörtyüz kök üç olsun.
hoca: (iptal olur) çabuk git kendini disipline ver!!!
sınıf: (dağılır)
bugün ne giysem
-
hakan akkaya: karamanın koyunu sonra çıkar oyunu diyoruz
uğurkan erez: burdan karaman'a sevgilerimi yolluyorum ?!?!?!!
kitap okumuyorum eksikliğini hissetmiyorum
-
bir de yemeyi dene belki selüloz ihtiyacını karşılar.
öldükten sonra laptop'ıma bakarlarsa korkusu
-
beni laptopumla gömün vasiyeti ile sorun çözülmüş olacaktır.
19 yıllık teknisyeni 2 yıllık mühendisin yönetmesi
-
yine bi tekniker ağlayışı. yakında 10 yıllık hemşirenin 2 yıllık doktorun, 10 yıllık katibin 2 yıllık hakimin altında çalışması diye de başlık açılırsa şaşırmayacağımız durum. üniversite orda, sınavla alım yapıyorlar, mülakat yok. paşa gönlün çok huzursuz olduysa paşam, ver hakkını diplomanın. sen de mühendis ol.
ppmi değişince erkeklerin mesaja boğması
-
selam camila vasquez
https://tr.pinterest.com/camiialeja
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
amy winehouse'un ölümüne ağlarken "boşver aşkım, sen ölsen o üzülmezdi." demesi.
o günden beri yaşama bakışım değişti, ufkum açıldı. nasıl da düşünememiştim salak kafam.
civciv çıkartma
-
anadolu halkının pedofiliye uydurduğu bir başka kılıf. hangi geleneği kaldırsanız altından sapıkça bir sebep çıkıyor.
norveç'in en büyük sorunu
-
(bkz: norveç'te yaşayıp da akp'ye oy veren 909 kişi)
ekleme: aslında düşündüm de onlar da bizim sorunumuz, norveç'in değil.
esenyurt'ta mama yiyen dev fareler
-
(bkz: istanbul'da sıçan sorunu)
avlanarak beslenmesi gereken kedileri yan gelip yatmaya alıştırdık. kedilik yan gelip yatma yeri değildir.
eylem tok
-
açıklama yaparken sesindeki o öfkeli metalik tınıyı hissettiniz, değil mi? sesin, gerçeği ağızdan bağımsız söyleme gibi bir huyu vardır. bu kadının ağzı "ben diyorum ki ortada sıcak bir konu var, aileler yanıyor, büyük bir ateş var" derken; sesi "ay şekerim ne abarttınız benim ayrıcalıklı oğlumun büyüme sancılarının ayrıcalıksız iki figüranı yutuvermesine" diyor. sesi sadece büyüttüğü katil hakkında "pırıl pırıl pırıll bi çocuk" derken sevgi ve empatiyle tınlıyor. gerisinde duyulan tek şey ise, son 30 yılın yarattığı histriyonik küçük burjuvanın, "sıradan halk, başrolünde bizim olduğumuz görkemli dizide sadece figüran değil miydi, bu tantana da nedir???" şaşkınlığı ve öfkesi. cebi para, şekli şemali estetik görmüş, kendine bir de zengin ama halkla empatik ünlü yazar imajı satın almış, artık sahne onun tabi.
eylem tok, sosyal zıplayışını eylem gibi biriyle evlenerek taçlandıran kocası, oğlu vb. insanlar için kazada ölenler, aslına bakarsanız yan villada oturmayan herkes, onların çok şahane ve gerçekçi zannettiği kitsch bir dizideki ayak takımı. hizmetçi, aşçı, koruma, şoför. sahnesi gelince pırıl pırıl çocuğun, hayat macerasının 1-2 dakikasında ezip öldüreceği figüran. jenerikte adları yazmaz, cast ajansı o hafta kimi yollarsa o oynayabilir.
ezilip öldürülenden çok, öldürenin duygu durumunun, iniş çıkışlarının, şimdi ne yapacağının ekranda görünmesi, hislerinin daha iyi anlaşılması için yüzüne zoom yapılması gerek. kahramanımız(!) şimdi ne yapacak? adalete teslim mi olacak yoksa kaçarak vicdanıyla baş başa mı kalacak? vicdan muhasebesi esnasında neler yaşayacak? peki sarhoşken ezip öldürdüğü figüranla ilgili bir sahne daha olacak mı, hayır. tamam, rolü de sahnesi de bitti. ne abarttınız kardeşim, sizin başrolün karakterine ve duygularına odaklanmanız lazım, onun çektiği acıyla empati yapmanız, onun aslında özünde nasıl iyi biri olduğunu, ona nasıl da yazık olduğunu düşünmeniz gerek. öleni düşünmek, hesabını sormak, sıradan izleyici olan sizin haddinize mi? nerede görülmüş bir dizide figüran öldü diye gerçek hayatta adalet istendiği?
eylem tok, ölen kişiyi daha öncesinde villasında kaçak çalıştırdığı ve zam istediklerinde polise ihbar edip deport ettirdiği zavallılardan farklı görmüyor. yaşamanın, sevmenin, sevilmenin, öğrenmenin, hissetmenin, üzülmenin, sevinmenin, anneliğin, sanatçılığın sadece kendi küçük burjuva topluluğuna hak olduğu üçüncü sınıf bir dizi evreninde yaşayıp, oğlunu oradan oraya kaçırdığı sahnelerin reytinglerini takip ediyor şu an. siz de hala "ama o bir anne" filan diyin.
gözlüklü erkeklerin tipsiz olması
1 ekim 2011 doğalgaz zammı
-
(bkz: winter is coming)