hesabın var mı? giriş yap

  • stad kaldırılsa sanki yeşil alan yapılacak. burası türkiye. ali sami yen’e yapıldığı gibi yerine 50 katlı kuleler dikerler. sadece maç günleri olan trafik her gün olmaya başlar.

  • sinirden elimi ayağımı titreten lanet olası durumdur.

    ihracat ağırlıklı çalışan bir firmayız. geçen hafta başında siparişini geçtiğim malzeme için önce %50 ödeme talep edildi, ödedik şimdi ödemeyi iade edip fiyat güncellenecek dediler.

    boya siparişimiz fabrika tarafından iptal edildi. siparişini 1 ay önce verdiğimiz kaynak telleri halen gelecek.

    sürekli övündükleri ihracatçı yakında işleri durdurma kararı alabilir. durum inanın çok kötü.

    ekleme: bu süreçte banka limitlerinin de işe yaramadığını gördük. 15m limitin içinde dolar bazında verilen riskler olduğu için şu an limit 20m üzerinde görünüyor ve kredi kartına bile bloke koyuyor banka.

    altta arkadaşların da dediği gibi sadece dolar bazında fiyat alabiliyoruz o da malzeme varsa. çelik sektörü için kötü günler yakınlarda gibi.

  • sonunda tarkan'la kızın ayrılmasına sebep oldular. sonra aralarından bir ikisi kıza yazmış dediler. gücendim yar. deli gibi yürekten sevmeli.

  • bana hediye alınmasından pek hoşlanmadığım gibi başkasına hediye almayı da pek sevmem. ama sevgili eşimin ve oğlumun hediyeleri hayatımın bir parçası olduğundan bundan kaçış yok maalesef.

    hayatımın en ilginç hediyesini oğlumdan aldım. yıl 2015 ama bana 2009 yılı beşiktaş ajandası almış. hediye

    sayfalarına bir şeyler yazmış. yazılar

    hadi gelin beraber okuyalım. önce birinci kısım. bölüm 1
    tercümesi : beşiktaş takımına ezik derler. ben inanmam. en iyi takım o. fenerbahçe galatasaray bana göre ezik. bizim takım beşiktaş.

    sırada ikinci kısım var. bölüm 2
    tercümesi : bjk güçlü. gs fb ezik. hava atmayın lan. yoksa statta gollerim sizi.

    devam ediyoruz. bölüm 3
    tercümesi : 1903'te kuruldu beşiktaş. atatürk'te o takımdan. severdi çocukları sevdiği gibi beşiktaş takımını.

    ve final. bölüm 4
    tercümesi : kara kartal uç, gagala, çiz fb'nin gs'nin kürkünü. golleri bas kaleye ve kazan. ez onları.

    belli ki arkadaş çevresi ona beşiktaş'ın ezik olduğunu ifade etmiş o aralar. o da "ben inanmam" diyor. bizim takım güçlü diyor. hava atanları "gollemekle" tehdit ediyor aynı zamanda. görüyoruz ki tam bir atatürk sevdalısı. atatürk'ün istediği gibi saldırmış beşiktaş. ve finalde "gagala, çiz" diyor kara kartala. golleri kaleye basalım istiyor. sevgili oğlum te 600 km öteden bana hayat ışığı olmaya devam ediyor.

    çocuk olmak çok güzel dimi ekşi ?

    debe edit: hiç yapmadığım bir şey. en azından bir çıkar uğruna yapmadığımı belirteyim bu editi. çok sayıda güzel mesajlar aldım. herkese teşekkür ediyorum ilgi için. ama aynı zamanda olumsuz eleştiriler de aldım. sadece beşiktaş üzerinden sürekli edebiyat yaptığımı düşünen arkadaşlar var. onlara tavsiyem beni engellemeleri. bu işin çözümü budur. ama bilinmesini isterim ki benim hayatım gerçekten beşiktaş. haybeye yazdığımı düşünen arkadaşlar için : peder 1 ~ peder 2

    özellikle ikinci resimde gördüğünüz saha, şeref stadı ve orada baba diye bahsi geçen adam ise hakkı yetendir. diyeceğim şu ki benim pederin beşiktaş aşkının bir yansımasıdır burada yazdıklarım. beni böyle yetiştirmiş. yazdıklarım debe ya da fav için değildir. yukarıda yazdım. çok basit. engellersin olur biter. oğlum üzerinden keşke daha çok şey yazabilsem. ama o başka yerde ben başka yerde.

    son olarak, perşembe günü lokomotif moskova'yı gagalayıp, golleyip, kürkünü çizerek galip gelmek ümidiyle.

    video edit : beşiktaş canavarı
    güzel çalışması ve emekleri için latimera teşekkürler.

    limited edition : debe listesine 11.sıradan girmişiz. ilginiz için teşekkürler.

  • "yıllar önce bir karadeniz kasabasında görev yaparken, kansızlık nedeniyle başvuran bir hastamı muayene ediyordum. konjoktiva dediğimiz alt göz kapağının içine bakarken, bir yandan da :
    'amca sende basur mu var?' dedim.
    kansızlığın baş sebeplerinden biridir ve karadeniz'de bu duruma sık sık rastlanır. amcanın dışarı çıkarken yanındaki arkadaşına söylediğini hâlâ hatırlarım...
    'ne doktormuş be, helal olsun..! gözümden baktı, göötümdekini gördü.' "

    acı çekmeden muayene olma yöntemleri de varmış. sorundan muzdarip olanların bu doktora gözükmesi tavsiye olunur.

    edit: anı bana ait değildir. mail yoluyla elime geçti. paylaşalım dedik.

  • resmi gazete'de yayımlanan karara göre aşı karneli kedi, köpek ve kuş gibi evcil hayvanlar, yolcunun kucağında veya oturduğu koltuğun önünde kafeslerinde kilitli olacak şekilde otobüslerde taşınabilecek. daha önce taşıtın içinde yolcularla birlikte canlı hayvan taşınmasına izin verilmiyordu.
    bu kararla otobüs yolculukları artık daha eğlenceli olacağa benziyor.
    kaynak:
    haber linki
    karar maddesi

  • "yaaah şurda da fotoğraf çekelim poz veriyim duur" diyen çeşme ciksi türk kızlarımızın renkli uzun kıyafetleri, fötr şapkaları ve büyük aynalı gözlükleriyle adanın belli başlı plajlarında fink attığını görebilirsiniz.

    ama mesele şudur ki, bu hanım kızların yakalamaya çalıştığı instagram filtreli fotoğrafların kaynağı olan plajların çoğunda, bebekli-çocuklu aileler bulunmakta, kızlarımızın hayal ettiği şeyi vermemektedir. ortam bir ayvalık iken, yanınızda "yeaaa miami beaach!" kıvamında takılmaları komik duruyor.

    neyse, arabası olan biriyle gidiyorsanız kralsınız. tur vs. olmadan gelindiyse toplu taşımaya dair hiçbirşey görmedik. o 2 km.'lik marble beach yolunu insanlar yürüyerek inip çıkıyorlardı ki, aman diyorum.

    son nokta ise, "arılar" : 4 kişi gittik, iki kişiyi arı soktu. şimdi bana gelip "arı falan yok sallıyolar" diyene ne diyeyim?

    sanıyorum ki arılar bu adada belli bir dönemde ortaya çıkıyor (ağustos sonu?). öyle burada yazılanlar gibi "arı falan yok abartıyolar korkmayın" diyenlere güvenmeyin, gideceğiniz oteli arayıp arı durumunu sorun.
    bizim gittiğimiz tüm restoran ve plajlarda, görevliler arıları kovması için insanların yanına küllük veya folyo kaplar içinde kuru kahve getirip yakıyorlardı.
    hele bir akşam üstü plajdan çıkarken adam başı 4-5 arı etrafımızda vızır vızır dönüyordu arabaya girelim derken birimizi arı soktu.
    yine burada birileri "kahve yakınca kaçıyorlar" demişti diye yanımızda kahve de bulundurduk, bol bol yaktık, buna rağmen yoğundu.

    sonuç olarak, euro 2.5 tl iken ucuz olan yer, şimdi "eh neyse" denecek kıvamda, ama gidip görülmesi gerektiği kesin.
    güzel güzel planınızı yapın, bayram seyran haricinde bir tatil planı ile basın sınırı geçin gidin. (sınırda 6 saat beklemek istemiyorsanız.)

  • anayasa mahkemesi’nin ulaştırma bakanı ve tib başkanı’na sakıncalı içeriği 4 saat içinde engelleme yetkisi tanıyan düzenlemeyi iptal etmesinin ardından başbakanlığa ve ilgili bakanlığa yetki verilmesi düşünülen yeni düzenleme.

    yeni düzenlemede, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunmasının gerektiği hallerde erişimin başbakan veya ulaştırma bakanı’nın talimatıyla engellenebileceğinin yer alması bekleniyor.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27839328.asp

    cumhurbaşkanına da kırmızı bir buton versinler, hani şu filmlerde olanlardan. canı sıkıldıkça bassın interneti kapatsın.

  • benim kedim kendi başına dört kat aşağıya iniyor, apartman kapısı açıksa dışarı çıkıyor, mahallenin kedileriyle oynayıp esnafı ziyaret edip geri yukarı çıkıyor. kapı kapalıysa birinin açmasını bekleyip o kişi daha ne olduğunu anlamadan jet hızıyla aradan sıvışıyor.

    kedimi hem bana hem de kapıcımıza şikayet ettiler. tırsıyorlarmış.
    tamam anlıyorum, korkabilirsin ve ben artık kedimi kendim indirip kendim çıkartacağım ama ben geçen gün 41 numara ayakkabı büyüklüğünde fare gördüm merdivenlerde. ondan niye kimse tırsmıyor? onu niye kimse şikayet etmiyor?

  • sinir sistemiyle bağlantılı akıl hastalıklarıyla ilgilenen bir tıp dalıdır. henüz psikiyatrinin, psikolojiden farklı olarak pozitif bir bilim dalı olduğunu algılayamayan insanların, nöropsikiyatriye önyargılı yaklaşmaları şaşırtıcı olamaz elbette.

    nöroloji ve psikiyatrinin temel eğitimleri aynıdır ancak belli bir yerden sonra iki farklı kola ayrılırlar. ikisi de beyin hasarı ya da hastalığı sonucu oluşan algı ve hareketlerdeki klinik problemlerle ilgilenirler. nörolojinin de, psikiyatrinin de ilgilendikleri esas nokta beyin ve sinir sistemidir. psikiyatri kişisel öznellik ve varoluşsal tasalar tabanlı ve diyalektiktir. nöroloji ise ilişkiseldir. ama nöropsikiyatride, bu iki alan birleşir. yani bir nöropsikiyatrist epilepsi hakkında açıklama yaparken, "temporal lob epilepsisi olan bir kişinin psikotik dünyasının içinde, altında yatan asıl içerik nedir" diye bir soru sormaz. psikiyatri devamlı iki şey arasında karşılaştırma yapar, çelişkilerden, karşılaştırmalardan güç alır. nöroloji ise bağlantılar üzerinden çalışır. karşılaştırma yapmaz. bir psikiyatrist, hasta hakkında yorum yaparken hastanın söylediklerinin ve yaptıklarının altında genelde gizli içerikler arar. ama hastanın tepkileri nöroloğun bildiği yola ters gelmediği sürece nörolog bunu yapmaz. nöropsikiyatri en çok davranışsal nöroloji ile bağlantılı ve benzerdir. psikopatoloji ile bağlantısı da yadsınamaz derecededir.

    nöroloji ve psikiyatrinin arasında gerçek bir birleşme olamaz. nöropsikiyatri, psikiyatri ve nörolojinin er ya da geç tek başlarına gidip de takılacakları yerde ortaya çıkan bir alandır. psikiyatrinin diyalektik ve "altta yatan anlamlar"ını, nörofizyoloji ve nöropataloji temeliyle birleştirir. ortak noktalarının, çıkış noktalarının aynı olduğu alzheimer, epilepsi, serebrovasküler kazalar/hastalıklar, limbik sistem ve benzeri alanlarda iyi bir çalışma alanı olur nöropsikiyatri. amma velakin, insanların var olan temaları ya da bilinçaltı fantezileri, nesnelerle olan ilişkileri, heterosinaptik fasilitasyon veya nmda reseptörleri gibi konularda psikiyatri ve nörolojinin ortak paydada buluşmaları zorlaşır.

    nöropsikiyatrinin evrensel olarak kabul edilen bir tanımı bulunmamaktadır ama en temel özelliği ve önceliği: beyin lezyonları ya da fonksiyon bozukluğu ile bağlantılı psikiyatrik hastalıkların ve bu tarz semptomlara sahip hastaların değerlendirilme ve tedavisidir. nöroloji ve psikiyatrinin arasında kalan alana odaklanır: dikkat bozuklukları, atiklik, algı, hafıza, dil ve zeka gibi.

  • laptop'un pili biterken "fişe takın ya da başka bir güç kaynağı bulun" diyen windows! başka güç kaynağı ne lan? icat mı yapıcaz !

  • genelde kimden duyulursa duyulsun adamın elini ayağına dolandıran bir soru olmakla birlikte yaratacağı etki soranın kimliğine göre de değişebilir.

    - hamile kalsam ne yapardın?
    - şaşırırdım hikmet abi. çok şaşırırdım