hesabın var mı? giriş yap

  • bir müzik aletidir. giderek artan boyutlardaki cam kaselerin birbirine eklenmesiyle oluşmuş gibi gözükür. modern cam armonikalarda cam olan kısım kendi etrafında döner* ve dönen farklı büyüklükteki cam kısımlara parmak dokundurulduğunda sürtünmeden dolayı çeşitli notalar duyulur. ilk örnekleri farklı miktarda su doldurulmuş kadehlere ıslak parmakların sürtülmesi şeklinde icra edilmiş olup 1740'lı yıllarda ingiltere'de görülmüştür (ıslak parmak sürtülen bardaktan güzel seslerin çıktığının keşfi rönesans'a kadar gidiyormuş bu arada).

    bu müzik aleti -belki de hakkında çıkan, dinleyenleri çıldırttığına dair olan söylentiler sebebiyle- 19. yüzyıldan sonrasında popülerliğini yitirir. aletin çıkardığı ses*, beynin sesin yönünü algılama için kullandığı metodların limitlerinde bir ses olduğu için sesin geldiği yönü kestirmek biraz zor olduğundan insanları "noluyoz lan ne biçim bişi bu" şeklindeki tepkilere sürükleyebilir. bu etkinin insanları delirttiğine dair tam bir çalışma olmamış sonradan ama eski cam armonikaların camı kurşun bazlı olduğu için kurşun zehirlenmelerine neden olduğu düşünülmüş**.

    her nostaljik şeyde olduğu gibi birileri yıllar sonra tekrardan bu aleti canlandırmaya karar vermiş ve kurşun bazlı olmayan versiyonlarını üretmişler ve günümüzde de bu cihazla güzel dinletiler yapan insanlar pek tabii mevcut:

    (bkz: thomas bloch)

    edit: diğer bir adı verillonmuş. wereydaya teşekkürler

  • evet, türkiye'dedir. meşhur olan en psikopat biliminsanları bile bu kadar makaleyi kariyerleri boyunca ancak yazabilirken, güzel ülkemizde farkedilmeyen dehalar bu sayıyı 5 yıla sığdırabilmekte. o değil de haftada bir bilimsel makaleye denk geliyor, çok merak ediyorum "buradan da bir skandal patlar mı acaba" diye (nitekim bkz: fizikte bilimsel aşırma skandalı) , umarım öyle bir şey değildir ama yine de bunca zamandır mustafa saltı da dahil olmak üzere bu derece kısa zamanda bu kadar fazla makale yazan birini görmemiştim.

    http://fen.ege.edu.tr/~jfourier35/

    edit: bu başlığı açtıktan sonra sayfa içeriği nedense uçuverdi.

    edit2: "editör"ü olduğu dergilerden birinin sayfasındaki makale listesi:
    http://www.sapub.org/…journalid=1070&personid=16145

    edit3: 1 haziran 2012 itibari ile universite ile ilisiginin kesildigi haberleri dolasmakta. bolum websayfasindan ismi de silinmis.

    edit4: doktora tezinin tamamen kopyala-yapıştır olduğu ortaya çıktı*. tezi de iptal edilmiş. ama hiç bir resmi kurumdan, tek bir resmi açıklama gelmedi. intihalin kendisinden ziyade bu sessizlik türkiye akademisinin utancı olarak hatırlanılmalıdır. bir makalesi çok prestijli bir dergi olan journal of mathematical physics'ten geri çekildi.

    edit5: leiden ranking'e göre ege üniversitesi matematik ve bilgisayar bilimlerinde kendisinin makaleleri ile dünya ikincisi oldu. olay türkiye'den insanların leiden ranking'i uyarması ile dikkatleri çekti, en sonunda milliyet ege'ye manşetten haber oldu: http://i.imgur.com/ew2pe0p.jpg (bkz: #35638118)

  • bu serzeniş sonrasında şunu okuyacağız yorum olarak muhtemelen: "canım tedavi artık çok kolay. deneyebilirsiniz". buradaki "canım"ı anladınız siz. akıl verme canım'ı. yani "ben doğurdum çok güzel. senden daha üstün ve bilgiliyim. allah herkese versin"
    iğrençsiniz. rezilsiniz. topunuzun canı cehenneme.

  • valla duygularıma tercüman falan olmadı.

    işini yaptıktan sonra nereye gittiğini umursamam.

    tatilden başka argümanınız yok ota boka bunu sokuyorsunuz. biz yolsuzluk dedikçe "ama sizin başgan da datile çıhtı" diyen güruhun suratına tükürsen de durum değişmez ki.

  • gerçekten yaşamanın hakkını veren insandır. basit sayılabilicek insanlar gibi azıcık bir darlanmada ''bırakıyorum, daraldım, benden bu kadar, çok sıkıldım'' gibi sözcük ve sözcük öbeklerini kullanmaz. profesyoneldir. koşullar ve şartlar nasıl olursa olsun*,her zaman kendi kendine yeter, kimseye de muhtaç kalmaz. öyle diğerleri gibi kendi işiyle gücüyle, söylenmeleriyle etrafındaki insanları da bezdirip, bıktırmaz.

    çevremde öyle insanlar görüyorum ki, resmen ebeveynleri en son nasıl bırakmışsa aynı birikimleriyle devam ediyorlar. adamın kendisine kattığı hiçbir şey yok, şu ana kadar fabrika ayarlarıyla yaşamış ne kendisini güncellemiş ne de yeni bir şeyler katmış. bu durumda olan insanlar etrafta bolca bulunduğundan, kendi işini kendisi halleden insanlara hayranlık duymamak elde değil.

  • 3-4 kişi toplanıp köylü gibi 15 bardak çay, kahve ve soda içilmiş. uzun zamandır bu kadar vizyonsuz bir sipariş görmemiştim. belli ki bolca futbol ve siyaset konuşulmuş.

    gezi'den sonra mado'ya hiç uğramadım, ama hesap diğer mekanlara göre normal geldi.

  • dedemin ölümünden sonra 47 yıllık aşkı olan anneannem tarafından yapılmıştır:

    şimdi ben başka insanlara dert anlatırken konuşmak zorunda kalacağım.