hesabın var mı? giriş yap

  • filmin sonuna çekim hatalarını eklemişler birde, ulan zaten çekimin tamamı hata hahahah.

    güne gülerek başlamama sebep olan video.

  • dindar bir ailede büyümememe ve kardeşim olmamasına rağmen beni evimde hissettiren grafik roman.

    çocukluk, ilk aşk, kocaman dünyanın içinde küçücük olmak, küçücük bir dünyaya sığmak zorunda kalmak. o kadar karın içinde battaniye gibi iç ısıtan bir hikaye gerçekten de. okunmalı.

  • 1 kişinin fakir 2 kişinin zengin olduğunu öğrendiğimiz ifade.

    fakirler ölür, zenginler hayatını kaybeder. daha öğrenemediniz mi?

  • annem kendisine ingilizce ogrenmeye gidiyorum diye evden cikar babamla bulusurmus yil 1972. ingilizce yalan olmus ben gercek...

  • sanırım 13-14 senedir kullandığım browser, chrome vb yokken firefox bizi internet explorer gibi bi kamyon tekeri browserdan kurtarmıştır, o browser kıtlığında firefox sayesinde insan gibi internet'te gezmeyi başardık.

    şimdi chrome gelince herkes firefox'u sattı, vefasız ipneler, hala süper ötesi browserdir, ipneliğin luzumu yok şimdi gidip yükleyin kullanın.

  • dramatik olan durum. terlik kullanan anneye 2-5 yıl arası ceza istemiyle dava açılabiliyorken, otobüste kadına tekme atıp yaralayan şahıs serbest bırakılıyor.

  • arkadaşlar siz geri zekalı mısınız? madem paranız yok, kazansanız dahi gidemeyeceğiniz eğitimin sınavına girip neden başkasının hakkını gasp ediyorsunuz? kul hakkına girmiyor mu bu? bir de utanmadan sosyal medyadan dilencilik yapıyorsunuz. şu köylü kurnazlığını bırakın artık.

  • emrah safa gürkan, " pişmaniye izmitlilerin yoldan geçenleri vergilendirmek için buldukları bir metottur " demiş*

    resmen aydınlanma yaşadım. sahiden de yolum izmit taraflarına düştüğünde neredeyse her zaman pişmaniye alıp getiriyorum eve kutu kutu.

    evvelden peşmaniyye denilen ve " yün şeklinde keten helvası " mânâsına gelen bu ismin kökeni farsça " paşmine ( yünlü şey ) " kelimesinden gelir.

    osmanlı padişahı sultan dördüncü murad han, bağdat'ı fethettikten sonra iran topraklarındaki yiyecek içecek kültürünü de istanbul ve civarına getirir.

    bu pişmaniyeciler de izmit civarına yerleştirilir ve burada pişmaniye üretilmeye başlanır.
    1. dünya harbi'nden önce yavaş yavaş civar şehirlerde de şöhret olmaya başlar pişmaniye hacı agop sayesinde. zaten baktığımız zaman şu anda ülkemizle özdeşleşmiş çoğu yiyeceğin ülke çapında ve uluslararası olarak tanınması 1. dünya savaşı zamanlarına denk gelmektedir.

    daha sonra ethem efendi bir pişmaniyeci açar ve buradaki lezzetli pişmaniyeler sayesinde artık iyice tanınan bu lezzet, istanbul gazetelerinde de " izmid'in* meşhur lezzeti " başlıklarıyla haber yapılınca olur size izmit pişmaniyesi .

    2009 yılında 1040 metre uzunluğundaki pişmaniye " dünyanın en uzun tatlısı " ünvanı ile guinness rekorlar kitabı'na girmiştir.

    aklıma gelen bir şeyden daha bahsetmek istiyorum;

    selanik'te yıkılan camilerimizden birinin adı da pişmaniye camii. 1920'li yıllar...
    küçücük bir cami. zaten bölgedeki türkler, baskılar sebebiyle orayı çoktan terk etmişler cami yıkılmadan evvel.
    civardaki cami isimlerine baktığımızda hep şu paşa bu paşa gibi şahıs isimlerine sahip iken bu camiye neden pişmaniye camii ismi verilmiş hiçbir yerde yazmıyor ama şöyle bir çıkarımda bulunmak istiyorum;

    bu caminin inşâsı miladî 1781 yılına denk geliyor. dönemin padişahı, birinci abdülhamid ( bahtsız padişah )

    birinci abdülhamit/ passenger28

    normalde marmara bölgesi'ndeki çevre illerden istanbul'a yerleşmek için can atan kimseler için bu dönem istanbul'un ötesi çok daha cazip hâlde. padişah da istanbul'un çok kalabalık olduğunu düşündüğünden çevre vilayetlerdeki kişilerin balkanlara yerleştirilmesini teşvik ediyor.
    işte bence izmit'ten selanik'e giden en az bir mahallelik insan tarafından inşâsı başlatılan bir cami bu pişmaniye camii.
    belki o dönem selanik'te pişmaniye bile ürettiler bilemiyoruz.

    ve bir tesadüften daha bahsedeceğim yine birinci abdülhamid dönemine denk geldiği için.

    istanbul'da 1685'te yapılan bir cami daha var ve onun da adı pişmaniye camii ve bu cami birinci abdülhamid'in padişah olduğu 1782'deki meşhur istanbul yangınlarında yanıp kül oluyor. 1685'te istanbul'da pişmaniyenin bir camiye isim olacak kadar ünlendiğini sanmıyorum ki yaptıran kişi de bursalı bir mevlevî. ( ismini hatırlamıyorum )

    şimdi diyorum ki o zaman;

    bence tâ dördüncü murad döneminde aslında izmit'te olduğu kadar bursa'da da pişmaniye üretimi gerçekleştirildi ve sevildi ama sırf istanbul'a daha yakın ve yol üzerinde diye payitaht'ta izmit'in pişmaniyesi diye bilinince böyle nam saldı ve günümüze değin geldi.

    en iyisi aklıma başka bir şey gelmeden yazıyı bitireyim*